Venedik'te gezilecek yerler
İtalya'nın kuzeydoğusunda köprüleriyle, gondollarıyla, kanallarıyla, muhteşem tarihi dokusuyla aşıkların uğrak yeri Venedik.
Po ve Piave nehirlerinin ağızları boyunca uzanan Venedik Lagünü'nün sayısız küçük adasında yer alan Venedik'te gezilecek yerlerden bazılarını Venedik gezi rehberimizde bulabilirsiniz....
Geç ortaçağ Avrupa'sındaki en büyük liman ve kıtanın Asya ile olan ticari, kültürel bağlantısı ve bir zamanlar denizcilik başkenti olan Venedik, 117 adası ve irili ufaklı 400 köprüsüyle dünyanın en eski turizm ve kültür merkezlerinden biridir. Şimdi, mavi bir Adriyatik gökyüzünün altında lagünün ışıldayan sularına yansıyan süslü mermer ve fresklerle süslenmiş saraylar, çan kuleleri ve kubbelerin ışıklı gösteris"la serenissima" (en sakin veya yüce) olarak tasarlanmış büyülü şehrin gezilecek birbirinden güzel yerlerinden bazılarını tanıtmaya çalışacağız...
- Venedik'te 177 kanalda 350 gondol olduğu tahmin edilmektedir.
- Gondollar sekiz farklı ağaç türünden yapılır ve gondolun her parçası Venedik'in parçalarını temsil eder. Gondollar yaklaşık 600 kilo ağırlığında ve 11 metre uzunluğundadır.
- Venedik 118 adadan oluşur. Kentin, her yıl 1 ila 2 milimetre hızla battığına inanılıyor.
- Venedik yaklaşık 1500 yıl önce inşa edilmiş ve çağlar boyunca bugünkü büyük şehre doğru genişlemiştir.
- Dünyanın en dar caddelerinden biri Venedik'te. Calletta denen cadde sadece 53 cm genişliğinde.
- Venedik'in sembolü Saint Mark'ın kanatlı aslanıdır.
- Venedik 417 köprüye sahiptir. Bu köprülerin 72'si özeldir.
- Venedik folkloru, gondolda bir çiftin her köprünün altından geçerken öpüşmeleri halinde sonsuza dek aşık kalacağını söyler.
- Venedik'in en büyük kanalı Venedik'i iki bölgeye ayıran Büyük Kanal'dır. Büyük Kanal'da 170 bina bulunuyor.
- Venedik 450'den fazla saraya ev sahipliği yapmaktadır.
- Venedik 1100'lü yıllarda inşa edilmiş ve yıkıldıktan sonra 1900'lü yıllarda yeniden inşa edilen ünlü San Marco çan kulesine ev sahipliği yapmaktadır. Birçok insan, Venedik'in en iyi manzarasının kuleden alınabileceğine inanıyor.
- Son 50 yılda Venedik nüfusu 120.000'den 60.000'e düştü.Bazı insanlar Venedik'in 2030 yılına kadar sadece bir turist parkı olacağına inanıyor.
- İlk halka açık casino 1638'de Venedik'te açıldı.
SAN MARCO MEYDANI (Piazza San Marco)
Bu meydan yüzyıllardır şehrin merkezi noktası olmuştur ve Venedik'te tek "piazza" dır; diğer meydanlara "kamp" denir. Meydan, hem yöre halkı hem de ziyaretçiler için bir buluşma yeridir ve yayalara açık bir bölgedir. Ziyaretçiler, çevredeki kapalı çarşıların altındaki hoş açık hava kafeleri ve restoranlar ile mağazaların yer aldığı meydanın keyfini çıkarabilir. Meydandaki en ünlü kafelerden biri Caffe Florian.
