Arama kurtarma çalışmalarındaydı: İsrailli komutan cebindeki Türk lirasının hikayesini anlattı
Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra İsrail'den gelen 450 kişilik ekip, bölgede arama-kurtarma çalışmalarında görev aldı. Yardım çalışmalarına katılanlardan biri de İsrail Sivil Savunma birliği Kurtarma Birim Komutanı Golan Vach'tı. Vach, Türkiye'de yaşadığı duygusal anları anlattı.
Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra İsrail'den gelen 450 kişilik ekip, bölgede arama- kurtarma çalışmalarında görev aldı.
İsrailli ekibin kurtarma çalışmalarına katıldığı enkazda 19 kişi sağ çıkarıldı. Bir süre sonra ise ekip arama kurtarma çalışmalarını sonlandırarak ülkelerine döndü.
İsrail Savunma Kuvvetleri’ne (IDF) bağlı arama kurtarma ekibini İsrail'e dönüşte Türkiye'nin İsrail Büyükelçisi Şakir Özkan Torunlar ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yer aldığı yetkililer karşıladı. Netanyahu konuşmasında "İsrail halkı sizinle gurur duyuyor. Sizler İsrail Devleti'nin gerçek ve iyi yüzünü dünyaya gösterdiniz" dedi.
Dönen ekip arasında yer alan Komutan Golan Vach da Türkiye'de yaşadıklarını konuşma sırasında anlattı.
Vach, cebinden madeni Türk parasını çıkararak bu paranın çok özel bir anısı olduğunu ifade etti.
Vach anısını şu sözlerle anlattı:
Şabat arifesinde, 9 yaşındaki bir çocuğu kurtarma operasyonunu tamamlıyorduk. 30 saati geçmişti. Amir'in ekibi kurtarmayı gerçekleştirdi ve dar tünelin dibinde, aşağıda, yerin iki kat altında bir sıra asker vardı. Kenarda da bir sağlık görevlisi vardı. Çocuğun üzerini örten beton parçalarını kaldırıp onunla ilgilenmeye gittiğinde yanındaydı. O sağlık görevlisini tanıyordum. Bizden bir sağlık görevlisiydi. O, iki yıl önce kızını bir kazada kaybeden askerdi. Sıkışan çocuğun saçlarını nazikçe okşadığında ve serumu damardan, en küçük parmağın küçük damarından geçirdiğinde onu sakinleştirdi ve onunla dünyadaki her çocuğun anlayacağı bir dilde konuştu. Ardından doğuma benzer bir kurtarma süreci başladı. Zorlu ve fiziksel bir süreçti. Sonunda, çocuk demirden ve betondan çıkıp dünyaya ve aydınlığa yeniden döndüğünde, hepimizin gözlerinde yaşlar vardı. Tünelden çıkarken çocuğun amcası yaklaştı ve madeni bir para verdi. Bu yaygın ve güncel bir paraydı ama çok değerli bir para değildi, normaldi. Amcanın açıklamasına göre, madeni parayı doğum yapan bir kadına vermek adettenmiş. Ancak doğum zor olursa bu madeni para ebeye verilirmiş. Hafta boyunca halkın İsrail'e olan sevgisini gördük. Her yerde İsrail ekibini çağırıyorlardı. Neden bizi aradıklarını sorduklarında dediler ki: İsraillileri seviyoruz, size güveniyoruz. Bizim dilimizi herkes anlar. Bu hayat kurtarmanın dili. Komşuya duyulan sevginin dili. İsrail Savunma Kuvvetleri'nin dili" dedi.
"SAATLERCE BİRLİKTE ÇALIŞTIK"
Ekipte yer alan İsrailli kadın subaylar, Kahramanmaraş´ta enkazda kalanları çıkarmaya çalışırken yaşadıklarını anlattı.
Teğmen Zohar Lupatin, "Heyete katılacağım bilgisi bana verildiğinde, üzerimde çok sorumluluk olduğunu ve hayat kurtarma şansım olduğunu anladım. Yıkılmış bir binaya geldik, çok dengesizdi. Aynı bölgede bizimle çalışan bir Türk kurtarma ekibine katıldık. Enkazda kalan kişileri bulmak için saatlerce birlikte çalıştık. Olağanüstü ve ilham verici bir şekilde bizimle tam bir iş birliği içinde çalıştılar. Çalışmalar boyunca olan bir şey, bir ıslık, sessizlik çağrısı ile şehrin tüm ana caddesi sessizleşti. Arabalar durdu, tüm insanlar durdu, herkes tamamen sessizdi. Enkazdan sesler duymaya ve göçük altında kalanları bulmaya çalıştılar. Canlı ve güçlü deneyimdi. Türk halkının başına gelen trajik felaketten duyduğum üzüntüyü paylaşıyor, daha güzel günler görmesini temenni ediyorum" dedi.
'BİZE ÇOK CÖMERT DAVRANDILAR'
Teğmen Hila Levi ise "Komutanım heyete katılmak isteyip istemediğimi sormak için aradı, ilk cevabım net bir 'evet' oldu. Hayat kurtarmak ve görevimizi yerine getirmek her kurtarıcının hayalidir. Zor manzaralarla karşılaştık. İnsanların bir depremden bir dakika sonra içine düştüğü durumu anlamak zordu. Aynı zamanda, başka bir hayatı kurtarmak için başka bir işaret bulmak için enkaz altından sadece küçük bir ses duymayı umduk. Türkler harika insanlar; deprem nedeniyle verecek çok az şeyleri olmasına rağmen cömert davrandılar ve bize saygı duydular ki bu başlı başına takdire şayan. Umarım güçlü kalırlar, hepimiz onların yanındayız ve onları destekliyoruz" diye konuştu.
'AĞIR YIKIM'
Yüzbaşı Linoy Dimri de alışılmadık deneyim yaşadığını belirterek, "Hem çok ağır yıkım hem de çevre ve saldırı sırasında yapılan eylemler açısından hiçbir kelime, fotoğraf veya videonun orada olanı açıklayabileceğini düşünmüyorum" dedi.
Dimri, 9 yaşındaki çocuğu 120´nci saatte enkazdan çıkaran ekipte yer aldığını dile getirerek, "Enkaz altında 120 saat kaldıktan sonra onu kurtarmayı başardık. Enkazın altında bir çocuğun sesini, `imdat´ çığlığını duymak, aşağıda hayat olduğunu bilmek, çılgınca ve akıl almaz bir deneyim. Deneyimlediğim bir başka güçlü durum da tek bir ıslıkla bölgenin susturulmasıydı. Bir çağrı ile çevredeki tüm alan sessizleşiyor, enkazın altından bir ses gelirse onu kurtarabilmemiz için herkes hareketsiz duruyordu. Heyete katılmamı teklif ettiklerinde, elbette hiç tereddüt etmeden `evet´ dedim. Bu benim görevim ve bu yüzden arama kurtarma birimine hayat kurtarmak için katıldım" diye konuştu.
* Haberin görseli Israil Goverment Press Office'ten (GPO) servis edilmiştir.