Fenerbahçe-Konyaspor maçı yazar yorumları

Fenerbahçe cephesindeyse İsmail Kartal’ın kadro genişliğinden faydalanma fırsatı bulduğu bir gündü dün. Türk futbolunda Ocak ayı yoğun geçiyor, iki hafta içinde lig, birinde de kupa oynayacak takımlar. İsmail Kartal da 7 müsabaka içeren bu ay içinde aynı oyunculara fazla yük binmemesi için farklı tercihler yaptı dün. Tadic-Cengiz’i kenarda başlattı, ikinci yarıya da Dzeko-Szymanski’siz çıktı. Özellikle yaşları itibariyle ekonomik kullanılmaları gereken Tadic-Dzeko cephesinde makul kararlar bunlar.

Erman Toroğlu (Fotomaç): Dün Konya ne defans yaptı ne hücum yaptı. İnsan hiç olmazsa birinden birini iyi yapar. Fenerbahçe hiç zorlanmadı. Kaptırdıkları toplara hemen pres yaptılar. Çabuk geri kazandılar. Fazla enerji harcamadan tekrar rakibin üzerine gidip gol yağdırdılar. Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe göze hoş gelen işler yaptı. Verkaçlar, indirmeler, bindirmeler. Kaliteli goller atıldı. İkinci yarı oyuncu değişiklikleriyle ve skor sebebiyle tempo biraz düştü ama yine skor arttı.

Maçta hakem için konuşulacak fazla bir şey yok. Fenerbahçe'nin penaltısında pozisyon net penaltı. Ama ofsayt var mı? 10 dakika baktılar. Öyle bir ofsayt mı değil mi pozisyonu değil ama uymak zorunda kalıyorsunuz Serdar Aziz'in bir pozisyonu var net sarı, kırmızı verse bir şey diyebilir misiniz? Ama Serdar böyle kontrolsüz bir adam. Onun için Fenerbahçe acilen, yıldırım hızıyla Bonucci'yi transferin 1. gününde İstanbul'a indirdi.

Gürcan Bilgiç (Sabah): "Zembereğinden boşalmış" derler ya, öylesine hırsla, arzuyla ve istekle gittiler Konyaspor'un üstüne. İsmail Kartal'ın dokunuşları vardı ilk on birde… Tadic yedekti mesela. Cengiz Ünder yoktu sahaya çıkanlarda. Hemen mırıldanmalar başladı taraftar arasında. İki komutan ile hükmettiler maça, tüm soruların cevabını verdiler. Fred, takımın çehresini, oyunun hızını değiştiren-düzelten mükemmelliği ile yönetti maçı. Her şeyin başında, peşinde o vardı. Sonrasında Szymanski, iki asist-bir golle "ipi" çekti. Tribünleri ayağa kaldırıp, rakibin umutlarını yok etti. Her hatanın peşine düşen "kurt sürüsü" gibi iştahlı oynuyorlardı. Ne "Fark açıldı" diyerek koşmaktan sakınan vardı sahada ne de "Nasıl olsa galibiz, idare edelim" diyen…

İrfan mı, Cengiz mi? Maç öncesinde en çok tartışılan durumdu. İsmail Kartal, İrfan'ı yazdı tahtaya. Maçları oyuncu üzerinden tartışanlar "fatura" sohbetlerine girdiler. İrfan Can'ın orta saha özellikleri, sadece gol atan, asist yapandan çıkıp, bek kovalayıp, pozisyon alan olması, bu bakış açısının değerlendirmeleri arasında değil. Normaldir böyle düşünmeleri.

Serdar Ali Çelikler (Habertürk): İstanbulspor'u 'idare eder' kabilinden bir futbolla 5 golle geçen Fenerbahçe, Konya'yı da daha ilk yarıda 5 gollük yaparken kaleyi bulan şut sayısı 6 idi. Enerji, arzu ve coşkuları vardı. Kaliteli ayaklar da bu kez daha iyi istatistikteydi. Dzeko'dan bahsediyorum. Penaltı dahil net vuruşlarla hat-trick yaptı. King uzak direğe üst 90 yerine çerçeveye vursa daha rahat gol atabileceğine ikna olsa daha fazla gol atar. Haftalardır yürüyen Tadic'in oynamaması doğru; 5-0'lık ilk devre sonunda Batshu ve Umut'un girip Dzeko ve Sebastian'ın çıkması daha da doğruydu. Batshu'nun gol atması da çooook sevindirici. Bu oyuncu kendisi istemedikçe satılmamalı.

