Fenerbahçe-Kasımpaşa maçı yazar yorumları

Fenerbahçe’nin dördüncü golünde ise pası Valencia’ya atmasına rağmen Batshuayi son bir gayretle topu kontrol edip direğe nişanladı. Ama Arda’nın yazdığı senaryo işledi, golü yine Valencia attı. Arda olağan dışı bir yetenek, tek başına tribünleri dolduracak kadar hem de... Oyun iyiden iyiye Fenerbahçe lehine kopmuşken Jesus onu 90 dakika sahada tutabilirdi. En azından futbola dair kurdurduğu rengarenk hayaller için teşekkür edebilirdi. Gecenin yıldızı Valencia tam 4 gol birden atarakDünya Kupası sonrası oynamadığı maçların da acısını çıkardı. Valencia Fenerbahçe’nin en yetenekli forveti. Golü adeta kokluyor, rakip sahayı radarla tarıyor, savunmanın en zayıf anında öldürücü hamleyi yapıyor.

Erman Özgür (Fanatik): Zaman zaman top ayağına yakışan oyuncuların göze hoş gelen pas trafiği olsa da basit top kayıpları ve Fenerbahçe'nin ağır savunmasının, çabuk Kasımpaşa forvetlerinin koşularına cevap vermekte gecikmesi ile Kasımpaşa, Fall ile golü buldu. Sezon başından beri Fenerbahçe için kötü senaryoların üstünü çizmeye devam eden Valencia yine sahneye çıktı. Önce kendi yaptırdığı penaltıyı, sonrasında ise nefis bir pas trafiğini aynı güzellikte bitirerek olası kötü senaryonun ve tedirginliğin üstünü çizdi.

2. yarı ile birlikte Fenerbahçe çok daha rahat oynamaya, Arda Güler de yeteneklerini sergilemeye başladı. Valencia önce Arda'nın direkten dönen nefis aşırtmasını tamamlayarak hat-trick yaptı. Tecrübeli oyuncu sonrasında ise bu kez Bathsuayi'nin yine direkten dönen topunda maçtaki 4. golünü attı. Kapanışı Batshuayi yaptı. Uzun zamandır oyun kalitesi eksik olan Fenerbahçe aradığı coşkuyu nihayet yakaladı. Skor çok daha farklı da olabilirdi. Maç sonunda akıllarda Valencia, Arao, Ferdi, Lincoln performansları kalırken en önemli detay Arda Güler'di. Bana göre Jesus'un sadece Fenarbahçeliler'e değil bizim ligimizi takip eden tüm futbol severlere Arda Güler konusunda borcu var.

Uğur Meleke (Hürriyet): Dün Arda ligde ilk kez ilk 11 oynadı. Ve çok net bir gerçek ortaya çıktı tekrar: Fenerbahçe’nin ligde yarış için gayet yeterli, geniş ve kaliteli bir kadrosu var. Dün de o geniş kadronun ödülünü aldı Jesus. Dün Kadıköy’de Valencia golleriyle yıldızlaştı. Ferdi yüksek standardını sürdürdü. Haftalardır istikrarla kötü oynayan Crespo’nun formasını geç de olsa alan Zajc verimliydi. Ancak futbolu seven herkesin dün sahada her hareketini zevkle takip ettiği adam şüphesiz ki Arda Güler’di.

Aynen Barcelonalı Gavi gibi yıllardır bu formayı bekliyormuşçasına hazır, 40 senedir Süper Lig’de oynuyormuşçasına olgundu. Üçüncü gol öncesi yaptığı aşırtma “Arda de Souza” işiydi kesinlikle. Nasıl futbol izlemeyi seven herkes Hagi’yi izlemeyi seviyorsa, Sergen’i-Alex’i sahada görünce mutlu oluyorsa, Arda Güler’in de bence sporseverlerde yarattığı his bu. Statta izlemek için para verip bilet almaya değecek adam o...

Bu maçtan her iki hocanın da çıkardığı bazı dersler olduğunu tahmin ediyorum ben:

1- Ahmet Engin sezonun sürpriz paketlerinden. Dün sol açıkta şans buldu, Chouiar’nın da oraya yakın oynamasıyla bir dengesizlik yarattılar. Bence Selçuk Hoca’nın gelecek haftalarda da hücum planı olarak kullanabileceği bir model oluştu orada.

