Bir anlık öfke değil planlı ‘töre’ cinayeti
Caner Adıgüzelli, 2 yıl önce annesi Neşe Adıgüzelli'yi 16 bıçak darbesiyle öldürdü. "Annem ayrı yaşamak istedi. Tartıştık. Anlık öfke patlaması" dedi. Savcı soruşturmayı derinleştirdi, töre cinayeti ortaya çıktı. Gazete Habertürk'ten Zülfikar Ali Aydın'ın haberi...
İstanbul Sarıyer’de Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi üzerindeki siyah film kaplı minibüsün etrafını bir anda polis ekipleri sardı. Tarih, 4 Mayıs 2016’ydı. Araçtan yirmili yaşlarında elleri kelepçeli bir şahısla inen ekip minibüsün kapısını açtıktan hemen sonra telsizle merkeze “757 sonucu 740 konusu doğru” diyerek cinayeti doğruladı. “757 sonucu 740”, araçta bıçakla cinayet işlendiği anlamına geliyordu. Öldürülen 42 yaşındaki Neşe Adıgüzelli’ydi. Şüpheli ise karakola gidip “Annemi öldürdüm” diyerek polisleri olay yerine götüren oğlu 25 yaşındaki Caner Adıgüzelli.
16 BIÇAK DARBESİ
Olay yeri ekibi incelemelerini bitirdikten sonra kadının vücudunda 16 bıçak yarası tespit etti. Kan lekeleri, aracın arka kısmındaki valiz ve kolilere kadar sıçramıştı. Cesedin konumu ve kanın sıçradığı yerler olay anındaki yoğun öfke ve şiddetin işaretiydi.
Anne katili Caner Adıgüzelli polise cinayet nedenini anlatırken, “Tartıştık. Anlık bir öfke patlaması” dedi. Tartışma sebebi annesinin kendilerinden ayrı yaşamak istemesiydi. Caner Adıgüzelli’nin ifadesine göre, 3 yıl önce babası kanserden öldükten sonra Kars’ta yaşadıkları köyde “annesinin başka bir erkekle ilişkisi olduğu dedikodusu” çıkmıştı. ‘Aile meclisi’, Neşe Adıgüzelli’nin Manisa’daki kız kardeşinin yanına gitmesine, Caner ve 3 kardeşinin ise İstanbul’a amcalarının yanına yerleşmesine karar verdi. Caner, İstanbul’da 1 yıldan fazla borçla aldığı hacizli minibüsle çalışarak kız kardeşlerine baktı. İfadesinde annesinin İstanbul’a geliş sebebini şöyle anlattı: “Gurbette yalnız kalmıştık. Annem bir hafta önce Manisa’da tek başına bir ev tutmuş. Dul bir kadın olarak tek başına yaşamasına gönlüm razı gelmedi ‘Gel bizimle yaşa’ dedim. Annem de İstanbul’a geldi.”
ORMAN YOLUNDA UYKU
Caner’in iddiasına göre sabah 05.00 gibi annesini Esenler Otogarı’ndan almıştı. Önce yerleşmek üzere ev bakmak için Çerkezköy’e doğru yola çıkmışlar ancak annesi ‘çocukları özledim’ deyince geri dönmüşlerdi. Dönüş yolundayken evdeki çocuklar da okula gitmişti. Caner trafiğe yakalanmamak için Sarıyer’e, Belgrad Ormanı yolundan eve dönmeye karar vermiş ve orman yolunda ilerlerken de “Geceden yorgun olduğu için burada uyumak ve kardeşlerinin dönüşünü beklemek” istemişti.
Caner, sorgusunda cinayet anını da şöyle anlattı: “Saat 10.00 sıralarıydı. İstanbul’daki düzenimizle ilgili annemle sohbete başladık. Annem birden agresif oldu. ‘Ben sizinle oturmam, başlarım sana da ailene de’ deyince, şaşırdım. Bilinçsiz ve şuursuzca vites kutusu yanındaki çakıyı birkaç defa salladım. Kendime geldiğimde ölmüş olduğunu anladım. Pişmanım.”
Caner Adıgüzelli’nin savcılık ifadesinde de Çerkezköy’e ev bakmaya gidip gitmediği konusunda çelişkiler ortaya çıkınca Savcı Abdülaziz Özadlan soruşturmayı derinleştirmeye karar verdi. Araştırılınca olayın anlattığından farklı olduğu ortaya çıktı.
Neşe Adıgüzelli; Manisa’dayken oğlu Caner’i kızlarını kendisine göstermediği için savcılığa şikâyet etmişti. Caner cep telefonu sinyal bilgisi kayıtlarına göre, cinayet günü anne oğul Çerkezköy’e hiç gitmemişti. Dahası; olaydan önce Manisa’daki teyzesi Caner Adıgüzelli’ye mesaj gönderip “Annen eve gelmiyor” diyerek şikâyet etmişti. Kayıtlar karşılaştırıldığında bu mesajlardan sonra yani cinayetten yaklaşık 10 gün önce Caner Adıgüzelli’nin annesini öldürdüğü yere gittiği ortay çıktı. Caner’in annesini öldürdüğü orman yolundan sadece o gün geçmiş olması cinayeti işleyeceği yeri önceden tasarladığının da deliliydi.
VALİZDEN ÇIKAN GERÇEK
Annenin kanlı valizinden çıkanlar arasında, mutfak eşyaları, tabak ve çatallar vardı. Bu, Caner’in “Bizimle yaşamak istemedi” sözünü de yalanlıyordu. Aslında anne İstanbul’a kalıcı gelmişti. Mahkeme kararında delilleri sıraladı: “Sanık ve kız kardeşlerinin annesi hakkında çıkan dedikodular nedeniyle Kars’ı terk etmek zorunda kaldıkları dikkate alındığında, kadının ilişkisinin törelere aykırı olduğu açıktır. Sanığın kız kardeşleri ve yakınları yargılamada soğukkanlılıklarını koruyup sanıktan şikâyetçi olmadı. ...Törelerinin dul bir kadının evli erkekle gayri resmi ilişki yaşamasını kınadığını düşünerek planlayarak soğukkanlı şekilde maktulü öldürmüştür...” Caner ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. Son kararı Yargıtay verecek.