Bartuğ'un bir 5 dakika geç dahi olsa oyuna girmesi de iyiydi. Cengiz'in içinde bulunduğu 7. gol tam avrupai gol. 'Hızlı düşün ve hareket et' örneğiydi. Keşke Yusuf Akçiçek de yedekte olsaydı ve o da bir lig maçında süre alabilseydi. Bonucci takviyesi moral üstünlüğü de getirecektir. Çok başka bir lider daha geldi kadroya.. Önemlidir.. 6 numara da gelecek.. Umut Nayir - Kent gibi isimlerin yollanması da gelecekler kadar önemli. Yapılabilirse bir de hızlı forvet ile cidden 3 kupa birden hedeflenebilir. İnşallah İsmail Hoca da benim kadar Konferans finali hayali ile yaşıyordur. Kura şansı ile gerçekten olabilir..

Faik Çetiner (Fanatik): Fenerbahçe karşısında yenik duruma düştün mü, oyunu çevirmek kolay olmuyor. Hele sahada ‘evlere şenlik’ bir Konyaspor varsa. Misafir takımın hali gerçekten düşündürücü. Süper Ligde işleri zor. Ne hücum yapmayı beceriyorlar , ne de defans. Onlar adına üzüntü verici bir durum. Erken golle öne geçen Fenerbahçe, sahanın tek hakimi olduğu ilk yarıyı Dzeko’nun hat trick yaptığı gollerle farklı kapattı.

Devre 5 farkla bitince ikinci yarıda oyuna Umut Nayir ve Batshuayi girdiler. Dzeko ve Szymanski dinlenmeye alındılar. Bu bölümde Batshuayi’nin golü ile fark 6’ya çıkınca, İsmail Kartal’ın gönül alma hamleleri geldi. Cengiz Ünder ve Tadic’i sahaya sürdü. Tek kaleye dönen maçta Fenerbahçe oynadı, Konyaspor seyretti ve sezonun en farklı galibiyeti geldi. 7-1’lik skoru görünce biz de ‘Fenerbahçe 7 bitirdi’ diye yazıyı noktalayalım.

Engin Verel (Akşam): Fenerbahçe'nin bu sezonki transfer politikaları çok doğruydu, karşılığını da sahada her geçen gün rakiplerini eze eze yenerek alıyorlar. Maç hakkında fazla söyleyecek söz yok. İlk yarıda Fenerbahçe 3 puanı cebe koydu, ikinci yarıda bunun sefasını sürdü. Bir hafta önce Galatasaray'la oynayan ve 3-0 yenilen Konya için kuşkusuz üst üste İstanbul'da iki büyük maça çıkmak büyük şanssızlıktı. Ama Fenerbahçe'ye karşı daha çok ezildiler. Galatasaray 30 şutta sadece 10 kez kaleyi bulmuş ve 3 gol atabilmişti. Fenerbahçe ise ilk yarıda attığı 6 isabetli şutun, 5'ini gole çevirip, bu konuda ne kadar becerikli olduğunu gösterdi.

İsmail Kartal'ın bir önceki maçta hat-trick yapan Cengiz Ünder'i kesip, İrfan Can'ı ilk 11'e koyması aslında Fenerbahçe'nin bu konudaki rahatlığını en güzel anlatan hareketti. Fenerbahçe'nin bu sezon sıkıntı yaşadığı tek mevkii stoperdi. Bonucci'nin gelmesi o konuda da İsmail Kartal'ı rahatlatacak. Ama zaten Fenerbahçe böyle oynadığı sürece savunmasına da fazla iş düşmeyecektir. Coşkulu, kararlı ve mücadele gücü çok yüksek olan bu takım sezon sonuna kadar performansını sürdürürse şampiyonluk konusunda önünde hiçbir güç duramaz.

Ömer Üründül (Sabah): İsmail Kartal'ı, Tadic konusunda haftalardır eleştiriyordum. Aslında her teknik direktör, inandığı yıldız futbolcusuna mutlaka bir ayrıcalık tanır, bu çok normal. Ama bu, sınırsız olmamalı. Tadic her maça ilk 11'de çıkmasına rağmen fizik olarak üstüne koyamadığı gibi hep geriye gitti. Bu kadar alternatifli geniş kadroda buna ısrar edersen otoriten sarsılır. Dün bu gerçeği nihayet gördü, çok da doğru yaptığı belgelendi.

