CANLI | HT Spor'un konuğu TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu!

Çorluspor 1947 teknik direktörü Ersin Aka, silahlı saldırıda hayatını kaybetmesiyle ilgili sözlerine başlayan Hacıosmanoğlu, "Üzücü bir olay. Ailesine yakınlarına başsağlığı diliyorum. Allah sabırlar versin. Cinayetlerin hepsine karşıyız. Tekrar başsağlığı diliyorum futbol ailesine." ifadelerini kullandı.

"Şimdi burada yapılan harcamalar var. Onları kamuoyuna açıkladık. Hatta genel kurulda üyeleri aldatma var bütçeyle ilgili artı gösterelim diye. Denetleme kurulu raporları da mevcut. Tarafsız denetim şirketleri var dışarıdan bağımsız. Arkadaşlar onları çağırdı. Hem şirketin ortağı hem de imza atan arkadaş ben bunları düzeltirsem işimden olurum demiş. Orada zimmete herhangi para geçirme yok, sadece genel kurulun karşısına borçlu çıkmamak için yapılan manipülasyon. Biz burada geçmiş yönetimlerin zaaflarını söyleyip de bir yerlere gitmenin peşinde değiliz. Bir hakikat varsa kamuoyuna koyarsınız. Sevgili başkanımız hukuki işlemleri yapacağız dedi bize herhangi tebliğ gelmedi. Bir de finansal okur yazarlığı olanların okuması lazım dendi. O cümleleri kullananları hem tersten okur, düzden yazarım. Ben daha çok ahlaki okur yazarlıktan bakıyorum. Raporlar hazırlanıyor, hazırlandıktan sonra gerekli işlemleri yapacağız."

REKLAM

"Ben kazanacağıma inanıyordum. İnanmak başarmanın yarısıdır ama bu sizin tek başına yapacağınız bir şey değil. Dostlarınızla yapacaksınız, onların gönüllerine gireceksiniz. Herkesin eleştirme hakkı var, her şeyi doğru yapıyoruz diye bir kayıt yok. Doğruları yapmaya çalışıyoruz. Elbette yanlışlarımızı insanlar eleştirecekler, öyle bir hakları var."

"Geçtiğimiz dönemki akademi projesinin bizden 1 ay önce iptal olma şansı vardı. Devam ettiler. 3 senelik sözleşmemiz var. Aynı hizmeti UEFA bedelsiz veriyor. Yapılan anlaşma garip. Bir bedel ödüyorsunuz, o para önemli değil. Eğitmenlerin konaklamalarını, harcamalarını ekstradan ödüyoruz. Paketin ucu açık. Seyahat ve konaklama masraflarını niye karşılıyorsunuz? Kaldı ki o eğitimi UEFA size bedelsiz veriyor. Toplantılarına katıldım 'Avrupa'dan bakınca bizi barbar görüyorsunuz ama siz medeni insanlarsınız, yanlış bir sözleşme yapılıyorsa, biz bu hizmeti almak istemiyorsak, bunu sonlandırmanız lazım'. Tabii onlar lafta medeni. Bizim gibi merhametli millet dünyada yok. Yapmak istemeyince ben de biraz ters yaptım onlara. Ortaklarıyla görüşüp bir netice alacağız. Aldıkları para da bugüne kadar haksız. Verdikleri hizmetleri kulüplere soruyoruz, kimsenin bir şey anladığı yok."

"Macaristan'ı eleriz. İstediğimiz kuralardan bir tanesiydi. Çok daha büyük işler yapacağız. Okyanusları geçtik ırmakta boğulduk Karadağ'dak. Cenab-ı Allah nasip etmedi, herhalde 'play oflarla uğraşma' dedi. Galler maçında iki maçın sonucunu da söyledim arkadaşlara. İzlanda Galler maçlarını. Şimdi Galler maçının 0-0 olması hayal kırıklığına uğratmadı beni. Olmayacak şeyler oldu. Yenildik, yapacak bir şey yok. Dünyanın sonu değil. Oyuncu kardeşlerimize inanıyoruz, onlar çok şeyi başaracak."

"Asıl başkentteki sahanın zemini kötü olduğu için UEFA yerini değiştirdi. Öğleden sonra başladı yağmur. Öyle bir yağmur yağıyor ki, bardakta dökülür gibi, zaten zemini tarla gibi yaptı. Bunlar da mazeret değil. Çıkıp yeneceğiz. Karadağ'la oynuyorsunuz, yol kazası olarak kabul edeceksiniz. Kardeşlerim bunu Dünya Kupası'nda telafi eder."

"Motivasyonumuz güçlü bir de toplumun teveccühü bizi otomatikman bu hale getiriyor. Bu güne kadar işlerimle bu kadar ilgilenmedim. Sabah 9'da başlıyoruz mesaiye arkadaşlarımızla. Seyahatlerden geldik, bugünkü halime bakmayın. Motivasyonumuz iyi, çalışma azmimiz de iyi. Pişmanlık duyduğunuz yerde görev yapamazsınız, o koltukları işgal etmenin manası yok. Toplumdan bu kadar teveccüh görüyorsanız Cenab-ı Allah iyi işler yapmamızı nasip etsin bize. Çoğu insan tanıdığı zaman bizi özür diledi. Elbette ki bizi sadece Federasyon Başkanı olduktan sonra değil ondan önce de gittiğim yerde tanınıyor seviliyorduk. O zamanlar bir camiayı temsil ediyorsunuz, o camianın haklarını savunuyorsunuz. Orada ortaya koyduğunuz tavır aynı, şimdi Türk futbolunun genelini temsil ediyorsunuz, ona uygun davranacaksınız. 'Başkan uysallaştı, eskisi gibi değil' söylemi doğru değil."

"Ali Bey'in evinde yemek yedi diyen var. Evet yedik ama Ali Ağaoğlu'nun evinde yedik, benim evim yani. Yakın akrabam. Restorandan daha güzel orası. Misafir ağırlanan bir yer. Yakın dostluğumuz olduğu için yemeği orada verdik. Orada sadece Ali Başkan'ın resmi vardı. Yemeğe geçmemiştik. Ben sadece Ali Koç'u değil 5 takımın başkanını davet ettim. Hasan Başkan bir rahatsızlığı vardı, çok teşekkür etti. Dursun Başkan da öğle yemeği olduğu için Galatasaray maçına geçti. Ertuğrul Başkan da rahatsızdı. Göksel Başkan ile Ali Başkan geldi. Sonuçta ben orada ev sahibiyim. Sanki İsrail Büyükelçisi ile Dışişleri Bakanı ile yüksek koltuk, alçak koltuk olmaz. Biz misafirimizi iyi yere oturturuz. Ben de sandalyeye oturdum. Misafirleri rahat koltuğa oturtacaksınız. Orada bir şeyler aramanın kimseye yararı yok. Bel fıtığının da etkisi var. Orada aynı koltuktan bir tane daha var, çeker orada otururdum. Ben federasyon başkanıyım, şoför kullanmıyorum, kendim kullanıyorum. Buraya gelirken oğlum kullandı arabayı. Biz halkın içinden gelmişiz. Makamlar insanlara bir şey vermiyor, siz bir şey verirseniz onun anlamı var."

"Kulüpler kavga etmezse devletle olan işlerini daha kolay halleder. Kendi kendileriyle kavga etmezlerse. Kulüp başkanları ile sürekli konuşuyoruz. 4 büyük kulüpten lig ibaret değil. Güzide Anadolu kulüplerimize daha çok değer vermemiz lazım. Tartışmalar 4 kulüp arasında olduğu için. Onlarla oturduk 4 saat toplantı yaptık. 7 Ekim'de kahvaltıda. Avrupa'ya gidiyoruz. İnsanlar diyor ki 'hafta sonu sahada rakip, maçlar bittikten sonra ortağız' diyorlar. Kavga ederek marka değerini koruyabiliyor musunuz? Marka değerini korumanız lazım ki yayıncı geliri düşmüş. Niye 1 milyar dolara çıkmamış. Orada söz verdiler, karar aldılar. 'Biz başkanlar konuşmayalım' diye. İletişim olarak bizim kapımız açık. Hataları söylüyoruz. Onlar 'şurada hatalar var' dediklerinde 'Hayır' demiyoruz. Onları onaylıyoruz. 'Konuşmayacağız' diye mutabık kaldılar. Kurumsal olarak camialarımızı rencide edici açıklamalar yapmayalım, dediler. Aradan 1 hafta geçmedi, kuşlar salıncaklar havada uçuştu. Bunların hiçbir şeye faydası yok. Kavga etme görüntüsü verince insanlar sizden uzak durma gereği hissedebiliyorlar. Siz futbolu barış kardeşlik iklimine hizmet eder noktaya getirirseniz çözümde kolay yollar bulursunuz. Kavga edince sorunlar çözülmekte daha da zorlaşıyor. Çözme gayreti içinde olursanız sorunlar da çözülür. Futbolun marka değeri yukarı çıkar. Aslında bunu yapmak zor değil. Bu ligden bir tane şampiyon çıkacak. Şampiyonun dışında takımlar başarısız mı olacak? Bizim bunu kabul etmemiz lazım. Eğlence olduğunu unutmamız lazım. Sanki savaş var savaşın sonunda muharebeyi kazanan 1 numara oluyor. Bu eğlence..."

"Bu atamayı neden yaptınız?"

"Yeğenim olduğu için! Açmamız lazım. Elbette genel sekreterlik önemli. Daha önceleri aktif olarak kullanılmamış. UEFA ve FIFA işleyiş olarak genel sekreterleri dikkate alıyor. Herkes yeğenini oraya koydu diyor. Benim 300'e yakın yeğenim var. Yeğen meraklısı olsan doldurursun. Aslında o görevden daha iyi görevlere layık olduğu için, yıllarca devlet kademelerinde görev almış, idarecilik yapmış bir insan. Katkısı olacağına inandığımız için aldık. Almanya'daki görevini bırakıp, futbola hizmet için geldi, onun da katkılarını zaman içinde göreceğiz."

"İstifalar normaldir, anormal görmüyorum. Doğru işler yapmaya devam edeceğiz. Ayrılan arkadaşlara yaptıkları görev için teşekkür ediyoruz. Doğru işler yapmaya çalışıyoruz. Cenab-ı Allah da muvaffak eylesin. Kişisel tavır da olabilir, farklı şeyler de olabilir, çok önemsemiyorum. Biz daha şevkle daha azimle çalışıp Türk futboluna iz bırakabilir miyiz, yanlış giden işleri düzeltebilir miyiz, onun derdindeyiz."

"Onlar da bizi beğenmediler galiba. Mercedes Global dünyada futboldan çekildi. Uzun senelerdir milli takım sponsoruydu. Alman milli takımından bile çekildi. Futbol sponsorluklarından çekildiler. Kendilerine 'Bizimle devam edin' diyecek halimiz yok. Teşekkür ediyoruz, uzun yıllar beraber olduk. Yeni sponsorlarla devam edeceğiz. Her geçen gün ilave sponsorlar buluyoruz. Açığımız var, denkleştirmemiz lazım. Sonuçta milli takım burası, şahsıma istemiyorum ki. Daha güzel şeyler yaparsak, Dünya Kupası'nda güzel şeyler yaparsak, milli duyguları taşıyan insanların takıma katkı sağlamasını bekliyorum."

"Bir sefer hocanın oyuncularla muhteşem ilişkisi var. Zaten genç çocuklar. Bizim de ilişkimiz iyi. İtalyanlarla bizim frekansımız tutuyor. Kendisini seviyoruz. Oyuncuların onu sevmesi, onların oyuncuları sevmesi çok önemli. Direk konuşuyorum, mesajla konuşmuyoruz. Bayağı spekülasyon olmuştu. Hatta tazminatını da yazdılar. Sağolsun hoca konuyu bize aksettirdi. Roma'nın efsaneleriyle top oynamış. Adanaspor'da madde koydurmuştu. Milli takımda öyle bir madde yok. Kendisi konuşmak istedi. Bazen tekliflere hayır demesini bilirim dedi. Yarın kötü sonuç olursa benim ne düşündüğümü bilmek istedi. Kovacaksanız değerlendirelim mantığı ile geldi. Biz de 'hocam oyuncular sizi seviyor, siz oyuncuları seviyorsunuz, 2 maçın sonucuna bakarak yol yürümüyoruz, ben kaldığım sürece devam edeceğiz' dedim. Roma'yı çok sevmesine rağmen milli takımla devam kararı aldı. Hoca aralarda tatil yapmıyor, çalışıyor. Çalışkanlığı konusunda söyleyecek laf yok. Pozitif olmasa aile ortamını kuramaz. Oyuncular da onu seviyor, bu önemli bir şey."

"Genç takımlardan sorumlu futbol geliştirme direktörlüğünün başında köklü yapılanma yapıyoruz. Bölgeleri kaldırdık. Yıllık 3 milyon Euro maliyeti vardı. Anlaşma yaptığımız yol arkadaşlarımıza söylediğimiz kelime, sahipsizlerin sahibi olacağız, dedik. Çok sahibi olanlar vardı. Ahbap çavuş ilişkileri. Bölgelerde antrenörlerin nasıl alındığını herkes biliyor. Torpille işe adam alırsın, seçerken torpille seçer. Ceyhun arkadaşımız çalışma şeması istiyor, futbolu geliştirme direktörlüğünden 20 günde geliyor. Düğmeye basarsınız şema gelir. Sadece federasyonla da değil. Bu hafta ilgili bakanlıkların hepsini gezdik. Biz amatörden Türk futbolunu kalkındırmak istiyorsak oradan başlamak lazım. Bakanlarımızın hepsi duyarlı sağolsunlar."

"Yasa dışı bahis futbolu kirleten şeyler. Futbolun güzelliğini, sahada oynanmasını engelleyen faktörler. Yine bu da Federasyonun tek başına yapacağı şey değil. Devletin ilgili organlarıyla üstesinden gelmek lazım. İstişare halindeyiz. Bahis oynayıp gençlerimizin parasını almak değil sadece. Futbol sahalarına da sirayet ediyor, oyunun ahlakını bozuyor. Topluma iyi örnek olmak istiyorsak buna örnek olmak lazım. Orada ismini zikretmeyelim, bir haber portalı diye geçiyor. Aslında orada bir kutu var. İçine girdiğinizde orada bir teklif var. Dursun Başkan 'Biz bunu yaptık ama bana 100 bin, 200 bin, 250 bin parça başı geldiği zaman iptal edin' dediğini söyledi. Parça parça geliyor diye kapattıklarını söyledi. Bize sormuşlar, x firma diye. Normal haber portalı olarak geçiyor. Biz de 'sorumluluk size ait aksi durumda' demiş bizimkiler. Olay patladıktan sonra iki kulüple anlaşma yaptılar. Paraları ödediler. Cezaları artırdık talimat değiştirdik. Adamlar öyle girmişler ki 'federasyon ne kadar ceza verse de öderiz' demişler."

"Biraz da amacına ulaştı, reklamlarını yaptı. Bunu engellememiz lazım. Adı geçen 2 kulübe ceza kestik. Spor Toto Genel Müdürlüğü savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ne hikmetse davaya bakan hakim bey takipsizlik kararı verdi. Biz bunlarla mücadele edecek isek, bahis serbestse, o zaman bıraksınlar, önünü açsınlar, kulüpler de para alsın o zaman! Belki de yayıncı kuruluştan alınan paradan daha çok para onlardan alınıyor. Bunlar girdiler ve ligin dengesini bozdular. İsmini vermeye gerek yok. Bahisin girdiği yerde pislik var."

"Passolig bu sene itibariyle anlaşma bitiyordu. Pandemiden dolayı mucbir sebepten 1 yıl uzatıldı. Bütün kulüpler bundan mustarip. Anadolu'ya gittiğinizde Passolig'den dolayı. Anadolu takımlarını düşünmemiz lazım. Onunla ilgili çalışmalarımız var, bir şeyler yapacağız. Para ödeyip değil de Avrupa Şampiyonası'nı biliyorsunuz aplikasyonlarla telefona yükleyebiliyorsunuz. Onunla ilgili çalışmalarımız var. Bugün kimliğinize bütün bilgileri yükleyebilirsiniz. İlle Passolig'in olması gerekmiyor. Kimliğe de yükleyebilirsiniz."

"Bana göre şirketleşip, sahipleri olması futbolun gelişimi açısından çok daha iyi. Şirket olduğunda insan onu zarara sokmak istemez ki. Bana göre bütün kulüplerin şirketleşmesi hem marka yönünde hem de farklı yönde çok daha katkısı olacaktır. Trabzonspor'u satmak kolay değil. Bana göre tepki gösterilmemesi lazım. Bir yabancı yatırım yaparsa ne yapacak Trabzonspor'u İngiltere'yi mi götürecek? Trabzonspor elinizden gitmeyecek ki. Kanunen zaten dışarı çıkaramaz. Yatırım yapacak daha sükseli bir takım seyredeceksiniz."

"Bugün milli takım arasından dolayı hakem semineri vardı. Gerekli konuşmaları yaptık. Söylememiz gereken her şeyi söyledik. Onlara da aynı şeyi söyledim. Yabancı konusu en çok sizi rahatsız etmesi lazım diye. Pırıl pırıl gözlerinize bakıyordu gençler. Tecrübe olanları da var. Ben burada olduğum sürece yabancı hakem gelmeyecek. Ben olduğum sürece yabancı hakem gelmeyecek. Seçimden önce de aynı şeyi söyledim. Orada asıl konu şu; arkadaşlara söyledim 'sizin bu konudaki tartışma polemiklere son verecek olan sizsiniz' dedim. Kulüplerimiz illa ki yabancı hakem istiyorlarsa doğal haklarıdır. Herkes bizim samimiyetimize, tarafsızlığımıza inanıyor. Kulüpler kurullarla ilgili açıklama yaparken 'Başkana güveniyoruz' dediler. Kurullar benim uhdemde. Ona ne kadar güveniyorsanız bana da o kadar güvenin. İnsanlar bize inanıyor. Hiçbir Federasyon elindeki gücü başkalarına devretmek istemez. Kötü niyetle olursan istediğini düşürürsün, istediğini şampiyon yaparsın. Ben birçok kulüp başkanı arkadaşımıza da söyledim. Buradan kamuoyuna söyledim; samimi bir şekilde mücadele ediyoruz ama baktığınız zaman bunlar aynı şirketin ortaklarıdırlar. Marka değeri için kavga etmeyin diyoruz. Tamamını Kulüpler Birliği'ne verelim, MHK'yı kendileri yönetsinler."

"Kulüpler Birliği altında yapmazsınız profesyonel bir şirket altında yaparsınız. Verelim kendilerine. O zaman sadece VAR hakemi değil orta hakemi de yabancı alsınlar. Madem bu işe inanıyorlar. Alsınlar. Çok samimiler, birbirlerini seviyorlar. Hakemleri birebir dağıtsınlar biz de seyredelim. O zaman biz de yorum yaparız 'vay o hakemi niye atadınız' diye. Biz açığız, devretmeye hazırız. 25-30 senenin birikimi var. Bir şeyleri düzeltmeye çalışıyoruz. Ahmet Selim Kul bana bir mesaj attı. Derneklere üye olanlar, olmayanlar diye. Olmayanlar terfi alamıyormuş. Tam detayları bilmiyordum, o program ışık odu bana. Yetkilileri çağırdım, bilgileri aldım. Hakemler derneğe üye oluyorlar, maç başı aldıkları paranın yüzde 10'unu derneğe veriyorlar. Bir seçimde kıyamet kopuyor."

"Hakem akademisi diye bir akademi kurdular MHK'nin üzerine o da bir paralel yapı. Bu bugünün sorunu değil, dünün de sorunu değil. Çok eskilerden gelen bir sorun. Dernek kurabilirler ama bunun bir şikayeti bana gelirse farklı davranırım. Faal hakemler derneğine üye olup aidat vermeyen maç alamıyor, terfi alamıyor, yukarı çıkamıyor... Bunun bir ufak emaresini gördüğüm anda öteki frekansıma geçmek çok kolay oluyor."

"Başkanlar sevk edilmeyecek dedim, başkanların eleştirme hakkı var dedim ama hakaret etmeyeceksin. "Şerefsizler" demek ne demek. Ben eleştirebilirler dedim ama hakaret olmaz. Kimse benden iyi Trabzonsporlu olamaz. Öyle bir pozisyona geldiler ki... Çirkin ithamlar var. İt ürür kervan yürür diyorum. Trabzonspor'a manipülasyon yapıyormuşuz gibi gösteriliyor. Ertuğrul Başkan'a ben açıklama da yaptım."

"Ferhat Gündoğdu'nun bu işi en iyi yapacağına inandığımız için anlaştık. Kendisi iyi bir eğitimcidir. Dürüstlüğüne ve samimiyetine inanıyorum. İlk günkü gibi nasıl inanıyorsam bugün de aynı şekilde inanıyorum. Nasıl ben varken yabancı hakem gelmeyecek diyorsam ben var olduğum sürece de Merkez Hakem Kurulu Başkanı Ferhat Gündoğdu olarak kalacaktır."