Yargıtay, arızalı çıkan 2. el İş makinasını alanlara "İade" yolunu açtı
Yargıtay, 2. el iş makinası alanlarla ilgili emsal bir karara imza attı. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, aldığı çekicinin 14 gün sonra yüksek meblağlı arıza çıkartması üzerine açılan davada, davacıyı haklı buldu. Arızaya sebep olan ayıbın satımdan önce mi sonra mı olduğu yönünde tespit yapıldıktan sonra karar verilmesi gerektiğine hükmeden Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, verdiği bu kararla ilk kez ikinci el bir iş makinasında “iade” yolunu açmış oldu.
Karara konu olay Gaziantep de yaşandı. M.Y. 2 eylül 2019 yılında 204 bin liraya çekici satın aldı. Aldığı çekicinin yetkili serviste uzun yol için bakım ve muayenelerini yaptırdıktan sonra nakliye işi için sefere çıktı. Çekici, alındıktan 14 gün sonra arızalandı ve çekici marifetiyle Gaziantep’e nakledildi. İş makinasını aldığı kişiyi arayan M.Y. arızanın giderilmesi için yaptığı masrafın ödenmesini talep etti. Tamir için 57 bin lira ödeyen M.Y. satın aldığı 2. El çekici için rapor tutturan M.Y. araçta gizli ayıp bulunduğunun tespit edildiğini ve bu nedenle tamir masraflarının karşılanmasını talep etti.
Bu kapsamda Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dava açan M.Y. ikinci el çekicisi için yaptığı masrafların ticari faiziyle ödenmesini talep etti. Mahkeme, noter tarafından düzenlenen resmi satış senedinde davacının aracı halihazır durumu ile satın aldığı, davacının haklarını saklı tutmadığını, aracın garanti süresinin dolduğunu ve satıcının sattığı araç için garanti taahhüdünde bulunduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi veya belge bulunmadığını gerekçe göstererek davanın reddine karar verdi.
M.Y. yerel mahkemenin verdiği kararı temyiz etti. Dosya, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’ne geldi. Bölge Adliye Mahkemesi de yerel mahkemenin kararının doğru olduğuna karar verdi.
M.Y. bu kararı da temyiz edince dosya Yargıtay’a geldi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ise kararı bozdu. 2. El iş makinası satın alanlar için emsal oluşturacak bir karara imza atıldı.
Kararda şöyle denildi: “Dava, satıma konu araçta ortaya çıkan ayıplardan kaynaklı zararın tazminine yönelik olup, davacı söz konusu satış işleminde tüketici konumunda olmadığı gibi davaya da genel mahkeme sıfatıyla bakıldığından, davada 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ‘ayıptan sorumluluğa’ ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Dava konusu araçta hasar olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davacı taraf, davalıdan aracı satın aldıktan 14 gün sonra arıza meydana gelmiş. İlk derece mahkemesi, resmi satış senedinde davacının aracı halihazır durumu ile satın aldığının yazdığı, davacının haklarını saklı tutmadığı, araç için üretici firma tarafından verilmiş garanti süresinin dolduğu, davalı satıcının sattığı araç için garanti taahhüdünde bulunduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi veya belge bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddi cihetine gidilmiş ise de; satıcının satım anında mevcut olan ayıpların varlığını bilmese bile sorumlu olduğu göz ardı edilmiş, söz konusu arızanın satış anında mevcut olup olmadığı yönünde herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Bu durumda, mahkemece; davacının satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğünce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtları ve tramer kayıtları getirtilerek gerektiğinde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak arızaya sebep olan ayıbın satımdan önce mi sonra mı olduğu yönünde tespite yer vererek, buna uygun karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir”