Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Hatırlarsanız…

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinde iken Genelkurmay emrine atandığı için TSK’dan istifasını verip emekliye ayrılan Cihat Yaycı Paşa’yla ilgili bir yazı da ben yazmıştım.

Adını çok kez kereler duyduğum ama hiç tanışmadığım Sayın Yaycı tüm devlet kurum ve kuruluşlarını FETÖ’den temizlemek amacıyla uygulamaya konulan ve onun bir icadı olan FETÖMETRE ile alakalı yorumuma içerlemiş.

Bunu da geçen gün Yaycı’yı 30 seneden fazladır tanıyan ortak bir ahbabımız sayesinde öğrendim.

Mesleken hayatta en korktuğum şey; Kim olduğu önemli değil… Bilmeden, istemeden birine haksızlık yapmaktır.

Çok değer verdiğim, sayıp sevdiğim o ortak ahbabımız; “Haksızlık yaptın Cihat Paşa’ya! Ayıp ettin” deyince çok üzüldüm.

Samimiyetle söylüyorum ki… Yaycı hakkında yazı yazmak için klavyemin başına oturduğumda dahi bilmiyordum bugün müebbete mahkum olan Sahil Güvenlik Komutanı Hakan Üstem’in ablasının eşi yani eniştesi olduğunu.

Yaycı’nın istifasının perde arkasını kurcaladığım anda öğrendim bu bilgiyi ve FETÖMETRE kriterleri arasında bulunan akrabalık iltisakı nedeni ile haksızca mağdur edilmiş yüzlerce insanın acıklı hikayelerini bizzat dinleyen, bir bilen olarak da Cihat Paşa’ya; “Paşam keşke bu kendi gerçeğinizden hareketle masum birçok insanın FETÖ’yle irtibatlı kabul edilmesine yol açan o kriter uygulayanları adil ve temkinli olmaları hususunda uyarsaydınız” şeklinde samimi bir serzenişte bulundum.

Ancak ortak dostumuzun aktardıklarından öğrendim ki…

(Ki sonra da Cihat Yaycı’yı aradım ve uzun uzun konuştuk bu konuyu kendisiyle.)

Sorun FETÖMETRE’de filan değil…

FETÖ’yü devletten arındırma adı altında bu yöntemi suistimal edenlerde!

Bu arada Cihat Paşa’nın bu yöntemi sadece kendi kurumunda yani Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda temizlik, arındırma için bir yöntem olarak ortaya koyduğunun altını çizeyim.

Ve 78 temel, 273 alt kriterden oluşan ve asıl adı da “Personel Adil ve idari Takip Uygulaması” olarak konulan FETÖMETRE’nin Deniz Kuvvetleri’nde çok işe yaradığı görülünce devletin her bir yanını ahtapot misali sarıp sarmalayan FETÖ’cülerden temizlik için başta tüm TSK olmak üzere İçişleri, Adalet, Milli Eğitim, Sağlık ve diğer tüm bakanlıklar ve hatta MİT bu yöntemi kendi içlerinde de uygulamak için örnek alıyorlar.

Ben bilmiyordum… Mesela her kriterin ayrı bir puanlaması varmış FETÖMETRE’de.

Ve bu puanlamaya göre; “0-1 arası puan için işleme değer değil, 1-2 puan arası incelemeye değer, 2-3 puan arası geçici görevden uzaklaştırılmalı ve tahkikat yapılmalı, 3-4 puan arası kamu haklarından mahrumiyet için değerlendirilmeli ve hakkında suç duyurusu yapılmalı gibi” değerlendirmeler yapılıyor.

Tek kriterde en yüksek puanlama 3 puanla ByLock kullanıcısı olmak.

Bank Asya’da hesabı olmak 0.1 puan.

Ama 17/25 Aralık sonrası bankaya para yatırmak ise 2 puan sayılıyor.

Sıkı durun şimdi…

Akrabalık iltisakı ise sadece ve sadece 0.02 puan!

Yani Yaycı’nın FETÖ’nün Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda temizlik için bir yöntem olarak icat ettiği bu yönteme göre FETÖ’cü birinin eşi, çocuğu, annesi, babası yani bir biçimde akrabası olduğunuz için çalıştığınız kurumda herhangi bir değerlendirmeye dahil bile olmamanız gerekiyor.

Olabilmeniz için başka bir kriterin olması ve o kriterin de puanınızı en az 2’ye falan çıkartmış olması lazım!

Ancak biliyoruz ki…

Böyle olmadı.

Birçok kurum ve kuruluşta akrabalık iltisaklı kriteri ya da puanları düşük diğer kriterler (Bank Asya’da hesap, sendika üyeliği, FETÖ’nün okullarından mezun olmak, Digitürk iptali vs) gerekçe gösterilerek birçok masum insanın tüm sosyal hakları elinden alınarak çalıştığı kurumla ilişkisi kesildi!

Bilen biliyor…

FETÖ ile en muktedir oldukları dönemde kıran kırana mücadele etmiş ancak sonrasında da onların hainlikleriyle alakası olmadığı halde FETÖMETRE kriterleri bahane sunularak mağdur edilmiş insanlar için çok çabaladım.

Cihat Yaycı ile ilgili kaleme aldığım o yazıda da FETÖMETRE icadına dikkat çekmemin ve paşaya serzenişte bulunmamın tek nedeni bu kriterler yüzünden haksızca karartılan hayatlara bir kez daha dikkat çekmekti.

Ancak şunu anladım ki…

Masum insanların hayatların karartılmasında sorun Yaycı’nın icadında filan değilmiş.

Sorun Yaycı’nın icadını bilerek, isteyerek suistimal edenlerdeymiş.

Keşke… FETÖMETRE dört dörtlük, doğru biçimde kullanılmış olsaymış…

Bugün hiçbirimiz; “Bu yöntem yüzünden kurunun yanında yaş da yandı!” diyerek boşu boşuna feryat figan bağırmazmışız.

Çünkü FETÖMETRE’nin hakikatli bir biçimde uygulanması halinde değil kurunun yanındaki yaşın yanması filan.

FETÖ’cü olduğu kesin hiçbir kuru da hain olduğunun tescilinden kaçamazmış!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar