Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Charlie Chaplin'in cenazesini mezarından çalıp fidye istediler - Magazin haberleri
        1

        Çocukluk ve ergenlik dönemlerimde televizyonda en çok izlediğim yapım, şüphesiz Charlie Chaplin'in filmleriydi. Diyalogsuz alt yazılı filmler, her yaştan kişiye hitap etmesiyle ev ahalisine neşe verirdi.

        2

        1860'lı yılların başından 1927'ye kadar olan sessiz sinema döneminin şüphesiz en etkin ismi olan Charlie Chaplin'in canlandırdığı 'Şarlo', sinemada 'Güldürürken düşündürme'nin temeliydi.
        'Şarlo' ile yoksulluğun kişilerin yaşamında ve toplum üzerindeki dramatik etkilerini ve yanlış politikaların sancılı sonuçlarını gözler önüne seren Charlie Chaplin de tıpkı canlandırdığı karakter gibi bir hayli dram yüklü bir yaşam sürdü.
        Hatta ölümünden sonra yaşananlar da tam bir dramdı.

        3

        Charlie Chaplin, yaşamını sürdürdüğü İsviçre'de 25 Aralık 1977'de 88 yaşındayken uykusunda hayatını kaybetti.
        Cenazesi, Cenevre Gölü yakınlarındaki Cimetière de Corsier-sur-Vevey Mezarlığı'na defnedildi.

        4

        Kısa yoldan zengin olma hayalleri kuran otomobil tamircileri; Polonyalı Roman Vardasa ile Bulgar Ganco Ganev; günlerden bir gün, bu konuda ne yapabileceklerini konuşurken küresel şöhrete sahip Charlie Chaplin'in cenazesini mezarından kaçırıp eşinden fidye istemeye karar verdi.

        5

        Roman Vardasa ile Ganco Ganev; önce, birkaç gün boyunca Cimetière de Corsier-sur-Vevey Mezarlığı'nda keşif yaparak Charlie Chaplin'in cenazesini mezarlıktan nasıl çıkacaraklarını planladı.
        Keşif çalışmalarını tamamladıktan sonra planlarını 1 Mart'ta uyguladılar.

        6

        Roman Vardasa ile Ganco Ganev; cenazeyi çaldıktan sonra Charlie Chaplin'in Corsair'deki aile evinin yakınındaki bir alana gömdü. Ardından da Chaplin'in dul eşi Una O'Neill'den 600 bin dolar (Günümüzdeki karşılığı 2.867.604 dolar / 83.418.600TL ) fidye istedi.

        7

        Polis, santajcıları yakalamak için tuzak planı yaptı.
        Plana göre; polis, Una O'Neill ile buluştukları anda santajcıları yakalayacaktı. Ne var ki santajcılar, O'Neill ile kararlaştırdıkları yere gitmedi.

        8

        Bunun ardından polis, santajcıların tekrar arayacağını düşündükleri Una O'Neill'in evinin yakınlarındaki tüm telefon kulübelerini gözlem altına aldı.

        9

        Polisin teknik takibi sonucu cenazeyi çaldıktan 11 hafta sonra yakalanarak tutuklanan Roman Vardasa ile Ganco Ganev, tabutu nereye gömdüklerini gösterdi.

        10

        Charlie Chaplin için Cimetière de Corsier-sur-Vevey Mezarlığı'nda ikinci kez cenaze töreni düzenlendi. Benzer bir olayın tekrar yaşanmaması için de Chaplin'in tabutu bir hayli kalın bir betonun altına yerleştirildi.

        11

        Charlie Chaplin'in filmlerinde sık sık kullandığı yoksulluk temasının kaynağı, çocukluk ve ergenlik yıllarındaki yaşamına dayanıyor.

        12

        Yoksulluk yılları, kendisinde öyle izler bıraktı ki hep zengin olma hayaliyle yaşadı. O hayali de ABD'ye göç etmesine neden oldu.

        13

        16 Nisan 1889'da İngiltere'nin başkenti Londra'da dünyaya gelen Charlie Chaplin'in gerçek adı Charles Spencer Chaplin...
        Babası Charles Chaplin; oyuncu, annesi Hannah Chaplin ise oyuncu ve sopranoydu.

        14

        Charlie Chaplin, hayatın zorlu koşullarıyla erken yaşlarda karşılaştı.
        1894'te bir sahne performansı sırasında sesini kaybeden annesi, psikolojik sorunlar yaşadı. Bu nedenle de bir sağlık kuruluşunda tedavi görmeye başladı. Annenin gelirinden yoksun kaldıkları gibi alkolik babası da düzenli çalışmıyordu.
        Üstelik babası başka bir kadınla ilişki yaşamaya başlamış, ondan bir de çocuğu olmuştu. Babası, zaten az olan gelirini; alkol, evlilik dışı ilişki yaşadığı kadın ve diğer çocuğu için kullanıyordu.
        Hal böyle olunca; babaları ayrı, anneleri bir olan ağabeyi Sydney ile birlikte küçük yaşlarda yoksulluğun pençesine düştü.

        15

        Üstüne bir de babasının 1901'de ölmesiyle 12 yaşındaki Charlie Chaplin ve 13 yaşındaki ağabeyi Sydney için hayat daha da zorlaştı.
        Charlie Chaplin ile ağabeyi, karınlarını doyurabilmek ve barınmak için genetik mirasın da etkisiyle tiyatrolarda ve müzikhollerde çocuk oyuncu olarak çalışırken getir - götür işlerinden temizliğe kadar ne iş varsa yaptı.
        Charlie Chaplin, 1908'de 19 yaşındayken dönemin ünlü Fred Karno kumpanyasına katıldı.
        O kumpanya da Charlie Chaplin'in kariyer akışını değiştirdi.

        16

        Kumpanyanın performanslarından birini o sıralarda Londra'da bulunan ünlü film yapımcısı ABD'li Mack Sennett de seyretti. Sennett, oyunculuğuna hayran kaldığı Charlie Chaplin'e şansını daha çok para kazanabileceği ABD'de denemesiyle ilgili tavsiyede bulundu.

        17

        Mack Sennett'in tavsiyesi üzerine 1910'da ABD'ye giden Charlie Chaplin'in sinema sektörüne girmesi hiç de kolay olmadı.
        3 yıl boyunca küçük tiyatro topluluklarının oyunlarında sahneye çıkan Charlie Chaplin, sinema kariyerine ancak 1914'te 'Making A Living' ile başlayabildi.

        18

        Aynı yıl, 'Kid Auto Races in Venice'yi çeken Charlie Chaplin; bol pantolonlu, melon şapkalı, büyük ayakkabılı, sürekli bastonunu çeviren ve sakar hareketleriyle güldüren 'Şarlo'yu bu filmle ortaya çıkardı.

        19

        I. Dünya Savaşı sona ermişti.
        Her küresel krizden sonra bu savaştan sonra da insanlar; rahatlama, karanlık günlerin etkilerini bir an önce bertaraf etme adına eğlenceye, kültür - sanat etkinliklerine daha fazla zaman ayırmaya başlamıştı.
        Üstelik sinema yeni bir eğlence, kültür - sanat etkinliği olarak hızla küresel bir yayılıma sahipti.
        Ve Charlie Chaplin, sineme sektörünün en gelişmiş olduğu ABD'de film çekiyordu.
        Ve filmleriyle insanların duygularına iki açıdan dokunuyordu.
        'Şarlo'; komikti. Gülme arzusunu karşılıyordu.
        'Şarlo', yoksuldu. Acıma, hüzünlenme duygusuna hitap ediyordu.
        Halkın genel profiline sahipti.
        Umut aşılıyordu.
        İnsanlar, yeni bir teknoloji olan sinemaya zeten pek meraklıydı.
        Beyazperdede kendileri gibi birini görmenin büyüsüne kapılıp, refah bir yaşamın hayalini tazeleyerek, bu konudaki umutlarını yeşertiyorlardı.
        Bütün bunların sonucunda da Charlie Chaplin'e büyük bir hayranlık oluşuyordu.

        20

        Bütün bu avantajlar, Charlie Chaplin'in kısa sürede önce ABD'de sonra da diğer ülkelerde tanınmasını, sevilmesini, filmlerinin ilgi görmesini sağladı.
        Öyle ki, Charlie Chaplin, ABD sinema sektörünün gelişmesinde önemli bir paya sahip oldu.
        Ne var ki gün gelecek, ABD'den kovulacaktı...

        21

        Charlie Chaplin, döneminin en ünlü oyuncusuydu ama manevi doyum kendisine yeterli gelmiyordu. Çocukluk yıllarındaki zor şartların bıraktığı derin izlerin de yoğun etkisiyle zengin de olmalıydı.
        1916'da Mutual Film Corporation film şirketiyle anlaşma yaparak 18 ay içinde 12 film çekti.
        Yapımcıların o filmlerden büyük paralar kazandığını gördükçe patron olma hevesi artıyordu. Üstelik o paralar, kendi filmleriyle kazanılıyordu.

        * Charlie Chaplin, kariyeri boyunca 61 film çekti.

        22

        1918'de Mary Pickford, Douglas Fairbanks ve D. W. Griffith ile birlikte United Artists'i kuran Charlie Chaplin, sinemanın başyapıtlarından 'Altına Hücum', 'Şehir Işıkları', 'Büyük Diktatör', 'Asri Zamanlar', 'Sirk' ve 'Sahne Işıkları'na oyuncu ve ortak yapımcı olarak imza attı.

        23

        Charlie Chaplin, 1940'ta çektiği 'Büyük Diktatör' ile Nazi Almanyasını ve Adolf Hitler'i bir hayli sert şekilde eleştirdi.
        Eleştirinin boyutu öylesine fazlaydı ki filmin iki ülke arasında diplomatik krize yol açmasına ramak kalmıştı.
        Almanya ile henüz barış içinde olunması nedeniyle ABD'de Charlie Chaplin'ne 'Büyük Diktatör' üzerinden karalama kampanyası başlatıldı.

