Atatürk'ün ikonik fotoğrafının hikâyesi
Bugün, 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da Mustafa Kemal Atatürk'ün başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz'un 102'nci yıl dönümü. Mustafa Kemal Atatürk'ün ikonik fotoğraflarından biri şüphesiz, 26 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz sırasında Etem Tem tarafından çekildi. Tem, o gün orada çektiklerinin sonuçlarının nasıl olduğunu merak edip hemen tab etmeseydi, aralarında ikonik olanının da yer aldığı birçok fotoğraf, 10 Eylül 1922'de İzmir'deki yangında yok olacaktı. Fotoğrafın kopya filminin bile müzayedede satılması, ikonik fotoğrafın önemini gözler önüne seriyor
* Etem Tem, fotoğrafta sağ tarafta görülüyor.
Kurtuluş Savaşı’nı simgeleyen anları, zihinlerimizin en özel yerlerinde muhafaza ediyoruz.
O dönemlerde yeterince fotoğrafçı ve fotoğraf makinesi olmadığı için o anların bazılarını zihinlerimize çizimlerle kazıdık.
Bir fotoğraf var ki Kurtuluş Savaşı’nın en ikonik anlarından birini kayıt altına aldı.
Etem Tem…
Tarihe Mustafa Kemal Atatürk’ün özel fotoğrafçısı olarak geçti.
Etem Tem, Mustafa Kemal Atatürk'ün sayısız fotoğrafını çekti.
En ikonik olanı ise Büyük Taarruz'un henüz başladığı zaman Kocatepe'de çektiği fotoğraf oldu.
26 Ağustos 1922…
Büyük Taarruz başlamış, Mustafa Kemal Atatürk, Kocatepe’deki genelkurmay karargâhında taarruzu takip etmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk yurt gezilerinin birinde halka hitap ederken görülüyor.
Etem Tem, Mustafa Kemal Atatürk’ü tek başına kayalıklar arasında sol elinin başparmağı dudaklarında düşünceli bir şekilde dolaştığı sırada Alman malı Reflex ICA marka makinesi ile fotoğrafladı.
Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruz sırasında cephede askerleri teftiş ederken görülüyor.
Türk ordusu 9 Eylül'de İzmir'e girdiğinde hem Büyük Taarruzu, hem de şehrin düşman işgalinden kurtarılmasını fotoğrafladı.
* Mustafa Kemal Atatürk, Latife Hanım ile yurt gezisinde.
Etem Tem, çektiği fotoğrafları baskının yapılması için bir dükkâna bıraktı. Yunan ordusu kaçarken İzmir'i ateşe verdi. Yangın, Tem'in filmleri bıraktığı dükkana da sıçrayınca, çok değerli kayıtlar kül olmaktan kurtulamadı. Etem Tem, geri döndüğünde filmlerin yandığını görünce büyük bir üzüntü yaşadı.
Aralarında Mustafa Kemal Atatürk'ün ikonik Kocatepe pozunun da yer aldığı çok az sayıda fotoğrafın yangından kurtulmasının nedeni Etem Tem'in sonuçları bir an önce görme isteğiydi.
* Ankara'daki Hipodrom'da düzenlenen Cumhuriyet'in 10'uncu yıl kutlamaları.
O isteği olmasaydı ikonik Kocatepe pozu dâhil, Büyük Taarruz sırasında çekilen fotoğrafların hiçbiri günümüze ulaşamayacaktı.
