Faiz silahıyla hem dolar ve enflasyonu hem piyasa faizini düşüren başkanlar
Durmuş Yılmaz, Erdem Başçı ve Murat Çetinkaya faiz indirimleri ile dolar kurunu, enflasyonu ve bir süre sonra piyasa faizi diyebileceğimiz tahvil ve mevduat faizlerini de düşürdü. 2008 global ekonomik krizi, Fed'in varlık alımlarını sonlandırma ve faiz artırımları, darbe girişimleri ve seçim süreçlerine rağmen TCMB başkanlarının faiz artırımları sonrası piyasa faizleri iki kez yüzde 20'nin üstünden tek haneye indi. Naci Ağbal görevde kaldığı kısa sürede döviz kurunu 8.58'den 7'nin altına düşürdü. Ancak sonrasında başlayan faiz indirimleri enflasyona yansımadı.
Seçimlerin ardından Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanlığı'na atanmasının ardından bir önceki ekonomi yönetiminin uyguladığı politikaların aksine Şimşek'in deyimi ile rasyonel piyasa söylemiyle geleneksel ekonomi politikaları uygulanmaya başlanacağı artık kesin. Bu durum seçim öncesi baskılanan dolar kurunun üzerindeki bu baskının kalkması ve piyasa faizi ile bağı kopan Merkez Bankası politika faizinin artırılması beklentisini beraberinde getirdi. Kur seçim sonrası yüzde 18 yükseldi ve 23.5 liraya geldi. Şimdi gözler 22 Haziran'da yeni kaptan Gaye Erkan başkanlığında ilk Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısı yapacak olan Merkez Bankası'na çevrildi. Beklenti politika faizinin ilk etapta yüzde 20 veya 25'e çıkarılacağı yönünde. Peki Merkez Bankası faiz artırdığında veya indirdiğinde kur, enflasyon ve piyasa faizi üzerinde nasıl bir etki yapmıştı? İşte 2006'dan bu yana başkanların kararları ve yarattığı etki:
YILMAZ ÖNCE ARTIRDI İŞLER DÜZELİNCE DÜŞÜRDÜ
2006'dan bu yana politika faizini ustaca kullanan ilk başkan Durmuş Yılmaz oldu. 18 Nisan 2006'da Merkez Bankası başkanı olarak atanan Durmuş Yılmaz, politika faizini kademeli olarak 13,25'ten 17.50'ye yükselterek dolar kurunu çıktığı 1.77 liradan 1.17 liraya indirmeyi başardı. Aynı dönemde enflasyon yüzde 10.6'dan yüzde 7.1'e düştü. Mevduat ve tahvil faizleri de aynı dönemde kısa süre içinde yüzde 20'den yüzde 17'ye indi. Yılmaz, sonrasında politika faizini kademeli olarak 6.25'e indirirken enflasyon yüzde 4'e piyasa faizi yüzde 8'e ve dolar kuru 1,51'e geriledi. 2008 global ekonomik krize rağmen bu başarının yakalandığını unutmamak gerekiyor.
BAŞÇI SADECE 1 KEZ AMA ETKİLİ KULLANDI
Durmuş Yılmaz'ın ardından görev alan Erdem Başçı da faiz silahını sadece bir kez ancak etkili kullanan bir başkan oldu. Başçı ilk faiz indirimini göreve geldikten 4 ay sonra yaptı. Başçı politika faizini yüzde 4.5'e kadar indirdikten sonra dolar kuru 2,14 lirayı geçince faizi yüzde 4.5'ten yüzde 10'a yükseltti. Faiz artırımı sonrası kurda beklenen düşüş olmasa da yine de dolar 2.2 lirada dizginlendi, enflasyon yüzde 7.1'e indi. Başçı'nın daha fazla başarılı olmasını dönemin Fed Başkanı Janet Yellen'in şahin varlık alımlarını azaltıp para musluklarını kısma politikaları engel oldu.
