Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Avukat Mehmet Gün'ün hukuk penceresinden sistem makalesi

        Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Avukat Mehmet Gün, kişisel internet sitesinde yayımladığı ve Twitter'dan paylaştığı makalesinde yönetim sistemi ile ilgili tartışmalara hukuk penceresinden yaklaştı.

        Av. Mehmet Gün
        Av. Mehmet Gün

        “Parlamentosu Güçlendirilmiş Başkanlık” ve “Güçlendirilmiş Parlamenter” sistemler öneren Cumhur ve Millet ittifaklarının uzlaşmak zorunda olmalarının Türkiye’ye yargı sorununu da köklü bir şekilde çözme fırsatı getirdiğini kaydeden Avukat Gün, tartışmaların hükümeti kimin kuracağına odaklandığını kaydetti. "Türkiye’nin esas sorununun yargıyı etkili ve verimli çalışır, kendisi en üst düzeyde hukuka uyarlı, hesapverir ve tam bağımsız hale getirmek olduğunun ihmal edildiğini" kaydeden Gün, "Devleti iktidarların istikrarına feda eden anlayış"a dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

        REKLAM

        "İSTİKRARIN GÜVENCESİ YARGI"

        "Türkiye’nin temel yönetim sorunu; siyasi akımların çok parçalı, koalisyonların kaçınılmaz olması değil koalisyonların 'kötü' olduğu, ne pahasına olursa olsun kaçınılması gerektiğini kabul eden, temsildeki çeşitlilikten ilerici yöntemler çıkaramayan anlayıştır. Bu sığ düşünce çıkmazı, ülkenin gerçeklerinden yola çıkarak istikrarı sağlayacak gelişmiş yöntemler bulmak yerine kolaycı ve sürdürülebilir olmayan sunî yöntemlere başvurmakta; ayak bağı olarak gördüğü yargının devlette istikrarın güvencesi olduğunu, bağımsız yargı olmadan hiçbir hükümet sisteminin başarılı olamayacağını görmezden gelmektedir. 1980 öncesindeki ard arda yıkılarak ülkeyi iflasın eşiğine sürükleyen koalisyonlardan ülkeyi kurtarma içgüdüsüyle hareket eden bu anlayış; iktidarlara istikrar kazandırma uğruna halkın mecliste adil temsilini feda etti. Seçimlerde %35 oy alan partiye mecliste %60 sunî çoğunluk sağlayan bir formül oluşturdu. Yarattığı sunî çoğunluk durumunun olumsuz etkilerini dengelemek için ise yürütme yetkilerini cumhurbaşkanıyla bölüştürdü. Yürütme yetkilerinin tamamını elinde toplayan cumhurbaşkanının devletin tüm güçlerine, meclise ve yargıya da hâkim olmasına sebep oldu. Zaten iktidarın uzantısı görünümünde olan yargı iktidarı ve meclisi dengeleme gücünü tamamen kaybetti."

        Avukat Gün, makalesinde sembolik yetkili devlet başkanının olduğu yönetim sisteminin kurumlarını şemada anlattı.
        Avukat Gün, makalesinde sembolik yetkili devlet başkanının olduğu yönetim sisteminin kurumlarını şemada anlattı.

        İktidarlara istikrar getirmek istenirken devlet yönetiminde istikrarın kaybedildiğini vurgulayan Gün, yargının en kritik devlet gücü olduğunu şu satırlarla açtı: "Çünkü yargı; İktidarları hukuka uymaya zorlayarak yöneticiler değişse bile devlet yönetiminde öngörülebilirlik ve istikrar sağlar. Daha da önemlisi yargı; devlet yönetiminde ve toplumda adaleti sağlar. Adalet; güvenlik, ekonomi, sağlık ve eğitimden daha önemli bir kamu hizmetidir."

        "YARGIDAKİ SİYASİ KISKAÇ KIRILMALI"

        HSK'nın yapısı ile ilgili tartışmaları anımsatan Gün, "Belli ki siyaset, kendisini denetleyecek olan yargının iplerini elinde tutmak, yargı üzerindeki siyasi kıskacını pekiştirmek istemektedir. Doğal olarak siyaset devlet gücünü hiçbir denetime tabi olmaksızın serbestçe kullanmak, buna engel olarak gördüğü yargının özgürleşmesini ve etkinleşmesini yani siyasetin önünde engel oluşturmasını istemez. İşte bu yüzden siyaset kendisi özgürleşmek buna karşın yargıyı bağımlı hale getirmek ister" dedi.

