Deprem bölgesinde asbest tehlikesi! Acil önlem alınmazsa akciğer hastalıkları ve kansere neden olabilir
Kahramanmaraş merkezli yaşanan iki büyük deprem 10 ili etkiledi ve büyük bir yıkıma neden oldu. 7.7 ve 7.6 şiddetinde art arda gerçekleşen depremler birlerce binanın yıkılmasına neden oldu. Enkaza dönüşen binalarda arama kurtarma çalışmaları devam ederken deprem gibi doğal afetler sonrasında yaşanabilecek sağlık problemleri en önemli konu başlıkları arasında yer alıyor. Hijyen eksikliğinin yol açacağı salgın hastalıklarının yanı sıra binalarda kullanılan asbest deprem bölgesinde bulunanlar için büyük tehlike oluşturuyor. Acil önlem alınmazsa bu maddenin akciğer hastalıkları ve kanserin en büyük nedeni olabileceği konusunda uzmanlardan ciddi uyarılar geliyor. Peki, asbest nedir, hangi hastalıklara neden olur ve risklere karşı nasıl önlem alınmalı?
Akciğer Kanseri Çevresel Koruma Ajansı ve Dünya Sağlık Örgütü, 1980’de asbestin akciğer kanserine kesin olarak yol açtığını duyurmuştu. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC-The International Agency for Research on Cancer) sınıflamasına göre insanlar üzerinde kesin kanserojen (Grup 1) sınıfında yer alıyor. Asbest, tek başına akciğer kanseri gelişimi için beş kat risk oluşturuyor.
Binalar yıkıldığında sadece asbest değil, solunan havayı kirleten pek çok kimyasal ortama salınıyor. Organik, inorganik tozlarla moloz ve hafriyatlardan ortama salınan kimyasalların tepkimeye girmesiyle toksik gazlar açığa çıkıyor.
KULLANIMI YASAK!
Asbest (amyant), beyaz toprak olarak da bilinen, ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, lifli yapıda bir mineral. Mineral içeriğini magnezyum silikat, kalsiyum-magnezyum silikat, demir-magnezyum silikat veya sodyum-demir silikat oluşturuyor. Asbest lifleri 3-3.5 mikron uzunluğunda, bir mikron kalınlığında. Yani gözle görülmeyecek kadar küçük. Yerçekimi etkisiyle yere çökmüyor. Rüzgar, yağış, fırtına gibi meteorolojik olaylarla çok uzaklara taşınabiliyor. Türkiye’de 2010’dan beri asbest kullanımı yasak.
Havaya saçılan asbest liflerinin solunması hastalıklara neden oluyor. Maruziyet yoğunluğu, süresi, yapısı ve bireysel faktörlere bağlı çeşitli hastalıklar ortaya çıkabiliyor.
ASBEST NEDİR?
Asbest (asbestos) ya da amyant, lifli yapıda kanserojen bir mineraldir. Silisyumun sodyum, demir, magnezyum ve kalsiyumla oluşturduğu ısıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere çok dayanıklı, lifsel mineral yapısında hidrate silikatlardır.
Asbest sahip olduğu fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bir sonucu olarak gösterdiği izolasyon özelliği nedeniyle çok uzun yıllardır kullanılmış ve “sihirli mineral” olarak bilinmiştir.
Halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle de bilinir. Asbestozis, asbestos solunmasıyla oluşan toz hastalığıdır.
Gemi, inşaat otomotiv gibi pek çok alanda kullanılan asbest, doğru kullanılmadığı takdirde insan sağlığını olumsuz yönde etkileyebilecek maddelerden birisidir. Antik çağdan bu yana insanlığa faydası kadar zararı da olan asbest, kimyasal ve fiziksel özellikleri sebebiyle inşaat, gemi, otomotiv, tekstil ve diğer sanayi alanlarında tercih edilen bir ürün olmuştur. 20. yüzyıl başlarından itibaren yaygın bir şekilde endüstride kullanılan asbestin üç binden fazla kullanım alanı vardır. 2010 yılına kadar Türkiye’de de kullanılan asbest; marley, boru, levha, fren ve debriyaj balatası, conta ve asbestli iplik üretiminde kullanılmıştır.
Kolay tutuşmaması, sıcaklığa dayanıklı olması, ısı izolasyonu sağlaması nedeniyle sıklıkla kullanılan asbest, inşaat sektörünün önemli araçlarından birisidir.
ASBESTİN SAĞLIĞA ZARARLARI NELERDİR?
Asbest son derece kanserojen bir maddedir. Solunum yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Uzmanlar cilde nüfuz etmesinin de mümkün olduğunu düşünmektedirler. Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi elim hastalıklardır. Ayrıca ciltte yaralara neden olabilir.
Asbest lifleri havada solunur hale geldiklerinde tehlikelidir, öldürücüdür. Solunan lifler akciğerlerde birikir ve zarar verir. Bu durumda akciğerde zedelenmeler başlar ve bu da akciğerin çalışmasını engeller ve kansere yol açar. Asbestli malzemelerin gerek üretiminde gerekse sökümünde çalışanlar, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda, farkında olmadan bu maddeye maruz kalabilirler.
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli olarak özelliklerine göre gruplara ayırmaktadır. Ajansın kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, "kesin kanserojen" tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılmıştır.
Fransa'da asbeste bağlı hastalıklardan her yıl 4000 kişi ölmektedir ve sayı giderek artmaktadır. Uzmanlar Birleşik Krallık'ta 1960 ve 70'lerde asbeste maruz kalmış kişilerden 120.000'den fazlasının akciğer kanseri nedeniyle yakın gelecekte öleceğini öngörmektedirler.
Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde 90'lı yılların başında asbest üretim ve kullanımı tamamen yasaklanmıştır. Avrupa Birliği'de 2005 yılından itibaren AB'ye üye ülkelerde asbest üretimi ve kullanımını yasaklamıştır.
Geçmişte tersane işçisi olan babasının iş elbiselerinden bulaşan asbest nedeniyle kansere yakalanan genç bir kadın, 2007 yılında İngiliz Savunma Bakanlığı'ndan tazminat almaya hak kazanmıştır.
ASBESTİN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR NELERDİR?
Asbeste maruz kalınması sonucunda oluşan meslek hastalıkları aşağıdaki gibidir.
1. Asbestoz
İlk olarak tersane işlerinde çalışanlarda tespit edilen asbestoz, Asbest liflerini çözmeye çalışan vücut tarafından üretilen asidin akciğer zarında oluşturduğu yaralardır. Bu hastalığın kendini göstermesi 10-20 yılı bulmaktadır.
2. Plevral Reaksiyonlar
- Plevral plaklar,
- Benign asbest plörezisi,
- Diffüz plevral kalınlaşma
3. Parenkimal Akciğer Hastalıkları
- Rounded atelektazi,
- Transpulmoner bantlar
4. Asbestin Neden Olduğu Dermatozlar
5. Kanserler
Malign mezotelyoma: Asbestin yol açtığı en önemli hastalık akciğer zarı ve karın zarı kanseri, yani mezotelyomadır. Batı ülkelerinde yılda her bir milyon kişinin 1-2'sinde saptanan mezotelyoma, ülkemizde yılda en az 500 kişide görülmektedir. Mezotelyoma’ya ait en sık rastlanan yakınmalar, ağrı ve ilerleyici nefes darlığıdır. Akciğer röntgeni ve tomografide tipik bulgular saptanabilirse de, kesin tanı için başvurulan standart yöntem akciğer zarı biyopsisidir. Mezotelyoma, erken dönemde tanınıp uygun cerrahi girişim uygulanamadığında, ilaç ya da ışın tedavisine iyi cevap vermeyen ve hastayı kısa zamanda ölüme götüren bir hastalıktır.
Akciğer kanseri: Asbest, akciğer, gırtlak ve sindirim sistemi kanserlerine yol açmaktadır.
Diğer tümörler (GİS, böbrek, larinks vs.)
6. Diğerleri
- Hava yolu obstrüksiyonu,
- İmmünolojik değişiklikler,
- Perikardiyal sıvı-kalınlaşma,
- Üst zon değişiklikleri,
- Retroperitoneal fibrozis vs
DEPREM BÖLGELERİNDE ASBESTE KARŞI NASIL ÖNLEMLER ALINMALI?
Türk Tabipleri Birliği (TTB), deprem bölgelerinde arama-kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarında havada uçuşan, birinci derecede kanser yapıcı özelliği bulunan asbest maddesi hakkında uyarıda bulundu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na iletilen yazıda, önlem alınmadığı takdirde asbestin ilerleyen yıllarda kanser başta olmak üzere ciddi hastalıklara neden olabileceği hatırlatılırken, bu konuda alınacak önlemler şöyle sıralandı:
- Enkazlar profesyonel ekipler tarafından kaldırılmalı. İş makinelerinin çalıştırılma şekli, etrafa yayılan asbesti azaltabilir.
- Uygunsuz ve aşırı toz çıkmasına yol açacak biçimde yapılan enkaz kaldırma çalışmaları engellenmeli.
- Enkaz kaldırma çalışmalarında sulama yapılması sulama yapılması, kaldırılan tozun etkisini azaltır. Bu nedenle enkaz çalışmalarına mutlaka sulama eşlik etmeli.
- Kaldırılan enkazın döküleceği yerler doğru ve merkezi bir planlama ile belirlenmeli, rastgele hafriyat dökülmesi engellenmeli.
- Enkaz kaldırma çalışmasına katılanların “FFP2” veya “FFP3” tipi yüksek koruyucu maske kullanması, sağlık açısından bir zorunluluktur. Bu bağlamda bu tür maskelerin bölgeye ulaştırılması gerekmektedir.
- Pandemi döneminde yaygın kullanıma giren basit cerrahi maskeler bu maddelere karşı koruyucu değildir.
2010’DA YASAKLANMASINA RAĞMEN KULLANILMAYA DEVAM EDİLDİ
Asbestin, Türkiye'de üretim, kullanım, piyasa arzı ile asbest içeren eşyaların piyasaya arzını 31 Aralık 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasaklandı. Ancak kullanım tamamen sona ermedi. Özellikle bu tarihten önce üretilmiş malzemelerde ve ikinci el ürünler kanalıyla binalarda kullanımına devam edildi. Asbestin daha sık gündeme gelmesi ise kentsel dönüşümle oldu. Dönüştürülecek binaların asbest kontrolü olmadan yıkılmasıyla uzmanlar gelecekteki tehlikeye dikkat çektiler.
4T Platformu Başkanı ve atık yönetimi uzmanı Ali Rıza Öner’e göre deprem bölgesinde "Erciyes Dağı büyüklüğünde 230 milyon ton enkaz söz konusu" açıklamasında bulundu.