Adile Naşit, vefatının 34'üncü yılında anılıyor
Adile Naşit, vefatının 34'üncü yılında anılıyor. 11 Aralık 1987'de tıpkı babası Naşit Özcan gibi 57 yaşında hayata veda eden Adile Naşit, 21 yılını oğlu Ahmet'in kaybından dolayı acı içinde geçirdi. Geriye tiyatro oyunları ve sinema filmlerinde fenomen haline getirdiği karakterleri bırakan Adile Naşit, bir neslin kuzucuklarının hatıralarının başköşesinde yer alıyor
Televizyonun tek kanallı olduğu dönemlerde çocuklar için fazla içerik olmazdı.
'Pembe Panter', 'Atom Karınca', 'Değerli' ve 'Tarzan' animasyonları 10'ar dakikalık bölümler halinde farklı günlerde dönüşümlü olarak yayınlanırdı.
Bir de 'Mavi Dünya' adlı bir belgesel vardı.
Bir de Adile Naşit'in 'Uykudan Önce'si...
Elektrik kesilmezse animasyon filmi sonrasında keyfimiz 'Uykudan Önce' ile cilalanırdı.
'İbiş' kuklasının mini gösterisiyle açılan programda bizlere 'Yavrularım' ve 'Kuzucuklarım' diye hitap eden Adile Naşit'in öğüt bezeli sohbetini izlerdik.
İşin ilginç yanı biz çocuklar kadar ebeveynlerimizin de pür dikkat izlemesiydi.
Nedenini ileriki yıllarda öğrendik; Adile Naşit, büyüklerimiz tarafından da pek sevilirmiş.
Adile Naşit...
17 Haziran 1930'da tuluat ustası, 'Büyük Komedyen' anlamına gelen 'Komik -i Şehir' lakaplı, nam-ı diğer Sultan Hamid'i bile güldüren adam Naşit Özcan ile Ermeni asıllı tiyatro oyuncusu Amalia Hanım'ın kızı olarak dünyaya geldi.
Dedesi Kemani Yorgo Efendi, anneannesi ise döneminin ünlü kantocularından Küçük Verjin'di.
Beyazıt İlkokulu'nda başlayan, Hayriye Lisesi, ardından da İstiklâl Lisesi'nde sürdürdüğü öğrenimini 1943'te babası Naşit Özcan'ın vefatından dolayı bırakmak zorunda kaldı.
Selim Naşit - Naşit Özcan - Adile NaşitDipnot... Naşit Özcan'ın Leman Hanım ile olan evliliğinden çocuğu olmuyordu. Küçük Verjin'in kızı olan tiyatro oyuncusu Amalia Hanım'a âşık olup Leman Hanım'dan boşandı. Evlendiği Amalia Hanım'dan önce Selim Naşit Özcan daha sonra da Adile Naşit Özcan doğdu. Amalia Hanım, evlendikten sonra 'Emel' adını aldı.
Naşit Özcan - Amalia (Emel) ÖzcanDipnot... 1886 doğumlu Naşit Özcan, eğitim alması için devlet tarafından Fransa'ya gönderildi. Dönüşünde sarayda oyunlar sergileyen pantomim topluluğuna katıldı. Kendi adına kurduğu topluluklarda çalışmalarını Cumhuriyet döneminde de sürdürürken 'İbiş' tiplemesiyle ünlendi. Ortaoyunu, kukla ve Karagöz çalışmaları yaptı. (Uykudan Önce'yi 'İbiş' kuklasının kısa bir gösterisiyle başlatan TRT, bu yolla Adile Naşit'in babasına saygıda bulunurdu)
Adile Naşit'in anneannesi Küçük Verjin (1870 - 1964)Öğrenimini yarım bırakmak zorunda kalan Adile Naşit, aile mesleğine yönelerek ilk olarak 14 yaşındayken 1944'te İstanbul Şehir Tiyatroları Çocuk Bölümü'nde sahnelenen 'Her Şeyden Biraz' ile başladı.
Bir yıl sonra 'Nar Tanesi Nur Tanesi' adlı oyunda başrole yükselen Adile Naşit, 1946'da Ses Opereti kadrosuna katıldı. 1947'de ise Muammer Karaca Tiyatrosu'na geçti.
Aynı yıl Fuat Rutkay'ın yapımcısı, Seyfi Havaeri'nin yönetmeni olduğu, aldatılan bir kadının hikâyesinin konu edildiği 'Yara' ile sinema kariyerine de başladı.
