Dijital yorgunluktan kurtulmanın yolları nelerdir?
Teknolojinin sürekli gelişim göstermesi ve yeni ürünlerin çıkmasıyla birlikte hayatımız çok daha kolaylaşmaya başladı ve pratikleşti. Geçtiğimiz yıllarda pandeminin de etkili olmasından kaynaklı evde çalışma oranının artması, insanların içe kapanık bir şekilde kendini konfor alanına çekmesi ve evden çıkmama gibi sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Sosyalleşmenin ve iletişimin en büyük engellerinden biri de hiç şüphesiz teknolojinin getirdiği dijital yorgunluk oldu. Peki, dijital yorgunluktan kurtulmanın yolları nelerdir? İşte detaylar...
![Zamanın hastalığı dijital yorgunluk nedir?](/images/dummy/placeholder-image.gif)
Teknolojinin gelişmesi hayatımızı kolaylaştırırken, aynı zamanda sosyal hayatımızı da olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bunların başında da dijital yorgunluk geliyor.
DİJİTAL YORGUNLUĞUN HAYATIMIZA OLUMSUZ ETKİLERİ NELERDİR?
1. ZAMAN KARMAŞASI
Üretim süreçlerinin dijitalleşmesi, çalışma mekanının değişmesinden daha fazla anlam taşımaya başladı bu durumda. İlk olarak belirtmek gerekir ki sürekli dijital alanda çalışmak bir işi yüz yüze yapmaktan daha fazla yorulmayla sonuçlanan bir çalışma türü. Sürekli bilgisayar ışığına maruz kalmak ve sürekli bilgisayar karşısında oturmaya uygun materyallere ve düzeneğe sahip olmamak, zihinsel ve fiziksel yorulmayı arttıran bir çalışma biçimi.
Ama bununla sınırlı değil. Evin işyerine dönüşmesi ve dijital olarak ulaşılabilir olmak, iş talep etme, toplantı yapma ve görüşme yürütme konuları gibi iş bileşenlerini mesai dışına taşıran ve insanları sürekli erişilebilir ve iş talep edilebilir bir hale sokmuş oldu. Böylelikle çevrimiçi çalışma mesai saatlerini esneten, belirsizleştiren, çalışanı her an ulaşılabilir kılan ve bunların sonucu olarak da iş gücünün sömürülmesine neden olan bir sonucu da doğurdu.
İş mekanları aynı zamanda sosyalleşilen etkileşim alanları. Bu etkileşim kişiler arası sorunları tanımlama, dayanışma süreçlerini besler. Kişilerin bu etkileşimden uzak olması ise maruz kalınan dijital yorgunluğa dair sorunun adını koymayı da zorlaştırdı. Mekansal olarak diğer çalışanlardan kopmak, sorunları ifade etme, söze dökme ve birlikte hareket etme olanağının da ortadan kalkmasına neden oldu. Elbette buna çok fazla insanın işten çıkarılması, iş yapamaz hale gelmesi ve kısa çalışma ödeneği gibi uygulamalar eklenince çalışanlar işverenlere karşı daha kırılgan ve itiraz edemez hale geldi.
2. KAMU VE ÖZEL ALAN KAVRAMI BİRBİRİNE KARIŞTI
Bu özel alan içindeki yeniden üretim işlerinin ve bakım emeğinin görünür kılınmasına dair bir mücadele. Ancak pandemi ile birlikte tüm bu ayrımları alt üst eden bir durum ortaya çıkmış oldu. Evden çalışma sebebiyle birçok hane kendini üretim süreçlerinin, evden eğitimle eğitim işlerinin mevcut yeniden üretim ve bakım emeğine eklendiği bir durum içinde buldu.
Kadınlar açısından bakıldığında ev; üretim, yeniden üretim, çocuk bakımı, çocuğun okul süreçlerinin desteklenmesinin mekanı haline geldi. Okulların yanı sıra kreşlerin de kapatılması daha fazla bakım ihtiyacı olan küçük çocukları da iş zamanına eklemiş oldu. Çalışanı sürekli erişilebilir gören bir çalışma sisteminde kişilerin maruz kaldığı ev işleri, çocuk bakımı, eğitim işleri devasa bir yığın haline geldi. Böylelikle ev, hem devletin kamusal sorumluluğunu hem de kapitalist sistemin üretim işlerini yüklenen “görünmez” bir kamusal alana dönüştü. Ancak bu kamusal alanda kişiler, hem işverenlerin yeterli sorumluluk almadığı hem de kamu idaresinin bilgilendirme bile yapmadığı bir ortamda yalnız kaldılar.
3. HER ŞEYİN MEKANI EV OLDU
Uzaktan, çevrimiçi çalışmak birçok insana pandemide “güvenli” mekanlarda çalışma imkanını getirdi. Aynı şekilde müzeler, eğitimler, atölyeler mesafe fark etmeksizin erişilebilir oldu. Ancak insanlar sosyal canlılar ve birçok farklı kategorinin aynı mekana ve erişim biçimine dönüşmesi pek çok zorluk ve çelişkiyi de doğurdu.
Öncelikle mevcut düzende ev ve iş yerinin ayrı görülmesi üretim ve yeniden üretim süreçlerini birbirinden ayırır. Bu iki mekan arasındaki iş bölümü ve sorumluluklar sınırlarla ayrılır. Ev yeniden üretimin, bakım emeğinin alanıdır.
Pandemi ile birlikte her şey çevrimiçi oldu ve ev mekanı her şeye dönüşmüş oldu. Öncelikle iş mekanı olması iş yükünü, çalışma rejimini değiştirip çalışanları işverene karşı daha kırılgan hale getirdi, dayanışma ve sorun çözme alanları yok oldu. Sonra çocuklar için okul alanı haline geldi, ancak bunun da kadınlar için ek bir yükü oldu çünkü kadınlar bakım görevini de yüklendiği için okul işini de onlar yüklendi. Ayrıca ev mekanındaki dönüşüm, kadınların şiddete daha da yatkın hâle gelmesine sebep oldu.
DİJİTAL YORGUNLUKLA BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI NELERDİR?
1. DİJİTAL DETOKS
Dijital cihazlarla sürekli etkileşim halinde olmak, zihinsel yorgunluğa yol açabilir. Düzenli olarak kısa dijital detoks süreleri planlamak, zihninizi dinlendirmenize ve yeniden odaklanmanıza yardımcı olabilir. Bu süre içinde telefonunuzu veya diğer cihazlarınızı kapalı tutarak, çevrenizdeki anın tadını çıkarabilirsiniz.
2. MEDYA TÜKETİMİNİZİ SINIRLAYIN
Sosyal medya, haber siteleri ve diğer dijital platformlar, bilgiye ulaşmak için harika araçlar olabilir. Ancak aşırı medya tüketimi, endişe, stres ve yorgunluk hissini artırabilir. Medya tüketiminizi sınırlamak ve olumsuz içeriklerden kaçınmak, zihinsel sağlığınızı korumanıza yardımcı olabilir.
3. DİJİTAL OLMAYAN AKTİVİTELERE VAKİT AYIRIN
Dijital dünyadan uzaklaşıp, doğaya çıkmak, bir kitap okumak, el sanatlarıyla uğraşmak gibi dijital olmayan aktivitelere zaman ayırmak zihinsel rahatlamanıza katkı sağlayabilir. Bu tür aktiviteler, yaratıcılığınızı artırabilir ve stres seviyelerinizi düşürebilir.
4. ANIN TADINI ÇIKARMA EGZERSİZLERİ
Meditasyon ve mindfulness egzersizleri, zihni sakinleştirme ve şu anın tadını çıkarma becerilerini geliştirmenize yardımcı olabilir. Bu teknikler, dijital yorgunluğun üstesinden gelmede etkili bir rol oynayabilir.
5. UYKU DÜZENİNE ÖNEM VERİN
Dijital cihazların ekran ışığı, uyku düzenini olumsuz etkileyebilir. Yatmadan önce cihazları kullanmayı bırakmak ve uyku kalitesine özen göstermek, daha dinlenmiş hissetmenize yardımcı olabilir.
6. DENGELİ BİR YAŞAM TARZI OLUŞTURUN
Teknolojinin sağladığı faydalardan vazgeçmek zorunda değilsiniz. Bunun yerine, sağlıklı bir denge bulmaya çalışın. Dijital araçları üretkenlik için kullanmak, eğlence amaçlı kullanımdan daha fazla tatmin sağlayabilir.
Dijital yorgunluk, modern yaşamın bir gerçeği haline geldi. Ancak bu durumla başa çıkmak için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Dijital detoks, medya tüketimi, dijital olmayan aktiviteler, meditasyon ve uyku düzenine özen gösterme gibi yöntemlerle zihinsel rahatlama sağlayabilir ve daha dengeli bir dijital yaşam tarzı oluşturabilirsiniz.