King başarılı olunca takım her yönüyle iyi oynadı. Osayi-Samuel çok önemli bir kanat beki, Mert Müldür değişik yapıda bir oyuncu ama futbolu biliyor ve basit oynuyor. Dün bence o da kazanıldı. Herkesin olmazsa olmazı Fred, cezalıyken belli ki fazla dinlenmiş işi kalitesiyle idare etti. Bir eleştirim de hırslı Serdar Aziz için. 6 farkla öndeyken gereksiz bir sarı kart gördü. Takım olarak bir diğer artı ise farklı skora rağmen oyunu büyük bir ciddiyet ve hırsla devam ettirmek.

Ercan Güven (Milliyet): Fenerbahçe coşkusuyla ezdi, temposuyla büktü. Adeta Konyaspor kalesine çöktü. Ne defans arkasına atılan toplar bıraktı, ne sete dönüp rakip ceza sahada verkaçlara girmek, ne uzaktan kaleyi yoklamak. Sahaya çıkacak kadroyu kurarken “iki mektup” yazmıştı Fenerbahçe hocası İsmail Kartal. Biri, Cengiz’e. Diğeri Tadic’e… Ne futbol bilgesi Tadic ne de üç gün önce 4 gol atmış Cengiz vardı on birde! Riskli bir işe girişmişti İsmail Kartal. İşler iyi gitmeyip düzeltmeye kalksa bile ağır eleştiri alırdı. Lakin uygulamasını tam 7 defa onayladı futbol.

Zaten, ikinci yarı başlarken Szymanski ve Dzeko’yu çıkarıp Batshuayi ile Umut Nayır’ı alarak tüm rotasyonların “kişisel” değil sıkışık maç temposu sebebiyle olduğunu kanıtladı Kartal. Batshuayi’nin 6. Golü ardından Cengiz ve Tadic’i de sahaya sürüp “adaleti” tem yüreğinden yakaladı. Hoca, tüm bunları başarırken de “iç rekabeti” körükledi bir yandan. Fenerbahçe’nin averajı 40’a vurduran bu gol iştahı neden sanıyorsunuz?

Engin Kehale (Hürriyet): Konyaspor’un eksiklerinden, kale, savunma dörtlüsü ve önündeki ikiliden oluşan 7’li bloğun 6’sının yerli olmasından bahsedebilirim. Bu hattın savunmadan çıkarken baskıya dayanamadığını, ilk iki golün önde baskılardan geldiğini anlatabilirim ancak Fenerbahçe’ye haksızlık olur. İsmail Kartal, Jorge Jesus futbolunu set oyunuyla birleştirip her hattıyla ezici bir takım yaratmayı başardı. Portekizli’nin takımı sahada doğru sistemi uygulamak için çok efor harcayıp bundan çok keyif alıyor gibi gözükmüyordu. 2023-2024 modeli sarı lacivertliler ise hem oynayıp hem eğleniyor hem de eğlendiriyor.

Dile kolay, ilk 10 dakikada atılan 10 gol. İlk yarılarda atılan 29 gol. Süper Lig’de ilk 5 haricinde sadece Kasımpaşa’nın sezon boyunca toplam gol rakamı bunun üzerinde. Sistem, bireysel beceri ve kalitenin fizik kalite ile harmanlanmasına dayanıyor. Pek fark etmiyoruz belki ama ligin şu anda en diri takımı Fenerbahçe. Özellikle takım boyunun uzadığı anlarda kondisyon ve dayanıklılık büyük fark yaratıyor. Sanırım Leonardo Bonucci, akşam yatağa girerken Kadıköy’deki ilk maçın hayalini kurmaya başlamıştır...

İlker Yağcıoğlu (Takvim): Fenerbahçe dün gece Kadıköy'de gol şov yaptı. İsmail hoca, İstanbulspor maçındaki 11'den 4 gol atmış Cengiz'i sol tarafta büyük düşüş içerisinde olan Tadic'i ve orta sahanın göbeğini değiştirerek maça başladı. Ama takımın oyununda olumsuz anlamda değişen bir şey olmadı. Yaşından dolayı sezon başında endişeyle bakılan Dzeko, belki oyunda kalsa gol krallığını şimdiden garantileyecekti. Açıkçası öyle bir maç oldu ki 32-44. dakikalar arası Fenerbahçe vitesi biraz yükseltti ve 4 gol oldu. Maç da zaten ilk devrede bitti. Ocak ayındaki yoğun fikstürde Fenerbahçe'nin gövde gösterisi yaparak maçları kazanması çok önemliydi.