Etem Tem, bu konuyu şu şekilde anlatmıştı;
“O sabah Kocatepe’de bulunuyorduk. Taarruz, şafak vakti saat beşte başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, günler ve geceler süren yorgunluğuna rağmen ayakta, vaziyeti adım adım takip ediyor, direktifler veriyordu. Bir ara kumandanlardan ayrıldı. Tek başına, kayalıklar arasında dalgın ve düşünceli dolaşmaya başladı. Zaman zaman sahra dürbünleriyle düşman cephesine bakıyordu… Bir ara o kayalık tepenin ucuna geldi. Hafifçe eğilmişti. Başparmağı dudaklarının arasındaydı… Hemen objektifimi çevirdim, adeta nefes almayacak kadar bir sessizlik içinde deklanşöre bastım, resmini çektim. Saat 11’di… O gün 7×11 boyunda sekiz on rulo film çektim. Bir kaç tane 10×15 cam… Mustafa Kemal Paşa, bütün gün ağzına bir lokma koymamıştı… 2 Eylül’de Uşak’a girdik. Vakit yoktu. Ahır bozması bir yerde bir kaç film yıkadım. Fotoğraflar birbirinden güzeldi. Hemen dört tane yaptım, ertesi sabah götürdüm. İçeri aldılar. Berberi tıraş ediyordu. Odada portatif bir masa, bir portatif karyola, iki iskemle vardı. Bir aralık odayı işaret etti, ‘A be… Bu bir başkumandan odasına yakışmaz’ dedi. Salih Bey (Bozok) odayı halılarla süsleyeceğini söyledi. Zira o gün Trikopis getirilecekti. Gazi, fotoğrafları aldı, baktı. Parmaklarını fotoğrafların üzerinde gezdirdi “çok güzel” dedi.
* Mustafa Kemal Atatürk, Halit Karsıalan Deli Halit Paşa ve Velid Ebuzziya ile görülüyor.
Etem Tem, fotoğrafların yanmasını ise şu şekilde dile getirmişti: 9 Eylül’dü… Kadifekale’ye çıkmıştık. Zaman güneş batımına yakındı. Deniz pırıl pırıldı… Şehir ayaklar altındaydı… Körfezde bazı vapurlar vardı… Dumanlıydı vapurlar… Bir rapor geldi. Süvarilerimiz İzmir’e girmişti… "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri…" emri yerine getirilmişti. İzmir bizimdi yine…
Sonra mı? Ha, evet… Sonra otomobillerle şehre girdik. İlk işim bir fotoğrafçı bulmak oldu. Kocatepe’de çektiğim sekiz on rulo filmi bir Rum fotoğrafçıya verdim. Zaman geçirmek için etrafta biraz döndük, dolaştık… Sonra yeniden geldik. Fotoğrafçı geldiğimizi, içeri girdiğimizi görünce ‘fotoğraflarınız bir harika!’ diye bağırdı. Baktım fotoğraflar daha yaş yaştı… Doya doya baktım… Hakikaten birer harikaydı… Taa Uşak’tan İzmir’e kadar bu anı bekliyordum. Fotoğrafların kuruyup, hazır olması için bir gün daha lazımdı. Ertesi günü gelip almak üzere karargâha, Bornova’ya döndük. Ertesi sabah otomobille indik İzmir’e… Millet yollara dökülmüştü… Bayram vardı… ‘Biraz sonra Mustafa Kemal gelecek’ dedik… Görmeliydiniz o anı… İzmir yanıyordu… Ne dost ne düşman belliydi… Cayır cayır yanıyordu İzmir… Fotoğrafçı dükkânının olduğu yere güçlükle varabildik. Fakat ne görelim? Dükkân yanmıştı… Uşak’ta o ahır bozması yerde yıkayabildiğim birkaç film kalmıştı elimde… Ötekilerin hepsi fotoğrafçı dükkânıyla birlikte yandı kül oldu…
Kurtuluş Savaşı'ndan bir kare.
Etem Tem, 1895’te Halep'te doğdu. 1914 - 1918 arasında meydana gelen I. Dünya Savaşı'nda Kafkas cephesinde savaştı.
I. Dünya Savaşı’nın sona erip Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra mütareke hükümleri çerçevesinde Batum'dan ayrılıp Gülcemal Vapuru ile İstanbul'a gitti.
