'Doğalgaza sevinelim ama güneşi unutmayalım'
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Türkiye'nin Karadeniz'deki doğalgaz keşfinin potansiyel ekonomik değerinin 80 milyar dolar seviyesinde olduğunu, üretim için yaklaşık 6 milyar dolar yatırım gerektiğini söyledi. Haberturk.com Ekonomi Müdürü Naime Sert'in sorularını yanıtlayan Fatih Birol, Türkiye'nin 2023'te üretime geçme hedefinin oldukça iddialı ama imkansız olmadığını kaydetti. Mevcut ortamın doğalgazı düşük maliyetle çıkarmaya olanak tanıdığına dikkat çeken Fatih Birol ''Türkiye için daha güzel bir zaman olamazdı'' dedi. Türkiye'nin güneş enerjisindeki potansiyeline de vurgu yapan Fatih Birol ''Doğalgaza sevinelim ama güneşi de unutmayalım'' diye konuştu. Haberturk.com Ekonomi Müdürü Naime Sert yazdı
Türkiye’nin gündeminde enerji alanında iki sıcak gelişme var. Geçen hafta Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz keşfedildi ve Türkiye'nin ilk tek entegre güneş paneli üretim fabrikası devreye alındı. Doğalgaz keşfini Türkiye için ne ifade ediyor?
Sakarya gaz sahasının keşfi Türkiye enerji sektörü için bir dönüm noktası ve Türkiye’de yaşayan her vatandaşımız için son derece güzel bir haber. Hepimizin oradaki işçilere bir teşekkür borcu var. Hesaplamalarımıza göre, sahadaki gazın potansiyel ekonomik değeri mevcut fiyat trendleriyle 80 milyar dolar seviyesinde. Buradan yılda 10-15 milyar metreküp üretim sağlanabilir. Bu da Türkiye'nin günlük doğalgaz tüketiminin üçte birini karşılayacak bir rakam.
Potansiyel rezervi bakanlık 65 milyar dolar gördü, siz 80 milyar dolar. Fark nereden kaynaklanıyor?
Fark fiyat varsayımından kaynaklanabilir. Biz mevcut fiyat varsayımını kullanarak 80 milyar dolar olduğunu düşünüyoruz.
'3 YILDA ÜRETİME GEÇME HEDEFİ İDDİALI AMA İMKÂNSIZ DEĞİL'
Karadeniz gazının 2023'te üretime geçmiş olması hedefleniyor. Siz bu takvimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Üretim için gereken süre ve yatırım miktarı ne kadar olabilir?
Bu büyüklükte bir gazın üretime geçmesi için yaklaşık 6 milyar dolar yatırım gerekiyor. Türkiye'nin 2023'te üretime geçme hedefi oldukça iddialı ama imkansız değil. Benzer sahalara baktığımızda, 2-3 yılda bitirildiğini söyleyebiliriz. Mısır daha büyük bir gaz rezervini 2 yılda, İsrail 3 yıl zarfında hayata geçirdi. Bu rezervleri hayata geçirirken en büyük baş ağrısı, süreci geciktiren bürokratik işlemlerdir. Eğer Türkiye ekonomik ve siyasi olarak bu projeyi öncelikli proje kapsamına alırsa, bürokratik işlemleri hızlandırırsa ben bunun 3 yıl içerisinde bitirileceğini düşünüyorum. Çok iddialı süre ama imkânsız değil.
'MEVCUT ORTAM DOĞALGAZI DÜŞÜK MALİYETLE ÇIKARMAYA İMKÂN VERİYOR'
Türkiye pazara girerken nasıl bir altyapı maliyetiyle karşılaşabilir?
Mevcut ortam doğalgazı düşük maliyetle çıkarmaya imkan veriyor. Dünyada bu işi yapan birçok şirket var. Türkiye bu şirketlerle işbirliği de yapabilir, kendisi de çıkarabilir. Türkiye için daha güzel bir zaman olamazdı. Tahminlerimize göre, dünyadaki petrol ve gaz yatırımları bu yıl 2019'a göre yüzde 50'ye yakın düşüş var. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez böyle bir düşüş yaşıyoruz. Mühendislik servisi veren şirketler şu anda binlerce kişiyi işten çıkardı çünkü bu alanda yatırım yok. Bu da maliyet açısından avantaj. Bu yüzden Türkiye'nin bundan sonraki süreçte yabancı şirketlerle iş birliği yapması durumunda da eli çok güçlü.