Adile Naşit'in kariyerinde işler yolundaydı. Kısa sürede mesleğinin ışıltılı oyuncularından biri haline gelen Naşit, 1950'de meslektaşı Ziya Keskiner ile evlenerek özel hayatında da mutluluğu yakalamıştı.
Ta ki oğlu Ahmet'in kalbinin delik olarak doğduğunu öğrenene kadar...
Ahmet, ilkokul ikinci sınıfa kadar yaşamını sorunsuz bir şekilde sürdürüyordu. Bu nedenle annesiyle babasının oğullarının kalbinin delik olduğundan haberleri yoktu.
Oya Özcan - Selim Naşit Özcan - Ahmet Naşit Keskiner - Selim Naşit Özcan - Ziya KeskinerBir gün aniden rahatsızlanınca Adile Naşit ile Ziya Keskiner, soluğu hastanede aldı.
Yapılan tetkiklerden sonra Ahmet'in kalbinin delik olduğu, ameliyat edilmesi gerektiği ortaya çıktı.
İşte o günden itibaren birçok Yeşilçam filminde izlediğimiz o acı hikâye Adile Naşit ile Ziya Keskiner için acı bir gerçeğe dönüştü.
Ahmet'in ameliyatının Türkiye'de yapılması o günlerin Türkiye'sinde mümkün değildi.
Ameliyat, tıpkı Yeşilçam filmlerinde olduğu gibi ABD'de yapılabilirdi. Elbette ulaşım, konaklama hastane masrafları için yüksek bir meblağ gerekiyordu.
Elbette yaşamlarını tiyatro oyunculuğuyla idame ettiren Adile Naşit ile Ziya Keskiner'de o kadar para yoktu.
* 1966'nın 100 bin lirası Cumhuriyet altını üzerinden günümüzde 5 milyon 500 bin lira yapıyor.
Meslektaşlarının girişimiyle İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahnelenen oyunların bir gecelik hasılatı olan 20 bin lira oğullarının ameliyatı için Adile Naşit ile Ziya Keskiner'e verildi.
Geri kalan 80 bin lira ise gazeteler aracılığıyla başlatılan yardım kampanyalarıyla toplandı.
Ahmet'in ABD'deki ameliyatı başarılı geçti geçmesine ama bir süre sonra girdiği komadan çıkamayarak 15 yaşındayken 16 Haziran 1966'da hayatını kaybetti.
Adile Naşit, oğlunun vefat haberini aldığı sırada tiyatro oyunu için İzmir'de sahneye çıkmaya hazırlanıyordu. Sahneye çıkıp içi kan ağlarken seyircilere kahkahalar attırdı. Oğlu, kendisinin doğum gününden bir gün önce vefat etti.
Oyun sonrası İzmir'den İstanbul'a uçakla dönen Adile Naşit, o günden sonra ömrü boyunca yolculuklarında ne uçak kullandı ne de doğum günü kutladı.
Adile Naşit'in kariyerine dönecek olursak; 1948'den itibaren Aziz Basmacı ve Vahi Öz ile birlikte kurdukları topluluğun oyunlarında rol aldıktan sonra 1954'te döndüğü Muammer Karaca Tiyatrosu'nda 1960'a kadar çalıştı.
1961'de eşi Ziya Keskiner ve ağabeyi Selim Naşit ile birlikte 1961'de Ankara'da kurdukları Naşit Tiyatrosu'nun ömrü uzun sürmeyince 1962'den itibaren uzun yıllar oyunlarında sahneye çıktığı Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Tiyatrosu'na katıldı.
Tiyatro oyunlarının yanı sıra 'Hisseli Harikalar Kumpanyası', 'Neşe-i Muhabbet' ve 'Şen Sazın Bülbülleri' adlı müzikallerdeki performansıyla mesleğininzirvesine çıkan Adile Naşit, arada sırada sinema filmlerinde rol alsa da beyazperdenin hafızasına Arzu Film'in yapımlarıyla kazındı.
'Gazanfer Özcan - Gönül Ülkü Özcan Tiyatrosu günleri....O dönemde tiyatroda başarılı performanslar sergileyen Kemal Sunal, Metin Akpınar, Zeki Alasya, Münir Özkul ve Halit Akçatepe gibi oyunculara sinemanın kapısını açmakla ünlenen yapımcı - yönetmen Ertem Eğilmez, yapımcı Nahit Ataman ile senarist Sadık Şendil'in beyazperdeye kazandırdığı Adile Naşit'in Arzu Film'deki ilk çalışması Hülya Koçyiğit ile Tarık Akan'ın başrollerini paylaştığı 1971 yapımı 'Beyoğlu Güzeli' oldu.