AZİZ MARK ÇAN KULESİ (Le Campane Di San Marco)
San Marco Bazilikası'nın bir parçası olup Aziz Mark Meydanı'nda (Piazza di San Marco) yer almaktadır. Kule ilk olarak bir deniz feneri ve daha sonra 9. yüzyılda bir saat kulesi olarak inşa edildi, yıllar boyunca çeşitli dönüşümler yapıldı ve 12-14. yüzyıla kadar birkaç kez yeniden inşa edildi. 1513 yılında Giorgio Spavento ve Bartolome Bon, depremde hasar gören kuleyi restore etti. Ancak kule 1902'de kendi kendine yıkıldı ve kuleyi 1513'deki versiyonuna benzetmek için 1912'de yeniden inşa edildi ve açıldı. Kule yaklaşık 100 metre yüksekliğe ulaşan simetrik olarak kare tuğla bir yapıdır ve üstte 5 çan kulesi vardır. Her zilin özel bir işlevi vardı. "Maleficio" Piazzetta'da ölüm cezalarını ilan ediyormuş; "Marangona" Arsenale'de bulunan marangozların çalışmalarının başlangıcını ve bitişini belirtiyormuş; "Mezzana" ise öğle vaktinin habercisi; "Pregadi" Senatörlere Ducal Sarayı'ndaki toplantı vakitlerinin geldiğini bildiriyormuş; "Trottera" Venedik asillerini atlarıyla bir geziye davet ediyormuş, böylelikle Palazzo Ducale'deki toplantılarına da geç kalmıyorlarmış. Campanile di San Marco'nun yıkılmasıyla yıkılmayan tek çan en büyükleri olan "Marangona" imiş. Çan kulesinin üstünde rüzgarın esişine göre yön değiştiren Melek Cebrail'in altın yaldızlı heykeli vardır.
SAN MARKO BAZİLİKASI
Venedik'in en ünlü kilisesidir. 829'da İskenderiye'den getirilen Aziz Markos'un kalıntılarını barındırmak ve onurlandırmak için dini bir yapı olarak başlamıştı. Aziz Markos, Aziz Theodore'un yerine Venedik'in koruyucu azizi olarak yerini aldı ve kanatlı aslanı da daha sonra Venedik Cumhuriyeti'nin resmi sembolü oldu. Kilise, Büyük Kanal'ın kenarındaki San Marco Meydanı'na bakar. Venedik'in zenginlik ve gücünün bir sembolü olarak bazilikanın bazı bölümleri yaldızlanmıştır ve bu nedenle 11. yüzyıldan beri Chiesa d’Oro, Church of Gold, Altın Kilise, Altınların Kilisesi olarak da bilinmektedir. İstanbul’daki Aya Sofya Müzesi baz alınarak yapıldığı söylenen bazilika, beş kubbelidir ve ön kapılarının üzerinde bulunan dünyanın bilinen en eski dış mozaikleri bulunur. Bazilikada altın heykeller, cam işlemeleri ve oyma eserler görülebilir. Yapının dışı üç kısımdan oluşmaktadır. Beş kemerli mermer sütunların üstünde ilahiyat, kardinal heykeli ve savaşçı azizler heykeli vardır.
DÜKLER SARAYI (Palazzo Ducale)
Ruskin’in “Dünyanın merkezindeki yapı” dediği Dükler Sarayı, Venedik Cumhuriyeti’nin yönetim merkezi olarak 9. yüzyılda inşa edilmiş. Gotik mimarinin bir başyapıtı olan Dükler Sarayı, Gotik, Mağribi ve Rönesans mimarisinin özelliklerini bir araya getirmiş etkileyici bir yapıdır. Saray, önceki yapıları birleştiren üç büyük bloktan oluşur. San Marco Havzası'na doğru olan kanat en eski olanıdır ve 1340 yılında inşa edilmiştir. San Marco Meydanı'na doğru olan kanat bugünkü haliyle 1424'te, Dük'ün dairelerini ve birçok devlet dairesini barındıran kanal tarafındaki kanadı, Rönesans'tan kalma ve 1483 ile 1565 yılları arasında inşa edilmiştir. Saray bugün bir müze olmasına rağmen, çoğu müzenin aksine, içinde bulunan resimler özellikle sarayı süslemek için yaratıldı daha sonra eklenmedi. Bu sanat eserleri, ilginç tarihi ve ikonik güzellikleri onu Venedik'in turistler için en önemli yerlerinden biri haline getiriyor. Mutlaka görmenizde fayda var.
