Yöneticilikten kuşkonmaz üreticiliğine
Muğla'nın Yeşilçam Köyü'nde yüzde yüz yerli kuşkonmaz üretimi yapan Elibelinde Tarım'ın kurucusu Aslı Aksoy, profesyonel yöneticilik kariyerini ve şehir hayatını bırakıp nasıl beyaz yakalı bir çiftçi olduğunu anlattı...
ODTÜ İşletme mezunu Aslı Aksoy, hayallerinin peşinde koşup ipi göğüsleyen kadınlardan biri. 13 yıl süren profesyonel yöneticilik kariyeri sırasında aklının bir köşesinde her zaman toprakla uğraşmak varmış. Hikâyenin başrolünü kapan kuşkonmaz üretimi fikri ise New York’ta katıldığı bir fuarda karşısına çıkmış. Aslı Aksoy, bir yıl önce İstanbul’u, profesyonel hayatını geride bırakıp Muğla’nın Yeşilçam Köyü’ne yerleşmiş, Elibelinde Tarım’ı kurarak, aynı köyde yaşadığı 7 kadınla birlikte kuşkonmaz üretmeye başlamış. HT Pazar'dan Nur Toprakoğlu'nun haberi...
Kendinizden biraz bahseder misiniz?
2003 yılında ODTÜ İşletme Bölümü’nden mezun oldum, ardından Koç Üniversitesi’nde Executive MBA programını tamamladım. 13 yıl tekstil ve gıda sektörlerinde marka ve perakende yöneticiliği pozisyonlarında profesyonel olarak çalıştım. Son 4 senedir, İstanbul’da doğal ve organik ürünler üreten bir firmanın pazarlama müdürlüğünü yaptım. Çalışırken hobi olarak başladığım tarımsal faaliyetlerimi ticari anlamda hayata geçirmek, hayatımı farklı şekilde düzenlemek üzere Kasım 2016’da istifa ederek Muğla’da Yeşilçam Köyü’ne yerleştim.
Genç yaşta, mesleğinizi bırakıp tarımla uğraşmaya nasıl karar verdiniz?
Egeliyim. İzmir’de doğdum, büyüdüm. Yaz tatillerini hâlâ babaannemlerin Muğla Karabağlar Yaylası’ndaki 2 dönümlük küçük bir tarla içindeki evinde, tüm aile birlikte geçiriyoruz. Tarlada; domates, biberden kavun karpuza, aklınıza gelebilecek tüm yeşilliklere, börülceden mısıra yaz boyu yiyebileceğimiz her şeyi yetiştiriyoruz. Aklımda hep bir gün İstanbul’dan temelli dönüş yapıp toprakla uğraşmak vardı. Profesyonel olarak da meslek tercihim bu yönde oldu. Organik gıda üretimi yapan bir firmada pazarlama müdürü olarak çalışıyordum. New York’ta katıldığımız bir fuarda tanıştığım, kuşkonmazın kültüre alınmış bu çeşidinin lezzeti, sağlık üzerine etkileri, Amerika ile Avrupa’daki yaygın tüketimi, “Ne yetiştirebilirim” sorusunun yanıtı oldu benim için.
‘AFRODİZYAK KAYNAĞI’
Sizi beyaz yakalı bir profesyonelken çiftçiye dönüştüren kuşkonmazın faydalarından bahsedelim biraz?
Kuşkonmaz, vücut sistemlerinde detoks görevigören, anti-aging yani yaşlanma karşıtı özelliğiyle dikkat çekiyor. A, B1, B2, B6 ve C vitaminleri açısından zengin, lifli bir sebze. Folik asit, fosfor ve potasyum içeren kuşkonmaz güçlü bir idrar söktürücü ve kum döktürücü etkiye sahip. Kalbi güçlendirme ve kanı temizleme özelliği var, sindirimi kolaylaştırıyor. Kemik erimesi ve kireçlenmeye karşı etkili, afrodizyak kaynağı! Ayrıca göz sağlığı için de etkili olduğu biliniyor.
‘ÇİFTÇİ KADININ TOPRAĞA OLAN TUTKUSU’
Peki Türkiye’de kuşkonmaz üretimi ne durumda, siz kaç dönüm arazide üretim yapıyorsunuz?
Anavatanı bizim coğrafyamız olmasına; Ege’de yabani türlerinin kısmen bilinmesine karşın genel olarak ülkemizde tüketiminin çok zayıf olması, burada potansiyel bir fırsat olduğuna inancımı kuvvetlendirdi. Önce 2.5 dönümde deneme üretimi yaptım. Sonuçlar başarılı olduktan sonra 24 dönüm; ardından komşu tarlalarla birlikte toplam 42 dönüm araziye ulaştım.