        24

        2 Eylül 1945'te II. Dünya Savaşı sona ermişti ermesine ama yeni bir savaş başlamıştı; 'Soğuk Savaş'...

        25

        Ekonomik, teknolojik, sosyo - politik üzerinden ABD ile Sovyetler Birliği arasında yaşanan kıyasıya rekabet, düşmanca bir tavra dönüşmüştü. Üstelik bu tavır, bir anda dünyaya yayılmış küresel kutuplaşma oluşmuştu.
        Sovyetler Birliği'nin öncüsü olduğu komünizm, bu rejimle yönetilmeyen ülkelerde büyük bir tehlike olarak kabul ediliyordu.
        O ülkelerde vatandaşlara komünizm fikri bulaşma endişesi öylesine büyüktü ki başta ABD'de olmak üzere tam cadı avı başladı.
        O avda, av olanlardan biri de Charlie Chaplin'di...

        26

        Charlie Chaplin, gerek özel hayatında gerekse filmlerinde Komünizm propagandası yaptığını iddia eden Cumhuriyetçi Senatör Joseph McCarthy'nin hedefi haline geldi.
        1948'de Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) kara listesine giren Charlie Chaplin'in sınır dışı edilmesini düşünenlerin sayısı hiç de az değildi. Ayrıca, Hollywood da kendisine sırt dönmüştü.

        27

        Öyle ki Charlie Chaplin; filmleri için oyuncu, görüntü yönetmeni hatta set çalışanı bile bulamamaya başladı.
        Hal böyle olunca da çok sevdiği, varlık nedeni olan sinemadan uzaklaşmak zorunda kaldı.

        28

        Charlie Chaplin, Cumhuriyetçi Senatör Joseph McCarthy başkanlığında oluşturulan soruşturma komitesinde savunmasını yaparken şunları söyledi; "Bir devrim başlatmak istemiyorum. Tek istediğim birkaç film daha yapmak. İnsanları neşelendirebilirim. Bunu umuyorum."

        29

        Albert Einstein, 1931'de Charlie Chaplin'in davetlisi olarak 'Şehir Işıkları'nın galasına katıldı.

        Charlie Chaplin, her fırsatta, her ne kadar Komünizm propagandası yapmadığını, bu yönde bir eyleminin ve niyeti olmadığını söylese de kâr etmedi.

        30

        1952'de eşi ve 4 çocuğuyla tatil için İngiltere'ye giden Charlie Chaplin hakkında geri döndüğünde giriş izni verilmemesi kararlaştırıldı.

        31

        Döndüğü takdirde göz altına alınacağına yönelik bir duyum alan Charlie Chaplin, ABD'deyi gözden çıkararak;"Başkan, Hz. İsa bile olsa oraya geri dönmeyeceğim" şeklinde bir açıklama yaptı.

        Charlie Chaplin ile Oona Chaplin, İsviçre'deki Corsier-sur-Vevey köyündeki Manoir de Ban'a yerleşerek hayatın geri kalan yıllarında mütevazi bir yaşam sürdü.
        Oona Chaplin, eşine yapılanların büyük haksızlık olduğunu söyleyerek ABD vatandaşlığından çıkarak İngiltere vatandaşlığına geçti.

        32

        Charlie Chaplin, ayrıldığı günden sonra ABD'ye ilk kez 'Onur Ödülü' dalında Oscar'a layık görüldüğü Akademi Ödülleri'ne katılmak için gitti. Chaplin, ödülü almak için ABD'ye gitmesinde Cumhuriyetçi Senatör Joseph McCarthy'nin siyasetten uzaklaşmasının etkisi olduğunu söyledi.
        Ödülü aldıktan sonra İsviçre'ye dönen Charlie Chaplin, hayatını kaybettiği 1977'ye kadar bir daha ABD topraklarına ayak basmadı.

        33

        Charlie Chaplin, 1975'te İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından şövalye unvanına layık görülerek 'Sir' ünvanı aldı.

        34

        Hollywood, 1950'lerde sırtını döndüğü Charlie Chaplin'e sonraki yıılarda hakkını teslim etti.
        6 filmi 'Ulusal Değer' olarak Ulusal Film Kayıt Birimi'nde koruma altına alındı.

        • Göçmen (1917)
        • Yumurcak (1921
        • Altına Hücum (1925),
        • Şehir Işıkları (1931)
        • Asri Zamanlar (1936)
        • Büyük Diktatör (1940)

        Ayrıca, Charlie Chaplin'in ünlü Hollywood Bulvarı'nda Şöhret Yolu'nda bir yıldızı bulunuyor.

        35

        Charlie Chaplin, 4 kez evlenirken 11 çocuk sahibi oldu.
        • Mildred Harris (Oyuncu / 23 Ekim 1918 - 4 Nisan 1921 / 1 çocuk)
        • Lita Grey (Oyuncu / 26 Kasım 1924 - 25 Ağustos 1927 / 2 çocuk)
        • Paulette Goddard (Oyuncu / 1 Haziran 1936 - 4 Haziran 1942)
        • Oona Chaplin (Oyuncu / 16 Haziran 1943 - 25 Aralık 1977 / 8 çocuk)

         Toplumun ortak paydası
        Toplumun ortak paydası Haberi Görüntüle
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