KARİZMASI YETİYOR

Abdullah Avcı kötü bir hoca değildi ama bu seviyelerde sadece bilgi yetmez. Liderlik vasfı ve oyuncuların psikolojilerine göre hitap etmen lazım. Boşa Terim olunmuyor. Karizması bile yetiyor.

Abdullah Avcı yönetiminde "Bu bizim milli takımımız mı?" dediğimiz oyuncularımız, Fatih Terim gelince adeta şaha kalktı. Fatih hocayı yakından tanıyorum. Bir kere teknik direktör olarak bir duayen. Oyuncu psikolojisini çok iyi biliyor. Boşa Fatih Terim de olunmuyor. Terim'ler kolay yetişmiyor.

Abdullah Avcı'nın kötü bir hoca olduğunu düşünmüyorum. Ancak bu seviyelerde başarılı olmak için sadece taktik bilgisi yetmez. Başka özellikler olması lazım. Bir kere liderlik vasfı olacak. Oyunculara hitap etme şekli bile önem taşır. Fatih hoca bu tecrübeye sahip, özel bir şahsiyet. Başarısının en büyük nedeni de hırsı ve hangi oyuncunun ne verebileceğini, nasıl motive olacağını bilmesi...

MAKSİMUMU VERMEDİKLERİNDE OYNAYAMAYACAKLARINI BİLİYORLAR

Abdullah Avcı, çalıştığı sürece o deneyimi kazanabilir. Milli Takım onun için çok erkendi. Bu seviyelere çabuk gelirsen, düşüşün de hızlı olur. Çünkü yukarıda rüzgarlar sert eser. Terim yazı da kışı da bilir. Bu tür atmosferde en az yüz maç oynamıştır. Çok tecrübeli, bu ortamlara alışık. Avcı böyle bir süreç yaşamadı. Dere geçerken at değiştirilmez derler. Ama at derede boğulmak üzereyse, ne yapacaksın?

Terim'in gelişi en basitinden oyuncuların inancını, bakış açısını değiştirdi. Bunu görmek için Romanya maçını izlemek yeterli. Aradaki çok fark var. Terim, oyuncuların mantalitesini değiştirdi. Futbolcu şöyle düşünüyor. Karşında kariyerine saygı duyduğun biri var. Başarıları ortada, herkesin üzerinde. Liderlik vasfı üst düzeyde. Neyi yapıp neyi yapmadığını, neden kaçıp neden kaçmadığını bilir. Onun karşısında maksimumu vermek zorundasın. Sonuna kadar özverili olmak zorundasın.

Aksi taktirde bilirsin ki, oynayamazsın. Abdullah Avcı döneminde oyuncular daha relakstı. Tam olarak tüm benlikleriyle Dünya Kupası'na motive olduklarını düşünmüyorum. Aradaki en önemli fark bu.