ÇETİNKAYA ENFLASYON VE FAİZİ YERLE BİR ETTİ
En şanssız döneme ise Murat Çetinkaya rastladı. 2016’da göreve başlayan Çetinkaya bu koltukta bir darbe girişimi, OHAL Rejimi, başkanlık referandumu ve 2018’de yeni sistemin ilk seçimini de gördü. Global ekonomi de başta ABD tahvil faizlerinin yükselmesi olmak üzere hoş bir süreç geçirmedi. Çetinkaya, dolarizasyon ve krediye dayalı büyüme karşısında ilk adımı attı ve faizi yüzde 12,5’ten yüzde 12,75’e çıkardı. Dolar kuru 5 liraya yaklaşınca Merkez Bankası iki ay sürecek faiz artırımına başladı. İlk olarak Mayıs 2018’de 300 baz puan, ardından Haziran’da 125 puan faiz artırımı yapıldı. Ancak hem global hem yerel ekonomik çalkantının devam etmesi karşısında dolar kuru 7 lira düzeyine ulaştı. Merkez Bankası Eylül 2018’de 625 baz puan artış yaptı ve faiz yüzde 24’e çıktı. Faiz artırımı sonrası yüzde 25'e çıkan enflasyon ve faiz kademeli olarak yeniden yüzde 8'lere kadar indi. Ancak enflasyon ve faizde düşüş dönemi Çetinkaya döneminde başlamış ve önemli yol ket etmişken dip seviyeler doğal olarak bir süre sonra görüldü. Çetinkaya'nın kaptanlığı döneminde dolar kuru 6.36 lirayı aşmışken 5,73' e geriledi.
PANDEMİ DÖNEMİ UYSAL'A DENK GELDİ
6 Temmuz 2019’da yine sürpriz şekilde Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasının ardından Merkez Bankası’nın başına geçen Murat Uysal’ın bu kurumdaki görevi, 16 ay sürdü.
Murat Uysal döneminde gerçekleşen 14 PPK'da politika faizi toplamda 13.75 puan düşürüldü. Uysal'ın göreve geldiği süreden pandeminin başladığı zamana kadar faizler , enflasyon dinamikleri ile doğru orantılı ve iyi bir iletişimle kur ve rezerv baskısı yaşanmadan indirildi. Bu dönemde yaşanan en büyük talihsizlik ise tabii ki tarihin en büyük ekonomik şoku olan pandemi oldu. Bir anda turizm ve ihracat kanalından döviz girişini kesilirken , ithalat bir süre devam etti, ayrıca yoğun sermaye çıkışı yaşandığı bir ortam oluştu. Bununla birlikte ekonomi yönetiminin pandemi şokunu atlatmak için uyguladığı kredi politikaları reel sektör tarafından döviz borç azaltımı amacıyla kullanılırken hane halkı da edindiği TL imkanları dövize ve altına yönlendirdi, bu ortamda para ve likidite politikalarında sıkılaştırmaya gidildi. Eylül 2020 de de 200 baz puan politika faizini arttırıldı, bunun dışında yapılan sıkılaştırma ile fonlama maliyeti 14,5 ye kadar çekildi. Bu dönemde döviz kurundaki artış en büyük sorun olarak karşımıza çıktı.
AĞBAL KISA SÜREDE DOLARI DÜŞÜRDÜ
Faizi en etkin kullanan başkanlardan birisi de Naci Ağbal oldu. Ağbal yönetiminde gerçekleşen ilk Para Politikası Kurulu sonrası bu oranı yüzde 15’e yükseltti. Ağbal döneminde faiz artışlarıyla dolar/TL kuru 8,57'den şubatta 6,89'a kadar çekildi. Yüzde 19 olan mevduat faizi oranı da yüzde 16'ya indi. sonrasında göreve gelen Şahap Kavcıoğlu döneminde politika faizi yüzde 19'dan yüzde 8.5'e indirilirken enflasyon yüzde 85'i aştı. Dolar kuru 23.3 liraya zıpladı. Piyasa faiz oranları da yüzde 40'a dayandı. Daha önceki faiz indirimlerinde tahvil faizi de artarken son indirimlerde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) aracılığı ile bankalar üzerinde yapılan düzenlemeler nedeniyle tahvil faizleri yükselmeyi bırakın önemli oranda düştü. Ancak piyasa faiz oranı ile Merkez Bankası politika faizi ve tahvil faizleri arasındaki ilişki koptu.