Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)

        Bir çocuk; Ortadoğu’nun, ülkemin, Avrupa’nın, hatta dünyanın yüzüne; tuzlu deniz suyunu tükürerek öldü..

        O nedenle ben konuşmayacağım..

        Bu konuyu yazmak istemiyorum..

        Zaten çok şey söylendi ama hepsi klavyelerden öteye geçemiyor..

        Sadece büyük bir ustaya başvuruyorum..

        Şarlo üzerinden getiriyorum yorumu..

        En iyisi ve doğrusu galiba Charlie Chaplin’in neden sessizliği, neden sessiz sinemayı seçtiğini anlatan cümlesidir:

        Konuşursam beni sadece İngilizce bilenler anlayacak; ama sessiz bir filmi herkes anlayabilir ve dünya Amerika’dan ibaret değil. Din, dil, ulus ayrımcılığı olmayan yeni bir dünya yaratalım!..”

        Neleri yitirdik biz..

        Başlıktaki yazıyla bağlantılı kabul edin bu yazdıklarımı..

        Bakın bizler neydik, ne olduk..

        * Telefonun ve radyonun üzerine dantel örtü konurdu..

        * Gazocağı ve tel dolabımız vardı. Annem, tıkanan gazocağını, ucunda kılcal tel olan bir aletle açmaya çalışırken habire söylenirdi.. Adının kamineto olduğunu büyüyünce öğrenirdik..

        * Çocuklar doğduğunda telefon başvurusu yapılırdı ve sıra ancak ilkokul bittiğinde gelirdi. Oysa danteli müracaat sırasında örülmüş olurdu..

        * Hamam tasımız vardı..

        * Okul kapısında ayva, şam tatlısı,macun şeker, susamlı şeker, pamuk helva, kestane satılırdı. Ortası delik ‘yüzparalar’ ipe dizilirdi..

        * İlkokulda ABD yardımı sandviçler ve balıkyağı hapları dağıtılırdı.

        * Renkli patiskadan dikilme beli lastikli külotlarımız vardı ve yünlerden örülen fanilalara, nazardan korunmamız için muska takılırdı..

        * Okul açılacağı zaman Sümerbank ayakkabıları alınır, çok sevdiğim modeller için de bayramı beklemem söylenirdi.

        * Bayramlarda, kıyafetlerimiz ve yeni ayakkabılarımız başucumuzda dururdu. Bazılarımız koynuna alır yatardı..

        * Uyduruk oyuncaklarımız vardı. Hatırlı bir kişiden çok güzel bir oyuncak araba veya bebek geldiği zaman, bozulmaması için kaldırırlır, bize verilemezdi! Biz ona o bize bakardık.

        * Babalarımızın gömlek yakaları, bizim okul yakalarımız pazar akşamları kolalanırdı.

        Genellikle herkes pazar günleri yıkanırdı..

        * Ecnebi diye bir kelime vardı..

        * Yabancı filmlere aydın aileler, Türk filmlerine de fakirler ve eğitimsizler giderdi. Filmler, sokak sokak dolaşan arabalardan bağırarak duyurulur, reklamı yapılırdı..

        * Sokaklardan, yoğurtçu, yorgancı, kalaycı, dondurmacı, eskici, bileyci, sülükçü (!) geçerdi.

        * 25 kuruşa bisiklet kiralar, ‘’şans kader kısmet talih niyet 5 kuruuş’’ diye bağıran ve yuvarlak delikleri kazıtarak ilkel piyango çektiren çocukların peşine Fareli Köyün Kavalcısı gibi takılırdık..

        * Her evin en güzel ve en büyük odası misafir odası olarak ayrılır, kapısı kapatılırdı. Sonra da tüm aile küçük bir odaya tıkılınır, hayat orada geçerdi..

        * Radyo en kıymetli eğlencemizdi. Orhan Boran ve Yuki kaçırılmazdı. Uğurlugil ailesindeki Arap Bacı’ya herkes hayrandı. Kimse bilmezdi onun Tevfik Ünsi adında bir sanatçı olduğunu ve erkek olduğunu..

        * Radyo tiyatrosu sayesinde tüm klasikler ezberimize girmişti. Haluk Kurdoğlu, Semih Sergen ve Işık Yenersu’nun sesine aşıktık. Genellikle Kerim Afşar, Tomris Oğuzalp esas oğlan ve esas kız olurdu..

        * İlkokulda okuma bayramı, kurdele bilmezdik. Herkes okurdu, kimse de bayram etmezdi..

        * Aşı olunacağı zaman tek iğne ile neredeyse koca sınıf bitirilirdi. AİDS henüz çıkmamıştı, eşcinsellik duyulmamıştı.

        * İsveçli sarışın güzeller güzeli May Britt ile çirkinler kralı zenci Sammy Davis Jr. evlendiğinde yer yerinden oynamıştı..

        * Okulda, Kürt,Türk, Ermeni, Yahudi, köylü, şehirli, Alevi bilmezdik. Kimse kimseye böyle garip soru sormaz, merak dahi edilmezdi..

        * Herhangi bir sebeple götürülen hediye paketini açmak, geleneklerimize aykırıydı ve ayıptı. Misafir gidince ilk iş onu açmak olurdu.

        * Dondurma mayıs sonunda çıkar, anneler temmuza kadar izin vermezdi.

        * Erkek çocuklar misket, kukalı saklambaç, bezden yapılmış topla futbol oynarlar; kızlar daha çok ip atlarlardı.

        * Kız ve erkek çocukların en sevdiği ve ortak oynayabildiği tek oyun saklambaç olurdu..

        * El mahareti olan erkek çocuklar 4 adet rulmanla tornet yaparlardı ve aralarında pazardan yük taşıyarak para kazanan bile olurdu..

        * Sokakta oynarken en sevdiğimiz yiyecek, bir dilim taze ekmek üzerine sana yağı ve toz şekerdi. Bazen de salça sürülürdü..

        * 60’lı yıllarda evlenen her genç kızın çeyizinde mutlaka 1 adet baby doll bulunurdu..

        * Fotoğraflarda gülmek laubalilikti. Pek çok kişinin düğün resimleri cenaze törenlerini andırırdı. Ağır, vakur ve ciddi olmak önemliydi..

        * Anneler, vapurda, trende, otobüste rahatlıkla bebek emzirirlerdi..

        * Yazlık sinemalara battaniye ve minderlerle gidilir, çekirdek çitlenirdi. Ara verildiğinde frigo buz satılırdı..

        * Her gencin en kıymetli eşyası Dual pikaptı. Plak almak için harçlık biriktirirdik..

        * Defter-kitap kaplama kağıtları ya kırmızı ya da mavi olurdu.

        * Gazete kağıtlarından kese kağıdı yapar, undan yapılmış tutkalla yapıştırırdık.

        * ‘Bir maniniz yoksa annemler bu akşam size gelecek’ bir teklif değil, bir kararın iletilmesi gibiydi. Bu soruya ‘hayır’ demek mümkün değildi, adetlerimize göre ayıptı. Önemli bir program varsa (bilet, başka ziyaret vs) derhal iptal edilir, aile telaş yumağına dönerdi..

        Bunlar artık yok ve o nedenle o çocuk kıyıya vurdu küçücük bedenini..

        Diğer Yazılar

        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.