Birol Erdem neden "Beraat" etti?
Adalet Bakanlığı eski Müsteşarı Birol Erdem'i yargı camiasında tanımayan yoktur.
1990 yılında İdarî Yargı hâkim adayı olarak mesleğe başlayan Erdem; sırasıyla Edirne İdare Mahkemesi, Ankara İdare Mahkemesi üyeliği, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nde çeşitli görevler yaptıktan sonra genel müdürlük görevini yaptı ve 25 Ekim 2010 tarihi itibarıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu üyeliği yaptı.
Erdem, 2011 yılında Adalet Bakanlığı Müsteşarı oldu.
2014 tarihinde görevden alınıp Adalet Bakanlığı Yüksek Müşaviri olarak atandı ve bu görevine ilaveten Başbakan Başdanışmanı olarak görev yaptı.
2017 yılında FETÖ ye yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Erdem, örgüt yöneticiliği suçundan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde yargılandı.
Daire, Erdem hakkında beraat kararı verdi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da “beraat” kararını onadı.
Geçtiğimiz hafta verilen kararın gerekçesi henüz yazılmadı. Ancak Erdem’in, FETÖ yöneticiliği suçundan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılanmış olması ve davada, "Örgütün hiyerarşisi içinde bulunduğu zaman dilimi itibariyle örgütün nihai amacını bilmediği" gerekçesiyle de beraat etmiş olması nedeniyle karar FETÖ suçundan mahkum olanlarda bayram havası yarattı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Erdem’in beraat etmesine gerekçe olarak Türk Ceza Kanunu (TCK) 30/1 maddesinde düzenlenen "Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kişi, kasten hareket etmiş olmaz" hükmünü gerekçe göstermişti.
Birol Erdem'in beraatine dair verilen karara, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz edince dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gelmişti. Başsavcılık itiraz dilekçesinde Erdem'in terör örgütü yöneticiliğinden yargılanması ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması istenmişti. Başsavcılık, bozma talepli tebliğnamesinde, Erdem’in beraatine ilişkin verilen kararın oluşa uygun olmadığı da vurgulanmıştı.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin verdiği beraat kararını onayınca, gerekçenin de aynı olduğu yazıldı.
Erdem’in yargılandığı dosyada FETÖ üyesi ve yöneticisi olma kriterlerini taşımadığı ve bu yüzden Genel Kurul’un Erdem’i “Delil yetersizliğinden” beraat ettirdiğini öğrendim.
Yargıtay’ın FETÖ üyeliği ve yöneticiliği için belirlediği: Cep telefonunda Bylock olması, çocuğunu FETÖ'ye ait dershane ve okullara göndermesi, Bank Asya’da hesabı olması, para yatırması, örgüt toplantılarına katılması ve talimatlara uyması gibi kriterlerin Erdem’de olmaması gerekçesiyle beraat kararı verilmiş.
Dolayısıyla Erdem, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin "örgütün hiyerarşisi içinde bulunduğu zaman dilimi itibariyle örgütün nihai amacını bilmediği" gerekçesiyle beraat etmiş olmayacak.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gerekçeli kararı yeni yılda yayınlanmış olacak. FETÖ'cülerin merakla beklediği gerekçeli kararda, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin gerekçesine uyulmuş olsaydı bu gerekçelerle pek çok FETÖ’cünün de beraatinin önü açılmış olacaktı.
Erdem ile ilgili Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin verdiği kararda, Erdem’in eylemleri üç ayrı bölüme ayrılmıştı. Erdem’in göreve başladığı 1990 yılı ile 2000 yılı arasındaki süreçte yaptıklarını inceleyen Daire, bu tarihler arasında FETÖ cülerle hareket etmediğine vurgu yapmıştı. 2000-2007 yıllarında ise örgütle irtibatlı gösterilirken 2014 sonrasında ise örgütle irtibatının kesildiği belirtiliyordu.