2- İrfan Can Kahveci sağ kanatta daha etkili. Zira topu çizgiye yakın alıp içeriye kat edip solla şut/pas kullanmaya daha yatkın.

3- Samet Akaydın’ın geriden top kullanma konusunda zafiyetleri var. Elbette yeni bir kent, yeni bir takımda bir bocalama süresi olacaktır ama dün kurulumda yaptığı bolca hata vardı Samet Akaydın’ın.

Gürcan Bilgiç (Sabah): Maçın 10 dakikası geçtiğinde "Fenerbahçe kazanacak" dedik. Hem oyun gücü, hem oyuncuların vücut dili, hem de tribünlerin havasından hissediyordunuz bunu. Kasımpaşa öne geçtiğinde bile kimse "panik" yapmadı. Önceki üç maçta zorlanan takıma bu havayı getiren neydi? Nasıl böyle başkalaştılar, veya geri döndüler. Jesus bir orta saha daha fazla (Arda ) oynamayı tercih etti. Bu neyi sağladı? Pas koridorundan bir kişi daha fazla oldular. Arao ve Zajc'ın seçenekleri arttı. Öndeki ikilinin yardımlaşacağı bir fazla kişi daha vardı. Arda neleri değiştirdi?

Arda Güler hepimizin ümit ile baktığı müthiş bir oyuncu. Maça da damgasını vurdu. Ama O değil, mesela Mert Hakan, İsmail veya Crespo da olabilirdi ilk on birde. Çift santraforun getirdiği lüks güzel de, rakip merkezi kalabalık tuttuğunda topu "onlara" götüremiyorsunuz. Oyun formatı aynı ve oyuncu "kalibresi" farklı olunca, top Fenerbahçe'de kaldı, kararı onlar verdi. Arda Güler baskı yediğinde risk almadı. Aferin... Arkası dönük yakaladığında topu kaybetti dönemedi; çalışması lazım. Ama kaleye yüzünü döndüğünde, "eyvah, eyvah...." Takımın O'nu desteklemesi, sıkıştığında yardıma gelmesi, hata yaptığında başını okşaması önemliydi.

Valencia dört gol attı. Penaltı atışındaki Jesus ısrarının altını çizelim. Penaltıcı belliyse, keyfiyet olmaz. Batshuayi'nin elindeki topun, kenardan gelen emirle Valencia'ya devredilmesi önemli. Jesus bir kez daha "Burada kimse kafasına göre hareket edemez" mesajını verdi takımına. Farklı kazandılar, Valencia dört gol attı, herkes mutlu. Bunlar güzel ama daha önemlisi eski günleri yaşadılar, nasıl kazandıklarını hatırladılar ve yine "başka" takım oldular. Dediğimiz gibi; geri döndüler...

Serdar Ali Çelikler (Habertürk): Tamamen Jorge Jesus'un berbat ettiği Galatasaray maçından sonra JJ ile Ali Koç da gerildi. JJ o günden beri seve seve 4'lüye döndü. 3'lü savunma ile önde basan ve orta ikilide Crespo-Arao ile harika baskı yapan o atlet takım, 4'lüye döndüğünden bu yana kimliğini kaybetti. Cem Karaca'nın başyapıtında dediği gibi arkası puslu aynasında saçlarını tarayan otomobil tamircisi çırağı gibi "olmadığı biri gibi" davranmaya başladı. Maçları kazanıyorlar ama sürekli pozisyon veren, ne oynadığı belli olmayan, 4-1-3-2 gibi bir dizilişle yine direkt oyun tercih eden; top çevirmeye çalıştıklarında ise kalitesi yetmeyen bir ekibe dönüştüler. Son derece kötü 2 stoperle (Biri yetersiz diğeri formsuz) ve olmayan kaleci ile zaten defansif katkı alamazken ön alanda işi bitirmesi beklenen isimlerden İrfan ve Batshu'nun hali yok. O zaman iş Enner - Ferdi - Zajc gibi isimlerin bir şey yapmasına bağlı oluyor. Hatta bireysel kalitenin kralı Arda sahadayken bile istenilen olamıyor.

