Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AMERİKA'daki seçim sonuçlarını ve bunun ülkenin geleceği hakkında anlamını düşünürsek, ayrıca İsrail'de olan bitene kısaca bakarsak, Başbakan Erdoğan'ın "daha fazla çocuk yapılması" önerisine dayalı nüfus politikasının Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren çok kritik ve önemli bir tavır olduğunu da göreceğiz.

        Bu nüfus politikasının aslında Türkiye'nin siyasi geleceğiyle ilgili bir yaklaşım olduğunu da anlayacağız.

        Bu zahmete girişmeyen ve sadece önyargılarıyla konuşan çevreler, Başbakan her nikâh şahitliğinde, her ev ziyaretinde çiftlere "En az üç çocuk istiyorum" deyince, "Şimdi de yatak odalarına kural koymaya başladı" şeklinde kaba ve anlamsız tepki gösteriyorlar.

        Şimdi göstermeyi umduğum gibi, Başbakan'ın nüfus politikası gayet soğukkanlı analize dayalı bir siyasi tavır ve hatta bir ulusal güvenlik sorunu.

        İlk önce Amerika'da olanlara bir bakalım, daha sonra İsrail'in sorununu inceleyelim, sonuçta girişte söylediğim sözlerin daha iyi anlaşılacağına inanıyorum.

        ABD seçimi, bu ülkede nüfus değişiminin çok hızlı olduğunu ve bu değişimin Amerika'yı radikal biçimde değiştirdiğini gösterdi.

        CUMHURİYETÇİ PARTİ'NİN SONU GELİYOR

        Hatta bu değişim nedeniyle Amerika'nın kısa süre sonra tek partili bir rejime geçebileceği ve Cumhuriyetçi Parti'nin sonunun geleceği ortaya çıktı. (Bu bölümü özellikle CHP'liler iyi okusalar yararlı olacak.)

        Bu yazıyı yazarken arada kısa molalar için yabancı gazetelere bakıyorum. Gördüm ki New York Times da dünkü nüshasının manşetini Amerika'daki demografik değişim sorununa ayırmış. Nüfus yapısının değişiminin ülke için ne anlama geldiğini analiz etmiş.

        BEYAZLAR AZINLIK OLUYOR

        Amerika'nın nüfus yapısını oluşturan gruplar içinde en hızlı büyüyen kısım Hispanikler, ondan sonra da zenciler geliyor. Beyazlar ise büyümedikleri gibi tersine azalıyorlar.

        Obama'nın tekrardan seçilmesini adeta kaçınılmaz kılan, nüfus yapısındaki bu değişimdir. Cumhuriyetçi Parti'ye oy veren geleneksel çevreler beyazlardır. Bu nüfus grubunda ölümler, doğumlardan daha yüksek olduğundan genç beyaz nüfus azaldığı gibi grubun tamamı da sayı olarak nispeten geriliyor ve önemsizleşiyor.

        İşte bu yüzden Cumhuriyetçi Parti'nin, başkanlık ve yerel seçimlerde başarı şansına kuşkuyla bakılıyor. Bu gidişle Cumhuriyetçi Parti'nin yavaştan siyaset sahnesinden silineceği ve yakında Amerika'nın tek partiden, yani sadece Demokrat Parti'den oluşacak bir sisteme geçeceği tahmin ediliyor.

        Bunun Amerika Anayasası ve demokrasisi açısından ne anlama geleceğini ve toplumun bunu nasıl kaldıracağını hep birlikte göreceğiz.

        ERDOĞAN'I ÖRNEK ALSALARDI

        Cumhuriyetçi liderler durumu kurtarmak için Başbakan Erdoğan'dan ders alıp kendi seçmen kitlelerine "Daha fazla çocuk yap" önerisini getirselerdi belki Demokrat Parti'nin geleceğini de kurtarabilirlerdi.

        Bu arada Demokrat Parti, zenci ve Hispanik oyları toplayarak nüfusu sürekli büyüyen bu iki grup nedeniyle kendi geleceğini teminat altına almış ve Beyaz Saray'ı neredeyse ipoteğine almış durumda.

        GAZZE MESELESİ KENDİLİĞİNDEN ÇÖZÜLECEK

        Bu arada İsrail de nüfus yapısının dağılımı konusunda ciddi bir sorun yaşıyor.

        Özellikle işgal altındaki topraklarda Yahudi nüfusunun hızla azalmakta olduğu, Yahudilerin bu bölgelerde yakında ciddi bir şekilde azınlık haline gelecekleri, bunun da Yahudilerin bu bölgeleri yönetmelerini imkânsız kılacağı ve bağımsızlık önerilerine karşı durulmasını da imkânsız hale getireceği tahmin ediliyor.

        Diğer ülkelerde olanlara kısaca baktığınızda (Avrupa'nın kendisi açısından "tehlike" olarak görebileceği Müslümanların nüfus artışıyla çoğunluk haline gelmeleri sürecini de unutmayalım), Başbakan Erdoğan'ın siyasi fikirleri ve ideolojisi açısından topluma daha fazla çocuk yapma önerisi çok da mantıklı geliyor.

        TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ

        Kürt vatandaşlarımız daha fazla ve daha hızlı çocuk yaparken, beyaz Türk olarak nitelendirilebilecek grup ise nüfus artışını ya durdurdu ya da azaltmaya başladı.

        Başbakan Erdoğan, kendi doğal kitlesini oluşturan gruplara "Daha fazla çocuk yapın" dedikçe ve onlar da Başbakan'ın tavsiyesine uyunca bu kesimin toplam nüfus içindeki gücü ve önemi artacak.

        Belki de beyaz Türk oylarına güvenen CHP bu gidişle Cumhuriyetçi Parti'yle aynı kaderi paylaşacak ve inançlı kesimin nüfus avantajını Kürtlere kaybetmelerinin de önüne geçilebilecek.

        Türkiye gibi yönetilmesi zor bir ülkede başbakan olan insanın atacağı her adımı duygusallıktan mümkün olduğunca uzak, geleceği planlayarak ve temkinli atması gerekiyor.

        Şahsen ben her türlü aşırı nüfus artışına ekonomi açısından karşıyım. Ama buna rağmen nüfus politikasında olduğu gibi Başbakan Erdoğan'ın lidere yakışır biçimde doğru davrandığını görüyorum.

        Kendi kitlelerine yeni mesaj vermekte zorlanan diğer siyasi liderlerin de Başbakan'ı iyi izleyip onu örnek almaları gerekiyor galiba.

        Diğer Yazılar