Dün gece Tadic'in olmayışı çok konuşuldu. Açıkçası dinlenmesi gerektiği kanaatindeyim. Çünkü sezon başından beri her maçta oynadı. Ama şu unutulmasın ki Tadic bu takımda bu zamana kadar iyi işler yaptı. O olmadığı için takım iyi oynamış gibi söylemlere karşıyım. Tadic bence önümüzdeki maçta takıma geri döner.

Serkan Akcan (Fanatik): Kadıköy’deki herkes maçın içindeydi. Dzeko kilidi penaltıyla açtı, henüz 40. dakika dolduğunda ‘hat-trick’e ulaşmıştı. Bazen insan Dzeko’nun bir film setinde olduğunu düşünüyor. Kendi hayatını beyaz perdede canlandırıyor ve senaryo gereği her maç daha da coşkuyla yıldızlaşıyor. Bu filmin henüz sonu gelmedi ama tüm Türkiye bu büyük aktörün oyunculuğunu hayranlıkla izliyor.

Fenerbahçe aslında bu dinamizmini kenar forvetleri kadar merkezde oynayan 8 numaralarına borçlu. Takımın hızını yükselten forvetler değil merkez orta sahalar. Bu da Fenerbahçe’ye kapanan savunmalara karşı kilidi açtırıyor, çoşkuyu yakaladığında farka götürüyor. Fred ve Szymanski’nin rolü de burada belirginleşiyor. Bu sezon iki maçı 0-0 bitmesine rağmen 19 haftada tam 56 gol attı Fenerbahçe. Açık ara ligin en çok gol atanı İsmail Kartal ve futbolcuları. Bakalım İsmail hoca kendisinin de içinde bulunduğu 103 gollü 1988/89 kadrosunu geçebilecek mi?

Ahmet Çakar (Sabah): Kadıköy'de kapkara bir gece izledik... Tabii bu işin şakası. Konyaspor gibi belki ligimizde en iyi olmayan ama hatırı sayılır takımlarımızdan birine atılan 7 gol, takdire şayan… Kolay değil, daha üç gün önce G.Saray 89. dakikaya kadar çok zorlanmıştı. Ama Fenerbahçe ilk yarı beşledi, sonra da oyuncu değişikliklerini yapıp, şovuna devam etti. Dün gece için söylenecek taktik teknik hiçbir şey yok. Araya atılan toplar, ön direk, arka direk, neresinden bakarsanız bakın, Fenerbahçe'nin korkunç ayak sesleridir.

Fred sahada, Dzeko sahada Fenerbahçe kısaca ofansif silahlarıyla her şeyi yapıyor. Yakaladı mı affetmiyor. Hem pozisyona giriyor hem de gol atıyor. F.Bahçe'nin en önemli zafiyeti, defansın göbeğiydi. İtalyan da gelince birçok şey rahatlamış oldu. Şunu söyleyebiliriz ki Fenerbahçe, Galatasaray'dan da favori olarak şampiyon adayı. Dün gece de attıkları goller, ortaya koydukları oyun, bunun en önemli ispatı.

İbrahim Yıldız (Habertürk): Aslında karşılaşma ilk yarı bitmişti. 5-0’lık skor bunun en somut göstergesi oldu. Hatta King karşı karşıya kaldığı net gol pozisyonunu değerlendirebilse maçın ilk 45 dakikası 6-0 olabilirdi. Bu tür maçlarda çok iyi oyun beklemek olanaksız. Oyundan çok atılan goller vardı. Fenerbahçe, zorlanmadan rahat pozisyonlar buldu. 37 yaşındaki golcü Dzeko attığı 3 golle fırsatçılığını ve kalitesini gösterdi.

Sarı-Lacivertlilerin savunması herhalde hiçbir maç bu kadar rahat olmamıştı. Üstelik 7-0’dan sonra, uzaktan atılan bir şutla yedikleri gole üzülmeleri takım olma bilincinin bir göstergesiydi. Hafta içi, hafta sonu oynamak elbette güç. Geniş kadroya sahip olan takımlar bu sıkıntıyı yaşamıyor. Süper Lig’de çok az takım adına bu durum büyük avantaj. Fenerbahçe taraftarının enerjisi sahaya pozitif olarak yansıyor. Takımın daha fazla gol atma isteği da ayrıca dikkat çekti.