Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir filmden söz edeceğim bugün... Adı ‘Agora’. O kadar... Ana fikir İskenderiye Kütüphanesi’nin ve oradaki birikimin yakılıp talan edilmesiyle ilgili.

        İlk gökbilimin yazılı belgelerinin istibdat uygulayıcıları tarafından yok edilişini anlatıyor.

        Tam bir sinema şöleni...

        Senaryoyu oluşturan ve filmin yönetmeni aynı kişi: Alejandro Amenabar. Ana karakter bir bilim kadını olan Hypatia’nın hikayesi ve onu canlandıran Rachel Weisz.

        Olağanüstü görüntüleri olan filmin görüntü yönetmeni Xavi Gimenez.

        Muhteşem bir müzik eşlik ediyor filme ve senfonik orkestrayı yöneten kişi Benjamin Walleisch.

        Buraya kadar her şeyi güzel bir film gibi gelebilir size. Ama filmin anlatmak istediği bilimin engizisyon ve cadı avı mantığının başlangıç noktası. Bu başlangıç önce rahip ardından piskopos olan ve nihayetinde kendini ‘aziz’ ilan ettiren Cyrill’in gazabıyla ilgili.

        Hypatia valinin kızıdır ve hristiyanlık Mısır’da yayılmaya başlamıştır.

        Oysa Hypatia güneş sistemine kafayı takmış ve ‘dairesel yörüngeyle’ bu işi açıklayamayacağını anlamış, ama nasıl bir yöntemle anlatacağını araştıran bir bilim kadınıdır.

        Astrologdur. Geometri, aşkıdır onun..

        Bilimin sorgulamak, merak ve ihtiyaç üçgeninde geliştiğini bilmektedir.

        Karşısında ise bilimi reddeden, katı ve koyu bir hristiyanlık öğretisi sunanlar vardır.

        Din uğruna savaşmaktadırlar. O nedenle tartışmazlar asla.

        İlimin ise şüpheden beslendiğini asla kabul etmezler.

        Hristiyanların paganlara zulmü ile başlayan hikaye; sonunda gökbilimci ve ‘konik kesitler üzerine’ araştırmasını tamamlamak üzereyken Hypatia’nın kapısına dayanır.

        Tarihteki ilk ‘Recm’ hikayesi de böylece gerçekleşir.Bütün yazılı belgeler yakılmış ve yok edilmiştir günah elbisesi giydirilerek.

        Tam 1200 yıl sonra 1700’lerin başlarında Johannes Keppler’in bu bilgilerden yararlanarak güneş sisteminin gizemini çözdüğünü biliyoruz.

        Oysa Hypatia bunu 1200 yıl önce İskenderiye kentinde çözmüş ve çözdüğü gecenin sabahında taşlanarak öldürülmüştür. Bir filmden ötesi bu Agora...

        Mutlaka ve ne yapıp edin, bulun ve seyredin.

        Elimizde kalan son dalyana sahip çıkalım..

        Homa.. Elimizde kalan son dalyan.. Büyükşehir Belediyesi yeni bir operasyon başlattı. İzmir’in günümüze kadar ulaşabilmiş ve elimizde kalan son dalyanı Homa için başlattılan kurtarma operasyonunu destekliyorum.

        Deniz suyunun karışması nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Homa Dalyanı’nın çevresini setlerle güçlendirerek koruma altına alan Belediye, şimdi de dalyanı balık üreme merkezi haline getirecek derinleştirme çalışmalarını başlatmış. Sığlaşma söz konusu.

        Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ile protokol imzalayan İZSU Genel Müdürlüğü “Homa Dalyanı Rehabilitasyon

        Projesi” kapsamında dalyanda derinleştirme kanalları açmaya başladı.

        Balıklar geri getiriliyor benim anladığım..

        Cruise turizminin Çeşme aşkı depreşti..

        Aynı gün limana halat atan 3 gemi toplam 2 bin 360 yolcusuyla adeta Çeşme’ye çıkarma yaptı. Louis Cristal, Seabourn Odysssey ve Louis Aura adını taşıyor bu üç gemi.

        Louis Aura gemisini Çeşme Liman Başkanı Ahmet Karaman, Ulusoy Deniz Yolları Bölge Müdürü Can Özgen ve Liman Müdürü Celal Ulaş ziyaret etti ve kaptan Kostas Gritzelis’e bir plaket sundular.

        Kaptan Kostas Gritzelis ise Çeşme’ye ilk kez geldiklerini, Çeşme’nin Cruise firmalarınca keşfedilmesinin önümüzdeki yıllarda gemi ziyaretlerinin artışıyla beklenen patlamayı yaşatacağını söyledi. Böylece 34. cruise gemisi Çeşme’ye gelmiş oldu. Dahası da var... 23 Ekim 2014 tarihine kadar devam edecek olan yolcu gemisi trafiğinde 23 cruise gemisinin daha gelmesi bekleniyor.

        Kadına şiddet

        81 vilayette emniyet raporlarına göre ‘kadına şiddet’ konusunda en önde gelen kent neresiymiş biliyor musunuz? İzmir.

        Yanlış duymadınız.. Bizim İzmir.

        Ya bunda bir hata var ya da manipülasyon ya da bir başka gerçek var ki; o benim aklıma daha çok yatıyor. Mesela Van’da veya Hakkari’de şiddet gören

        kadın şikayete ‘sıkıysa’ gitsin. İzmir’li kadın doğrudan aksettirebilecek cesarete sahip demek ki; gördüğü şiddeti.

        En azından. Ben buna inanmak istiyorum..

        Düz mantık

        —İnsanları düşünebildiklerine inandırdığınızda sizi çok beğeniyor ve seviyorlar. Pekiii.. Neden acaba gerçekten düşünmelerini sağladığınızda sizden nefret etmeye başlıyorlar?

        —Şu seçim sonuçları bana şunu açıkça gösterdi artık.. Kimse kusura bakmasın ama Sayın Recep Tayyip Erdoğan; bir gün ‘Best Model of Turkey’ yarışmasına girse, onu bile uzak ara kazanır..

        —Aziz Yıldırım yapacağını yaptı ve Beşiktaş’ın en önemli zevkini aldı ellerinden. Şimdi bir Fenerbahçe maçında nasıl olup da ‘Kartal..Gol..Gol..Gol..’ diye bağıracaklarını kara kara düşünüyorlarmış..

        —TFF, UEFA, CAS haksız. Zico, Denizli, Kocaman ve Yanal haksız.. Saadettin Saran ve Abdullah Kiğılı’da haksız.. Savcılar, etik kurul, emniyet, paralel haksız.. Bir tek Aziz Yıldırım haklı..

        Diğer Yazılar