Gaziantep'te bir günde neler yapılır?
GAZİANTEP’TE bir günde neler mi yapılır? Vallahi çok şey yapılıyor. Ben unu yapan biri olarak söylüyorum. Geçen hafta Gaziantep’le ilgili genel bir yazı yazmıştım, bu hafta biraz detaya girelim. Yani ne yedim, ne içtim, ne gördüm, ne yaptım onları anlatacağım. Gaziantep’e konaklamalı gidecekseniz iyi bir yerde kalmanızı tavsiye ederim. Ben böyle otantik şehirlerde 5 yıldızlı otellerde kalmayı pek sevmiyorum. Oranın dokusunu hissettirecek butik otelleri tercih ediyorum.
HANDA YENİ AÇILAN BUTİK BİR OTEL
Gaziantep, 5 yıldızlı otelden geçilmiyor ama butik oteller de yok değil. Ben onlardan birini keşfettim. Daha önce gittiğimde Şirehan Otel’de kalmıştım. Çok da memnun kaldığımı söyleyemem. Ama bu sefer yine aynı bölgede, yeni açılan butik bir otel olan Hışvahan Otel’de kalmayı tercih ettim. Şimdiye kadar o bölgede gördüğüm en güzel otel diyebilirim. Tarihi Hışva Han restore edilmiş ve handa küçük bir otel yapılmış. Avrupa’nın en iyi oteline beş çeker. Her şeyiyle çok güzel bir otel yapmışlar. Bazısı eline verilen altını tenekeye çevirir, bazıları da tenekeyi altın yapar.
Hışvahan Otel’i, Gaziantep’in en bilinen ailelerinden Özmen Ailesi yapmış. Aile adeta “Bir otelimiz olsun, Gaziantep’e gelen dostlarımızı ağırlarız, para kazanmasak da olur” diyerek oteli açmış. Çünkü yaptıkları yatırımın, o kadar odayla çıkmasının mümkünü yok. Otelde toplam 12 oda var. Odaların önünde kocaman bir avlu var, hepsi avluya bakıyor. Odalar o kadar güzel ki dışarı çıkmak istemiyorsunuz.
HER ŞEYİ YERLİ YERİNDE YAPMIŞLAR
Çok yorgun gittim otele, biraz dinlendikten sonra otelin bünyesinde bulunan ‘Develik’ adlı restoranda yemek yedim. Gaziantep yöresel mutfağını kebapla birleştirmişler. Ortaya muhteşem lezzetler çıkmış. Yemekten sonra avluda kahve içip sohbet ederken burayı, ünlü mimar Mahmut Anlar’ın yaptığını öğrendim.
Anlar, Özmen Ailesi’nin yakın dostu olduğu için kabul etmiş bu işi. Zaten otelin sahibi Oğuz Özmen gece hayatını, yeme-içme işini çok iyi bildiği, daha doğrusu çok gezip tozan, çok yiyip içen biri olduğu için iyi isimlerle çalışıp çok güzel bir iş çıkarmış. Her şeyi yerli yerinde yapmışlar. Oğuz’un annesi İpek Hanım’ın eli de değmiş, çok belli oluyor.
Hışvahan Otel ve restoranı, uzun aradan sonra gördüğüm en güzel yerlerden biri olmuş. Emeği geçenleri tebrik ediyorum. 1-2 günlük romantik bir kaçamak için bile gidilebilir. Gaziantep’e gezmeye gidiyorsanız zaten burası en iyi adreslerden biri. Çünkü gezip göreceğiniz yerlerin neredeyse hepsi yürüme mesafesinde.
************
Tahmis Kahvesi’nin sırrı ne?
GAZİANTEP denince akla gelen birkaç mekânın başında, nereye gidersen git sonunda kahve molası vereceğin ‘Tahmis Kahvesi’ geliyor. Tarihi 1650’lere kadar uzanıyor kahvenin. Binasının eski dokusu aynen duruyor. İnanılmaz bir atmosferi var. 500 yıllık lambalar duruyor hâlâ. O dönemlerden kalma fotoğraflar bile var.
Tahmis Kahvesi, şehrin göbeğinde, bütün çarşı, pazarın olduğu yerde. Hafta sonu günde yaklaşık 2 bin 400 kişi girip çıkıyormuş. 1 günde 1900 fincan menengiç kahvesi, 280 nargile, 2400 çay satıyorlarmış. Hem yerli hem yabancı turist geliyor. Mekânın sahibi Selim Bağcı, her zaman işinin başında. Müşteri ne istiyor iyi biliyor.
Bir de burada ‘ikindi sazı’ diye bir şeye şahit oldum. Bir Osmanlı geleneğiymiş ve burada yaşatılıyormuş. Müzisyenler masaları tek tek dolaşarak Gaziantep’e özgü türküleri seslendiriyor. Yaklaşık 2 saat süren ikindi sazını çok sevdim, çok keyifli ve eğlenceli...
Gaziantep’in en meşhur baklavacısı İmam Çağdaş, yurtdışında nereye baklava gönderiyor? Bunun cevabını ve Gaziantep’te yeni açılan yerleri haftaya yazacağım.