Skor, hatalı VAR müdahalesi sonrası beraberliğe geldi. Sonra ilk ve son kez doğru dürüst bir hücumla güzel bir gol atıldı. Twitter'da falan kimseyi beğenmeyen, sürekli yönetime, topçuya sallayan taraftar asıl en kötü unsurun tribün ahalisi olduğunu unutuyor. Stattan sorumlu yönetici kimse istifasını versin. Bu kadar berbat tribün hiçbir yerde yok. Ali Koç da en azından kritik bir maçta sushici-purocu hafta sonu eğlencesi arayışındaki seyirci yerine GERÇEK TARAFTAR'ı tribünlere alsın da farkı görsün. Taraftar taraftar olsa Arda diye bağırdığı kadar Enner diye de bağırırdı; penaltı pozisyonundan sonra bozulmayıp her golde sevinen ve gol atmayı çok isteyen Batshu'ya da tezahürat yapardı.

JJ'nin tribinin hafif yollu bittiğini gözlemledik. O iyi haber. Ama bu direkt oyun devam edecekse orta alana bir oyuncu daha lazım. 2 santrfordan vazgeçip gerçek bir orta alan ile 4-2-3-1 klasiğine geçmek gerek. Bana kalsa "Hocam bildiğin dizilişle oyna, ama bana o tempolu oyunu geri ver" derdim.

Erman Toroğlu (Fotomaç): Galatasaray deplasmanda galip gelince Fenerbahçe'nin Kasımpaşa maçını kazanması şart oldu. Dün gecenin önemli olayı Fenerbahçe açısından, Arda'nın ilk 11'de başlamasıydı. Fenerbahçe'de topu doğru kullanma açısından Arda'dan iyi oyuncu yok. Peki Jorge Jesus bu oyuncuyu ne yapıyor? 'Daha olmadı, fizik olarak hazır değil, sakatlanır' diyerek oynatmıyor. Futbolcu karpuz gibi yata yata olmaz; sahada oynayarak olur. Ne kadar antrenman yaparsan yap futbolcunun direncini bir yere kadar artırırsın. Futbolcunun direnci maç yapa yapa artar. Onun için de bu çocuğu ilk 11'de başlatmak lazım.

Jesus dün gece oyuncusunun ne yaptığını herhalde gördü. Bütün pozisyonlarda çıkana kadar Arda vardı. Sonra yoruldu mu yoruldu. Çıkması mı lazım; evet. Ama bu futbolcudan ancak böyle faydalanabilirsin. Arda da kendine iyi bakar, iyi çalışır ve sakatlanmayı asgariye indirir. Çünkü bunları iyi yapan bir futbolcu sakatlanmaz. Valencia'ya zaten bir şey söylemeye gerek yok. Adam gol için yaratılmış. Hele bizim ligde leblebi gibi goller atıyor. Çok da efendi bir oyuncu. Rakiple oynamıyor, kendini yere atıp sahtekarlık yapmıyor. Birçok futbolcunun yaptığı gibi... Jesus'un penaltıcısı eğer Valencia'ysa topu Batshuayi almamalı... Takımın bir penaltıcısı vardır ve topun başına o geçer. Jesus bu kadar sinirlenip saha içine haber gönderdiyse bu daha önce konuşulmuş bir olay. Batshuayi'nin topu alması o zaman yanlış. Her topu alan penaltı atacaksa o takım yanar.

Hakem konusuna fazla değinmeyeceğim; hakemlik fazla bir şey olmadı. Hakemlerimizin durumu ortada... Federasyon hala pansuman yaparak bu işleri düzeltebileceğini zannediyor. Kanayan yarayı pansumanla düzeltemezsiniz. Ancak ameliyatla düzeltebilirsiniz. Tekrarlanan penaltı vuruşunda maalesef fanatikler yine sahneye çıktı. Birisi kuralı çıkarıyor, diğeri başka bir kuralı çıkarıyor. Burada önemli olan atanla tutandır. Tutan kurala uymamıştır. Topa vurulurken iki ayağı da çizginin önündedir. Sen çizginin önüne çıktığın zaman topa vuranı rahatsız etmiş olursun. Açıyı kapatmış olursun. Müdahale etmiş sayılırsın. Tekrar kararı doğrudur.