* İsmet İnönü, Kurtuluş Savaşı sırasında bir toplantıdan ayrılırken.
Etem Tem, 16 Mart 1920'de İstanbul işgal edilince Milli Mücadele'ye katılmanın yollarını aradı. Bu amaçla İzmir’e gittiğinde Yunanlar tarafından tutuklandı. Bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Tem, bir Fransız vapuru ile önce Mersin'e, oradan da Antalya'ya geçti.
* Mustafa Kemal Atatürk, beraberinde Başbakan İsmet İnönü ve TBMM Başkanı Kazım Özalp ile Cumhuriyet'in 10'uncu yılı kutlamaları kapsamında TBMM'yi ziyaret etti.
Antalya'da bir İtalyan fotoğrafçısından bir fotoğraf makinesi edinen Ethem Tem, Ankara'ya giderek Erkan-ı Harbiye'de asteğmen rütbesiyle ordunun resmi fotoğrafçısı oldu.
* Mustafa Kemal Atatürk, Kocatepe'de.
Etem Tem, Milli Mücadele’nin ilk dönemlerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında fotoğraf makinesi sahibi olan tek subaydı.
* Mustafa Kemal Atatürk, Ankara'daki Hipodrom'da 10'uncu Yıl Nutku'nu okumaya hazırlandığı an. Törenlere İran Şahı da katılmıştı.
Etem Tem, savaştan sonra da Mustafa Kemal Paşa'nın özel fotoğrafçılığını yapmaya devam etti.
* Mustafa Kemal Atatürk ve İran Şahı Rıza Pehlevi.
Etem Tem, 10 Kasım 1938’e kadar Mustafa Kemal Atatürk'ün 700’e yakın fotoğraf ve 800 metre film tutarında görüntüsünü çekti.
* Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı komutanlarından Halit Karsıalan ile görülüyor.
Etem Tem, Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından sonra Siirt milletvekili Mahmut Bey’in yayımladığı gazetede foto muhabirliği yaptı.
* Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet'in 10. yılında Ankara'daki Hipodrom'da 10'uncu Yıl Nutku'nu okuduğu an.
Etem Tem, bir süre sonra gazeteden ayrılarak 1932’de Cağaloğlu yokuşu üzerinde bir stüdyo açtı.
* 1920'lerde Ankara.
İki yıl Cağaloğlu’nda çalışan Etem Tem, stüdyosunu 1934’te Beyoğlu’na taşıdı.
* Etem Tem'in objektifinden 1920'lerde stüdyo fotoğrafları. Bir aile fotoğrafı.
Etem Tem, fotoğrafçılığın yanı sıra belgesel sinema çalışmalarında da bulundu.
* Etem Tem'in objektifinden 1920'lerde stüdyo fotoğrafları. Gelin Damat düğün öncesi.
Etem Tem, 15 Ocak 1971’de 76 yaşındayken Ankara'da vefat etti.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Kocatepe'deki ikonik fotoğrafının 15 x 25 cm boyutundaki bir filmi birkaç yıl önce müzayedede satıldı.
Filmi, şair Kalender Yıldız satın aldı. Yıldız, satın aldığı filmi Habertürk ile paylaştı. Kalender Yıldız, yaptığı açıklamada orjinal olup olmadığını bilmediği filme ne kadar para verdiğini söylemek istemedi.
Filmin üzerinde özellikle Atatürk çizimleriyle tanınan çizer Şükrü İkiz'in imzasının ve Etem Tem'in çektiği fotoğrafın boyutlarından farklı olması, Kalender Yıldız'ın satın aldığı filmin orjinal olma ihtimalini düşürüyor. Büyük bir ihtimalle İkiz, ikonik fotoğrafın hasar görme, yok olma ihtimaline karşı orjinal filmin bir kopyasını aldı. O filmin bile müzayedede satılması ikonik fotoğrafın kıymetini gözler önüne seriyor.