'Saat 23.00'ten geç yatmamaya çalışın'
Bağışıklık sistemi, ortalama 7 saat kesintisiz uykuya ihtiyaç duyuyor. Yatmadan 2 saat önce sıvı alımının kesilmesi ve yine yatmadan hemen önce idrara çıkılması da uykunun bölünmesini engelliyor
Bağışıklık sistemi, ortalama 7 saat kesintisiz uykuya ihtiyaç duyuyor. Biyolojik saate bağlı hormonlarımıza uyum sağlaması için gece 23.00’ten geç yatılmaması ve yatış saatimizin hep aynı civarda olması gerekiyor.
(23.00 - 01.00 arası safrakesesinden salgılanan toksinler uyanık olmanız halinde karaciğer tarafından geri emilebiliyor.) Yatmadan 2 saat önce sıvı alımının kesilmesi ve yine yatmadan hemen önce idrara çıkılması da uykunun bölünmesini engelliyor.
SOĞUK HAVAYA HAZIRLANIN
Soğuk havaya hazırlıklı şekilde çıkıyor olsak da dışarıda kalacağımız süreyi mümkün olduğunca kısa tutmamız gerekiyor. Gerçekte soğuk hava bağışıklık hücrelerinin sayısını artırarak mikroplara karşı savunma sistemimizi güçlendiriyor. Fakat soğukta kaldığımız süre uzadıkça vücudumuzun mücadele gücü giderek tükendiği için hastalanmaya yatkın hale geldiğimiz belirtiliyor.
LAHANAYA BENZER ŞEKİLDE GİYİNİN:
1 veya 2 kalın kazak yerine kat kat giyilen kıyafetler gün içinde girilen sıcak ortamlarda terlemeyi engelliyor ve vücut ısımızın korunmasını kolaylaştırıyor. Aksi durumda üzerimizde biriken ter dışarıya çıktığımızda üşütmemize ve kas tutulmaları yaşamamıza neden olabiliyor. Bu nedenle naylon esaslı hava geçirmeyen kumaşlar yerine terlemeyi engelleyen ve ıslanmaya karşı koruyucu özellikte kıyafetler giyilmesi öneriliyor.
BAŞI KORUMAMAK SİNÜZİTE NEDEN OLUYOR:
Burun, kulak, baş, eller, ayaklar ve parmaklar gibi soğuğa en dayanıksız bölgelerin çift kat eldiven, çorap ve başlıkla çok iyi korunması gerekiyor. Başı korumamak, soğuk çarpması sonucu sinüzit, orta kulak ve bademcik iltihabına neden oluyor. Özellikle akciğer ve kalp hastalığı olanların mümkünse soğuk havalarda dışarı çıkmamaları, çıkarken de mutlaka bu tedbirleri almaları öneriliyor.
YÜKSEK TANSİYONU OLANLAR EL VE AYAKLARINI SICAK TUTSUN:
Yüksek tansiyonu olanların burun, kulak, baş, eller, ayaklar ve parmaklardaki kılcal damarların soğuktan büzüşmesi sonucu tansiyonlarının daha da yükselebileceğini bilerek doktorlarına danışmaları ve yanlarına acil durumda kullanacakları türden ilaçlar almaları tavsiye ediliyor.
AKCİĞER HASTALARI AĞIZDAN NEFES ALMAMALI:
Akciğer sorunu olanların soğuk havayı burun ve ağızdan ciğerlerine çekmeleri başta soğuk algınlığı ve grip daha da önemlisi zatürree riskini artırıyor. Bu nedenle kalın atkı, kar maskesi benzeri kıyafetler ve kalın başlıklar kullanılması öneriliyor. Kalp-damar hastalarının, soğuğun vücutta yarattığı stres hormon artışı nedeniyle ani damar daralması sonucu kalp krizi ve inme riskine karşı çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Özellikle birkaç kat çorap giyen şeker hastalarının ayakkabı vurması sorunu yaşamamak için sıkı ayakkabı giymemeleri öneriliyor. Bunun dışında kar gözlüğünün de göz kurumasını ve kızarıklığını engellediği belirtiliyor.
KAHVE-ÇAY YERİNE IHLAMUR VE KUŞBURNU:
Yeterli sıvı alımı olmadan uzun süre soğukta kalmak vücudun uç noktalarında susuzluğa bağlı olarak kılcal damarlarda daralmaya neden oluyor. Bu durum hem ‘soğuk yanığı’ denen donmalara hem de mikropların dışarı atılması için gereken burun akıntısı ve balgamın koyulaşmasına yol açıyor.
Kahve ve çay gibi idrar söktürücü özelliği olan içecekler burun ve boğaz salgılarını kuruttukları için bunların yerine ıhlamur, kuşburnu ve nane-limon çayı tüketimi öneriliyor. Alkol ise kılcal damarlar, burun ve yanaklarda sıcaklık hissiyle kızarmaya neden olarak vücut ısısının arttığı hissi verse de tam tersine ısı kaybına neden olarak soğuk çarpması ve donma riskini artırıyor ve idrarla su kaybına neden oluyor.
RÜZGÂRLI HAVADA SİGARAYA DAHA DA DİKKAT EDİN: Burun, boğaz ve akciğerlerin hava yolları birçok toz ve mikrobun içeriye girmesini engelleyen ve onları dışarı süpüren ince tüycüklere sahip. Bu noktada rüzgârlı ve soğuk havalarda sigara içmeye devam etmek solunum yolu hastalıklarına davetiye çıkarıyor.
Ceyda ERENOĞLU / GAZETE HABERTÜRK