Ömer Üründül (Sabah): Fenerbahçe skor dezavantajına düştüğü maçın seyrini iki dakika içindeki 2 golle değiştirdi ve farka gitti. Fenerbahçe maça hırslı, tempolu ve atak başladı. Ama bu anlayışa rağmen ilk bölümde yeterli üretkenlik yoktu. Bir de bunun yanında taç atışındaki defansif hata sonucunda yenik duruma düştü. Doğal olarak baskı devam etti. Ve Hajradinovic'in büyük hatası sonucu kazanılan penaltıyla önce skora denge geldi. 2 dakika sonra da Ferdi- Valencia iş birliği ile güzel bir golle öne geçildi. Sonrasında bütün saha içi dengeleri Fenerbahçe lehine gelişti. Arka arkaya pozisyonlar ve gollerle adeta gol olup yağdılar. Öncelikle Fenerbahçe'de inanılmaz bir performans sergileyen Valencia gerçeği var.

Penaltıyı kendi yarattı ve dile kolay toplam 4 gol attı. Ferdi yine her zamanki gibi çok çalıştı, müthiş faydalı oynadı. Arda da dün gece bana göre şunu gösterdi: "Devamlı görev alsam, biraz daha maç eksikliğimi gidersem katkılarım daha da artacak."

Üçüncü gol öncesi yaptığı kaliteli aşırtma, gerçekten seyir zevkini yükselten bir enstantaneydi. Dün gecenin bir artısı da Jesus'un çizgi defansı öne çıkarma yanlışını bırakmasıydı. Tabii ki en büyük tartışma konusu penaltının tekrarlanması. Kural şunu diyor; eğer top direğe çarpmış ya da auta çıkmışsa, kaleci vuruştan önce öne çıkıp penaltıyı kullananı etkiliyor mu? Ben Valencia'yı etkilediğini bilemem. Ama kaleci vuruştan önce çizgiyi terk etti. Karışık bir durum. Kural çok açıklayıcı değil, kesin bir yorum yapamayacağım.

İbrahim Yıldız (Habertürk): Birkaç haftadır oyun ve kadro seçimi nedeniyle eleştirilen Fenerbahçe Teknik Direktörü Jesus, spor kamuoyunun baskısı sonucu Arda’yı ilk 11’de sahaya çıkardı. Taraftarın büyük sevgisini kazanan genç Arda, kendisine güvenenleri yine yanıltmadı. Oyunda kaldığı süre içerisinde, topu ayağına her aldığında heyecan dalgası yarattı. Olumlu paslar attı. Gollerde büyük rol oynadı. Aşırtma vuruşunun direkten dönmesi şanssızlıktı. Dönen topun gol olması, Valencia’nın dikkat ve fırsatçılığının sonucuydu.

Arda Güler’in daha fazla süre alması artık kaçınılmaz oldu. Jesus, inadından vazgeçerse bundan sonraki maçlarda Arda’yı izleyebileceğiz. Her yönüyle hazır olduğu bir gerçek. Genç oyuncu sahada kaldığı her dakika gerçekten keyif veriyor. Kenarda oynatılmasına rağmen, verilen görevi fazlasıyla yerine getiriyor. Santrfor arkasında oynatılsa, gol attırma rekoru kırabilir! Bir başka yetenekli isim ise Ferdi. Her maç daha iyi bir performans gösteriyor. Takımın top taşıyan en önemli oyuncusu. Savunma, forvet fark etmiyor. Topu ayağından almak çok zor. Attırdığı gol, tam olarak adrese teslim terimini doğruladı. Gecenin yıldızı ise elbette Valencia’ydı. Attığı 4 golle rekora imza atarken, tarihe de geçti. Vuruşları iyi olduğu gibi, fırsatçılığını da kullanıyor. Mücadeleden kaçmıyor. Arda-Ferdi-Valencia üçlüsü her zaman, her maçta skoru değiştirecek oyuncular. Fenerbahçe bu üçlüye sahip olduğu için şanslı.