Andrea Pirlo, Fransızlara konuştu
Fatih Karagümrük'ün ünlü İtalyan teknik direktörü Andrea Pirlo, İstanbul'da geçirdiği günleri ünlü Fransız gazetesi L'Equipe'e değerlendirdi
Ligler, Katar'da düzenlenecek olan 2022 Dünya Kupası nedeniyle araya girerken Süper Lig'de geride kalan haftalara damga vuran olaylardan biri de Fatih Karagümrük'ü Andrea Pirlo'nun çalıştırmasıydı.
İtalyan futbol adamı Fransızlar'ın prestijli gazetesi L'equipe'e bir röportaj verirdi. Röportajda Juventus'tan ayrılık süreci ve Fatih Karagümrük'e geliş hikayesiyle Türkiye'deki günleri yer aldı.
Maçkolik'in aktardığına göre L'Equipe'in yaptığı Pirlo dosyası şöyle:
43 yaşındaki genç antrenör, bize şık bir semt olan Nişantaşı'nda röportaj vermeden evvel, İtalya'dan gelen tüm söyleşi tekliflerini reddetti. Zira Juventus kulübesindeki pek iyi olmayan başlangıcıyla ilgili gelen sorulardan artık bıkmıştı. Mayıs 2021'de, tek ve durgun bir sezonun ardından kovulmuş ve efsanesi zarar görmeye başlamıştı. Eğer Pirlo unutulmak istiyorsa, bunu başardı.
Büyük isimleri daha zor affederiz. Bu doğru. Ve Pirlo İtalya'da adeta joker hakkını kullanmış, son 10 yılda Serie A kazanamayan hiçbir antrenörün çalıştıramadığı Juventus'un başına geçmişti. Sonrasındaysa, ikinci sınıf bir kulüple (Genoa, Salernitana gibi?) her şeyi mahvetme riskini almadı. Bunun yerine egzotik bir sürgüne gönderdi kendini, hem de pişman olmadan. Juve'de 2011 ile 2015 arasında oyuncu olarak görev almış Pirlo, "Eğer Juventus sizi teknik direktör olarak istiyorsa 'hayır' demek zordur. İnanıyorum ki 100 kişiden 99'u benimle aynı kararı verirdi." diyor. "Antrenörlük yapma arzumu ancak ve ancak güçlendiren, birçok yönden eğitici ve harika bir deneyimdi. Ve Karagümrük'e 'evet' demek benim için kolaydı zira kulüp yöneticileriyle görüşmemde, onlardaki ilerleme isteğini hissettim."
Büyük isimleri daha zor affederiz. Bu doğru. Ve Pirlo İtalya'da adeta joker hakkını kullanmış, son 10 yılda Serie A kazanamayan hiçbir antrenörün çalıştıramadığı Juventus'un başına geçmişti. Sonrasındaysa, ikinci sınıf bir kulüple (Genoa, Salernitana gibi?) her şeyi mahvetme riskini almadı. Bunun yerine egzotik bir sürgüne gönderdi kendini, hem de pişman olmadan.
Juve'de 2011 ile 2015 arasında oyuncu olarak görev almış Pirlo, "Eğer Juventus sizi teknik direktör olarak istiyorsa 'hayır' demek zordur. İnanıyorum ki 100 kişiden 99'u benimle aynı kararı verirdi." diyor.
"Antrenörlük yapma arzumu ancak ve ancak güçlendiren, birçok yönden eğitici ve harika bir deneyimdi. Ve Karagümrük'e 'evet' demek benim için kolaydı zira kulüp yöneticileriyle görüşmemde, onlardaki ilerleme isteğini hissettim."
Pirlo hırslı bir insan. Ve sahalardan uzakta çalışarak geçen bir yılın ardından da hırslıydı. Ayağındaki süet ayakkabılarla, ağzındaki elektronik sigarayla, tenha bir kafe ararken, bize huzurlu bir adam olduğu izlenimini verdi.
Belki çok konuşkan olmasa da güler yüzlü biri olarak selfie isteklerini reddetmiyor, kalabalık bir caddede doğaçlama bir şekilde insanlarla fotoğraf çektiriyordu. Anlaşılan İstanbul, amatör sanata ve tarihe meraklı birini fethetmiş? Güçlü bir İtalyan aksanına sahip bir takımda belki biraz yolunu şaşırmış gibi görünüyor Pirlo ama yönünü kaybetmiş değil: İtalyan-Türk defans oyuncusu Rayyan Baniya'nın yanı sıra kadroda Pirlo'nun iki eski takım arkadaşı da dahil olmak üzere dört İtalyan var.
