AK Parti ve idam tartışması
LAİK, cumhuriyetçi düzenin, onun "koruyucularının" elinde can çekişmeye başladığı yıllarda, olaylara ben Marksist dünya görüşümün çerçevesinden baktığımda böylesine büyük bir yıkımdan mutlaka çok daha farklı ve yapıcı bir şeyler çıkması gerekiyor diye düşünüyordum.
Nitekim AK Parti iktidara geldi, bir yandan Cumhuriyet sisteminin restorasyonu yapılırken, AK Parti son derece devrimci bir ruhla Cumhuriyet'in yapısını değiştirip onu 21 'inci yüzyıl koşullarına uydurmaya başladı.
Ondan önce Cumhuriyet sistemi kendisinde nelerin eksik olduğunu düşünemediğinden sistem yavaştan ölüyordu. Düzen tıkanmıştı ve neredeyse Türkiye kendi Arap Baharı'nı yaşamaya doğru gidiyordu.
AK Parti, vesayetçi düzeni değiştirmeye başlayarak ve dine sistem içinde hak ettiği yeri vererek Cumhuriyet sistemini kendisinden kurtardı. Cumhuriyet sistemine yeni bir hayat öpücüğü verdi.
Bir süre bütün işlere devrimci ruhla sarılan AK Parti, yıllardır süren tüm sorunların üzerine bu ruhla gitti. Türkiye bu ruhla değiştirilirken ülke hem daha modernleşti hem de Cumhuriyet sisteminin içi doldurularak rejim, daha sağlam hale getirildi.
Avrupa Birliği yönünde atılan hak ve özgürlükleri genişletici adımlar, askerin siyaset alanından temizlenmesi nedeniyle AK Parti kendi doğal seçmeni dışında kalan çevrelerden, yani liberaller ve solcu çevrelerden de destek aldı.
Çoğumuzun gözünde AK Parti, Türkiye'nin ihtiyacı olan devrimci kararları alıp uygulayabilecek tek parti konumuna geldi.
CHP BUNU GÖREMEDİ
AK Parti'ye akmaya başlayan desteği gören ve kendi altındaki zeminin çekildiğini hisseden CHP'nin bir türlü anlayamadığı buydu.
Onlar AK Parti'ye bakarken dinci ve gerici bir parti görürlerken, bizler aynı yere bakarken dine toplumda hak ettiği ve uzun süredir ihmal edilmiş yerini verirken devrimci atılımları da başaran partiyi görmeye başladık.
Desteğimizin gücünü son referandumda ve seçimde de gördünüz.
NELER OLUYOR?
Ancak son aylarda tuhaf ve beklenmedik bir şeyler olmaya başladı.
AK Parti, bizlerin çok daha farklı tutumlar beklediğimiz olaylarda son derece sıradan ve kendi geçmişine yakışmayan tavırlar almaya başladı.
Bu tavırları genelde Başbakan Erdoğan ilk kez dillendiriyor. Mesajın tatsız içeriği Başbakan'ın otoriter ve kızgın ifade biçimleriyle birleşince AK Parti'ye kendi doğal seçmeni dışında oy ve destek vermiş çevrelerde rahatsızlıklar ve şaşkınlıklar başladı.
Şimdi herkes, "Acaba ne oldu da AK Parti kendi geçmişinden farklı davranmaya başladı?" sorusunu soruyor ve neler olduğunu anlamaya çalışıyor.
KESİN CEVABI BAŞBAKAN BİLİYOR
Buna bizlerin net cevap verebilmesi çok zor; çünkü elimizde yeterli veri yok. Hele de Başbakan'ın gördüğü tehlikeleri ve gelişmeleri bizim bilebilmemiz mümkün değil.
AK Parti'nin duruşunda son zamanlarda görülen bariz değişim hakkında bizler ne söylesek ya yanlış ya da eksik olacaktır.
Bu yüzden bizler umudumuzu yitirmeden her fırsatı AK Parti'yi kendi geçmişine döndürme şansını kullanacağız.
İDAM TARTIŞMASI
Bazıları Başbakan'ın konuları gündemi değiştirmek için ortaya attığını, bunun bir oyun olduğunu ve buna düşülmemesi gerektiğini söylüyorlar. Bu konu karikatürcülerin favori konusu oldu son zamanlarda.
Ben bu görüşe kesinlikle katılmıyorum. Başbakan hangi niyetle konuyu ortaya atmış olursa olsun, her tartışmanın aslında önemli olduğunu ve AK Parti'yi eski tavırlarına, devrimci geçmişine geri götürmek için vesile haline getirilebileceğine inanıyorum.
Bu yüzden idam tartışmasına da çok önem veriyorum. Çünkü idam tartışması sadece ülkedeki ceza infaz sistemiyle alakalı bir şey değildir, bu tartışmanın temelinde "ileride nasıl bir Türkiye'de yaşamak istediğimiz" konusu da bulunmaktadır. Dolayısıyla idam tartışması bizim gelecekte nasıl bir ülkede yaşamayı hayal ettiğimizle alakalı bir konudur.
TARTIŞMAYA BİR BAKALIM
İdam konusuna yaklaşımlara tarihsel süreç içinde bakıldığında, idamdan yana olmayanların genelde çok daha şeffaf ve şefkatli toplumsal yapıları arzu ettiklerini görürsünüz.
İdam yanlılarının ise çoğunlukla daha otoriter ve duygulardan arınmış, rasyonel bir yönetimden yana olduklarını görürsünüz. Bunlar ayrıca bir toplum yönetiminde şefkate yer olmadığını da düşünürler.
Eğer idamı konuşurken, "Acaba 10 suçludan 1 'inin suçlu olduğu halde serbest kaldığı sistem, 10 kişiden 1'inin suçsuz olduğu halde idam edilmesini getiren ama hiçbir kişiyi suçlu olduğu halde bırakmayan sistemden daha mı iyidir?" sorusunu tartışırsak Türkiye'ye nasıl bir gelecek istediğimizi ve bununla uyumlu adalet sistemi arayışlarımızı netleştirmiş oluruz.
İdam tartışması, böylesine hayati konuları içerdiğinden çok da önemlidir. Başbakan iyi bir iş yaptı, tartışmanın olması bile Türkiye için güzeldir; çünkü bize güzel ve daha farklı gelecek kurma ihtimalinin önünü açmaktadır.
Ben bu konunun tartışılması sürecinde AK Parti'den gelecek düşüncelere çok önem veriyorum. "Acaba parti bu yeni fırsatı iyi kullanıp kendi devrimci geçmişine dönme yoluna girecek mi?" diye umutla bekliyorum.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce