Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Kadir Kaymakçı Yapay zekayla yapay ölümsüzlük

        35 yıldır yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen dostumun besteci olduğunu öğrendim önceki gün! 35 yıldır tek bir şarkıyı mırıldanırken duymadığım adam WhatsApp’tan son bestesini yolladı. Hem de ‘Çargâh makamı dizisinin Acem Aşiran perdesi üzerine göçürülmesiyle elde edilen’ Acem Aşiran Makamı'nda! 450 yıllık, Türk musikisinin en eski ve en çok kullanılan bu makamının adını 35 yıllık dostluğumuz boyunca tek bir kez bile cümle içinde kullanmayan biz iki gündür Acem Aşiran Makamı'nda hayret nidalarıyla yapay zeka konuşuyoruz…

        Dinlettiği Acem Aşiran eserlerle kullandığı yapay zeka programını eğiten (bu yazdığım cümleyi tekrar okurken 25-30 saniye ekrana boş boş baktığımı itiraf etmeliyim) arkadaşım daha sonra verdiği temalar doğrultusunda ondan Acem Aşira bir beste istemiş… İşte biz iki gündür bu besteyi dinliyoruz. Beste Acem Aşiran mı hiçbir fikrimiz yok… Orijinal mi yoksa oradan buradan derleme mi onu da bilmiyoruz doğrusu ama arkadaşım bestesinin 10 numara olduğunu söylüyor:) Ben de ‘yapay zekası’nı biraz daha günümüze yaklaştırması için baskı yapıyorum… Şöyle, “Dilber’in evinin barkının olduğu” özgün bir Ankara havamız olsa hem yapay zeka biraz neşelenir hem de ben...

        YAPAY ZEKANIN KÖTÜYE KULLANIMI ARTTI

        Yapay zeka meselesini geldiği ve de gideceği noktayla ilgili okuduğum her yazı, dinlediğim her uzmana aynı tepkiyi veriyorum: “Yok artık!” Tüm bu -son iki gündür Acem Aşiran Makamı'ndaki- ‘yok artık’ nidalarım arasında en seslisinin dün eve dönerken Marmaray’da yaşanması biraz utanç verici oldu ama eminim siz de okuduğunuzda bana hak vereceksiniz.

        Ancak öncesinden Stanford Üniversitesi Yapay Zeka Laboratuvarı’nın yayınladığı ‘AI Index Raporu'ndan bahsetmek istiyorum. Habertürk.com Teknoloji Editörü Cem Özenen’in haberinden öğrendim bu raporu ben de. Yedinci sayısıymış bu…

        9 farklı ana bölümden oluşan bu kapsamlı raporda, Ar-Ge süreçlerinden, ekonomiye, eğitimden, siber güvenliğe, bilim ve tıptan politika ve yönetişime kadar birçok alanda yapay zekanın etkilerini gözler önüne seriliyor. Sevgili Cem’in de belirttiği gibi raporun en dikkat çeken verisi ‘yapay zekanın kötüye kullanılması’ bölümünde. AIAAIC (Yapay Zeka Olayları ve Etik Olmayan Kullanım İzleme Merkezi) tarafından yayınlanan son rapora göre, yapay zekanın kötüye kullanımı ile ilgili olayların sayısı son 10 yılda 26 kat artış göstermiş.

        Uzmanlar raporda, yapay zekanın kötüye kullanımının, toplumsal güveni sarsabileceği ve teknolojik ilerlemenin faydalarını gölgeleyebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Ayrıca, yapay zekanın etik kullanımını sağlamak için uluslararası düzeyde standartlar ve düzenlemelerin geliştirilmesinin önemini vurguluyorlar.

        YAPAY ZEKA İNSANIN YERİNİ ALABİLİR Mİ?

        Yapay zekanın kötüye kullanımı konusu çok önemli herkes benim arkadaşım gibi ‘Acem Aşiran Makamı’nda beste yaptırmıyor tabii… Ancak benim raporda dikkatimi çeken “AI, insanın yerini alabilir mi?” sorusuna verilen cevabın olduğu bölüm.

        Araştırmadan çıkan bilgilere göre yapay zeka bazı görevlerde insanları geçiyor, ancak hepsinde değil. Yapay zeka, görüntü sınıflandırma, görsel akıl yürütme ve İngilizce anlama gibi bazı alanlarda insan performansını çoktan aşmış durumda diyor rapor. Ancak, yarışma düzeyi matematik, görsel sağduyu, akıl yürütme ve planlama gibi daha karmaşık görevlerde biz insanlar yapay zekadan öndeyiz. Ancak bu 'birinciliğimizin' daha ne kadar süreceği konusu muğlak!

        Bu kim kimin yerini alacak tartışmasıyla ilgili Harvard’dan profesör Karim Lakhani’nin “Yapay zeka insanların yerini almayacak ama yapay zekalı insanlar, yapay zekasız insanların yerini alacak…” sözlerini okuduğumda küçük beynim daha da küçüldü!