36 yaşındaki kaleci (ve kaptan) Emiliano Viviano ile ve 31 yaşındaki forvet Fabio Borini, takımın İtalyanlarından. Birçoğu zaten Torino'da da yanında olan ekibinden bahsetmeye dahi gerek yok.
İstanbul'a eşi ve çocuklarıyla taşınan, çocuklarını uluslararası bir okula gönderen Pirlo, "Yabancı bir ülkede yaşayacağım deneyimle kendimi zenginleştirmeyi, yeni heyecanları ve kendimi pek bilmediğim bir ligle yüzleştirmeyi gerçekten istedim." diyor.
"Hepimizin lideri" dediği Johan Cruyff'un Barça'sından, "dahi" olarak nitelediği Pep Guardiola'dan, Louis Van Gaal'in Ajax'ından, Carlo Ancelotti'nin Milan'ından ve Antonio Conte'nin Juventus'undan ilham alarak oluşturmaya çalıştığını belirttiği bir topa sahip olma ve sorumluluk alma oyunu isteyen Lombardiyalı, (yönteminin meyvelerini verdiğini de ima ederek) burada kendisine zaman verileceğini umuyordu.
"İtalya'da ona verilmeyen" ve eksikliğini hissettiği zamanın? Pirlo, kazandığı iki kupa (2020 İtalya Süper Kupası ile 2021 İtalya Kupası) ve Şampiyonlar Ligi bileti almasıyla, Juve'de iyi bir iş çıkardığına ikna olmuş durumda. Bu bir kumar zira Türkiye, antrenörlere zaman tanımasıyla ünlenmiş değil. 9 Ekim'de deplasmanda Fenerbahçe'ye karşı alınan 5-4'lük yenilgi, ki bu mağlubiyet sekiz maçta alınan dördüncü mağlubiyetti Karagümrük için, muhtemel kovulma dedikodularını beraberinde getirmekte gecikmedi.
Kazanılan tek maç ve olası 24 puan içinden alınan yalnızca altı puan sonucu Karagümrük, ligin sondan bir önceki basamağında yer alıyordu. Avrupa'ya gitmek için bir kadro kuran Başkan Süleyman Hurma'nın istekleri uzaklardaydı. Sonrasındaysa işler daha iyi gitti. Pirlo'nun öğrencileri takip eden dört maçta altı puan alarak, ilk sekiz haftada topladıkları kadar puan topladılar. Ancak yine de düşme hattının bir sıra üstünde ve belirsiz bir konumdalar.
Bu durum, "kulüp tarafından her zaman desteklendiğini hissettiğini" söyleyen eski oyuncuyu endişelendirmiyor gibi görünüyor. Hurma'nın destekleyici sözleriyse şunlar: "Andrea zeki biri. Onun nasıl çalıştığını görüyorum. Onun felsefesine inanıyorum. Avrupa'dakine göre farklı tarzda bir oyunun oynandığı, anlamanın güç olduğu bir lig olan Süper Lig'e uyum sağlama konusunda başarılı olacağıma ikna oldum. Ancak taktiksel prensiplerinden vazgeçmesini istemiyorum. Kazanalım ya da kaybedelim, takımımı bir oyuna sahip olduğunu görmek istiyorum. Bu yalnızca sonuçlarla açıklanabilecek bir şey değil."
Tezinde geliştirdiği fikirlerden asla vazgeçmeyen Pirlo da tam olarak benzer düşüncede. "Yol gösterici" bir oyun ve top kontrolünü bir "takıntı" hâline getiren bir oyuna sahip olma düşüncesi?
"Daha yapılacak iş var", özellikle de defansif anlamda (12 maçta yenilen 24 gol, maç başına yenilen iki gol). Ancak "mimar"ın ayak izleri hücumda kendini gösteriyor (12 maçta atılan 21 gol, ligde bu alanda dördüncü). Borini, "Fener ya da Galatasaray fark etmeksizin her zaman kendi oyunumuzu oynamaya çalışıyoruz." derken, Viviano da onu onaylıyordu.
