Gazze'nin savaş dolu 1.5 yılı
Tam 528 gün önce, 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail ve Hamas arasında alevlenen çatışmalar; tüm Orta Doğu'yu temelinden değiştiren bir depreme dönüştü. İsrail'in Gazze'ye olan saldırıları savaş öncesinde de zor koşullar altında yaşayan Gazzelileri çok daha kötü bir noktaya sürüklerken, Lübnan ve Yemen de bu saldırılardan payını aldı. Bu süreç içinde İran'ın Orta Doğu'da inşa ettiği "Direniş Ekseni" kırıldı. 50 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğü savaş, arabulucuların çabasıyla bir ateşkesle duraklatılsa da, İsrail yönetimi ateşkesi bozdu ve düzenlediği hava saldırısıyla 300'den fazla kişiyi öldürdü. Bugün İsrail, ABD Başkanı Donald Trump'ın tam desteğini alarak uluslararası hukuka rağmen saldırılarını sürdürüyor. Gazzeliler ise bombalarla mücadele ettiği gibi, Başkan Trump'ın Gazzelileri Gazze'den sürerek Gazze'yi bir "ABD malı Los Angeles'a" dönüştürme tehdidiyle de karşı karşıya.

İsrail ve Gazze bölgesinin kontrolünü elinde tutan Hamas arasında yıllardır süren çatışma süreci, 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e büyük çaplı saldırısıyla adeta boyut değiştirdi ve İsrail'in başta Gazze olmak üzere tüm Orta Doğu'yu değiştiren bir korkunç saldırı dalgasına dönüştü.
Yaklaşık 1.5 yıldır süren ve ilan edilen ateşkese rağmen İsrail'in dün gece saatlerinde ateşkesi bozarak saldırılarına yeniden başladığı savaş, Hamas'ın silahlı kanadı tarafından İsrail'e yönelik başlatılan saldırıya misilleme olarak aynı gün alevlendi.
320 kişinden fazla insanın öldürüldüğü saldırının ABD Başkanı Donald Trump tarafından ilerleme kaydedilmemesinden "bıkması" nedeniyle bizzat desteklediği belirtiliyor.
İsrail, Hamas ile mevcut anlaşmaları ihlal etmediğini iddia ediyor ve Hamas'ı müzakereleri oyalamakla suçluyor.
Savaşın başlangıcı: 7 Ekim 2023
Hamas 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nin etrafındaki bariyeri aşarak İsrail'e saldırdı ve operasyonda 1139 kişiyi öldürdü, yaklaşık 250 kişiyi esir aldı.
Bu saldırı öncesinde iç politikadaki halk ayaklanmaları ve yolsuzluk davalarıyla başa çıkmaya çalışan Başbakan Binyamin Netanyahu, bir savaş kabinesi kurarak tüm gücü eline aldı ve sadece Gazze'ye değil ama başta Gazze olmak üzere tüm Orta Doğu'ya geniş çaplı bir saldırı akımı başlattı.
Hamas'ın saldırısından birkaç saat sonra, İsrail Gazze'yi hava saldırılarıyla vurarak karşılık verdi. İsrail "Hamas'ın kökünü kazıyacağını" iddia ederken ilk saatlerde birkaç yüz kişi öldürüldü.
Lübnan'ın silahlı güçlerinden İran'a yakın Hizbullah grubu, 24 saat sonra Gazze halkını desteklediğini ve ateşkes ilan edildiğinde saldırılarını durduracağını açıklayarak roket fırlatmaya başladı.
İlk olarak Suriye ve Lübnan arasında tarihsel olarak ihtilaflı olan ancak şu anda İsrail tarafından işgal edilen Şebaa Çiftliklerini vurdu.
Hizbullah 11 ay boyunca ağırlıklı olarak İsrail askeri bölgelerine roket fırlattı. Lübnan'dan fırlatılan her rokete İsrail de misliyle karşılık verdi.
Sınırın her iki tarafında da on binlerce kişi yerinden edildi.
Lübnan'ın güneyinin büyük bir kısmı, uzmanların tampon bölge yaratma girişimi olduğunu söylediği bir şekilde tahrip edildi.
İlk kırılma anı: Hastane saldırısı
Yerlerinden edilmiş Filistinlilerle dolu olan Gazze'deki El-Ahli Arap Hastanesi'nde meydana gelen büyük patlamada yaklaşık 500 kişi hayatını kaybetti. 17 Ekim tarihine kadar birçok ülkeden Hamas ve İsrail arasında daha dengeli mesajlar paylaşılırken, İsrail'in hastane saldırısı savaşta bir kırılma noktası yarattı ve İsrail'e karşı dünyanın birçok yerinde protesto gösterileri başladı.