Markanıza isim seçerken de kadın emeğinin önde olmasına özen gösterdiniz sanırım...
Elibelinde, kadın, doğurganlık, verimlilik ve bereketin sembolü. Geleneksel motiflerimizden biri olarak, kilim ve halılardan tanıyoruz onu. Aynı zamanda uğur, kısmet ve neşeyi, kendinden gayret alan kadını sembolize ediyor. Elibelinde; 7 çiftçi kadını, toprağa olan tutkusunu, yaptığımız işi, işimizi yaparken her sabah kalbimizden geçen dilekleri ifade ediyor.
Kuşkonmaz tarımı dışında farklı üretim alanlarında faaliyet göstermeyi düşünüyor musunuz?
Taze kuşkonmaz dışında bu yıl iki projem var. Biri sade yağ, diğeri kuşkonmaz turşusu. Deneme üretimi süreçlerimizi tamamlamak üzereyiz. Bu sonbahar, iki yeni ürünle raflarda olmayı hedefliyoruz.
Kuşkonmaz turşusu tamam da sade yağ bambaşka bir kalem, neden sade yağ?
Onun için de çok önemli ve çarpıcı nedenlerim var! Yüksek derecelerde kullanıma uygun olması, küçük bir kaşıkla ortaya çıkan çarpıcı ve derin lezzetler, uzun raf ömrüyle beslenmenin temellerine ve geleneğe geri dönüş. Sade yağ, kahvaltı soframızın baş tacı, sebze-et başta tüm yemeklerin temel taşı, pilavın olmazsa olmazı, fırına giren ne varsa içindeki derin lezzetlerin sırrı, kızartmaları dahi daha sağlıklı pişiren bir lezzet sihirbazı... Sade yağı, bizim mutfaktan çıkarıp sofranıza taşımaya karar vermem, kuşkonmaz sayesinde oldu. Bir gün kuşkonmazı sade yağda pişirirken kendime, “Bu lezzeti paylaşmamak, büyük bencillik olur” dedim.
GASTRONOMİ TARİHİNDE KUŞKONMAZ
Mısır ve Romalıların müdavimi oldukları kuşkonmazı Yunanlılar, doğada kendi kendine bittiği gibi yerken, Romalılar özel olarak yetiştiriyordu. Kuşkonmazın Avrupa ‘mutfak başkenti’ Paris’e ilk gelişi, bu ürüne büyük bir muhabbet duyan XIV. Louis dönemine rastlıyor. 16. yüzyıldan itibaren Fransa ve İngiltere’de ünü artmış, ardından Amerika’ya kadar ulaşmış. Damak tadı meraklıları için vazgeçilmez bir lezzet halini almış. Kuşkonmaz neredeyse 2 bin yıldan beri, yani Antik Çağ’dan günümüze sağlık üzerine faydalarıyla da anılıyor. Günümüzde kuşkonmaz neredeyse tüm dünyaya yayılmış. Kuşkonmazı en çok tüketenler, Almanlar. Kültüre alınmış kuşkonmaz ülkemizde ilk kez Cumhuriyet’in kuruluş döneminde yetiştirilmiş. İlk kuşkonmaz yetiştirme girişimi Atatürk’ün isteği üzerine Avrupa’dan kuşkonmaz tohumu getirilmesiyle Yalova Devlet Çiftliği’nde yapılmış. Yurtdışından gelen misafirler için hazırlanan sofralarda kuşkonmaz başrolde yer almış. Kuşkonmazı haşlayarak, sote ya da ızgara yaparak tek başına mükemmel lezzetler ortaya çıkarmak ya da et/balık yanında harika eşlikçi ve dengeleyici mönüler hazırlamak mümkün.
YUMURTALI KUŞKONMAZ
Malzemeler
6 sap kuşkonmaz
1 orta boy soğan
2 yumurta
Hazırlanışı: Kuşkonmazların dibindeki sert kısmı elle kırıp ya da kesip atın. Kalan kısmını iri parçalara bölün. İnce doğranmış bir soğanı zeytinyağında kavurun. Sonra kuşkonmazları ekleyin ve diriliğini kaybetmeden soğanla çevirerek pişirin. 2 yumurtayı beyazlarıyla birlikte tuz ve karabiberle çırpın ve tavaya koyun. Birlikte 1 dakika pişirip sıcak olarak servis edin.