"Oyunu geriden kuruyoruz ve yüksekte pres yapıyoruz. İleride oynamak, risk almak? Büyük takımlar günümüzde böyle oynamak istiyorlar." Fatih Karagümrük henüz o büyük takımlardan biri değil. Ancak talepkâr Pirlo, Mevlüt Erdinç'in "futbol fanatikleri" olarak tanımladığı yöneticileriyle iletişim kurabiliyor. "İstek, fikir ve biraz da şansla büyük işler başarabilirsiniz." diyor İtalyan teknik adam. Pirlo'nun idealizmi, hâlâ hiçbir resmi antrenman sahası olmayan, Fatih'in eski işçi sınıfı semtindeki Bizans'tan kalma bir açık hava sarnıcının kalıntıları üzerine inşa edilmiş Vefa Stadı'ndan Türkiye Futbol Federasyonu'nun Karadeniz kıyısında yer alan Riva'daki son teknoloji tesislerine sürekli olarak taşınan bir takımın gerçeğiyle çatışıyor. Tabii Fatih Karagümrük'ün iç saha maçlarının çoğunu boş tribünleri önünde oynadığı Olimpiyat Stadı'nın gitmek zorunda kalmadığınızda...
Hurma, bunun "sıkıntılı bir durum" olduğunu kabul ediyor ve Borini de buna alışmakta "zorluk" çektiğini itiraf ediyor. Vefa Stadı, küçük soyunma odaları ve taraftar lokalinden gelen mis gibi nargile kokusuyla ne kadar resmedilmeye değer olsa da bir Süper Lig takımına yakışmıyor.
Süleyman Hurma'nın gizleyecek bir şeyi yok. Pirlo'yu biraz da 2020 yılında, 30 yıllık bir bekleme süresinin ardından Süper Lig'e çıkan takımını tanıtmak için göreve getirdi. Ve tabii ki yapılanmayı hızlandırma fikriyle de? Başkan çayından yudum alırken, "Bu bizim için bir şans, ama Pirlo için de bir şans. Eğer her şey iyi giderse bir 'kazan-kazan' durumu olacak." diyor.
Takımın antrenman ortamındaki iyi ruh hâline bakacak olursanız, daha iyi günlere inanmak mümkün. Zengin futbolculuk kariyeri boyunca daha çok ayaklarını konuşturan Pirlo, Türkiye'nin Clairefontaine'inde (Fransa Milli Takımı'nın antrenman tesisleri) sivilceli bir tercüman eşliğinde sahada sesini duyurup kendini göstermekten çekinmiyor. Bir devrim yapmadan kendi tarzını ortaya koymayı başardı.
"Daha kısa ama daha yoğun antrenmanlar" ifadesini kullanıyor Viviano, Pirlo'nun antrenman tarzını betimlerken. Pirlo daha fazla video izleme seansı düzenliyor, aynı zamanda özellikle kamp ve dinlenme günleri konularında Türkler'in alışık olduğundan daha fazla esneklik sağlıyor.
Oyuncuları, Pirlo'nun sorumluluk dağıtma yeteneğini, alçak gönüllülüğünü ve açık sözlülüğünü övüyor. 40 yaşındaki teknik adam ise bu konuda şöyle düşünüyor: "Antrenörlerimden, özellikle de Ancelotti ve Conte'den, onlara asla yalan söylememeniz gerektiğini öğrendim. Mümkün olduğunca açık olmalısınız, onlarla konuşmaktan asla korkmayın. Hiçbir sır, söylenmemiş bir söz istemiyorum." Pirlo ile Başkan Hurma arasında da gizli saklı yok.
İtalyan, kulüp ile bir yıllık bir sözleşme imzaladı. "Bu onun tercihiydi, ben de ona baskı yapmak istemedim" diyen Hurma, Pirlo'nun takımın başına para için gelmediğini de belirtiyor ve ekliyor: "Eğer burada mutluysa sözleşme uzatacağımızdan eminim."
(İtalyan basınına göre Pirlo'nun sezonluk maaşı bonuslar hariç 1,5 milyon euro). İtalyan futbol dünyasının, La Gazzetta dello Sport'un deyimiyle, bu "ucuz" tercihi anlamadığını da boş verin. Pirlo, "İnsanların ne düşünebileceğine çok fazla önem vermemeye çalışıyorum. Futbol, dünyanın her yerinde aynıdır ve yaptığınız işi sevdiğinizde her yere gidebileceğinize inanıyorum." diyerek sözlerini tamamlıyor.
#video#786925#