Ölenlerin çoğu İsrail'in aralıksız bombardımanından kaçıyordu.
Gazze Sağlık Bakanlığı patlamaya İsrail'in bir hava saldırısının neden olduğunu söyledi.
İsrail ise bunun Filistinli İslami Cihad (PIJ) adlı silahlı grup tarafından fırlatılan yanlış ateşlenmiş bir roket olduğunu söyledi. Dünya kamuoyu günlerce bu hastane saldırısının kimin tarafından yapıldığını tartıştı.
Ancak savaşın ilerleyen günlerinde İsrail Gazze'deki sağlık tesislerine ve çalışanlarına saldırmaya devam etti.
Gazze'deki hastanelerin çoğu artık çalışmıyor ve sağlık sistemi neredeyse yok olmuş durumda.
Husilerin savaşa girişi
Başkent Sanaa dâhil Yemen'in bazı bölgelerini kontrol eden Hamas müttefiki ve İran'a yakın Husiler, Kızıldeniz'deki ilk saldırılarını 19 Kasım'da gerçekleştirdi.
Husiler o zamandan bu yana dünyanın en önemli ticaret yollarından birinde İsrail bağlantılı olduğunu söyledikleri gemilere yaklaşık 130 saldırı düzenledi.
Husilerin Kızıldeniz'i istikrarsız bir hale getirmesi nedeniyle dünya ticareti sekteye uğradı, ülkeler yeni deniz yollarına yönelmeye başladı. Maliyetler ve teslimat süreleri arttı.
Yedi gün süren ilk ateşkes
Gazze'de savaşın sürdüğü ilk yıl, çatışmalara sadece bir kez ara verildi: Katar'ın arabuluculuğunda 24 Kasım'dan 1 Aralık'a kadar iki kez yenilenen yedi günlük bir ateşkes.
Tüm savaş sürecinde Katar ve Mısır'ın arabuluculuğu ön plana çıkarken, ABD'de dönemin Başkanı Biden, İsrail'e tam desteğini sürdürdü. Arabulucuların çabasıyla Hamas, elindeki 237 esirden 50 kadın ve çocuğu serbest bırakmayı kabul etti.
İsrail de hapishanelerindeki 150 Filistinli kadın ve çocuğu serbest bırakmayı kabul etti.
Yedi gün sonra ateşkes sona erdi. Ancak BM insani yardım ofisi OCHA, ateşkese rağmen İsrail güçlerinin 29 Kasım'da Gazze'de iki Filistinliyi vurarak öldürdüğünü ve 30 Kasım'da da insanları bombaladığını bildirdi.
12 Ocak 2024 tarihinde ABD ve İngiliz savaş uçakları, Husilerin Kızıldeniz trafiğine yönelik saldırılarına karşılık olarak Yemen'i bombalamaya başladı.
Ancak saldırılar Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik askeri faaliyetlerini durduramadı.
Husilerin saldırılarının Gazze halkına destek amaçlı olduğu iddiası Yemen'de son derece popüler hale geldi ve grup, Ekim 2023'ten bu yana yaklaşık 200 bin insanı silah altına aldığını ve eğittiğini duyurdu.
Refah: İnsani sığınak
İsrail saldırılarının ardından Gazze'nin Refah bölgesi, İsrail bombardımanından kaçan yaklaşık 1,4 milyon Filistinli için önemli bir sığınağa dönüştü.
İsrail, buraya bir kara operasyonu düzenlenmesini "kırmızı çizgi" olarak gören uluslararası toplumu görmezden gelerek 6 Mayıs'ta Refah'ı işgal etti.
Saldırı aynı zamanda yardım için önemli bir giriş noktası olan ve savaştan kaçanların çıkış noktası olan Refah'ın Mısır'la olan sınır kapısını da kapattı.
Mayıs ayının son haftasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) İsrail'in Refah'a yönelik askeri saldırısını "derhal" durdurmasını emretti ancak bu gerçekleşmedi.
Hamas lideri Haniye suikasti
Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye, 31 Temmuz'da İran'ın başkenti Tahran'da suikaste uğradı. Haniye, İran'ın yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin töreni için Tahran'daydı.
İran, saldırıya yanıt olarak, İsrail'e yüzlerce insansız hava aracı ve roket gönderdi. İsrail de İran'ın İsfahan kentindeki askeri havaalanına hava saldırısı düzenleyerek misilleme yaptı.
İsrail'den güvenli bölgeye saldırı
İsrail, güvenli bölge olarak belirtilen Han Yunus'un batısındaki El Mevasi'ye düzenlediği saldırılarda en az 90 Filistinliyi öldürdü ve yüzlercesini yaraladı.
