Gupse Özay: "Öncelikle iyi insan olmalı"

Gupse Özay - Onur Gürçay - Hazal Türesan - Kıvanç Baruönü

‘Lohusa’nın PR işlerini yürüten Bernaylafem, gazetecilerle; filmin yapımcısı Muzaffer Yıldırım, yönetmeni Kıvanç Baruönü, senaristi - başrol oyuncusu Gupse Özay ve kendisine kamera önünde eşlik eden oyunculardan; Onur Gürçay, Esra Ruşan ile Hazal Türesan’ın yer aldığı 5 çayı kıvamında sohbet organizasyonu düzenledi.

NuLook Production yapımı ‘Lohusa’ merkezli sohbet sırasında 6 hafta süren çekim süreci sırasında yaşananlar ve filmin izleyicilerde nasıl bir etki bırakmasının amaçlandığı anlatılırken konu elbette, sinemanın içinde bulunduğu durgunluk dönemiyle beyazperde - dijital platform rekabetine, birbirlerini nasıl etkilediğine kadar uzandı.

Gupse Özay, 'Lohusa'nın sadece yeni doğum yapan kadınlara değil; eşlerine, çevresindeki kişilere, henüz anne olmayan, anne olmak istemeyen kadınlara da hitap edeceğini belirtti.

Gupse Özay ile Kıvanç Baruönü'nün anlattıklarına göre 'Lohusa', komedi diliyle;
• Yeni anne - baba olanların, onların çevresindekilerin kendi hallerini görme adına ayna görevi görecek.
• Geçmişte anne - baba olanlara nostalji yaşatacak.
• Anne - baba olacaklara neler yaşayacaklarını, nelere hazırlanmaları gerektiğini anlatacak.

Sohbetimiz sırasında Gupse Özay kızı Jan Asya ile evde neler yaşadıklarından da söz etti. Onlardan biri; Özay'ın Jan Asya'nın bakıcısının yardımcısı olması. Onlara da annesinin göz kulak olması.
Gupse Özay, sette çalışırken aklının evde kalmaması için böyle bir uygulamada bulunduğunu esprili bir şekilde anlattı.

Gupse Özay'ın önceki filmi ‘Eltilerin Savaşı’nın 4 milyon 500 bin - 5 milyon arasında izlenme sayısına ulaşması bekleniyordu. Ne var ki yaşanan genel kapanmayla birlikte filmin izleyici sayısı; 3.630.822 oldu.

Gupse Özay’ın senaryosunu yazıp, başrolünde yer aldığı filmlerin izleyici ortalaması; 2 milyon 300 bin kişi...
Filmlerinin girdiği yılların film başına düşen izleyici sayısının 109.250 olduğunu göz önünde bulunduracak olursak bir hayli iyi bir ortalama…
Bundan da önemlisi, her yeni filminin bir öncekinden daha çok izlenmesi.
Bu da Gupse Özay’ın senaryo konusunda her yeni filminde kendini geliştirdiğini, yapımcısının ise daha çok izlenmesi için neler yapılabileceğine daha çok kafa yorduğunu gösterir.

Gupse Özay’ın önceki filmlerinin referansı, senaryoyu kendisinin lohusa döneminde yazarak hikâyeyi daha da içselleştirmesi, bir kadının o dönemdeki hallerine, çevresindekilerle ilişkilerine daha hâkim olması, ‘Lohusa’nın ‘izlenesi’ olacağının göstergelerinden biri. Elbette filmin yönetmeninin Kıvanç Baruönü olması da ortaya keyifle izlenecek bir filmin çıkacağının bir diğer ana göstergesi.

Bu arada Gupse Özay, başka bir senaryo yazıyordu. 6 Şubat’taki depremlerden dolayı morali bir hayli bozulunca senaryoyu tamamlayamadı. O senaryoyu bir süreliğine rafa kaldıran Özay, yaz aylarına doğru ‘Lohusa’yı yazmaya başladı. Lohusalık dönemine olan hâkimiyeti nedeniyle en kısa sürede yazdığı senaryo ‘Lohusa’ oldu.

Kendi deneyimlerinin yeterli olmayacağını düşünen Gupse Özay, filmdeki karakterleri, lohusa dönemini yaşayan tanıdıklarıyla ve onların eşleriyle de konuşarak ortaya çıkardığını söyledi.