'TÜRKİYE'NİN BUGÜNDEN YARINA ENERJİ İHRACATÇISI OLMASI ZOR'
Doğalgazla Türkiye’nin ekseni nasıl değişebilir? Bu ihracat yapılabilecek bir miktar mıdır?
Tabii, bu keşfin tüm enerji sorununu çözeceğini düşünmek de doğru olmaz. Bu keşif Türkiye'nin cari açığını azaltacaktır ama cari açığa tek başına çözüm olmaz. Doğalgaz faturasında ciddi düşüş sağlayacaktır ama bizim enerji ithalatımızın büyük kısmı petrole bağlı bu doğalgaz. Cari açıkta bir iyileşme olacak ama ithalatı aşağıya çekeceği için ama cari açık sorunu bugünden yarına bitti demek mümkün değil. Şu an itibariyle keşfedilen sahanın ölçekleri itibariyle Türkiye’nin bugünden yarına doğalgaz ihracatçısı ya da enerji zengini olduğunu söylemek mümkün değil.
'KEŞİF DOĞALGAZ FATURASINDA CİDDİ DÜŞÜŞ SAĞLAYACAK'
Keşfedilen bu rezerv, önümüzdeki yıllarda sona erecek uzun dönemli doğalgaz sözleşmelerinin yeniden şekillendirilmesinde nasıl bir rol oynayabilir?
Bizim uzun dönemde gaz kontratlarımız var ve bunlar yeniden müzakere çerçevesine giriyor. Bu keşiften önce de vurgulamıştım, dünyadaki gaz piyasalarındaki rüzgar bizim lehimize esiyor çünkü fiyatlarda çok büyük düşüş oldu son bir yıl içinde. Rusya ve diğer tedarikçi ülkelerle kontratlarda ciddi iyileştirmeler sağlandı. Artı olarak şimdi elimize Sakarya kozu geçti. Piyasa koşullarında gaz fiyatlarının düşüyor olması ve Sakarya'daki keşif bizim bu müzakerelerde ciddi iyileştirme elde edebileceğimizi gösteriyor. Bu tüketicilere hem konut hem de sanayiye daha ucuz gaz olarak yansıyabilir.
Bu keşif Doğu Akdeniz'deki çalışmaları etkiler mi?
Karadeniz'de ihtilaf yok, Akdeniz'e göre jeolojik olarak daha zor bir bölge. Akdeniz'de diyalog neticesinde bir çözüm bulunacağını düşünüyorum.
'TÜRKAKIM İLE SAKARYA'DAN ELDE EDİLECEK GAZ MİKTARI HEMEN HEMEN AYNI'
Türk Akım gibi bazı doğalgaz boru hattı projelerinin geleceğini nasıl etkileyebilir?
Türk Akımı hükümetler arası anlaşmaya bağlı bir konu. TürkAkım'ndan gelecek olan gazla, Türkiye'nin Sakarya'dan elde edebileceği gaz miktarı hemen hemen aynı. Tabii Türkiye hala TürkAkım'dan almak isteyebilir veyahut Türk Akımı konusunda gazı aldığı ülkelerle daha iyi şartlar için masaya oturabilir. Bu Türk Akım olsun diğer konular olsun Türkiye'nin elini rahatlatacak bir gelişme.
'GÜNEŞ GÖLGEDE KALDI'
Dünya bir dönüşümden geçiyor. Pek çok şirkete, hissedarları tarafından daha çevreci, daha insana dayalı politika uygulama konusunda baskı yapılıyor. Dünyada yenilenebilir enerji yatırımları önümüzdeki dönemde nasıl bir boyuta ulaşacak? Geçen hafta önemli bir güneş enerjisi yatırımı devreye girdi. Türkiye’nin bu alandaki potansiyeli nedir?
Güneş Türkiye için orta ve uzun dönemde çok önemli bir opsiyon. Bu konuda son derece önemli bir gelişme Sakarya'nın gölgesinde kaldı. Şu anda dünyada güneşten elde edilen enerji en düşük en ucuz elektrik üretme teknolojisi olma yolunda gidiyor. Bir çok ülkede oldu diyebiliriz. 2019'da dünyada yeni kurulan elektrik santrallerinin yüzde 50'sini güneş, yüzde 25'ini rüzgar, geri kalan 25'i nükleer, kömür ve doğalgaz oluşturdu. Dünya niye buraya geliyor? Sadece ‘dünyayı ve çevreyi koruyalım'dan ziyade, en ucuz olduğu için seçiliyor. Bu şansı iyi kullanan ülkeler ekonomilerini daha iyi dönüştürebilirler. Maliyetler çok düştü. Bizim güneş potansiyelimiz var ve çok şanslıyız. En şanslı olduğumuz nokta Türkiye güneş kalitesinde son derece elverişli ama ekonomik güneş enerjisi potansiyelinin yüzde 2.5'ini kullanıyoruz. Bu çok çok düşük bir rakam. Bu alanda yatırımların artması gerekiyor.
