Dijital ebeveyn kontrolü
Meta şirketine ait sosyal ağlar olan Instagram ve Facebook, sosyal medyanın gençlerin ruh sağlığı üzerindeki etkisiyle ilgili endişeleri azaltmak için ebeveyn kontrolü ve gizlilik özelliklerini daha da güçlendirdi. Yeni özellikler isteğe bağlı hale getirilerek, ebeveynler ve çocuklar arasındaki sohbetleri teşvik etmeyi ve gençlerin güvenliği ve özerkliği arasında bir denge kurmayı amaçlıyor. Ancak bu önlemler hala yeterli görünmüyor
Ağlara gelen gözetim özelliği, ebeveynlerin çocukları ve çocuklarının takip ettiği hesaplar arasındaki ortak arkadaşları belirlemesine olanak tanıyor. Çocuğun herhangi bir arkadaşıyla bağlantısı olmayan birisi tarafından takip edilmesi, gencin bu kişiyi gerçek hayatta tanımadığının bir belirtisidir. Meta’ya göre yeni özellikler, ebeveynlerin çocuklarının bu tür hesaplara ne kadar aşina olduğunu anlamalarına ve bu bağlantılar hakkında çevrimdışı araştırmalar yapmalarını sağlamakta. Ancak Common Sense Media'nın kurucu CEO'su J. Steyer, bu yeni özellikleri eleştirdi ve bir sis perdesi olarak adlandırdı. Ona göre bu medya türleri akıl sağlığı dahil, çocukların refahı üzerinde olumsuz etkiye sahip ve çocukları korumak için yeni ulusal mahremiyet yasalarına ihtiyaç var.
Instagram ailelerin ağda gezinmesine ve kaynaklara ve rehberliğe erişmesine yardımcı olmak için ebeveyn gözetim araçlarını uzun süredir geliştiriyor. Ancak bu özelliğin çalışması için gençlerin, ailelerine izin vermesi gerekmekte. Meta bu koşulu kabul etmiş kullanıcı verilerini açıklamadı. Dolayısıyla tarafların yeni özellikleri ne kadar benimsediği anlaşılamıyor.
Instagram’daki en önemli aile özelliklerden birisi, herhangi bir kullanıcı engelledikten sonra ebeveynlere hesap denetimi için bildirim gitmesidir. Amaç, ebeveyn rehberliğidir. Ebeveynler çevrimiçi zaman sınırı koyabilir, çocuklarının takip ettiği ya da takip edildiği hesapları görüntüleyebilir ve platformda geçirilen süreyi takip edebilir. Ancak mesaj içeriklerini göremezler.
Instagram'a ek olarak Meta, Instagram ve sanal gerçeklik ürünlerinde zaten mevcut olanlar da dahil olmak üzere Messenger'da ebeveyn gözetim araçları da uyguluyor. Bu etkinleştirme özelliği, ebeveynlerin çocuklarının mesajlaşma hizmetini kullanma sürelerini izlemelerine, kişi listeleri ve gizlilik ayarları gibi bilgilerini görüntülemelerine olanak tanıyor. Ancak bu kez de çocuklarının sohbet ettiği kişilerin kimliklerini saklı kalmakta.
2023 içinde Meta, Instagram'daki mevcut uygulamasına benzer şekilde çocukları Facebook'a ara vermeye teşvik edecek. 20 dakikalık kullanımın ardından genç kullanıcılar, uygulamaya ara vermelerini öneren bir bildirim alacaklar. Kullanmaya devam etmeyi seçerlerse bildirimi kapatabilirler. TikTok ayrıca kısa bir süre önce 18 yaşın altındaki kullanıcılar için 60 dakikalık bir süre sınırı getirdi, ancak bu sınır, gençlerin kendileri ya da 13 yaşın altındaki çocuklar için ebeveynleri tarafından belirlenen bir şifreyle atlanabilir.
Meta’nın ürün denetçisi D. Williams, ağdaki aile özelliklerinin mevcut halini güvenlik ve zaman kazancı açısından uygun bulduğunu söylüyor. Gençlerin kendi kendilerini yönetmeleri ve bu platformlarda zamanlarını nasıl geçirdiklerinin farkına varmaları için araçlar geliştirdiklerini savunuyor. Akşamları "ara ver" ve "sessiz mod" gibi özellikler, gençlerin çevrimiçi deneyimlerini yönetmelerine ve sosyal medyada geçirdikleri zamanın değerini anlamalarına yardımcı olmayı amaçlıyor.
DİJİTAL İLGİ
Yeni aile özellikleri, ebeveynlerin çocuklarının çevrimiçi etkinliklerine zaten dahil olduğu aileler için faydalı olabilirken, bazı uzmanlar birçok ebeveynin konuyla bu ölçüde ilgilenmediğini belirtmekte. Örneğin Dr. V. Murthy’e göre, sosyal medyanın çocuklar ve ergenler için güvenliğini kanıtlayacak yeterli veri yok ve bu yüzden aileler baştan ilgisiz. Teknoloji şirketleri genç kullanıcıları korumak için daha çok çalışmalı. Sosyal medya platformları, 13 yaşın altındaki çocukları teknik olarak yasaklamasına rağmen, Instagram ve TikTok dahil, birçok küçük çocuk ebeveynlerinin izni olsun olmasın, yanlış yaş vererek ya da akrabalarının bilgilerini kullanarak bu platformlara bağlanıyor.
Bu kadar hızlı değişen ve yetişmesi mümkün olmayan gelişmeler karşısında, ebeveynlerin çocukların kendilerini nasıl algıladıklarını, arkadaşlık kurduklarını ve dünyayı deneyimlediklerini anlamaları ve yönetmeleri beklenemez. Sorumluluk yalnızca ebeveynlerin omuzlarına yüklenemez. Artık teknolojinin yapay zekanın da yardımıyla kullanıcıları algılayarak özellikle de çocuklara yönelik daha güvenli bir ortam sağlaması beklenmelidir.
