Nerdeee o eski bayramlar..
Bugün bayramın eşiğinde olmak duygusu kapladı içimi..
Belli bir yaşı geçtikten sonra da kronik bir ‘nerede o eski bayramlar’ başlar insanoğlunda. Ben de hatırlayabildiğim kadar geriye gidip, yaşı belli bir yerlere gelebilmiş okurlara hizmet; yaşı yetmez ve aklı havada olanlara da ‘vay bee’ dedirtebilmek amacıyla bir küçük derleme yaptım..
Bakın nelerle karşılaştım..
—Babalarımızın gömlek yakaları, bizim okul yakalarımız, pazar akşamları kolalanırdı.
—Genellikle ve nedense ev halkı pazar günleri yıkanırdı!. Banyo merasimle yanar, bir temiz yıkandıktan sonra mutlaka ütülü ve mis kokulu temiz çamaşır giyilirdi.
—Ecnebi filmlere aydın aileler, Türk filmlerine de fakirler ve eğitimsizler giderdi. 1960-70 arası giderek azaldı bu alışkanlık ve ecnebi kelimesi bile tarih oldu..
—Filmler, sokak sokak dolaşan arabalardan bağırarak duyurulur, reklamı yapılırdı. ‘Mendilini al da gel’ diyerek bol gözyaşı garantisi verilirdi..
—Sokaklardan; yoğurtçu, yorgancı, kalaycı, dondurmacı, eskici, bileyci, bozacı, sülükçü, lağımcı, zerzevatçı bağırarak ve çıngırakla geçerdi.
—25 kuruşa bisiklet kiralar “Şans, kader, kısmet, talih, niyet 5 kuruş” diye bağıran ve yuvarlak delikleri kazıtarak ilkel piyango çektiren çocukların peşine ‘Fareli Köyün Kavalcısı’ gibi takılırdık.
—Her evin en güzel ve en büyük odası misafir odası olarak ayrılır, kapısı kapatılırdı. Sonra da tüm aile küçük bir odaya tıkılır, hayat orada geçirilirdi.
—Televizyonun ve telefonun üstündeki dantel örtüyü şehir 1980’lerde terk etti ama Anadolu hala kullanıyor..
—Radyo Tiyatrosu sayesinde tüm klasikler ezberimize girmişti. Haluk Kurdoğlu, Semih Sergen ve Işık Yenersu’nun sesine âşıktık. Genellikle Kerim Afşar, Tomris Oğuzalp esas oğlan ve esas kız olurdu. 80’lere gelemediler..
—Türk Sanat Müziği’ni kentliler, Halk Müziği’ni de köylüler dinlerdi.
—İlkokulda aşı olunacağı zaman tek iğne ile neredeyse koca sınıf bitirilirdi. AİDS henüz çıkmamıştı, eşcinsellik duyulmamıştı..
—Okulda Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, köylü, şehirli bilmezdik. Kimse kimseye böyle garip soru sormaz, merak dahi edilmezdi.
—Misafirlikte ne kadar aç olursanız olun, ikram tabağındakileri bitirmek de ayıptı. Görgülüler bir lokma mutlaka bırakır, görgüsüzler hepsini yerdi.
—Dondurma mayıs sonunda çıkar annelerimiz temmuza kadar yememize izin vermezdi.
—Kukalı saklambaç çok popüler bir oyundu.. Sokakta oynarken en sevdiğimiz yiyecek, bir dilim taze ekmek üzerine sana yağı ve toz şekerdi. Ya da ev yapımı salça.. 80’lerde yerini bakkalın renkli gofretleri ve kekleri aldı ve götürdü elimizden o zevki..
—Kaçık çoraplar, çektirilmek için tuhafiyeciye götürülür, ertesi günü alınırdı. Taa 68 yılında bunu yapan tuhafiyeciler türünün son örnekleriydi..
Aranızda bunları özleyen var mı?.
Ya da bunlarla dalga geçen gençler var mı?..
Bir etkinlik
Kent Orkestrası canlı performansını sakın kaçırmayın..
24 temmuz 2014.. Saat 21.00..
Şef Hüseyin Çebi. Düzenleme Zafer Çebi.
Bostanlı Rekreasyon Alanı’nda ve katılım ücretsiz..
Tam bizim şehre yakışan bir etkinlik..
Şu Çılgın Türkler
Bostanlı Suat Taşer Açık Hava Tiyatrosu’nda olacağız. Bu da kaçmamalı..
Ana tema ise şöyle:
‘Canlarımız için siz de bir bilet alın’
İzmir Güçbirliği Derneği Hayvan Hakları Kurulu düzenliyor bu etkinliği.
22 Temmuz 2014 Salı saat 21.00’de..
Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu’nda yapılacak olan 2 perdelik oyunun 40 adet biletinin geliri ‘sokak hayvanları’ yararına kullanılacak..
Biletler 0 555 424 10 98 numaralı telefon aranarak Ömer Bey’den temin edilebilir.
Fiyatı: 25 TL
Yardım etmenin dışında harika bir de tiyatro oyunu izleyeceksiniz..
Çünkü Turgut Özakman’ın ‘Şu Çılgın Türkler’ adlı eseri sahnelenecek..
Düz mantık
—Kötü gazeteci haberi neden hep gazeteden öğrenir..
—Bizi dünyada benzeri olmayan bir insan topluluğu yapan özelliklerimizden birisi de şudur:
‘Biz kornayla küfür edebilen tek ülkeyiz..’
—Zamanımızda üç nükte ile bir yalan buldunuz mu? Yazar olmak için donanımınız tamamlandı demektir..