Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

KOMPLO teorilerini ilgiyle okurum, analiz ederim ama çoğuna da inanmam.

Bazıları ise komplo teorisi diye sunulsalar da onların gerçek olduğunu ve belki de gizlenmek için komplo teorisi diye sunulduklarını düşünürüm.

Örneğin yıllardır çeşitli adlar altında bir dünya düzeninden, bir global güçlüler ittifakından ve evet bir global derin devletten bahsedilir, bunlar hakkında yazılır, konuşulur.

Bu yeni dünya düzeni; resmi kurumları, orduları olan bir güç değildir tabii ki.

Ama global düzeyde bir “güçlüler ittifakı” tabii ki vardır.

Türkiye dahil her ülkede var olan bu güçlüler, diğer ülkelerin merkezindeki diğer güçlüler ile sürekli iletişim halindedirler. Bu gayri resmi bir güçlüler ittifakıdır.

Böyle bir düzenleme global düzenin iş ve para akışlarının aksamadan, sorunsuz işlemesi için gerekli olan hükümetlerüstü bir düzenlemedir.

Paraları veya siyasi/entelektüel güçleri nedeniyle hem kendi hükümetleri hem de global örgütler üzerinde etkileme gücü olan bu güçlüler ittifakı hükümetlerin resmen girişemeyeceği işlerin de yapılmasını sağlar ve bu yüzden haklarında karanlık senaryolar içeren komplo teorileri düzenlenir.

Global düzenin sorunsuz her aşamada tıkanmadan çalışabilmesi, para ve sermaye akışlarının hiçbir düzeyde aksamadan gerçekleşmesi için global güçlüler açısından en önemli mesele, “global düzende istikrar” olmasıdır.

Dönemlerin konjonktürüne göre nasıl bir düzen getirilmesi gerektiği daima değişir ve global güçlüler perde arkasında yeni dönemin ihtiyaçlarına uygun örgütlenmeleri yaparlar.

Bu çevreler uzun zamandır bir arayış içindeydiler.

Hem yeni global düzenin ihtiyaçları çok karmaşıklaştı hem de düzen ve istikrara karşı olan yıkıcı güçlerin faaliyetleri çok yoğunlaştı.

Global güçlülerin bir hedef üzerine birleşmeleri bu konjonktür nedeniyle çok güç olmuştu.

Global düzen oyuncuları yakın tarihlerinde ilk kez çaresiz kalma eşiğine gelmişlerdi. Bu krizin boyutunu, düzen koyucuların merkezi ülkesi konumundaki ABD başkanının “Henüz yeni bir strateji oluşturmadık” açıklamasında görmek mümkündü.

Global düzen koyucularına üzerlerinde anlaşabildikleri ortak bir mücadele hedefi gerekiyordu yeni bir strateji oluşturabilmeleri için.

IŞİD, hem global düzenin istikrarına en büyük tehdidi oluşturdu hem de düzen koyucularına yeniden örgütlenip yeni stratejiler oluşturma fırsatını verdi.

Şimdi IŞİD’in veya daha genelde “global cihat”ın global dünya düzenini tehdit ettiği, her merkezde konuşuluyor. Bu büyük tehdide karşı neler yapılabileceği ve global ortak cephenin nasıl oluşturulabileceği üzerine düşünülüyor.

ABD Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakanı da bu yeni global örgütlenmeyi konuşmak için yakında bölgemizde tura başlayacaklar.

Yani anlayacağınız IŞİD, gücü nedeniyle büyük tehdit oluştururken aynı zamanda kendisine karşı olacak büyük bir örgütlenmenin olmasını da tetiklemiş durumda.

Şu sıralar global güçlüler; “Acaba seküler devletler, teröre hiçbir zaman destek vermeyecek Müslüman ülkeler, Şii ve Sünni olsa da işbirliği yapabilecekler arasında dünya düzenini tehdit eden global cihatçı güçlere karşı bir ittifak olabilir mi?” diye düşünüp bu konularda temaslarda bulunuyorlar. Meselenin temelinde ne olduğu, Amerikan derin devletinin orta vadeli anayasasını yazdığı bilinen Zbigniew Brzezinski tarafından anlatıldı Wall Street Journal Gazetesi’ne, diyor ki eski ulusal güvenlik danışmanı: “Birbirleriyle katiyen bir araya gelemeyecekleri düşünülen ülke ve örgütleri, ortak düşmana karşı bir araya getirecek yeni çalışma yöntemleri bulunmalı.”

Brzezinski’nin ikna edilebilir ülkeler diye tanmladığı ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor; Türkiye’nin yanı sıra İran, Mısır, İsrail ve Suudi Arabisan arasında bir işbirliği ortamının oluşması için çalışılmasını istiyor güçlüler. Bu oluşmadığı takdirde düzeni ne olursa olsun, idelojisi ne olursa olsun global cihadın herkese bir tehdit oluşturacağını söylüyorlar. Bu imkânsız görünen işe ABD tam destek veriyor ve böylesi bir yeni global düzen için perde arkası çalışmalar şimdiden yapılmaya başlandı. Bu yeni düzenin oluşmasında Türkiye’nin hayati rolü de olacağı düşünülüyor.

Önümüzdeki günlerde heyecanlı ve ilginç gelişmeler olmasını bekliyorum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar