En iyi Cem Yılmaz filmleri
Cem Yılmaz, her filmiyle tartışmalar yaratan, seyircileri ikiye bölen bir sinemacı... "Karakomik Filmler 2"nin gösterimde olduğu şu günlerde yine onun filmleri konuşuluyor, tartışılıyor. Habertürk sinema yazarı Mehmet Açar, Cem Yılmaz'ın senaryo yazarı olarak imza attığı 12 filmi, en iyiye doğru sıraladı
12. Kaçamak – Karakomik Filmler 2019
Yönetmen – senaryo: Cem Yılmaz
Bir grup erkeğin eşlerine muhtelif yalanlar söyleyerek çıktıkları hafta sonu kaçamağı, otelin yakınlarına inen uzay gemisiyle tam bir kargaşaya dönüşür. Her sorunu kendi yöntemiyle çözeceğine inanan lümpen Türk erkekleriyle uzaylıları yan yana getirmek, Cem Yılmaz’ın öteden beri sevdiği bir şeydir… “Kaçamak” da aynı mantık üzerinden ilerliyor. “G.O.R.A.”, “A.R.O.G.”, “Arif v 216”nın ana karakteri Arif, filmlere bir anti kahraman gibi girse de kötülerle kendi tarzıyla mücadele ederek, bir şekilde seyircinin kalbini kazanır.
Buradaki karakterler ise açıkçası pek de yanlarına geçebileceğimiz insanlar değiller. “Kaçamak” düz ve yer yer kaba bir komedi. Öte yandan, bilimkurgu meraklıları için ince espriler de var. Rengarenk atmosferi, tek boyutlu yüzeysel karakterleriyle sinemadan ziyade televizyon dizisi estetiğine yakın olduğu söylenebilir.
11. Yahşi Batı 2010
Yönetmen: Ömer Faruk Sorak
Senaryo: Cem Yılmaz
Uyanık bir esnafın bir çift sıradan çizmeyi yüksek meblağa satmak için anlattığı bir öykü seyrediyoruz... Öykü vesilesiyle Cem Yılmaz bizi “western filminde Osmanlı olarak boy göstermek isteyen bir Türk erkeğinin fantazileri”'ne dahil etme fırsatını buluyor. Böylelikle filmlerden, resimli romanlardan devralınmış western ve Osmanlı imgeleri, “geyik muhabbeti” tadında gelişen tutarsızlıklarla dolu, akıllara ziyan bir hikâyede buluşuyor.
Anlatıcının kişiliği ve filme yön veren “satıcı ağzı” ortadan kaybolunca, Aziz Vefa (Cem Yılmaz) ve Lemi Galip'in (Ozan Güven) serüvenleri, iyilerin kötülere karşı mücadele ettiği komik ama sığ bir western fantazisine dönüşüyor. Film boyunca Orta Anadolu aksanlı şerif (Zafer Algöz) başta olmak üzere, western dekoruna yerleşmiş Türklerin kovboyculuk oynamasını seyrediyoruz. İyi kalpli, soylu amaçlar peşinde koşan, iki Osmanlı da bu “oyun”a dahil oluyorlar...
10. Ali Baba ve 7 Cüceler 2015
Yönetmen – senaryo: Cem Yılmaz
Bahçe cücesi satıcısı Şenay’ın (Cem Yılmaz) kendine yeni pazarlar bulma umuduyla gittiği Bulgaristan’da yaşadığı serüvenler... Şenay’ın, toptancı market zincirinin yöneticilerine sunum yapmaya gayret ettiği açılış sahnesi şahane... Özellikle ilk bölümde, Bulgaristan’daki halleri gerçekten seyre değer. Başta kayınbiraderi İlber (Çetin Altay) olmak üzere herkese “Avrupa görmüş, eğlenmesini, yaşamasını bilen işadamı” olarak hava atmaya çalıştığı bölümler çok eğlenceli. Ancak kötü adam Boris Mançov ve şürekasının dahil olmasıyla film, yön değiştirip ormanda hayatta kalma mücadelesini anlatan hareketli bir komediye dönüşüyor.
