Yalan söylemeyi nasıl öğreniyorlar?
Çocuklarımızdan gerçekleri gizliyor muyuz? Bazen evet. Diş perisi, Noel Baba gibi hediye getiren karakterleri uyduruyoruz. İşler kötü giderken her şeyin düzeleceğini söylüyoruz. Üzgünken ya da canımız acıyorken iyi olduğumuzu...
Söylediğimiz yalanların hemen hepsi onları korumak ya da neşelendirmek için. Olan biten her şeyi dürüstçe söyleyemiyoruz, iş yerinde ya da duygusal hayatımızda yaşadığımız zorlukları bilmemeleri gerekiyor. Kendilerini güvensiz hissetmelerine izin vermemek için yalan söylüyoruz. Faturalardan ve sorun çıkaran müşteri ve müdürlerden bahsedemeyeceğimiz gibi kağıda çizdikleri karalamaların anlamsız olduğunu da söyleyemeyiz, elbette çok güzel bir resim çizdi.
Sadece koruma amaçlı değil, etrafımıza söylediğimiz yalanlarla da farkında olmadan çocuklarımıza bunun nasıl yapılacağını öğretiyoruz. Misafirliğe gittiğimizde kötü bir yemek yerken çok lezzetli olduğunu söyletiyoruz, erken kalkmak istediğimizde yalandan bir bahane uyduruyoruz, onları da bu bahaneye alet ediyoruz.
Bilim insanlarının “sosyal yalanlar” adını verdikleri, birini kırmamak için söylenen bu yalanların çevremizle ilişkilerimiz için faydalar var. Birine zarar vermek için değil aslında koruma amaçlı söyleniyorlar.
Çocuklar yalanı çok erken öğreniyorlar
Araştırmalara göre çocuklar yalan söylemeyi 3 yaşında öğrenmeye başlıyorlar. 5 yaşında hemen bütün çocuklar cezadan kaçınmak için yalan söyleme becerisini kazanmış oluyorlar ve aynı zamanda sosyal yalana katılma eğilimi gösteriyorlar. 7-11 yaş aralığındaki çocuklar ise çevrelerindekileri üzmemek için güvenilir yalanlar üretme becerisini gösterebiliyorlar.
Çocuklarda yalan söyleme davranışını yaratan duygular ise empati ve şefkat oluyor. Üzülmesin, kırılmasın gibi güçlü motivasyonlar ediniyorlar.
İnsanlar olarak birbirimize değer verdiğimiz için yalan söylüyor olmamız mümkün mü? Her birey doğuştan yalan söyleme becerisine sahip olabilir mi? Yalan üzerine yapılan araştırmalar, doğruları söylemenin kimi zaman zarar verdiğini düşündüğümüzü ortaya koyuyor.
Yalan söylemeyi nasıl öğreniyoruz?
Yalan söylemek için önemli zihinsel gelişime ihtiyacımı var. Küçük çocuklarda yalanlar, zihinlerinde oluşan teoriler üzerinde kuruludur. Düşüncelerini, amaçlarını, isteklerini ve bilgilerini insanlara anlatma becerisinin gelişmiş olması gerekiyor. Zararlı yalanlar söylemek ise sosyal yalanlardan daha kolay geliyor çünkü karşılarındaki yetişkinin zihinlerini okuyamadığını öğrenmelerini gerektiriyor. Yani inandırıcı olma ihtiyacı hissetmiyorlar.
Sosyal yalanların zihinsel birer teoriden çok daha fazlası olması gerekir. Zor durumdaki bir insanı anlama yani empati ve üzülmesini engelleme yani şefkat barındırmalıdır. Ayrıca sosyal yalanlar sonrasında olası bir sorun yaratmayacak şekilde söylenmelidir.
Sosyal bir yalan söyleyebilmek için insan zihninde 4 gelişime ihtiyaç vardır: Zihinde teori üretme, empati, şefkat ve olasılıklarla gerçekleri birleştirebilecek hafıza bütünlüğü.
Sosyal yalanlar gelişim göstergesi mi?
Çocuklarımızın yalan söylemeleri, belirli bir zihinsel kapasiteye ulaşmalarını gerektirse de bunun iyi niyetle mi yoksa kötü niyetle mi yapıldığını nasıl ayırt edebiliriz? Sadece dürüst olamayacak kadar tembellik ediyor olabilirler mi?
2015 yılında ilkokul çağındaki çocuklarla yapılan bir araştırmada, araştırmacılar kendi çizdikleri ve biri çok güzel biri çok kötü iki resmi gösterdiler ve ne düşündüklerini sordular. Sorunun soruş biçimi ise değişkendi.
Çocuklardan birine resimleri gösterirken, araştırmacı eğer bunun cevabının çok da önemli olmadığını hissettirirse, çocuğun doğru cevap verme oranı artıyordu. Yaptığı resimlerle gurur duyan biri gibi sorduklarında ise çocuklar yalan söylemeye daha fazla yatkın oluyorlardı ve resimlerin güzel olduğunu ifade ediyorlardı.
Araştırma, çocukların söyledikleri şeyin sonucunun kötü olmayacağını düşündüklerinde yalan söylemeyi tercih etmediklerini gösteriyor. Karşılarında bir yabancı bile olsa ne hissedeceğini önemsiyorlar.
Empati yalanı artırıyor
Çocuklarda beyaz yalan söyleme davranışı empati üzerinden geliyor. Zihninde, vereceği cevabın iki sonucu olacağını düşünüyor, dürüstlük ya da iyilik. 7 yaşından itibaren çocukların bu ikilemde kaldıklarında iyiliği seçtikleri belirlendi. Bu seçimin temel nedeni ise duygusal ve zihinsel reflekslerdi.
Çocukluğumuzdan itibaren, insanların iyiliğini dürüstlüğe tercih ediyoruz. Kötü yemek yapan birine kötü olduğunu söylemekten kaçınıyoruz. Sosyal ortamlarda kalabalık görüşe uyum sağlıyoruz.
Çocuklarda da yalan söyleme becerisinin gelişmiş olması için bu hassas hesaplamaları yapabilecek zihinsel yeterlilik gerekiyor. Sosyal yalanların iyi amaçla söylendiğini anlayabiliyorlar. Toplum içinde iyi, cömert, merhametli insanlara daha pozitif duygularla yaklaşıyoruz. Bu durum gözlerimizden de okunabiliyor. Japonya’da yapılan bir araştırmada, normalde yalan söylerken aşağıya inen göz bebeklerinin, iyi niyetle yalan söylendiğinde ileriye doğru bakabildiği gözlemlendi.
Büyürken yalanlar nasıl değişiyor?
Ahlaki öz farkındalık için çocuklarının zihninde bilişsel yetenekler ve özdenetimin birlikte gelişmesi gerekiyor. Bir çocuğun sosyal yalan söyleyebilmesi için işleyen bir hafızanın yanı sıra engelleyici kontrol önemleri de alabilme yetisi olmalı. Psikologların “sızıntı” adını verdiği ve gerçekle yalanı birbirinden ayırmaya yardımcı olan tutarsızlıkları engelleyebilmeli.
Sosyal yalanlar, aynı anda çok fazla topu havaya atıp tutabilmeyi gerektirir, bir top dahi düşse yalan ortaya çıkar. Bir diğer deyişle, yalan söyleyebilmek hokkabazlıktır. Sosyal yalanlar, doğruları söylemekten daha fazla bilişsel ve duygusal çaba gerektirir. 2014’te yapılan bir araştırmada yorgun insanların yalan söylemekte zorlandığını ortaya koydu.
Çocuklar da büyüdükçe zararlı yalanlarla dürüst olmamak arasındaki farkı kavrıyorlar. Çocuğun yaşı küçüldükçe uydurma teorilerden gelen yalanlar söyleme davranışı artıyor. Büyüdükçe sosyal yalan becerileri de gelişiyor.
Kötü bir durumdan kurtulmak için yalan söyleme davranışı da yaşla birlikte gelişiyor. Yalancının başını beladan kurtarmaya yarayan bu mavi yalanlar, kırılan vazo veya sınıftaki bir olay nedeniyle durumu kotarmayı amaçlıyor. Kendisini ve etrafındakileri korumak için söyleniyor.
Çocuklara yalanın ne zaman kötü ve dürüstlüğün ne zaman iyi olduğunun ayırdına varmaları için ebeveynlerin ve öğretmenlerin dikkatle davranması önemli.
Yalanı anlamayı öğrenme
Çocuklar büyüdükçe kendilerine yalan söylendiğini de anlamaya başlıyorlar. Hangi yalanın bencilce ve hangisinin iyi niyetle söylendiğini de fark ediyorlar. Bu ayrımı niyet üzerinden yapabiliyorlar ve yalan söyleyenin yüz ifadesi ya da ses tonundan anlıyorlar.
Sosyal yalanlar söyleyen kişilerin mutluluk ifadeleri yetersizdir, gülümsemeleri zoraki olur, dudakları sağ tarafa kayar ve göz kırpma şekilleri doğru duygularını temsil eder.
Hemen hepimiz, bu sosyal yalan işaretleri yakalayabiliriz. Ancak uzmanlara göre zararlı yalanlar ile sosyal yalanları yakalamak arasındaki sonuçlar çok farklı. Hatta biri bize sosyal bir yalan söylediğinde güven duygumuz ve bağlarımız kuvvetleniyor.
Tüm yalanlar aynı olmasa da derinlerde nedenini fark edebiliyoruz. İyi niyetle, şefkatle ve kırmamak için söylenen yalanlar, toplum içerisinde güven kurulmasına yardımcı oluyor. Çocuklarımıza bunu öğretmemiz bu yüzden önemli olabilir, çünkü zararlı yalanlar tüm bu güveni de bağları da yıkabilir, ayırt edebilmeleri gerekir.
Sosyal yalanlar ve zararlı yalanlar için aynı durum geçerlidir: Karşımızdaki insanın duyguları önemlidir. Söylediklerimizin sonucunu düşünmeli ve empati kurmalıyız.