Cumhuriyetle büyüyen Sabancı
Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin 95'inci kuruluş yıldönümü. 95 yılda Türkiye yarım milyardan 850 milyar dolarlık milli gelire ulaşarak dünyada sosyoekonomik gelişmede sayılı ülkeler arasında yerini aldı. Türk özel sektörü de Cumhuriyet rejiminin sağladığı imkanlar ışığında emekle azimle büyüyerek devler yarattı. İşte Sabancı Topluluğu da Kayseri'den Adana'ya Adana'dan İstanbul'a uzanan başarı dolu hikayesiyle o dev kuruluşların başında geliyor
29 Ekim 1923’te Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Cumhuriyet’i ilan etti. Türkiye, büyük fedakârlıklarla kazandığı Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yaralarını sarmaya çalışıyordu. Sanayi Devrimi’yle makineli üretime geçen Avrupa, ekonomik olarak arayı açarken peş peşe açılan sanayi kuruluşları Türkiye’de kalkınmanın yapı taşı haline geldi. İşte ülkemiz o zor dönemlerden geçerek bugünlere geldi.
1906’da Kayseri’nin Akçakaya köyünde doğan Hacı Ömer Sabancı, 1921’de Adana’ya yerleştikten sonra önce pamuk işçisi olarak başladığı alanda işin ticaretini yapmaya başladı. Cumhuriyetin kuruluşunun hemen ardından 1925’te Sabancı Topluluğu’nun temeli işte böyle atılmaya başlandı. Gelecekte sanayisine de adım atacağı pamuk ticareti Sabancı hikayesinin dönüm noktası oldu. Zira yıl 1932’ye geldiğinde Hacı Ömer Sabancı da pamuk işlemek için Çırçır Fabrikası’na ortak olmuştu.
1923 yılına kadar açılmış olan Türkiye genelindeki irili ufaklı bütün fabrikaların sayısı 386 iken, 1923-1933 arasında açılan ülke genelindeki bütün fabrikaların sayısı 1087’ye yükseldi. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın yürürlüğe girdiği 1934-1938 arasında açılan fabrikalarla ülke genelindeki fabrika sayısı 2000’i geçti. 1933’te Cumhuriyetin ilk iktisadi devlet teşekkülü olan Sümerbank'a sanayi planlamak ve yatırımlara öncülük yapmak görevi verildi. Barut, top, tüfek fabrikası da şeker, cam, çimento tesisleri de işte bu dönemde kuruldu.
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ile Türkiye, hızlı bir kalkınma hamlesine girerken Sabancı Ailesi de işlerini farklı sektörlere yayma imkanı bulur. O döneme kadar pamuk ticareti ve işlemesi faaliyetlerini yürüten Hacı Ömer Sabancı, yıl 1943’e geldiğine Türk Nebati Yağlar Fabrikası’na ortak olur. 1946’da da ikinci yağ fabrikası Marsa’ya ortak oluyor Aile. Böylece Sabancı, dünya ekonomik zorlukların yaşandığı bir konjonktürden geçerken çok şirketli topluluk dönemi için önemli bir adım daha atıyor.
Birinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı döneminde devletin kıt imkânlarıyla çok sayıda sanayi tesisi kuruldu. Üretime başladı.Bunların başlıcaları, Gemlik Suni İpek Fabrikası, Isparta Gülyağı Fabrikası, İzmit Kibrit Asidi Fabrikası, Zonguldak Seramik Fabrikası, Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası, Çimento Fabrikası, Karabük Demir Çelik Kombinası, İzmit Kağıt ve Selüloz Tesisleri, Keçiborlu Kükürt Tesisleri, Bakırköy Pamuklu Dokuma Fabrikası, Kayseri Pamuklu Dokuma Fabrikası, Nazilli Pamuklu Dokuma Fabrikası, Malatya İplik ve Dokuma Fabrikası, Iğdır İplik Fabrikası, Bursa Merinos Kamgarn Mensucat Fabrikası, Kastamonu Kendir Sanayi Fabrikası'dır.
Ülkenin en büyük özel teşebbüslerinden birisi olan Sabancı Topluluğu’nun ilk adımları niteliğindeki Marsa, Bossa ve Akbank gibi kuruluşlar bu dönemin eserleridir. Yıl 1948. Akbank kurulur. Grup aynı yıl Adana’da iş aleminin önemli bir toplanma merkezi haline gelecek olan Erciyas Palas Oteli'ni inşa eder. 1950 yılında artık ailenin adıyla Sabancı bir topluluk olmuştur. Bu dönemde 1950’de Bossa Un ve Çırçır Fabrikası, 1951’da Bossa Tekstil Fabrikası, 1954’te Oralitsa, 1958’de Sapeksa ve 1960’ta Ak Sigorta kurulur.
Yıl 1923’te Türkiye, 50.1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken açılan fabrikalar sayesinden 1938’e gelindiğinde bu rakamı 115 milyon dolara kadar yükseltmişti. Türkiye bu zaman diliminde yılda ortalama yüzde 8’lik büyüme gerçekleştirmiş ve milli gelirini 570 milyon dolardan 1.5 milyar dolara yükseltmişti. Bu dönemde kişi başına milli gelir de 47.5 dolardan 89 dolara kadar çıkarılmıştı. Türkiye, sanayi devrimini geç de olsa yakalamaya çalışırken 1938-1945 yılları arası dünyayı altüst eden İkinci Dünya Savaşı, Türkiye’nin ekonomide ve sanayileşmedeki ivmesinin de hızını kesti.
Kayseri’den Adana’ya henüz bir çocukken yaptığı umut yolculuğuyla iş hayatına başlayan Hacı Ömer Sabancı; 1950’li yıllarda Türkiye’nin en zengin insanı ünvanını elde etmeyi başarmıştı. Sabancı, bu tarihten sonra İstanbul’un büyüyen ekonomi içindeki payını dikkate alarak işlerini buradan yönetmek üzere 1951 yılında megakente taşındı. Eşi Sadıka Hanım’la İhsan, Sakıp, Hacı, Şevket, Erol, Özdemir olmak üzere 6 erkek çocuğu sahibi olan Hacı Ömer Sabancı, 2 Şubat 1966’da hayata veda etti. 1 yıl sonra grubun çeşitli iştiraklerinde çalışan Sakıp Sabancı grubun yönetim kurulu başkanı oldu.
İkinci Dünya Savaşı sonrası her alanda dünya ekonomisi yara sarmak için hummalı bir faaliyete başladı. Türkiye’nin tek partili parlamenter rejimden çok partili parlamenter rejime geçtiği bu yıllarda tarımsal üründe makineleşme ve dış pazarlara açılım sağlanmıştı. Böylece buradan sağlanan kaynakların sanayiye aktarılmasına imkan doğmuştu. Türkiye bu dönemde, sanayileşmeye öncelik veren, korumacı bir ithal ikamesi uygulamaya başlamıştı. İthal ikamesi özellikle iç pazara yönelik tüketim malları imalatında uygulama alanı bulmuş ve o dönem montaj sanayisi diye isimlendirilen bir imalat sanayisi türü yaygınlaşmıştı. Buzdolabı, radyo, fırın gibi ev aletleri montaj sanayi ile üretilir oldu.
Sakıp Sabancı’nın yönetim kurulu başkanlığını üstlenmesinden sonra holding statüsüne geçen Topluluk bu dönemden sonra bugün dünyaya açılan önemli iştirak şirketlerinin temelini attı. 1967’de Akçimento, İnsa, 1968’de Temsa, Olmuksa kuruldu. 1972’de Çimsa ve Exsa kuruldu. 1973 yılına gelindiğinde ise bugün dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştiren iki dev kuruldu. Bunlardan ilki bugün 50’den fazla ülkeye ihracat yapan Yünsa, Avrupa’nın en büyük entegre yünlü kumaş üreticisi. Diğeri ise yine bugün dünyanın önde gelen endüstriyel naylon ve polyester iplik, lastik kord bezi ve tek kord üreticisi olan Kordsa.
1955’te Türkiye’nin ilk petrol rafinerisi olan Batman Rafinerisi ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı kuruldu. Bu yatırımı 1958’de Mersin’deki ATAŞ rafinerisi izledi. 1962 yılında hazırlanan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1963-1967 ile Türkiye, 1963’den itibaren Planlı Kalkınma Dönemine girmiş oldu. Bu tarihlerde Türkiye, kişi başına geliri 100 dolar seviyesindeydi. PTT, Türk Telekom gibi bugünün dev şirketlerinin temelleri o yıllarda atılırken asıl petrokimya ve demir çelik sanayi yatırımları ile Türkiye önemli bir dönemecin eşiğine gelmişti. 1965’de Petkim, yine aynı yıl Ereğli Demir Çelik Fabrikaları ve 1967’de Tüpraş kuruldu. Ardından da 1970’de İskenderun Demir Çelik Fabrikası. Bir yandan özel sektörde otomotiv sektörünün önemli yatırımlarının temeli atılırken Madencilik alanındaki atılımlar da Eti Aliminyum AŞ çatısı altında bu yıllarda başladı.
Hacı Ömer Sabancı Holding merkezi de resmen İstanbul’a taşındı. Merhum Hacı Ömer Sabancı’nın sağlığında bir yaşam felsefesi olarak kabul ettiği "Bu Topraklardan Kazandıklarımızı Bu Toprakların İnsanlarıyla Paylaşmak..." ilkesini benimseyen Sabancı kardeşler bu düşünceden yollarına devam ederek hayır işlerini düzenli bir şekilde yürütebilmek amacıyla 1974 yılında Sabancı Vakfı’nı kurdu. Bu tarihte otomotiv sektöründeki özel sektör yatırımlarına paralel olarak Lassa kuruldu. 1 yıl sonra teknoloji alanında yatırımlar yapan Bimsa da açılmıştı. Adı sonradan Betonsa olacak olan Çipaş da 1976’da faaliyete geçti. Sabancı Topluluğu artık işlerini New York, Londra, Frankfurt gibi dünya ekonomisinin kalbinin attığı yurtdışındaki merkezlere taşımaya başladı ve bir çok iştiraki için yurtdışında ortaklıklar ya da ofisler kurarak büyümeyi dünya arenasına taşıdı.
1975 ve sonrası Türkiye ekonomisi için de önemli bir dönüm noktası olmuştu. ABD ile gerilen ilişkiler sanayide savunmanın ve haberleşmenin önemini öne çıkarmış tam da bu dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin haberleşme ihtiyacını karşılamak üzere Aselsan kurulmuştu. Sonraki yıllarda bu yatırımları Türk Havacılık ve Uzay Sanayi şirketi TUSAŞ, Havelsan, Roketsan, izledi. Ancak 80’li yıllara asıl damgasını vuran gelişme ise 24 Ocak kararlarıydı. Bu tarih karma ekonomiden serbest piyasa ekonomine geçişin başlangıcı olarak kabul edilirken bu dönemde özel sektör yatırımları hız kazandı. Dış ticaret serbestleştirilirken ithalat liberalize edilmeye başlandı.
80-90 yılları arasında Sabancı, Türkiye’yi yeni uluslararası ortaklıklarla buluşturmaya devam ediyordu. 1987’de Lassa ile girdiği otomobil lastiği sektöründe dünya devi Bridgestone ile ortaklık yapılarak Brisa kuruldu. 1990’da Toyota, 1991’de de Philsa ortaklığı başladı. Yine bu dönemde bir dünya markası olan Hilton ile birlikte Mersin, Ankara ve İstanbul’da oteller açıldı. Bugün halen Topluluğun merkezi olan Sabancı Center’in temeli de bu dönemde atıldı.
90’lı yıllar Türkiye ekonomisinin dışa açılması sonrasında küresel ekonomiden negatif etkilendiği bir dönem olarak tarihe geçti. Finansal dalgalanmalar yaşayan ekonomi Asya, Rusya ve Meksika krizlerinden de derin bir şekilde etkilenmişti. Ancak bu dönemde bile özel sektörün kamunun da teşvikleriyle yatırımları devam ediyordu. Enflasyondaki artış bankacılık kesimini zora sokarken reel sektör finansman sıkıntıları yaşıyordu. Nitekim 2001’e kadar süren bu dönemde Türkiye o dönem tarihinin en büyük finansal krizini yaşamış bu tarihten sonra ise bankacılık kesimi olmak üzere önemli yapısal dönüşümlerin yaşandığı bir dönemin kapısı aralanmıştı.
90’ların ortasında Türkiye ve dünya finansal kırılganlıklar yaşarken Sabancı Topluluğu çeşitli sektörlerde yatırımlarını sürdürdü. Bugün sektörünün lideri olan Enerjisa, o dönemde kuruldu. Carrefour ile ortaklık bu dönemde imzalandı. Sabancı Holding halka açıldı. Topluluk sosyal yatırımlarını da sürdürdü. Sabancı Üniversitesi’nin temelleri atılırken; Sakıp Sabancı Müzesi'nin de kapıları açıldı. Teknolojik gelişmelerle paralel olarak 2000’li yılların başında Teknosa kuruldu. 2004 yılına kadar Topluluğa liderlik eden Sakıp Sabancı’nın vefatının ardından Güler Sabancı Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi.
2003’ten günümüze geçen sürede altyapı projeleri başta olmak üzere önemli yatırımlar hayata geçti. Duble yollar, tüneller ile ulaşım alanında atılım yapılırken sanayi teşvikleri ile de özel sektör yatırımlarında ivme yakalandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki bu dönemde Yavuz Sultan Selim köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli gibi önemli projeler inşa edilirken son olarak bugün de İstanbul’un yeni havalimanının açılışı gerçekleştirildi.
Sabancı Topluluğu’nda Güler Sabancı liderliğindeki yeni dönem, katılımcı bir süreçle yapılan arama konferansıyla başladı; böylece Topluluğun yeni yol haritası belirlendi. Enerji sektörüne ağırlık veren Sabancı Topluluğu dağıtım ve üretim alanında pazar odaklı faaliyetleri, verimliliği esas alan yatırımları ve rekabetçi stratejileriyle Türkiye elektrik piyasasının lider oyuncusu oldu. Enerjisa Enerji halka arzı, Türkiye’nin TL bazında en büyük özel sektör halka arzı olarak tarihe geçti. Ayrıca Avivasa ve Ageas ortaklıkları bu dönemde gerçekleştirildi. Kordsa global pazarlarda büyümesini sürdürerek Endonezya’daki ikinci tesisini açtı. Ayrıca üniversite-sanayi işbirliğinde örnek bir model olan Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi Sabancı Üniversitesi- Kordsa işbirliği ile faaliyet geçti.
Bu yıl Cumhuriyetin ilan edilişinin tam 95’i yılına giriyoruz. 95 yılda Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde inşa edilen yönetim biçiminin verdiği güçle dünyada sosyo-ekonomik gelişmede sayılı ülkeler arasında yerini aldı. Cumhuriyetin ilan edildiği dönemde sadece yarım milyar dolarlık bir ekonomi olan Türkiye’nin bugün toplam milli geliri 850 milyar doların üzerinde. 50 milyon dolarlık ihracat rakamlarından bugün Türkiye 150 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşmış dünyanın 17’inci büyük ekonomisi.
Sabancı Topluluğu, 95 yıllık Cumhuriyet’in kuruluş öyküsüne paralel büyümesiyle bugün dünyanın önemli grupları arasında. 1925 yılında Hacı Ömer Sabancı’nın önderliğinde ilk temelleri atılan Topluluk bugün sektörlerinde lider kuruluşları ve Sabancı Vakfı, Sabancı Üniversitesi ve Sakıp Sabancı Müzesi ile Türkiye’ye ekonomik ve sosyal olarak katkı sağlayan öncü bir grup. 2017’yi dönüşüm yılı ilan eden holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’nın şu sözleri aslında Cumhuriyet’in değerleri ile bugünlere gelen topluluğun geleceğine de ışık tutuyor: “90 yılı aşan hikayemizde yeni bir başlık açtık. Bu yeni etapta hedefimiz, sadece “Türkiye’nin Sabancı’sı” değil, “Yeni Neslin Sabancı’sı” olmak.”