        REKLAM

        İleri bir hukuk devleti ve demokrasi için yargı üzerindeki siyasetin kıskacının kırılması gerektiğine dikkat çeken Gün, önerilerini şöyle sıraladı:

        - Yargı toplumdaki tüm yargı paydaşlarını temsil eder, etkin ve verimli çalışır, kendisi hukuka üst derecede uyar, hesapverir ve tam bağımsız hale getirilmelidir.

        - HSK tam bağımsız ve yargı hizmetlerini düzenleyici bir kurum haline – Adalet Yüksek Kurumu – dönüştürülmeli, Adalet bakanlığına verilen yetkileri de bu bağımsız kuruma devredilmelidir.

        - Yargıya ilişkin bütün hükümler, yargısal meslek kuruluşları da dahil, Anayasa’da ayrı bir bölüm halinde etraflıca düzenlenmelidir.

        - Yargısal meslek kuruluşlarının yönetimi görevde olan mensupları tarafından kendi aralarından seçilmelidir.

        - Yargının yönetiminde yasama ve yürütmenin söz hakkı ve etkisi yasaklanmalıdır.

        - Yargı; kendi bütçesini özerk olarak hazırlamalı; yargı bütçesi genel bütçeden öncelikli olarak ayrılarak ödenmelidir.

        REKLAM

        - Yargıyı ilgilendiren kanun çıkarılmasında yüksek nisaplar, yürürlüğe girmeden önce Anayasa Mahkemesinin denetlenmesi veya iptal kararlarının geçmişe etkili olması gibi tedbirler öngörülmelidir.

        "BARAJ YÜZDE 1'E DÜŞÜRÜLMELİ"

        Mecliste halkın en yüksek oranda temsil edilmesinin yolunun seçim barajının yüzde 1'e indirilmesinden geçtiğini savunan Gün, parti içi demokrasinin de geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Gün, şöyle devam etti: "Siyasi partilerde ve mecliste halkın adil olarak temsili ve ortaya çıkaracağı sağduyu, yargı bağımsızlığının sürdürecek en önemli güçtür. Toplumsal sağduyu farklı görüşler ve menfaat grupları arasında uzlaşma sağlandığında oluşur. Dolayısı ile meclisin farklı siyasi görüşleri adil olarak temsil ettiği durumda uzlaşma ile çıkaracağı kanunlara toplumsal sağduyu ve ortak akıl egemen olacaktır. Buna karşın meclisteki temsil aritmetiği sunî olarak değiştirildiğinde Anayasa’da öngörülecek tedbirleri dolanarak yargı bağımsızlığını zedeleyen kanunlar çıkarmak mümkün olur."

        REKLAM

        Siyasi görüş çeşitliliğinin olduğu ve farklı fikirlerin temsil edildiği parçalı meclis aritmetiğinin çok sayıda koalisyon oluşturma olasılığı sunacağına dikkat çeken Gün şöyle devam etti: "Bu şekilde iyileştirilen meclis aritmetiği devlete istikrar, topluma uzlaşma getirecektir. Bunun için uzlaşmayı teşvik eden akılcı ve kolay işletilen bir yönetim formülü bulmak gereklidir. Bulunacak formülün temel yapı taşları başta bağımsız yargı, mümkün olduğu kadar çok sayıda farklı görüşün mecliste temsil edilmesi, hükümetsiz kalmayı önleyecek bir mekanizma kurulması ve yasama ile yürütmenin etkin işbirliğini sağlamaktır."

        Gün, istikrarlı bir yönetim için de şu maddeleri sıraladı:

        - Seçim barajları %1’e kadar düşürülmelidir.

        - Seçim bölgeleri artık oyları en aza indirecek, farklı görüşlerin mecliste temsilini sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.

        - Parti içi demokrasi kısıtları ortadan kaldırılmalı; demokratik yönetim ilkesine aykırı olan tüm delegelik sistemi ve seçimlerde blok liste uygulamaları yasaklanmalıdır.

        - Aday ön seçimleri de dahil olmak üzere tüm seçimlerde tek kişilik pozisyonlara seçimler iki turlu, çok kişilik pozisyonlara seçimler tek turlu olarak nispî usulle yargı gözetiminde yapılmalıdır.

        İktidarın aşırı güçlenmesinin yargı bağımsızlığına büyük ve temel bir tehdit oluşturduğunu savunan Gün, "Meclis’in değişik koalisyonlar oluşturarak düşürebilir olması iktidarın aşırı güçlenmesini bir dereceye kadar önleyecek ve fakat devasa yürütme imkanları karşısında bu tedbir yeterli olmayacaktır Zira mecliste etkin olan iktidarlar bu tedbiri anlamsız hale getirebilirler. Daha etkili olacak tedbir yürütmenin kurumsal yapısını geliştirmek ve yetkilerini dengeli olarak dağıtmaktır. Bunun için politika belirleme, icraatlar ve idari düzenleme gibi temel yürütme işlevleri ayrıştırılmalı ve yürütme kurumları arasında bölüştürülmelidir" dedi.

