Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ankara turunu 6. adamımız Ankara seyircisine bütün kalbimizle teşekkür ederek tamamladık. “Türk çocuğunun en yetenekli olduğu spor dalı basketboldur. Basketbol Türkiye’nin bir numaralı spor dalıdır” iddiamızın gerçekleşmesine birkaç gün kaldı. Ama artık yeni bir iddiamız daha var. Türk basketbolu Avrupa’nın en iyi basketboludur. Avrupa’da zirvede olma şansımız çok büyük. Eksiden Türk basketbolunun zorlandığı yer savunmaydı. Şimdi savunmada da en önde olma yolundayız. Dünyada özellikle NCAA’de savunma anlayışı giderek değişiyor. Sağlam savunmacı olmak artık yetmiyor. Saldıran, tuttuğu adamın yeteneklerini sınırlayan, onu bunaltıp elindeki topu kapmak için ölümüne savaşan oyuncu anlayışı giderek öne çıkıyor. Buna “Savunmada hücuma geçmek” diyebiliriz. Hele siz bu bunaltıcı savunmanızı rakip takımın oyun kurucusuna uygularsanız sonuç muazzam oluyor. Bu tarz savunmanın bizdeki en iyi örneği Ömer Onan. Ömer’in Yunanistan maçında rakip oyun kurucu Spanoulis’e yaptığı baskılı savunma onun beynini neredeyse çalışmaz hale getirdi. Günümüz basketbolunda hücumda oyun kurucuların yetkileri ve katkıları inanılmaz derecede arttı. NBA’de topun Steve Nash’in elinde kaldığı süre de diğer 9 oyuncunun topla oynama sürelerinin neredeyse toplamı kadar. Ömer, Spanoulis’i felç edince Yunanlılar’ın takım oyunu anlayışları da altüst oldu. Biz zone’a dönünce Yunan takımı sanki zone savunmayla hayatlarında ilk defa karşılaşıyorlarmış gibi şaşkındı. Ama nedendir bilinmez, Porto Riko maçında Ömer, rakibin forvetini tuttu. Rakibin kafası karışmadı ve bize direndiler. Yarın kulüp takımlarımızın her birinde Ömer tipinde en az 2 savunmacı olacaktır. Bu tarz savunma da Türk oyuncularını hücum yeteneklerini geliştirmeye zorlayacaktır. Basketbolumuzda kısa sürede çok yönlü birçok oyuncu göreceğiz. “Türk basketbolunda eksik kalmadı mı?” diye soruyorsanız haklısınız. Hâlâ Türk basketbol ekolü anlayışını belirlemiş değiliz. Basketbol adamlarımız ve değerli coachlarımızın aralarında tartışarak bu sorunu da çözecekleri inancındayım. Bu yüzden yabancı antrenör anlayışına artık bir son vermemiz gerek. Tanjevic’e savunmaya yaptığı katkıdan ve sıhhat problemine rağmen takımın başında olmasından dolayı teşekkür borçluyuz. Ama Tanjevic, artık bu gidişin son halkası olmalıdır. Değerli coachlarımızı, “Ben her şeyi bilirim” anlayışını bir kenara bırakıp basketbolumuzun geleceği için omuz omza Türk basketbol ekolünü kurmaya ve geliştirmeye çağrıyorum. Milli Takım’ın soyunma odasında Türkçe konuşma zamanı artık geldi.

        Diğer Yazılar