Gerard Depardieu, İstanbul'da balıkçı teknesinde yaşayacak
2013 yılında Rusya vatandaşlığına geçen ünlü Fransız aktör Gerard Depardieu, bundan sonra ülkesinde daha az bulunup Türkiye ve Dubai'de zaman geçirmek istediğini açıkladı. Depardieu, İstanbul'da yata dönüştürülen ton balığı teknesinde yaşayacak
Fransızların dünyaca ünlü sinema oyuncusu Gerard Depardieu (73), hayatıyla ilgili aldığı yeni kararları açıkladı.
"İSTANBUL VE DUBAİ'DE ZAMAN GEÇİRMEK İSTİYORUM"
2013 yılında Rusya vatandaşlığına geçen Depardieu, L'Obs Dergisi'ne konuştu. Ünlü aktör, artık ülkesinde daha az yaşayıp İstanbul ve Dubai'de zaman geçirmek istediğini söyledi.
Gerard Depardieu, artık daha huzurlu bir yaşam peşinde olduğunu belirterek, dalgalara yelken açarak bu huzuru bulmayı umut ettiğini anlattı.
İki büyük balıkçı teknesi aldığını ifade eden ünlü yıldız "Bunlardan birisi Dubai'de, ton balığı avı için kullanılan İstanbul'daki teknemi de apartman dairesi haline getirdim." dedi.
"PARİS'TEKİ EVİMİ SATIŞA ÇIKDIM"
Film çekmek için Fransa'ya gideceğini ancak doğduğu ülkede çok fazla yaşamak istemediğini belirten Depardieu, sahibi olduğu üzüm bağlarını ve Paris'teki evini de satışa çıkardığını söyledi.
GERARD DEPARDİEU HAKKINDA
Gerard Xavier Marcel Depardieu, 27 Aralık 1948 tarihinde doğdu. Oscar'a aday gösterilmiş, Altın Küre Ödülü sahibi Fransız oyuncu. Depardieu Chateauroux, Indre'de, Anne Jeanne Josephe Eliette ile metal işçisi olan Rene Maxime Lionel Depardieu'nün altı çocuğundan üçüncüsü olarak dünyaya geldi. Konuşma bozukluğu sebebiyle okulda yaşadığı sorunlar sonucunda dengesiz ve uyumsuz olarak nitelendirildi. 13 yaşından itibaren matbaacılık eğitimi görmeye başladı ancak eğitimini tamamlamadı.
1964'te, oyunculuk öğrenimi gören Michel Pilorge ile Paris'e gitti. Burada izlediği bir Moliere oyunu sonrasında oyuncu olmaya karar verdi. Theatre National Populaire'de aldığı ücretsiz derslerden sonra, 1966'da Jean-Laurent Cochet'nin yönettiği Ecole d'art dramatique'i bitirdi. Buradaki öğrenimi sırasındaki arkadaşlarından biri Claude Jade'di.
Depadieu, yönetmen Claude Regy'nin vasıtasıyla, yönetmen ve senarist Marguerite Duras ile tanıştı ve birkaç yıl içinde onunla birlikte dört film çevirdi. Bu filmlerden Nathalie Granger (1971) ve Les Valseuses (1973), Depardieu'nün tanınmasını sağladı.
1980lerde Depadieu, önde gelen Fransız aktörlerden biri oldu. François Truffaut'nun La Femme d'a cote filmindeki oyunculuğu ile bilinirliği arttı. İlk Cesar Ödülü'nü Le Dernier Metro filmindeki rolüyle kazandı. 1985 civarında genç Patricia Kaas'ı keşfetmese de en azından kariyerine başlaması için cesaretlendirdi. 1990'ların başından itibaren, Jean Reno ile birlikte uluslararası prodüksiyonlarda kendini kanıtlayan ender Fransız aktörlerden biri oldu.
Depardieu'nün en önemli işleri arasında arasında komedi oyuncusu Pierre Richard ile birlikte oynadığı, La Chèvre (1981), Les Compères (1983) ve Les Fugitifs (1986) filmlerinden oluşan komedi filmi serisi de bulunmaktadır.
Fransa'da ve bir ölçüde Avrupa'da önemli filmlerde oynayan Depardieu'nün Amerika'daki başarı düzeyi inişli çıkışlı oldu. 1990'daki 'Yeşil Kart' (Green Card) güldürüsü ile doruk yaptıktan sonra 2000 yılındaki '102 Dalmaçyalı' (102 Dalmaçyalı) ile 'Hayatımın tatili' (Last Holiday) filmleriyle çöküş yaşadı.