Sohbetimiz sırasında Gupse Özay’ın birlikte rol alacağı oyuncularda aradığı ilk özelliğin ne olduğunu da öğrendik. İlk akla gelen iyi oyuncular olması. Değilmiş…

Gupse Özay, kamera karşısına birlikte geçeceği oyuncularda önce iyi insan olması özelliği arıyor. Aslına bakarsanız, kadro oluşmasında kendisi bir tasarrufta bulunmuyor. Kadronun oluşturulma işini tamamen yönetmene bırakıyor. Kıvanç Baruönü'nün oyuncular konusunda görüşünü almak istediği Özay, ‘Lohusa’ için de aynı cümleyi kurmuş; “İyi insanlar mı?”

Gupse Özay, beraber çalışacağı meslektaşlarında aradığı kriterin iyi insanlar olmasını şöyle açıkladı; “Sette çalışanlar uygunsuz davranan olsun istemiyorum. Uygunsuz davranan olursa enerjim bitiyor, oyundan düşüyorum. İyi insanlarla çalışmak istiyorum. İyi oyuncu olmaları benim için kriter açısından ikinci sırada geliyor.”

Sinema sektörünün gösterime 19 Ocak’ta girecek olan ‘Lohusa’dan beklentisi bir hayli fazla. 2023 - 2024 sinema mevsiminde en fazla izlenecek filmlerden biri olarak görülüyor.

Gupse Özay ile Kıvanç Baruönü, ortaya eli - ayağı düzgün izlenesi bir film çıkarmış olmanın gönül rahatlığı içinde doğal olarak herkes gibi ürettiklerinin daha fazla kişiye ulaşmasını arzuluyor.
‘Lohusa’nın beğenileceğinden, bir hayli emin olsalar da her filmin gösterimi öncesinde duyulan gişe tedirginliği, ‘Lohusa’ için de kendini gösteriyor.

Zira, gündemin çok hızla değiştiği bir ülke olmamızdan ve her olumsuzlukta etkilenen ilk kültür - sanat etkinliklerinden birinin sinema olduğu gerçeğinden yola çıkacak olursak sinemacıların gişe tedirginliği yaşamaları son derece doğal. Vakti zamanında Kadri Yurdatap’ın da dediği gibi; “En büyük kumarbazlar, sinemacılardır.”
Sinema sektörünün ‘Lohusa’dan bir hayli beklenti içinde olmaları da, duyulan o gişe tedirginliğin bir diğer nedeni…
Zira; 'Lohusa', sezonun kurtarıcı filmleri arasında görülüyor.

Sohbet sırasında beyazperde – dijital platform arasındaki rekabette nerede durduğunu açıklayan Gupse Özay, filmleri kalabalık ortamlarda büyük perdede izlemekten keyif aldığını dile getirdi. Özay, dijital platformların sektöre katkısının yadsınamayacak olduğunu söyledi.
‘Lohusa’nın bir de yapımcı tarafında neler hissedildiği, neler düşünüldüğü var. Filmin yapımcısı Muzaffer Yıldırım ile ‘Lohusa’ merkezinde sinema sektörü üzerine sohbet etme imkânı bulduk.

Muzaffer Yıldırım, Gupse Özay’ın da Kıvanç Baruönü’nün de ortaya çıkardıkları işten bir hayli mutlu. Pandemi nedeniyle bir duraklama dönemine giren sinema sektörünün kısa zamanda 2020 öncesine döneceğini düşünüyor.

Muzaffer Yıldırım, bunun göstergesini de iyi filmlerin başarılı gişe yapmaları olduğunu gösteriyor.
Yabancı filmlerden ‘Barbie’, Türk filmlerinden ise ‘Ölümlü Dünya 2’yi örnek gösteren Muzaffer Yıldırım, daha çok izleyiciyi çekmek için işletmecilerin, sinema salonlarını yeni teknolojilerle donatmalarının da şart olduğunu söyledi.

Bilet ücretlerinin pahalı olup olmadığı konusunda ise ortalamanın 117 TL olduğunu dile getiren Muzaffer Yıldırım, fiyat mefhumunun kalmadığı bir dönemde sinema biletlerinin pahalı olup olmadığının değerlendirilmesinin zor olduğunu belirtti. Yıldırım, halk günlerinin daha da canlandırılması gerektiğini dile getirirken promosyon bilet uygulamasına dönülmesi için sektörün bir çalışma yapabileceğini sözlerine ekledi.