Almanya'nın Brandenburg eyaletindeki seçimler öncesinde anketler aşırı sağı ilk sırada gösteriyor
Almanya'nın doğu eyaletlerinden Brandenburg'da 22 Eylül'de yapılacak seçim öncesi aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisinin (AfD) anketlerde birinci sırada çıkması toplumun geniş kesimlerini endişelendiriyor.
Almanya'da 1 Eylül'de Thüringen ve Saksonya'da gerçekleştirilen eyalet meclisi seçimlerinin ardından yaklaşık 2 milyon seçmen, Brandenburg'da yapılacak bölgesel seçimde oy kullanacak.
Son kamuoyu yoklamalarına göre aşırı sağcı ve yabancı karşıtı AfD yüzde 28 ile birinci sırada yer alırken, Başbakan Olaf Scholz'un Sosyal Demokrat Partisinin (SPD) yüzde 27 ile ikinci, merkez sağ Hristiyan Demokrat Birlik Partisinin (CDU) ise yüzde 14 ile üçüncü olması bekleniyor.
SPD'nin kalesi olarak bilinen Brandenburg'da en son 2019'da yapılan eyalet meclisi seçiminde SPD yüzde 26,2 ile ilk sırada yer almış, aşırı sağcı AfD yüzde 23,5 ile ikinci sırayı almıştı.
Anketlere göre Brandenburg'da AfD'ye ilaveten yükselişte olan bir diğer parti, henüz Ocak 2024'te kurulan sol popülist Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW). Yüzde 13 ile dördüncü sırayı alması beklenen BSW'nin eyalet hükümeti için koalisyon pazarlıklarında kilit parti olması bekleniyor.
Almanya'da diğer partiler, antidemokratik eğilimleri nedeniyle uzun süredir iç istihbarat tarafından izlenen aşırı sağcı AfD ile bir koalisyon hükümeti kurmayı reddediyor.
Almanya İslam Federasyonu Başkanı Burhan Kesici AA muhabirine yaptığı açıklamada aşırı sağcı AfD'nin eylül başında yapılan seçimlerde Thüringen ve Saksonya'da birinci ve ikinci parti olduğunu gördüklerini belirterek, "Büyük ihtimalle (AfD'nin) Brandenburg'da da birinci parti olma ihtimali var. Bu endişe verici." dedi.
Sadece AfD'nin değil, aynı zamanda mevcut diğer partilerin de fikir ve söylem değişikliğine gittiğine dikkati çeken Kesici, "Bilhassa Müslüman ve yabancılar üzerinde siyasetin biraz daha sert olduğunu görmekteyiz." diye konuştu.
AfD'nin Brandenburg eyaletinde birinci parti olması halinde bile büyük ihtimalle hükümeti kuramayacaklarına dikkati çeken Kesici, "Ama mevcut hükümet partileri yabancılara karşı daha sert bir siyasette, iltica ve Müslümanlar konusunda daha çok kısıtlamalara gidecekler. Büyük ihtimalle problemler oluşacak." değerlendirmesinde bulundu.
Kesici Almanya'daki günlük yaşamda Müslümanları ve göçmenlerin dışlanması ve İslam düşmanlığının çok arttığını da aktardı.
AfD'nin Brandeburg'da birinci parti olması durumunda sunduğu fikirlerin toplum içerisinde daha fazla kabul göreceğini belirten Kesici, "Ve artık daha çok açık bir şekilde bunları ifade edeceklerdir. İlk başta pek değişiklik olmasa da orta ve uzun vadede değişiklikler bekliyoruz. CDU'da Genel Başkanı Friedrich Merz, başbakan adayı oldu. Büyük ihtimalle artık çok daha sert ve sağa kayan bir siyaset yapacak gibi. Diğer partilerin sağ görüşleri kendi parti programlarına alma ihtimali büyük." ifadelerini kullandı.
Brandenburg Basın Konferansı Başkanı Benjamin Lassiwe de AfD'nin son yıllarda eyalette güçlü olduğunu ve kamuoyu anketlerinde birinci parti konumunda olduğunu söyledi.
Lassiwe AfD'nin seçimlerden ilk sırada çıkması ihtimaliyle ilgili ise, "Bu Brandenburg eyaletinin imajı için yıkıcı olacaktır." dedi.