Bu bölümde Cem Yılmaz öykü anlatımına ve karakterlere pek önem vermiyor. Filmi komedi kolajını andıran bir şova dönüştürüyor: Modern Türkiye’yi yansıtan “kibirli beyaz Türk”, “kaderci dindar” gibi karikatürize tipler sunuyor. “Açlık Oyunları”, “Rambo” ve zombi filmleriyle dalga geçiyor, kaba mizahı da ihmal etmiyor.
9. A.R.O.G. 2008
Yönetmen: Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı
Senaryo: Cem Yılmaz
“G.O.R.A”nın devamı niteliğini taşıyan filmde Arif (Cem Yılmaz), Komutan Logar'ın oyunuyla kendini bir anda 1 milyon yıl öncesinde bulur... Kendi zamanına ve evine dönme şansı olmayan Arif, evrimi hızlandırmak için elinden geleni yapmaya karar verir... “Bir Yontma Taş Devri Filmi” olarak tanıtılan “A.R.O.G.”un baştan sona bir Cem Yılmaz komedi şovu olarak tasarlandığını söylemek gerek... Stanley Kubrick'in “2001: A Space Oydssey”e de gönderme yapan maymun sahneleri, filmin belki de en eğlenceli yerlerinden biri.
“Jurassic Park”ı hatırlatan dinozorların da yer aldığı filmin son bölümü taş devrinde futbol rekabetine ayrılıyor ve Yılmaz, spor filmleri kulvarına giriyor. Ancak bu bölüm gerçekten çok uzun... Kimilerinin “G.O.R.A.”ya oranla daha komik bulduğu film, özellikle alt metinleri açısından iddiasızdır, öncelikle seyirciyi güldürmeyi hedefler.
8. Deli – Karakomik Filmler 2 2020
Yönetmen – senaryo: Cem Yılmaz
Mahalledeki bir kıza âşık olan taksi şoförü Birol'un (Cem Yılmaz) başı uğursuz bir müşteri yüzünden büyük derde girer... İçinde fantastik unsurun olmadığı bir “alacakaranlık hikâyesi”... Filmin asıl meselesi, Güven'in masum hayalleri ve gerçek hayatın vahşeti arasındaki uçurumda yatıyor...
Açılışla final arasındaki bağ güçlü... Sonuçta dileği “bir şekilde gerçekleşen”, “hayal ettiği konum”a beklenmedik şekilde ulaşan bir adamın hikâyesi anlatılıyor. Her koşulda, akılda kalıcı, çarpıcı bir öykü.. İlk bakışta, Cem Yılmaz'ın çoğu filmi gibi sosyolojik alt metinlere sahip değil ama psikoloji üzerinden okunduğunda karakterin çıkışsızlığını yansıtması açısından karamsar bir yan taşıyor.
7. İki Arada – Karakomik Filmler 2019
Yönetmen – senaryo: Cem Yılmaz
Bir feribotta garson olarak çalışan Ayzek’in (Cem Yılmaz) duyguları, endişeleri, korkuları, hayalleri ve ahlaki ikilemleri… Ayzek, şirketin el değiştirmesi nedeniyle işini kaybetmekten korkuyor. Ön dişleri yok ve imaj çağında başkalarıyla rekabet edememekten endişe ediyor… Ayzek, Kemal Sunal ve İlyas Salman’ın temiz kalpli, saf karakterlerini hatırlatıyor. Geminin düzenli yolcularından genç Songül (Cemre Ebuzziya) dalgasına onunla flört ediyor… Ayzek karakterinde oyuncu olarak başarılı bir performans çıkaran Cem Yılmaz’ın altını çizdiği nokta, evsiz, işsiz ve parasız kalma korkularının insan ruhunda yaptığı tahribat… Rekabetçi düzende yaşayan insan, maddi çıkarları uğruna ahlaki ve manevi değerleri göz ardı edebilir.
İnsanlar arasında dayanışma sona erer, gizli düşmanlık başlar. Ayzek de “geçici” yeni dişleriyle rekabetçi düzene uyum sağlamaya, yani artık “ısırmaya” çalışıyor… Ama burada anahtar ifade, “geçici”… Tıpkı filmin adı ve iki kıyı arasında gidip gelen gemi gibi… Ayzek de karanlık - aydınlık, iyilik - kötülük arasında gidip geliyor.
6. G.O.R.A. 2004
Yönetmen: Ömer Faruk Sorak
Senaryo: Cem Yılmaz
Leman Kültür'de sahneye çıktığı ilk yıllarda “Türk'ün uzayla ve bilimkurguyla olan ilişkisi” üzerine yaptığı espriler çok konuşulurdu... Yılmaz, “Her Şey Çok Güzel Olacak”tan 6 yıl sonra gelen ikinci filminde üçkâğıtçı ve kurnaz esnaf Arif'i (Cem Yılmaz) bir şekilde uzaya götürür, daha doğrusu onu tanıdık bir bilimkurgu dekorunun içine yerleştirir. Yönetmen Ömer Faruk Sorak'ın inandırıcı ve gösterişli bir bilimkurgu dünyası kurmaya çalıştığı film, Türk'lerin uzaydaki halleri kadar popüler bilimkurgu filmlerine yapılan göndermelerle de seyircileri güldürür.
Cem Yılmaz'ın daha sonraki filmlerinde de karşımıza çıkacak Arif'le ilk kez tanıştığımız film “A.R.O.G” ve “Arif v 216” ile devam edecek serinin ilk halkasıdır. Arif'ten başka Erşan Kuneri ve Komutan Logar rollerini de canlandıran Cem Yılmaz'a filmde Özge Özberk, Ozan Güven, Özkan Uğur ve Rasim Öztekin'in başını çektiği geniş bir oyuncu kadrosu eşlik eder.
5. Emanet – Karakomik Filmler 2 2020
Yönetmen – senaryo: Cem Yılmaz
Taşrada bir yorgancı dükkânına sıkışıp kalmış, tüm gençlik hayallerini ertelemiş Birol'un (Cem Yılmaz) babasının ölümünün ardından İstanbul'a gelmesi ve şansını televizyondaki yetenek yarışmalarında denemek istemesi, yan karakterlerle zenginleşen, gerçekten güzel bir hikâyeye vesile oluyor. Özge Özpirinçci'nin oynadığı Deniz karakteriyle birlikte hepimiz adeta “aynanın öteki tarafı”na, yani bir “gündüz kuşağı” programının mutfağına geçiyoruz. Orada gerçek değil, gerçek olarak pazarlanan bir imaj hikâyesi çıkıyor karşımıza...
Deniz'in Kaçamak Lokantası'nda Birol'a söylediği “Çok televizyon seyrediyorsunuz” lafı filmin temel meselesini özetliyor... “Emanet”, hayallerine, arzularına yetenek yarışmaları ve gündüz kuşağıyla ulaşmaya çalışan insanların hikâyesi... Hayalle gerçek arasında duran finalde olduğu gibi filmin bütününde de hüzünlü bir ironi egemen...
4. Her Şey Çok Güzel Olacak 1998
Yönetmen: Ömer Vargı
Senaryo: Ömer Vargı, Hakan Haksun, Cem Yılmaz.
Cem Yılmaz'ın oyuncu ve senaryo yazarı olarak ilk filmi... Şöhrete kavuşmaya başladığı yıllarda kendisine teklifler gelmiş ama kendi yazdığı bir projede yer almayı tercih ederek sinemada kalıcı olmak istediğinin ilk sinyalini vermişti... “Her Şey Çok Güzel Olacak”, bir türlü adam olamayan Altan'la (Cem Yılmaz) abisi Nuri'nin (Mazhar Alanson) hikâyesini anlatır. Altan, bar kurma hayalleri uğruna başını belaya sokan bir gençtir. Ecza deposunda çalışan abisi Nuri'yi de kendisiyle birlikte belanın içine çeker. Nuri bir gün kendini Altan'la birlikte Bodrum'a giden bir otomobilde bulur.
Kaçmaları gerekmektedir... Bugün artık nostaljik değeri olan, Mazhar Alanson'un şarkılarıyla da hatırlanan ve 1990'lar popüler Türk sineması deyince akla gelen ilk filmlerden biri... Cem Yılmaz'ın “yolculuk filmi”, “aile dramı” gibi Hollywood türlerini iyi çizilmiş karakterlerle birleştirdiği, baştan sona aksamadan ilerleyen bir durum komedisi filmi...
3. Arif V 216 2018
Yönetmen: Kıvanç Baruönü
Senaryo: Cem Yılmaz
Eski Yeşilçam sineması ile 1960 ve 70'lerin popüler kültürünü, Cem Yılmaz'ın mizah anlayışıyla birleştiren, esprilerin peş peşe geldiği enerji dolu bir komedi... “Arif V 216”nın asıl meselesi, 1960’lar Yeşilçam’ının o çok sevdiğimiz saflığından, masumiyetinden ve iyi insanlarından uzak düşmemiz... 1960’lara insan olmayı hissetmek için giden uzaylı robot fikri iyi.. Ama Cem Yılmaz’ın derdi hikâye anlatmaktan ziyade Arif’le 216’yı iki ana karakter olarak bir Yeşilçam filminin içine yerleştirmek ve komik durumları, esprileri peş peşe sıralamak...
1960’ların sinemasını yıldızları, klişeleri, mekânları, replikleri, dublaj sanatçılarının sesleri ya da klişeleşmiş sahneleriyle yeniden kurmak... “Delimsirek” havası, hızlı temposu, hiç bitmeyen göndermeleri ve beyazperdede yarattığı Türk usulü popüler kültür füzyonuyla sinema tarihimizde ayrı bir yere sahip olacağını düşünüyorum.
2. Hokkabaz 2006
Yönetmen: Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı
Senaryo: Cem Yılmaz
İskender (Cem Yılmaz) çocukluk tutkusundan vazgeçmeyip sihirbaz olmuştur ama Kıbrıs gazisi asker emeklisi babası Sait (Mazhar Alanson) başta olmak üzere hep “hokkabaz” diye küçümsenir.
En sevdiği arkadaşı Maradona'yla (Tuna Orhan) birlikte babasını da yanına alıp çıktığı “mecburi turne” onun için bir dönüm noktası olur... Giderek köşeye sıkışsa da hayallerinden vazgeçmeden sonuna kadar mücadele eden İskender, Cem Yılmaz'ın unutulmaz karakterlerinden biri... Cem Yılmaz hayranlarının bir bölümüne göre hâlâ en iyi filmi...
1. Pek Yakında 2014
Yönetmen - senaryo: Cem Yılmaz
Sinema aşkıyla yanıp tutuşan “korsan DVD'ci” Zafer (Cem Yılmaz), karısının kalbini kazanmak için 1970'lerden beri çekilemeyen “Şahikalar - Kötülüğün Sonu” filminin yapımcılığını üstlenir... Cem Yılmaz, gözden düşmüş bir grup sinemacının hikâyesi üzerinden eski Yeşilçam melodramlarından ucuz bilimkurgulara, seks filmlerinden günümüzün TV dizilerine uzanıyor ve Türk sinemasının geçmişle geleceğini bir araya getiriyor.
Yavuz Turgul'a ve “Eşkıya” filmine saygı duruşu niteliğindeki sahneleriyle de dikkat çeken “Pek Yakında” Yeşilçam klişeleri ve sinema tutkusu üzerine çekilmiş en iyi yerli filmlerden biri. Cem Yılmaz'a filmde Tülin Özen, Ozan Güven, Cengiz Bozkurt başta olmak üzere Özkan Uğur, Mazhar Alanson, Zafer Algöz, Çağlar Çorumlu gibi isimler eşlik ediyor.