İsrail savaş uçakları, İsrail'in "güvenli bölge" olarak belirlediği bir alanda yerlerinden edilmiş insanların çadırlarını ve bir su damıtma ünitesini hedef aldı.
27 Mayıs'ta Refah'ın al-Mawasi bölgesindeki bir mülteci kampında 45 kişi öldürüldü. Bu saldırı, "Çadır Katliamı" olarak anılıyor.
8 Haziran'da Nuseirat mülteci kampında 274 Filistinli öldürüldü.
10 Ağustos'ta Gazze Şehrindeki el-Tabin Okulunda 100'den fazla kişi öldürüldü.
Lübnan saldırıları ve Nasrallah'ın ölümü
17 ve 18 Eylül 2024 tarihlerinde, Hizbullah tarafından kullanılması planlanan binlerce çağrı cihazı ve yüzlerce telsiz, İsrail'in saldırısı sonucu Lübnan ve Suriye'de eş zamanlı olarak patladı.
Aralarında en az 12 sivilin de bulunduğu 42 kişi hayatını kaybetti.
Olay, Ekim 2023'te İsrail-Hizbullah çatışmasının başlamasından bu yana Hizbullah'ın en büyük güvenlik ihlali olarak nitelendirildi.
23 Eylül'de İsrail Lübnan'a doğrudan, güneyden, doğudaki Bekaa Vadisi'nden ve Beyrut'un güney banliyösü Dahiye'den saldırdı ve en az 550 kişiyi öldürdü.
Ardından 27 Eylül'de Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Dahiye'de birkaç apartmanı yerle bir edecek kadar büyük bir saldırıda öldürüldü.
İsrail'in 80 bomba kullandığı, en az altı kişinin öldüğü ve 90 kişinin yaralandığı bildirildi.
Nasrallah'ın suikastının hemen ardından İsrail, halkın Dahiye'nin büyük bölümünü terk etmesini istedi. İsrail, Hizbullah'ın üst düzey tüm isimlerini saldırılar sonucu öldürdü.
Lübnan'da hükümetin tahminlerine göre yaklaşık 1,2 milyon kadar insan yerinden edilmiş durumda.
Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail, Gazze savaşının başlamasından bu yana Lübnan'da 2,000'den fazla kişiyi öldürdü.
Mart ayında Birleşmiş Milletler, İsrail'in önceki aylarda dünya genelinde dört yıl boyunca yaşanan çatışmalardan daha fazla çocuk öldürdüğünü açıkladı.
Yahya Sinvar'ın ölümü
İsrail ordusuna bağlı 828. Bislamach Tugayı’ndan bir ekip, Refah’ın Tel el Sultan bölgesindeki rutin devriyesi sırasında üç silahlı Hamas üyesini tespit etti ve çatışma başladı.
Tespit edilen üç Hamas üyesinden biri, çatışmaya girdikten sonra halen ayakta duran binalardan birine girdi. Binaya drone ile saldırı gerçekleştirildi ve hedefteki Hamas üyesi öldürüldü.
İsrail askerleri bir gün sonra kimlik tespiti için olay yerine geldiğinde, binada öldürülen kişinin Hamas'ın Haniye'den sonraki lideri Yahya Sinvar olduğunu tespit etti.
Hamas, liderini önümüzdeki günlerde belirleyeceğini duyurdu ve Sinvar'ın ölüdürülmesinden beri beş üyeli bir komite tarafından yönetiliyor.
Komite Halil el Hayya, Halid Meşal, Zaher Cabarin Şura Konseyi lideri Muhammed Derviş ve açıklanmayan beşinci bir isimden oluşuyor.
Yıkımın gölgesinde Gazze
The Lancet'teki rapor, 7 Ekim'den bu yana 55 bin 298 ila 78 bin 525 kişi arasında bir ölü sayısı tahmin ediyor.
Araştırmada öldürülenlerin yüzde 59'unun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtiliyor.
Oxfam'ın geçen hafta yaptığı bir araştırmaya göre İsrail geçtiğimiz yıl Gazze'de son yirmi yıldaki tüm çatışmalardan daha fazla kadın ve çocuk öldürdü.
BM, 2,3 milyon nüfusun çoğunun evlerinden ayrılmak zorunda kaldığını ve gıda güvensizliğinin "felaket" seviyelerinde olduğunu söylüyor.
İsrail ordusu, çatışmalarda 400'den fazla İsrail askerinin öldürüldüğünü söylüyor.
Gazze tam olarak neresi?
Gazze Şeridi, İsrail, Mısır ve Akdeniz arasında 41 km uzunluğunda ve 10 km genişliğinde bir bölge.
