Samimi Alman şehri: Köln!
Sanatçılar ve öğrenciler sayesinde ülkenin en "sıcak" kenti olan Köln, bohem havasıyla sizi şaşırtabilir. İşte samimi Alman şehri Köln'de gezilecek yerler...
Önce ceketimi çıkardım, ardından uzun kollu gömleğimi kısa kollu bir tişörtle değiştirdim. Sıcaktı. Güneşi biraz daha hissetmek için nehrin kıyısına çimlere uzanmış insanların arasına karıştım. Etrafı seyrederken, soldaki köprüden hızla geçen trenin arkasından bakakaldım. Almanya’da tren yolcululukları çok güzeldir. Kuzeyden güneye Rhein Nehri’nin kıyısından yaptığım yolculukları düşünmeye başladım ve daldım gittim; çok hikâyem vardı. Nehirdeki teknelerin sesleriyle uyandım sonra; bugüne döndüm. Şimdi soluma nehri, sağıma Alstadt’ı alıp yürüme vakti...
Kendinizi Köln’ün gündelik hayatına bırakmaya cesaretiniz varsa, gerçek Köln’ü keşfedebilirsiniz. Belgian Quarter bölgesinden başlayalım. Meydanın ortasındaki park gün boyu hareketli, ancak asıl canlılık akşamüstü başlıyor. Meydan ve çevdesindeki ara sokaklar lokanta, bar ve mağazalarla dolu. Vintage butikler, tasarım mağazaları, kitapçılar... Aachener Caddesi’nde ise bohem havaya canlılık da ekleniyor. Köln, bu atmosferini şehirde çok sayıda sanatçının yaşıyor olmasına ve üniversite öğrencilerine borçlu.
Şehirde nüfusun yüzde 10’dan fazlasını öğrenciler oluşturuyor. Bütün bunlar nedeniyle Köln, Almanya’nın en “sıcak” ve arkadaş canlısı kenti. Şehir, adını Latince “cologne” (koloni) kelimesinden alıyor. M.Ö. 50’li yıllarda Roma İmparatoru Claudius tarafından Rhein Nehri’nin kenarına kurulan şehir, özellikle ortaçağda büyüyüp gelişti. 12. yüzyıldan itibaren ise Hıristiyan âlemi için Kudüs, İstanbul ve Roma’nın ardından dördüncü en önemli şehir oldu.
Köln denilince ilk akla gelenlerden biri de “eau de Cologne.” Giovanni Maria Farina 1709’da yarattığı parfüme, yaşadığı şehir Köln’den ilham alarak Eau de Cologne (Köln suyu) adını verdi. Bizim kolonya da işte buradan geliyor.
Köln, tam bir festivaller şehri. Roma döneminde Dionysos ve Satürn için düzenlenen şenliklerle temeli atılan Köln Karnavalı çok kalabalık oluyor. Yazın gerçekleşen reggae festivali ve sonbahardaki “Uzun Geceler” etkinliği de büyük ilgi görüyor.
Hotel Domstern: Otel muhteşem bir konuma sahip. Meşhur katedral "Kölner Dom"a ve merkez tren istasyonuna birkaç adım uzaklıkta kalıyor. Otelin bir güzel yanı ise merkeze yakın olmasının yanı sıra sakin bir sokağa bakıyor olması.
Stern am Rathaus: Belediye binasının yanında konumlanan 3 yıldızlı küçük bir butik otel. Merkez tren istasyonuna 5 dakikalık bir mesafede yer alıyor. Şehri yürüyerek dolaşmak isterseniz harika bir tercih. Otel ayrıca çevredeki kırların çiftçilerinden temin ettiği bölgesel ürünleri kahvaltılarında misafirlerine sunuyor.
Excelsior Hotel Ernst am Dom: Almanyanın en lüks otellerinden biri. Doğrudan Köln katedraline bakan bu otel rakipsiz bir lokasyona sahip. 1863 yılından beri aile işletmesi olan bu büyük otel lüks bir Köln gezisi planlayanlar için en doğru adres.