'Beyoğlu Güzeli' (Güzin Özipek - Adile Naşit)Arzu Film'e kadar olan 27 yıllık kariyerinde 7 sinema filminde rol alan Adile Naşit, 1971'den itibaren 16 yılda rol aldığı 77 filmle sinemanın unutulmaz karakter oyuncularından biri olmayı başardı. Elbette, öyle olmasında şu filmler özellikle pay sahibiydi;
Hababam Sınıfı serisi... Hafize Ana
Neşeli Günler... Saadet
Gülen Gözler... Nezaket
Tosun Paşa... Adile
Süt Kardeşler... Melek
Salak Milyoner... Mesude
Kibar Feyzo... Sakine
Sultan... Hatice
Aile Şerefi... Emine
İşte Hayat... Makbule
Ah Nerede... Huriye
Bizim Aile... Melek
'Bizim Aile' (Münir Özkul - Adile Naşit)Her ne kadar konumları, karakter oyuncusu olarak tanımlansa da performanslarıyla izleyicilerin nazarında başrol etkisi oluşturuyorlardı / oluşturuyorlar.
Yeşilçam döneminde Adile Naşit, Münir Özkul, Hulusi Kentmen, Aliye Rona, Nejdet Tosun, Süleyman Turan, Kadir Savun, Erol Taş, Nubar Terziyan, Kenan Pars gibi...
Sonraki dönemde ise Erdal Tosun, Zafer Algöz, Güven Kıraç, Erkan Can gibi...
Filmin künyeleri ve afişlerinde adları, karakter oyuncusu sıralamasında yer alıyordu / alıyor. Elbette oyunculuk kaşeleri de ona göreydi / göredir.
1976'da Atıf Yılmaz'ın yönettiği 'İşte Hayat'taki 'Makbule' rolüyle Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde eşine hiç rastlanmayan bir gelişme yaşandı.
Adile Naşit, diğer bütün filmlerinde olduğu gibi 'İşte Hayat'ın künyesinde ve afişinde yardımcı oyuncu kategorisindeydi.
'İşte Hayat' (İhsan Yüce - Adile Naşit - Hülya Koçyiğit - Uğur Dündar)Ne var ki Atilla Dorsay, diğer jüri üyeleri Ahmet Gönen, Alim Şerif Onaran, Kami Suveren, Mehmet Küçükince, Nuri Dağtekin, Özer Kabaş ve Suna Kan'a 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülünü Adile Naşit'e vermeyi teklif etti, hatta bu konuda ısrarcı oldu.
Kategori olarak festivalin tüzüğüne uygun olmasa da Adile Naşit'in 'Makbule'yi canlandırmadaki başarısı, jüri üyelerinin zihinlerinde "Başrol etkisi oluşturan Adile Naşit'e 'Yardımcı Kadın Oyuncu' ödülü vermekle kendisine haksızlık etmiş olmaz mıyız?" sorusunu oluşturdu. Sonunda da Adile Naşit, 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülü kazanan karakter oyuncusu olmayı başardı.
Adile Naşit, filmlerini izleyenlerin, oyunlarını seyredenlerin ve dostlarının neşe kaynağıydı. O halleri madalyonun bir yüzündeki Adile Naşit'ti. Madalyonun diğer yüzünde ise nefes aldığı her an oğlu Ahmet'in acısıyla dolu derin bir boşlukta yaşayan Adile Naşit vardı. 1982'de eşi Ziya Keskiner'in de hayata veda etmesiyle el elde, baş başta bir halde kalan Adile Naşit, dostlarının yalnız kalmaması, evlenmesi üzerine verdiği salıklara kulak asarak 1983'te Cemal İnce ile evlendi.
21 yıl boyunca o amansız derin boşlukta yaşayan Adile Naşit, bağırsak kanseri nedeniyle 11 Aralık 1987'de vefat etti. Hayata gözlerini yumduğu zaman, tıpkı babası Naşit Özcan gibi 57 yaşındaydı. Adile Naşit, Karacaahmet Mezarlığı'nda ilk eşi Ziya Keskiner ile oğlu Ahmet Keskiner'in yanına defnedildi. Aile mezarlığını Adile Naşit'in ikinci eşi Cemal İnce yaptırdı.
'Hababam Sınıfı'nın oyuncuları vefat yıl dönümlerinde Adile Naşit'in kabrine giderek 'Hafize Ana'larının hatıralarını canlı tutuyor.Adile Naşit, sokaklara verilen adıyla, dikilen büstleri ve heykelleriyle ve Sezen Aksu tarafından adına oluşturulan hatıra ormanıyla yaşatılmaya devam ediliyor.
Sezen Aksu - Adile Naşit