Köpeklerin saldırısında yaralanan genç ve ailesi "güvenli sokaklar" istiyor

Yardıma koşan öğretmeninin sopayla müdahale etmesiyle köpeklerden kurtulan öğrenci, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Bacağının çeşitli yerlerinden ısırılan Tanrısever'in vücudunda saldırının izleri kaldı.

Yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Tanrısever, okulun bahçesinde gezdiği sırada köpeklerin saldırısına uğradığını, öğretmeninin yardımıyla kurtulduğunu söyledi.

Saldırı nedeniyle yaklaşık 1 ay boyunca yürümekte zorlandığını belirten Tanrısever, bacağında diş izlerinin kaldığını kaydetti.

Tanrısever, olayı atlatamadığını, tedirginlik yaşadığını dile getirerek, köpeklerin havlamasından bile korktuğunu anlattı.

Sokak hayvanları sorununun çözülmesini talep eden Tanrısever, "Ben toplatılması taraftarıyım. Kuzenlerimle parka gidemiyoruz, paten süremiyoruz. Patenle kaymaya gidiyoruz, tehdit olarak algılayıp saldırıyorlar. O yüzden toplatılmasını istiyorum. Benim yaşadıklarımı birinin yaşamasını istemiyorum. Sokaklar güvenli değil. Güvenli sokaklar istiyoruz." dedi.

- "İnsanlar ellerinde sopasız yürüyemez hale geldi"

Baba Hakan Tanrısever ise oğlunun asker olmak istediğini ancak bacağında iz kalması nedeniyle askerlik mülakatından elenme ihtimali olduğunu söyledi.

"Bu, birincisi çocuğumun geleceğini etkiledi. İkincisi psikolojisini etkiledi." diyen Tanrısever, oğlunun köpeklerin yaklaşmasından dahi tedirgin olduğunu aktardı.

Tanrısever, mahalle sakinlerinin başıboş köpeklerden dolayı sokakta yürüyemez hale geldiğini belirterek, "İnsanlar ellerinde sopasız yürüyemez hale geldi. Bir tane köpek olurdu eskiden herkes severdi. Şimdi kolonileşmiş halde. Her sokak başında minimum 15-20 köpek var." diye konuştu.

Hakan Tanrısever, şöyle devam etti:

"Bizim yasalarımız bu kadar çözümsüz olmamalı. Öncelikle bu problemlerin yaşanmaması için hayvanların toplatılmasını istiyorum. Sokaklarda sahipsiz hayvan olmamalı. Nasıl ki başıboş bir timsah, aslan yoksa başıboş bir köpek de olmamalı. Bu tip hayvanların sokaktan toplatılmasını istiyorum. Mahallemizin hiçbir parkında gezemiyoruz. Bütün parklar köpeklerin yuvası olmuş halde. Hayvanlar, bizi evimize hapsetmiş haldeler. Kısırlaştırmanın bir çözüm olmadığını düşünüyorum. Başka canlar, başka ölümler yaşanmamalı. Güvenli sokaklar istiyoruz."

- "Yasa tasarısından beklentim çok büyük"

Hakan Tanrısever'in eşi Funda Tanrısever de olayın haberini aldıklarında çok korktuklarını ifade ederek, "En büyük üzüntüm şu, biz bu olayı herhangi bir mesire alanında, boş bir alanda yaşamadık. Okulun bahçesinde yaşadık. Bu çocuk, 1,80 santimetre boyunda ve spor yapıyor. Kendini asla koruyamadı. Bir ilkokulda veya anasınıfı öğrencisinin başına gelseydi ne yapacaktık?" dedi.

Başıboş köpekler nedeniyle kendi evlerinin 5 bina yanında oturan annesini arabayla almak zorunda kaldığını belirten Tanrısever, "Araba olmadan market, bakkal gibi günlük ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. İşin lüksünden geçtik insani yaşam alanımız için bile dışarıya çıkamıyoruz. Annemin kol çantası gibi 5 farklı sopası var, 'sopamı bir yerde unutursam' diye. Bir insana bunu neden yaşatıyoruz?" ifadelerini kullandı.

Funda Tanrısever, şunları söyledi:

"Sokak köpeklerinin toplatılmasıyla ilgili yasa tasarısından benim beklentim çok büyük ama sözde kalmasın. Lütfen süreç çok hızlansın. İstediğim şu ki uyutulmak, rehabilite edilmek, barınağa toplamak, bunu vatandaş olarak biz düşmeyelim. Yapılması gereken neyse yapsınlar. Bizim çocukluğumuzda annemiz, babamız sokağa çıktığımızda hırsızdan, katilden korkardı. Biz şu an köpekten korkuyoruz. Haksızlık değil mi zamanın çocuklarına?"