'Yurt dışında pazar payını artırma stratejimiz sürecek'

Kabul etmemiz gereken bir şey var o da Türkiye sanayi ülkesi olmak zorunda. Ve bütün ekonomik gelişmeler bunun etrafında gerçekleşmek zorunda. Bazen koşullar sanayiye zarar verecek şekilde gelişiyor. Bu biraz Türkiye'nin ekonomik modeli ile ilgili bir konu, biz ekonomik modelimizi nasıl şekillendirmeliyiz ki tüm bunlar daha sağlıklı bir yapıya kavuşsun.

Şimdi küresel açıdan da zor zamanlardan geçiyoruz, işte ticaret savaşları, kotalar, korumacılık derken ticaret yapmakta zorlaşıyor, ve bütün bunlarla Türkiye nasıl rekabet etmeli? Nasıl bir üretim stratejisi benimsemeli?

Bülent Eczacıbaşı: Doğru olan bazı temel politikaları şaşmadan izlemek lazım. Birincisi Avrupa Birliği ile ilişkilerin çok önemli olduğunu düşünüyorum, bizim de en önemli ticaret partnerimiz. Dolayısyla AB ile ilişkilerimizi çok iyi tutmamız ve geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. İkincisi sanayi yatırımları açısından Türkiye'yi cazip bir ülke olarak tutmamız lazım, bu hem bizim yerli yatırımcılarımız hem de dışarıdan gelen yatırımcılar için son derece önemli. Ne olursa olsun bunları yapmamız lazım, bunlar Uluslararası konjoktüre göre değişmeyen koşullar.

Enflasyon kötü bir şey..ve Türkiye enflasyonun zararlarını on yıllarca yaşadı ve çok büyük zarar gördü. Enflasyon yatırımcının önünü görmesini zorlaştırıyor, bir sis perdesi gibi ortamı sarıyor ve siz fiyatların göreceli olarak nasıl değişeceğini de bilemediğiniz için yatırım planlaması da yapamıyorsunuz. Yabancı da işte belli bir para getiriyor ve o parasının eridiğini görüyor. Enflasyon her bakımdan yatırımları engelleyen, kuruluşları yaralayan, kuruluşların işletme sermayesi altında ezilmesini, yatırım gücünü kaybetmesini ortaya çıkaran ve birçok sosyal dengesizliğe yol açan bir konu. Ekonomik istikrar şart.

İkincisi nitelikli insan gücü; çağın gereklerine uygun nitelikli insan gücünü yetiştirmek. Eğitim sistemimizde ciddi eksikliklerimiz var.

Şimdi diyelim ki bir sanayici yatırım yapmak istiyor, kredi iştahı nasıl Bankalar istenilen finansmanı sağlayabiliyor mu? Ne zaman istenilen düzeye geliriz ve rahata çıkarız?

Bülent Eczacıbaşı: Yatırım bir zorunluluk o yatırımı yapamıyorsak eğer koşullardan ve ortamdan kaynaklanan nedenlerden dolayı..yatırımlar eğer düşük seviyede seyrediyorsa talep yönünden belki bazı eksiklikler var demektir. İştahımız her zaman var eğer iştahta eksiklik olursa kuruluşlar ayakta kalamaz. Banka da kredi veremiyorsa bunları önleyen faktörler var demektir. Ama başka koşullar, risklerin artmış olması, kredi geri ödemelerinde sorunlar olması, kredi verecek projelerin bulunamaması gibi kaynak sorunları gibi temel sorunlar vardır mutlaka ve bu açıdan bakmak lazım diye düşünüyorum.

Eczacıbaşı Holding'in orta ve uzun vadede yatırım hedeflerini sizden dinleyelim?

Bülent Eczacıbaşı: Sağlık alanındaki yatırımlarımıza devam edeceğiz. Yapı ürünleri, seramik, banyo ürünleri, doğal kaynaklar yatırımlarımız bizim için önem taşıyacak. Biz Türkiye pazarını hep önde tutacağız ne kadar uluslararası olsak da Türkiye pazarı hep ön planda olmaya devam edecektir. Yurtdışı pazar paylarımızı da artırmaya devam edeceğiz. Markalarımızı yurtdışında geliştirmeye çalışacağız, Batı Avrupa pazarında payımızı artırmaya çalışacağız. Yeni pazarlara da yöneleceğiz, banyo ürünlerinde Hindistan pazarının önemi ve Afrika pazarının önemi öne çıkacak gibi. Ortadoğu pazarının önemli olduğunu düşünüyoruz. Üretim alanlarımıza göre farklı farklı yeni hedef pazarlara yöneleceğiz. Tabi bütün bunlarda da teknolojiye uyum bizim öncelikli konularımızdan.

Siz kitap gelirlerinizi de İKSV'ye bağışladınız ve öğrencilere destek verdiniz bize anlatır mısınız?

Bülent Eczacıbaşı: Gençlere verilen kültür-sanat kart, ilk başta 1000 bin öğrenciydi, kitap gelirleriyle biz bunu 2000 öğrenciye çıkardık. Çok da verimli ve güzel bir uygulama oldu.