1947'deki orijinal BM bölünme planı kapsamında önerilen Arap devletinin bir parçasıydı. Gazze daha sonra İsrail'in kuruluşunu takip eden savaşta Mısır tarafından işgal edildi, ardından 1967 Altı Gün Savaşı sırasında İsrail tarafından ele geçirildi.
İsrail 2005 yılında askerlerini ve yaklaşık 7 bin İsrailli yerleşimciyi bölgeden çekse de BM'de hala toprağın işgal altında olduğu geçerli.
Gazze dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden biri olarak da öne çıkıyor.
BM, nüfusunun dörtte üçünden biraz fazlasının kayıtlı mülteci ya da mültecilerin torunları olduğunu söylüyor.
İsrail ve Hamas arasındaki son savaştan önce bile, bölge dünyadaki en yüksek işsizlik oranlarından birine sahipti ve nüfusunun çoğu yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve hayatta kalmak için gıda yardımına bağlılar.
İsrail Gazze'nin hava sahasını, kıyı şeridini ve ortak sınırını kontrol ediyor. Ayrıca insanların ve malların dolaşımını da kısıtlıyor.
Donald Trump ne istiyor?
İsrail'e güçlü bir destek veren Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump, dünya gündeminde olmayan ve kimsenin bir ihtimal olarak bile düşünmediği bir planla İsrail-Filistin sorununu çözmeyi vaadetti: Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri kovarak bu bölgeyi ABD'ye devretmek.
Trump, ABD'nin Gazze Şeridi'ni 'sahiplenmesini' önererek, devam eden çatışmanın ardından uzun vadeli kontrol önerdi. Trump, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile 4 Şubat'ta Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında Gazze'nin geleceğine ilişkin yeni bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu vurguladı.
ABD Başkanı, Gazze Şeridi'ni Filistinlilerin olmadığı bir "Los Angeles'a" çevirmek istiyor.
10 Şubat'ta Fox News'e verdiği bir mülakatta Trump, Filistinlilerin Gazze'ye geri dönmeyeceğini çünkü "çok daha iyi konutlara sahip olacaklarını... onlar için kalıcı bir yer olacağını" söyleyerek Gazzelilere gidebilecekleri bir ülke aramaya başladı.
Arap liderler, Trump'ın teklifine karşı bir adım atarak, 4 Mart'ta Mısır'ın Gazze için hazırladığı ve ABD Başkanı Trump'ın "Orta Doğu Rivierası" vizyonunun aksine Filistinlileri yerinden etmeden bölgeyi yeniden inşa etmeyi amaçlayan 53 milyar dolarlık yeniden imar planını kabul etti.
Plan Hamas tarafından memnuniyetle karşılanırken, Hamas'ın Gazze'deki varlığını sürdürmesine karşı çıkan İsrail ve ABD tarafından reddedildi. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, önerinin Filistinlilere itibarlarını iade etmeye odaklandığını vurgulayarak, ilk toparlanma aşamasının ardından 2030'a kadar sürecek bir yeniden inşa dönemi önerdi.
Plan modern bir altyapı ve Filistin liderliğindeki bir yönetimin ana hatlarını çiziyor.
26 Şubat'ta Başkan Donald Trump, Truth Social sayfasında, Gazze'nin 2,2 milyon sakinini zorla tahliye ettikten sonra fütüristik, gösterişli bir "Trump Gazze" gelişimini tasvir eden yapay zeka tarafından üretilen bir video paylaştı.
Gerçeküstü klipte altın Trump heykelleri, sakallı dansözler ve Trump'ın kendisi İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile dans edip uzanırken, hepsi de hayali dönüşümü kutlayan neşeli bir şarkı eşliğinde yer alıyor.
Son kapı Sudan'dan da ret
Filistinlilere onları kabul edecek bir ülke arayan Trump, Sudanlı yetkililerden de ret cevabı aldı. Sudanlılar, Gazze'den sürülecek Filistinlileri kabul etme konusunu görüşmek üzere ABD'den gelen talebi reddettiklerini açıkladı.
ABD ve İsrail, yerlerinden edilen Filistinlilerin yeniden yerleştirilmesi konusunda Sudan, Somali ve Somaliland yetkilileriyle temasa geçti.
Afrika Boynuzu'nda 3 milyondan fazla insanın yaşadığı Somaliland, 30 yıldan uzun bir süre önce Somali'den ayrıldı, ancak uluslararası alanda bağımsız bir devlet olarak tanınmıyor.
Somaliland'da medyaya konuşma yetkisi olmadığı için adının açıklanmaması koşuluyla konuşan bir yetkili, hükümetine Filistinlileri kabul etme konusunda herhangi bir başvuruda bulunulmadığını ve görüşme yapılmadığını söyledi.
Görseller BBC ve AA'dan alınmıştır...