AfD'nin eyaletteki gizli yabancı düşmanlığından beslendiğine dikkati çeken Lassiwe, "Geçen ay Solingen'de meydana gelen saldırı ve son yıllardaki mülteci dalgası nedeniyle AfD güç kazandı." diye konuştu.
İnsanların radikal sağcı bir partinin Brandenburg gibi ekonominin merkezi olan bir eyalette iktidara gelmesini istememesi gerektiğini aktaran Lassiwe, "Çok sayıda küçük partinin eyalet parlamentosuna girememesi durumu da bir tehlike arz ediyor." ifadesini kullandı.
42 yıldır Almanya'da yaşayan ve ırkçılığa karşı çeşitli sivil toplum kuruluşlarında mücadele veren Ercan Yaşaroğlu da AfD'nin federal düzeyde iktidara gelmesi durumunda Almanya'daki göçmenlerin mağdur olmamak için göçmek zorunda kalacağını söyledi.
Yaşaroğlu, "O AfD eğer iktidara gelecek olursa, Avrupa Birliği dağılır, savaş tehlikesi artar ve biz göçmenler o zaman mağdur olmamak için göçmek zorunda kalırız. Ama ben bu gelişim sürecinde tavır alma taraftarıyım." dedi.
AfD'nin yüksek oy alması durumunda Avrupa'nın kendi değerlerini kaybedeceğini anlatan Yaşaroğlu, "Avrupa'nın kendi sözüm ona demokrasi değerlerinin tümü AfD tarafından yok edilmiş olur. Fransa'yı görüyoruz. İtalya'yı görüyoruz. Danimarka'yı görüyoruz. Tüm Avrupa'da sağa kayış veya milliyetçiliğe kayış çok yoğun vaziyette var. Bu Avrupa Birliği'nin dağılması demektir. " diye konuştu.
Aşırı sağcı partinin Brandenburg seçimlerinde yüzde 30 kadar oy alması durumunda Batı eyaletlerinde de bunun bir etkileşimi olacağı değerlendirmesinde bulunan Yaşaroğlu, "Ama benim tahminim federal düzeyde yüzde 15'te kalır, daha yukarıya çıkmaz. Bu anlamda 4. veya 5. parti durumunu federal mecliste devam ettirir. Ama bu ülkede bugüne kadar utanan Almanlar, ırkçı söylemler yapamayan Almanların birçoğu artık bunları yapar hale gelir. O durumu engellememiz için bizim duruşumuz olması gerekiyor. Göçmenlerin tavır alması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Toplumunda hakim olan savaş, gelecek, pahalılık ve fakirlik korkusuna dikkati çeken Yaşaroğlu, "Bir de bunun üzerine ülkemiz elden gidiyor korkusuyla birlikte toplum sağa kayarak güven arıyor. AfD'nin aldığı oylar bir tepkidir. Ama bu tepkinin sonucunda eğer güç kazanacak olurlarsa biz göçmenlere karşı şiddet, yani bizim şiddete mağdur kalmamız, dövülmemiz, tekrar yakılmamız veya öldürülmemiz, kurşunlanmamız ortaya çıkacaktır." ifadelerini kullandı.
Berlin-Brandenburg Türkiye Toplumu (TBB) da seçmenlere demokratik partilere oy vermeleri çağrısında bulundu.
TBB sözcüsü Ayşe Demir yaptığı yazılı açıklamada AfD’nin Brandenburg’da olası bir seçim zaferinden büyük endişe duyduklarını belirterek, "Saksonya ve Thüringen’de demokrasimiz için şok edici ve endişe verici sonuçların Brandenburg’da tekrarlanmasına izin vermemeliyiz. Lütfen oyunuzu demokratik partilere verin." ifadelerine yer verdi.
Thüringen ve Saksonya’daki seçim sonuçlarının Almanya'daki korkuları bir kez daha körüklediğine işaret eden Demir, "AfD seçmenleri kendilerini haklı hissediyor ve sahtesi yerine söylemlerin orijinaline oy veriyor. Bu nedenle demokratik partilerin AfD’nin güdümüne girmek yerine insanların sosyal sorunlarıyla ilgilenip geniş kapsamlı çözümler sunması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Almanya'da 1 Eylül'de Thüringen'de yapılan seçimlerde İkinci Dünya Savaşı sonrasında ilk kez bir aşırı sağcı parti (AfD) bir eyalet seçiminde birinci sırayı almıştı. AfD, Saksonya'da ise az farkla ikinci olmuştu.