2020 Yılı Mart Ayı Sonu İtibariyle Lisanslı Elektrik Kurulu Gücünün Kaynak Bazında Dağılımı (%)
'ÇATILARDA ÇOK BÜYÜK İMKÂN VAR'
Yenilenebilir enerjinin finansmanında yeni bir adım atıldı, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nda (YEKDEM) döviz yerine artık TL bazında alım garantisine geçilecek. Bu finansman sorununu çözebilir mi?
Tüm dünya ekonomik olarak büyük bir dalgalanmadan geçiyor. Yatırımcılar son derece ürkek adım atarken. Böyle bir dönemde finansal yatırım akışı beklemek gerçekçi olmaz ama biraz daha sular durulunca ben Türkiye'nin güneş enerjisi konusunda çok büyük adımlar atabileceğini düşünüyorum. Bu adımları nasıl atacağız. Birincisi kendi teknolojimizi üreteceğiz, ikinci çatılarda çok büyük bir imkân var, şirketler için. Binalarda ve sanayide herkesin kendi elektriğini üretmesi için bir çalışma yapılabilir. Avustralya, Almanya, Japonya gibi ülkelerde birçok sanayici elektriğini çatıda üretiyor. Burada çok büyük potansiyelimiz var. Doğalgaza sevinelim ama güneşi de unutmayalım. Güneş ülkemiz için son derece önemli.
'MEVZUAT GÜVEN VERİNCE YATIRIM GELİR'
Enerji sektörüne kullandırılan 70 milyar dolarlık kredinin 23 milyar doları geri ödendi, sektörün 47 milyar dolar borç yükü bulunuyor. Bunun 13 milyar dolarlık kısmı geri ödenmesinde sorun yaşanan veya yaşanma riski bulunan kredilerden oluşuyor. Bu krediler banka bilançolarından, Enerji Girişim Sermaye Fonu’na aktarılıp, fonun yabancılara satılması planlanıyor. Pandemi bu süreci nasıl etkiler?
Bütün dünyada enerji yatırımlarında büyük bir düşüş var. Toplam enerji yatırımlarında yüzde 20 civarında düşüş oldu. Yapılan enerji yatırımlarının çoğu da kamu yatırımları. Özellikle Çin, Hindistan gibi ülkelerde. Özel şirketlerin özellikle başka ülkelere yatırım yapması bu sene itibariyle zor gözüküyor. Hiçbir ülke izole değil hepsi birbirine bağlı. Türkiye de bundan nasibini alıyor. Türkiye yatırımcılara mevzuatlarıyla güven verdiği zaman yatırımcılar Türkiye'deki büyük potansiyeli görünce gelecektir.
'İKİNCİ DALGA GELMEZSE ENERJİ SEKTÖRÜ 2021 SONUNA DOĞRU AYAĞA KALKABİLİR'
Siz aynı zamanda Davos /Dünya Ekonomi Forumu Enerji Danışma Kurulunun da başkanısınız; hükümet liderleriyle, dünyanın önde gelen CEO'larıyla görüşüyorsunuz, acaba şirketler pandemi sonrası enerjiyi ve ekonomiyi nasıl görüyorlar?
Herkesin birleştiği bir şey var 2020 yılı dünya enerji sektörü için felaket yılı oldu. 2. Dünya Savaşı'ndan beri böyle bir yıl yaşamadık. Birçok şirket battı, 3.5 milyon enerji sektörü çalışanı işini kaybetti. Yatırımlarda çok büyük düşüş var. Benim bu toplantılardan aldığım izlenim ve bana sorduklarında verdiğim cevap ikinci bir dalga gelmez ise 2021 yılının sonuna doğru dünya enerji sektörü ayağa kalkabilir.
Avrupa'da artan ve yeniden ilkbahar seviyelerine yükselen Covid-19 vakaları var Bu durum petrol fiyatları üzerinde baskı oluşturabilir mi?
İkinci dalga gelirse enerji sektörünün ayağa kalkması zorlaşır. Yeni satın alma ve birleşmeler olabilir, küçüklerin ayakta kalma şansı azalır. İkinci dalga olursa talep üzerindeki baskının petrol fiyatlarını 45 dolarlardan aşağıya çekmesi yönünde ciddi bir risk var.