Bütün bir şehri dans ettiren salgın! Tarih boyunca yaşanmış birbirinden ilginç salgınlar!
Salem Cadı Mahkemeleri'nden Tanganyika Gülme Salgını'na kadar, kütlesel histeriler tarihin en çarpıcı toplumsal olaylarından biri olmuştur. Bu fenomen, insan zihninin gücünü ve toplumsal etkilerin bireyler üzerindeki derin etkilerini ortaya koyar. İşte detaylar...
1518 STRASBOURG DANS SALGINI
1518 yılında, Strasbourg’da bir yaz günü, Frau Troffea adlı bir kadın sokaklarda dans etmeye başladı ve neredeyse bir hafta boyunca durmadı. Bir ay içinde, Fransız kentinin 400 vatandaşı, dans etme arzusuyla tutuldu ve bitap düşene kadar durmadı. Felç, kalp krizi ve bitkinlikten dolayı ölenler oldu.
Yetkililer, bu trans benzeri durumu “kızışmış kan” olarak açıkladı ve etkilenenlerin günüz gece dans etmelerini emrettiler; bunun için sahneler inşa edildi ve dansçılar ile müzisyenler kiralandı. Ancak bu durum, dans salgınını daha da büyüttü. Dans salgınının Almanya, Hollanda ve İsviçre’ye kadar yayıldığı kayıtlara geçti.
Bazı tarihçiler, dansçıların kazara ergot adlı zehirli bir mantar tükettiklerini öne sürüyor; ancak bu, fitsel durumların dayanıklılığını açıklamıyor. Diğerleri, bölgede yayılan hastalıklar ve kıtlıkların yol açtığı stresin ve dans laneti St. Vitus’a olan inancın etkili olduğunu savunuyor.
SALEM CADI MAHKEMELERİ (1692-1693)
1692 yılı Ocak ayında, dokuz yaşındaki Elizabeth Parris ve kuzeni, 11 yaşındaki Abigail Williams, Salem Köyü’nde kasılmalar yaşamaya başladı: “Bu çocuklar görünmez varlıklar tarafından ısırılıyor ve çimdikleniyordu… Bazen dilleri tutuluyor, ağızları kapanıyor, boğazları tıkanıyor ve uzuvları bükülüyordu,” diye yazmıştı bir yerel rahip.
Bir doktor, kızların büyülenmiş olduğunu ilan etti ve kısa süre içinde Salem’deki diğer kızlar da benzer krizler yaşamaya başladı. Salem Cadı Mahkemeleri, komşuyu komşuya düşman eden bir süreç haline geldi: “Salem Köyü, çok büyük bir bölünmeyi yaşıyordu; bu durum, tartışmalı papaz Samuel Parris ve azalan dini coşkular hakkındaki korkular etrafında yoğunlaşmıştı,” diyor “A Storm of Witchcraft” kitabının yazan Emerson Baker.
Büyük çapta yaşanan kıtlıklar, “Küçük Buzul Çağı”’nın etkisiyle ürünleri yok etmiş, açlık ve enflasyon yaratmıştı. İlk suçlama, Parris ailesindeki bir köle olan Tituba’ya yöneltildi ve sonrasında köydeki “diğer” olarak algılanan veya mevcut düzeni tehdit eden kişilere kaydı. Salem’in son “cadısı”, mahkumiyetinden 329 yıl sonra resmen affedildi.
1892 BÜYÜK TİNZ YAZI TITREŞİMİ SALGINI
1892 yılında, Almanya’nın Groß Tinz kentindeki okul kızları, yazmaya çalıştıklarında elleri kontrolsüz bir şekilde titremeye başladı. Bazıları amnezi yaşarken, bazıları ise bilinç değişiklikleri gösterdi. Ertesi yıl, İsviçre’nin Basel kentindeki öğrenciler de benzer belirtiler göstermeye başladı.
Dr. Bartholomew, bu titremeyi, zihni bir kas gibi gören yeni bir öğretim yönteminin sonuçlarından biri olarak tanımlıyor. Sürekli tekrar eden yorucu yazma alıştırmaların, öğrenciler üzerinde fiziksel bir yükünç yarattığı düşünülüyor. “Bu, istemsiz bir şekilde o korkulu yazma derslerinden kurtulma yolu olarak ortaya çıkmış olabilir,” diyor Bartholomew.
Kaynak: History