Havadan para kazanmak!
Pıtırak gibi her yerdeler..
Dönüp duruyorlar rüzgar estikçe..
Ülkenin ‘rüzgar haritaları’ çoktan çıkarılmış ve durduğu yerde enerji depolayan bir sistem kurulmuş ve karayolunda seyahat ederken her an önünüze çıkabiliyorlar..
Rüzgar enerji santralleri adı verilen; o durmaksızın rüzgara binip duran pervanelerden söz ediyorum..
Özellikle Ege kıyıları ve iç kesimlerin yüksek yerleri bu konuda çok elverişli..
Balıkesir yöresi ise 422.1 megavat ile Türkiye birincisi durumundaymış..
Yeni tahsis için de 4.500 megavatlık başvuru ile ikinci sırada yer alıyormuş..
Koy pervaneyi doldur kumbarayı..
RAĞBETTE
İzmir Kalkınma Ajansı’na göre İzmir’in bir aylık rüzgar enerjisi 1560 megavatlıkmış.
Bu ne demek biliyor musunuz?..
7 bin konuta yetecek bir gücü sahiplenmek demek..
Bu da yatırımcıyı, yani ‘havadan para kazanmak isteyen’ yatırımcıyı fena halde tahrik ediyor..
Kışkırtıyor..
30 Nisan itibariyle 1096 firmaya izin verilecekmiş..
Üstelik izin verilen miktarın tam 14 katına denk gelen 42.273 megavatlık santral teklifi alınmış..
Başta da ‘rüzgarın efendisi’ olan Çanakkale var..
Yanlış anlaşılmasın; buna karşı değilim..
Sadece ‘kantarın topuzu kaçıyor mu?” diye kendi kendime sorup duruyorum..
Bir çiçek böcek yazısı..
Dikimler devam ediyor..
Özellikle rengarek petunyaların ve eski belediye başkanlarından Ahmet Piriştina tarafından ithal edilen ve özenle bakılıp çoğaltılan Fransız güllerinin kıpkırmızı görüntüsü, görenleri büyülüyor..
Yapılan bu çalışmalar İzmirlilerin büyük beğenisini toplarken, diğer yandan çiçeklerin kooperatiflerden temin edilmesi üreticiler için geçim kapısı oluşturuyor.
Yani kazan-kazan..
Esnaf canlanıyor, şehir şenleniyor..
4 kitap
Birincisi..
Bir Semt Bir Bina: Karataş Hastanesi ve Çevresinde Yahudi İzleri
İzmir’de Agora çevresinde Basmane, Havra Sokağı ve Kadifekale etekleri arasındaki 7 mahallede yaşamakta olan İzmir Yahudilerinin, Karataş imara açıldıktan 20 yıl kadar sonra bölgeye yerleşmesi anlatılıyor..
İkincisi..
Karosiman İzmir Konutlarında Döşeme Karoları..
19. yüzyıl ortalarında Fransa’da üretilen ve ticaret yoluyla Akdeniz ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyaya yayılan süslemeli döşeme karolarının İstanbul, İzmir ve Mersin gibi liman kentlerinde yaşayan Levanten aileler aracılığıyla Osmanlı coğrafyasında da kullanım alanı bulması anlatılıyor.
Üçüncüsü..
İmbat İzmir’e Küstü..
Batısı denize açık, kuzeyi Yamanlar dağı ile çevrili, doğusunda Spil ve Nif dağları ile korunaklı, güneyindeki Çatalkaya ve Kadifekale tepeleri ile İzmir anlatılıyor. Kente özgü olan imbat, poyraz, Kordon, gevrek, boyoz, kumru ve tarihindeki diğer değerler ele alınıyor.
Dördüncüsü..
Sahil Kasabasından Büyükşehire Evrimleşme Sürecinde İzmir’e Göç..
Kitapta, İzmir şehir mekânında zaman içinde görülen değişimi, sınıfsal farklılığı, şehirdeki uyumu, gerginliği, iş tutmayı göçle ilişkilendirerek tartışmayı amaçlıyor.
Bu dört kitap’ta İzmir Büyükşehir Kütüphanesine eklendi..
Meraklılarına duyurulur..
Düz mantık
-İnsanın gelişimi nedendir acaba bir trene benzetilir?.. Nedeni basit..
Kendini aşan insan garından.. Haddini aşan insan ise rayından.. Çıkmış demektir.