        Yapay zeka konusu şu anda dipsiz bir kuyu gibi okuduğum her şey beni başka bir şeye yönlendiriyor, yeni metin başka sorulara yol açıyor, yeni sorulara cevaplar bulayım derken Borges’in iki aynadan yaptığı sonsuz labirent gibi içinden çıkılmaz bir girdaba düştüğüm hissine kapılıyorum.

        Bu yüzden tam da bu noktada beni Marmaray’da onca insanın içinde “Yok artık!” diye bağırtan ‘yapay zekalı’ o haberi anlatayım…

        YAPAY ZEKA ARACILIĞIYLA YAS TUTMAK İSTER MİSİNİZ

        Çin’de insanlar, yapay zekayla üretilen ‘Avatarlarla’ konuşarak ölen sevdikleriyle yeniden bağlantı kuruyormuş. Fushouyuan adlı cenaze hizmetleri sunan bir şirket, insanların yapay zeka aracılığıyla ölmüş yakınlarıyla irtibat kurmalarına yardımcı oluyormuş! (Yok artık daha neler göreceğiz!!!)

        Daha öncede buna benzer şeyler okumuştum ama Çin’de sanki işi bir tık ileri taşımışlar. (Hollywood'un artık aramızda olmayan yıldızları yeniden filmlerde oynatması konusun başka bir hikaye...)

        İnsanlar yakınlarının görüntülerini, kişilik özelliklerini şirketle paylaşıp daha sonra kaybettikleri sevdiklerinin klonlanmış sesleriyle konuşan, animasyonlaştırılmış avatarlarıyla sohbet ediyorlarmış. Benzer hizmet veren bu şirketlerden bazıları ayda 20’ye yakın talep geldiğini söylüyorlar.

        Bu hizmeti satın alan, ölmüş sevdiklerinin avatarlarıyla konuşan insanlar hislerini anlatıyorlar.

        Zeka yapay ama yas gerçek!

        Yapay zekanın ‘dijital yas’taki rolünü araştıran Nathan Mladin, “Yapay zeka sadece kurumları, alışkanlıklarımızı, sosyal hayatımızı değil ölüm ve ölüm sonrası yas sürecini de dönüştürecek” diyor. ‘Sanal ölümsüzlüğü’ teknolojinin kederle kesiştiği noktayı araştıran Mladin şunları söylüyor: “Yapay zeka destekli dijital teknoloji, belirli koşullar altında sevdiklerinizi hatırlamaya ve kederden kurtulmaya yardımcı olabilirken, tehlike kaybettiğiniz yakınınızın hiper gerçekçi ve etkileşimli simülasyonları. Bunlar, savunmasız kullanıcıları aldatma ve duygusal zarara yol açma riski taşıyor.”

        Nathan Mladin, bu konuda dini, felsefi, psikolojik birçok tartışma alanı bulunduğunu, daha çok bilimsel çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor: “Eğer yas tutmayı bırakmazsanız, bu psikolojiniz için oldukça zarar verici olabilir. Bu AI yazılımları insanların hayatlarına devam etmesini engelleyebilir! İnsanlar ölümün nihai olduğu fikriyle baş etmekte zorlanıyor. Eğer ölümü kabul etmeyi duygusal olarak reddetmeye bağlanan bir teknoloji varsa, o zaman onu alacaklardır.”

        Böyle bir teknoloji ticarileştirildiğinde yaşanabilecek gizlilik ihlali, dolandırıcılık vb. gibi birçok güvenlik riskini düşünmek bile istemiyorum.

        YAPAY ZEKAYLA ÖLDÜKTEN SONRA TORUN SEVMEK

        Ama işte cin şişeden çıkmış bir kez bazı insanlar ölüm acısından bazıları ise bizzat ölümün kendisinden yapay zeka yardımıyla kaçmaya çalışıyor.

        Çin'de bazı insanlar da kendi sanal ölüm robotlarını önceden hazırlıyormuş. Şangay'da bir yapay zeka avatar şirketi olan Lin Zhi, günlük seyahat planları, düşünceleri ve başkalarıyla yaptığı konuşmalar hakkında metinler yükleyerek GPT destekli bir sohbet robotu eğitiyormuş bugünlerde. Lin, takım elbiseli gözlüklü bir adam olan robotun, kendisinin savaş karşıtı siyasi duruşunu, yemek pişirme rutinlerini ve kullanma eğiliminde olduğu sloganları yavaş yavaş öğrendiğini söylüyor. Ayrıca botun kendi sesiyle konuşmasını sağlamak için ses klonlama yazılımı da kullanıyormuş.

        Lin, robotun ölümünden sonra onun adına konuşacak kendisinin ölümsüz bir ikizi olmasını umuyor: “Torunlarım 'Büyükbaba Lin Zhi nasıl biriydi?' diye sorarsa bunu öğrenmek için benim yapay zeka versiyonumla konuşabilecekler.”

        İşte yazının tam da bu noktasında Acem Aşiran Makamı'nda "Yok artık!!!" diye bağırabilirsiniz...