BÜYÜK KANAL
"S" şeklinde kenti bölen bu kanal 3.800 metre uzunluğa, yaklaşık 5 metre derinliğe ve ortalama 90 metre genişliğe sahip olan Venedik'in en büyük kanalıdır. Canalazzo ve çoğunlukla Grand Canal olarak bilinir. Yoğun trafiği engellememesi için kanal üzerine uzun süre köprü inşa edilmemiş. 16. yüzyıla gelindiğindeyse bir yarışma sonucunda Ponte di Rialto inşa ettirilmiş. İlerleyen dönemlerde kanal üzerine bu köprüye ek olarak önce Ponte delgi Scalzi, Ponte dell-Accademia ve son olarak 2008 yılında Ponte della Canstituzione yapılmış. Minik vapurlar ve gondollarla kanal boyunca ünlü Casanova'nın evi dahil olmak üzere pek çok önemli yapı görülebilir.
RIALTO KÖPRÜSÜ (Ponte di Rialto)
San Marco ve San Polo bölgelerini birbirine bağlayan ve Büyük Kanal'a yayılan dört köprünün en eskisi, en ünlüsüdür. Taş köprünün inşasına 1588 yılında başlanmış ve 1591 yılında tamamlanmıştır. 31.8 metre uzunluğunda, 8.9 metre genişliğinde ve 7.32 metre yüksekiğindeki Rialto Köprüsü, Venedik’te bulunan köprüler içinde, üzerinde en çok fotoğraf çekilen ve en çok ilgi gören köprüdür. Köprü üzerinde şehrin en zenginlerinin dükkanları yer almaktadır.
SANTA MARIA DELLA SALUTE BAZİLİKASI
Venedik Senatosu’nun açtığı yarışmayı kazanan Baldassare Longhena tarafından, kenti veba salgınından kurtardığına inanılan Hz. Meryem adına 1687’de inşa edilmiş. Santa Maria della Salute, bu nedenle “Veba Kiliseleri” olarak adlandırılan dini yerlerden biridir. "Salute" sağlık demektir ve halk arasında genellikle Salute Kilisesi yani Sağlık Kilisesi olarak bilinir. Bazilika 100 binden fazla sütunun üzerine sekizgen şekilde ve barok tarzda inşaa edilmiştir. Yapının detaylarında Meryem Ana’nın sembolleri kullanılmıştır. En beğenilen kısmı ise kubbesidir. Büyük Kanal ile Canale della Zattere’nin arasında bir yarımada sayılan kısımda yer alan bazilikada, Tiziano’nun “Kilisenin Doktorları ve Evangelistler”, “David ve Goliath, Abraham ve Isaac”, “Petecost” gibi eserleri görülmeye değer.
AHLAR KÖPRÜSÜ (Ponte dei Sospiri)
Eskiden Venedik'teki mahkumların saraydaki sorgu odasına götürülürken kullandıkları, Antoni Contino tarafından tasarlanan Ahlar Köprüsü, beyaz kireç taşından yapılmış ve pencereleri taştan ızgaralarla kapalı durumdadır. Köprünün yapımına 1600 yılında başlanmış ve 3 yılda inşa edilerek 1603 yılında bitirilmiş. İdama mahkum olan ya da ağır cezaya çarptırılan mahkumların köprü üzerinden geçerken gördükleri manzara hayatlarında görebilecekleri son manzaraydı ve son kez bu köprüden Venedik'in manzarasına ve sevdiklerine bakar ve iç çekerlermiş. Köprü hakkında bir başka inanış ta şöyle; eğer bir çift gün batımında köprünün altında öpüşürse aşkları ölümsüz olurmuş.