Harun Tekin: Eurovision teklifi geldiğinde 'acaba şaka mı?' dedik
Bloomberg HT'nin sevilen programı 'Fatih Altaylı ile Bire Bir' dün akşam izleyicileriyle buluştu. Altaylı'nın konuklarından biri de Harun Tekin oldu. Ünlü müzisyen, 2008'de Türkiye'yi temsil ettiği Eurovision şarkı yarışmasıyla ilgili bir itirafta bulundu
'Fatih Altaylı ile Bire Bir', birbirinden renkli konuklar ve keyifli bir sohbetle Bloomberg HT ekranlardaydı. Fatih Altaylı, programında müzisyen Harun Tekin, müzisyen-yazar Melis Danişmend, gazeteci-yazar Zeynep Miraç ve oyuncu-futbolcu Serenay Aktaş'ı ağırladı.
Programın ilk bölümünde Harun Tekin konuştu. Mor Ve Ötesi'nin solisti olan müzisyen, "Lisede müziğe başladık. Çalmayı ve söylemeyi de yıllar içerisinde öğrendik. Punk grubuyduk aslında. 1996'da ekipten bazı arkadaşlarımız ayrıldı. Şimdiki arkadaşlarımız ile 1998'den beri birlikteyiz" dedi.
"ŞARKILARIM FELSEFE VE PSİKOLOJİDEN ETKİLENİYOR"
Alman Lisesi'nden sonra Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji ve Felsefe Bölümü'nden mezun olan Harun Tekin, "Bu alanlar sonsuz öğrenmeye dayalı. Bir şeyler yazarken buralardan faydalanıyorum. Kendimi şarkıcıdan çok şarkı yazarı olarak tanımlarım. Çünkü kendi şarkılarım olmasaydı, şarkıcı olur muydum bilmiyorum. Yazdığım şeyler mutlafa felsefe ve psikolojiden etkileniyordur" ifadelerini kullandı.
"EUROVISION TEKLİFİNİ ŞAKA SANDIK"
2008'de Türkiye Eurovision'da temsil eden Harun Tekin, "İlk teklif geldiğinde o kadar tuhaf geldi ki, 'Acaba telefon şakası mı?' dedik. Sonra 'Kesin kabul etmemiz lazım' dedik. Türkiye'yi temsil etme fikrimiz çok hoşumuza gitti. Bunu da layıkıyla yaptığımızı umuyorum. Türkçe bir şarkıyla temsil ettik, çok da sevildi" şeklinde sözlerini sürdürdü.
2009'da Habertürk TV'de program yapan Harun Tekin, "Proje ilginç gelmişti. Sonuçta bir kere dünyaya geliyoruz denemek lazım. Hayatlarımız dışarıdan nasıl gözüküyor bilmiyorum ama ben anlatmakla ifade etmekle kafayı kırmış biriyim. Bir müzik grubunun hayatı içerisinde hiç beklemeyeceğiniz tuhaflıklara rastlayabilirsiniz" diye konuştu.
"FUTBOLU BIRAKIP, OYUNCULUĞU SEÇTİM"
Futbol merakının nasıl başladığını anlatan Serenay Aktaş, "Futbola olan sevgim babamdan geliyor. Çocukken Galatasaray maçlarına götürürdü. İlk takımım Zeytinburnuspor sonra Galatasaray'a gittim. 20 yaşında Beşiktaş'a geldim. Bir gösteri maçında spiker Hilal Ergenekon ile tanıştım. Modellik ve oyunculuk yapabileceğimi söyledi. 21 yaşında da futbolu bıraktım. Sonra oyunculuğu seçip, futbolu bıraktım" ifadelerini kullandı.
"HAYAT HİKÂYELERİNİ ARAŞTIRMAK BANA MUTLULUK VERİYOR"
Yazar Zeynep Miraç, gerçek yaşamlar üzerine yazdığı yeni kitapları hakkında "Gazeteciyken de portreler yazıyordum. Bana daha çok bana mutluluk veren hayat hikâyelerini araştırmaktı. Anlatılmaya değer çok hikâye var. İnsan hikâyelerini merak ediyorum" dedi.
Belgeselleri hakkında da konuşan Zeynep Miraç, "Metin Akpınar'ın ardından bir Haldun Dormen belgeseli yaptık. Şimdilerde ise Yıldız Kenter yayında, Emel Sayın ile de çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
"HEM YAZI HEM DE MÜZİKLE İLGİLİ BİR ŞEYLER YAPMAK İSTİYORDUM"
Müzik yolculuğunu anlatan Melis Danişmend ise, "Orta okulda okul korosundaydım. Lisede de okul grubundaydım. Liseler arası müzik yarışmasına katıldım. Müzik konusunda eğitim aldım ama konservatuvardan mezun olmadım. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun oldum. Hem müzik hem yazı ile ilgili bir şeyler yapmak istiyordum. Dergi ve pek çok gazetede çalıştım. 2010'da ilk solo albümümü çıkardım" diye konuştu.