        REKLAM

        Gün, bu doğrultudaki önerilerini de şöyle sıraladı:

        - Millî güvenlik, dış ilişkiler, milli eğitim, medya – RTÜK, TRT, TCMB ve benzeri temel konularda toplumun kahir çoğunluğunu temsil eden anayasal kurumlar oluşturup politika belirleme yetkisi verilebilir.

        - Anayasal kurumlarla eş güdüm halinde çalışan, tüm paydaşlarının katılımını sağlayarak tavsiyeler oluşturan daimî şuralar oluşturulabilir.

        - İcraattan sorumlu baş yöneticinin atayacağı bakanların onaylanması ve azledilmesi değişik kritere bağlı tutulabilir. Seçilen veya atanan baş yöneticinin kuracağı ilk hükümet basit nisapla onaylanırken, düşürülmesi %60 gibi nitelikli yüksek nisaba tabi tutulabilir.

        - Bakanları meclisin basit %50+1 nisapla onaylaması, düşürmesi veya başyönetici tarafından doğrudan azledilmesi düşünülebilir.

        - Baş yöneticinin siyasi parti veya grup başkanları ile; bakanlıkların eşleştikleri meclis komisyonları ile, bir araya gelip bilgi alışverişinde bulunacağı, denetleme ve danışma işlevi göreceği resmi platformlar oluşturulabilir. Bu platformlar vasıtasıyla milletvekilleri yasama faaliyetleri için yürütmenin etkin işbirliği içinde olması sağlanabilir.

        REKLAM

        "TÜRKİYE'NİN SOSYAL DOKUSUNA UYMAZ"

        Yönetimin kurumsal ve hesapverir olmasının istikrarı sağlayacağına vurgu yapan Gün, 6 muhalefet partisinin “Olumlu güvensizlik” önerisinin meclisin hükümeti düşürmesini yeni başbakanın bir protokolle önceden belirlenmesi şartına bağladığını kaydetti. Gün, şöyle devam etti: "Siyasi partilerin hem mevcut başbakanı düşürmekte hem de yeni başbakanın kim olacağında anlaşmaları ve buna sadık kalmaları gerçekleşmesi neredeyse imkânsız bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. En başta başbakanın düşürülmesi ve yenisinin onaylanması şeklindeki iki kararı meclisin tek bir seferde alması oldukça zor ve alışılmadık bir hedeftir. Öneri; hükümetin düşürülmesiyle aynı anda yeni bir hükümet kurulmasını ve güvenoyu almasını güvenceye almamaktadır Başbakanın kim olacağında anlaşmak, üzerinde anlaşılan kişinin hükümeti kurabileceği, atayacağı bakanların onaylanacağı anlamına gelmez. Kaldı ki; düşürülen hükümetin yerine yenisinin hemen kurulması oldukça zor bir iştir.

        Küçük Kuzey Avrupa ülkelerinden esinlenen bu öneri Türkiye’nin sosyal dokusuna, siyaset kültürüne ve alışkanlıklarına uygun düşmemektedir. Yüksek eğitime, refaha ve toplumsal uzlaşma kültürüne sahip olan o ülkelerde toplum; hükümet kurmak ve düşürmek gibi temel yönetim meselelerini yüksek uzlaşma kültürü içinde önce mutabakatla ve parlamento dışında çözmektedir. Bu kültür Türkiye’de henüz yerleşmemiştir.

        Bu öneri, mevcut ittifakların aynen süreceği varsayımı üzerine kuruludur. Farklı siyasi görüşler arasında birleşme ve uzlaşma oluşmasını önleyici niteliktedir. Zorlukla da olsa işletildiği takdirde ise güvenoyu almamış olan 'topal ördek' hükümetlerin ülkeyi yönetmesine neden olacak niteliktedir.

        Bu önerinin temelinde yatan amacı çok daha yalın. hızlı, etkili ve de hükümet boşluğuna neden olmadan gerçekleştirmek mümkündür. Kurulmak istenen yeni bir hükümetin mecliste güvenoyu alması sonucunda mevcut hükümetin kendiliğinden düşmüş sayılmalıdır. Bu yöntem kabul edildiği takdirde ülke bir an bile hükümetsiz veya bakansız kalmamış olacak aynı zaman güvenoyu almamış hükümetlerin geçici süre yönetimi elinde tutması gibi bir durum söz konusu olmayacaktır."

        MAKALENİN TAMAMINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ
        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