Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)
        Haberler Gündem İnanç İSRA SURESİ OKUNUŞU ve Anlamı: İsra Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali, Fazileti, Tefsiri ve Okunuşu
        5

        İsra Suresi Fazileti

        İbn Hanbel, Tirmizi ve Nesai gibi muhaddislerin aktardığı bir rivayete göre Hz. Aişe Peygamber efendimizin, genellikle geceleri Beni İsrail (İsra) ve Zümer surelerini okuduğunu bildirmiştir (Şevkani, III, 233).

        İsra Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)

        Hz. Peygamber’in Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mes­cid-i Aksa’ya götürülmesi şeklinde gerçekleşen olağan üstü olay İslami kaynaklarda, metindeki ilgili fiilin masdarı olan ve “geceleyin yürüme, gece yolculuğu” anlamına gelen isra kelimesiyle anılır. Bu yolculuğun, hadislerde anlatılan “göklere yükseltilme” safhasının da dahil olduğu tamamı ise “yükselme, yukarı tırmanma” anlamındaki uruc kökünden türetilmiş olan ve “yükselme vasıtası, aleti” manasına gelen mi‘rac kelimesiyle ifade edilir.

        Hz. Muhammed’in peygamber olmasıyla birlikte putperestlerin müslümanlar üzerinde kurduğu baskılar, muhtemelen risaletin 6. yılından itibaren Peygamber ailesiyle az sayıdaki müslümanlara karşı ekonomik ve sosyal bir boykota dönüştü. Üç yıl süren ve büyük acılara sebep olan bu boykotun ardından Resulullah, kısa aralıklarla eşi Hz. Hatice ile amcası ve hamisi Ebu Talib’i kaybetti. Dolayısıyla bu yıla hüzün yılı denildi. Bu acılı olayların ardından Allah Teala, bir bakıma resulünü, sabır ve tahammülü dolayısıyla hem teselli etmek hem de ödüllendirmek istedi ve bunun için genellikle mi‘rac diye anılan büyük mucizevi olayı gerçekleştirdi.

        İsra suresinin 1. ayeti ile Necm suresinin ilk ayetleri mi‘rac olayına işaret etmektedir. Aynı konuda hadis mecmualarında da kırk beş kadar sahabi vasıtasıyla bizzat Hz. Peygamber’den bilgiler nakledilmiştir. Ancak özellikle bu hadislerdeki ayrıntılı malumat değişik yorumlara yol açacak nitelikte olduğu için, mi‘racın tarihi ve nasıl cereyan ettiği hakkında farklı bilgiler verilmiştir. Yaygın kabule göre mi‘rac, peygamberliğin 12 veya 13. yılında (Muhammed Hamidullah’a göre bi‘setin 9. yılında; bk. İslam Peygamberi, I, 92) vuku bulmuştur. Konuyla ilgili çok sayıda hadis bulunmakta olup özellikle Buhari’nin el-Camiu’s-sahih’inde (“Salat”, 1; “Bed’ü’l-halk”, 6; “Tevhid”, 37) yer alan hadislere göre bir gece Hz. Peygamber Kabe’nin avlusunda (diğer bazı rivayetlerde amcasının kızı Ümmühani’nin evinde) “uyku ile uyanıklık arasında bir durumdayken” Cebrail yanına geldi, göğsünü açarak kalbini zemzemle yıkadı, sonra Burak denilen bir binek üzerinde onu Kudüs’e götürdü. Resulullah’ı burada önceki bazı peygamberler karşıladılar ve onu kendilerine imam yaparak arkasında topluca namaz kıldılar (Başka bazı rivayetlere göre Hz. Peygamber önce Mekke’den göklere yükseltildi, dönüşte de Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürüldü. Bu bilgiye göre ayette Resulullah’ın bu manevi yolculuğa Mekke’den başlayıp semalara yükseldikten sonra Mescid-i Aksa’ya geldiği, oradan da Mekke’ye döndüğü özetlenmiştir). Daha sonra semaya yükseltilen Resulullah, semanın birinci katında Hz. Adem, ikinci katında Hz. İsa ve Hz. Yahya, üçüncü katında Hz. Yusuf, dördüncü katında Hz. İdris, beşinci katında Hz. Harun, altıncı katında Hz. Musa, yedinci katında ise Hz. İbrahim ile görüştü. Kur’an’da “sidretü’l-münteha” (hudut ağacı) denilen ve bir görüşe göre (bk. Şevkani, V, 124) yaratılmışlarca bilinebilen alanın son sınırını işaretlediği kabul edilen hudut noktasının ötesine, Cebrail’in geçme imkanı olmadığı için Hz. Peygamber refref denilen bir araçla tek başına yükselmesini sürdürdü. Bu sırada kendisine evrenin sırları, varlığın kaderiyle hükümlerin tesbiti için görevlendirilmiş olan meleklerin çalışmaları gösterildi. Nihayet bir yoruma göre (bk. Şevkani, V, 123) bir beşerin insan olma özelliğini koruyarak Allah’a yaklaşabileceği son noktaya kadar yaklaştı (Necm suresinde “yay” örneği ile anlatılan yaklaşma, ağırlıklı yoruma göre Cebrail ile Hz. Peygamber arasında olmuştur; bk. en-Necm 53/8-9).

        Peygamber’in rabbine selam ve ihtiramını arzettiği, Allah’ın da ona selamla hitap ettiği ve inananlara esenliklerin dile getirildiği “Tahiyyat” duasındaki diyalogun mi‘rac olayı sırasında gerçekleştiği kabul edilir. Mekandan münezzeh olan Allah Teala ile Kur’an’ın “alemlere rahmet” olarak gönderildiğini bildirdiği Hz. Muhammed arasında, insan idrakinin kavramaktan aciz olduğu bir şekilde gerçekleşen bu buluşma sırasında Resulullah’a, içlerinden günahkar olanlar –eğer affedilmezlerse– bir süre cehennemde cezalandırıldıktan sonra bütün ümmetinin cennete kabul buyurulacağı müjdelendi; ayrıca kendisine bir hediye olarak Bakara suresinin “Amene’r-resulü...” diye başlayan son iki ayeti verildi; İslam’ın temel ibadetlerinden beş vakit namaz emredildi. Bazı rivayetlere göre mi‘racdan dönüş sırasında kendisine cennet ve cehennem ile buralarda bulunacak insanların durumları gösterildi. Nihayet Hz. Peygamber Mekke’den ayrıldığı noktaya getirildi.Söz konusu hadislerin baş kısmında yer alan ve mi‘racın Hz. Peygam­ber “uyku ile uyanıklık arasında” bir durumdayken başladığını, uyan­dığında kendisini Mescid-i Haram’da bulduğunu belirten ifadeler dolayısıyla (Buhari’deki rivayetlerin birinin sonunda [“Tevhid”, 37; Taberi, XV, 5] “Peygamber uyandı ki Mescid-i Haram’dadır” denilmektedir) bu olayın bedenle gerçekleşen bir yolculuk mu olduğu, yoksa bunun bir tür rüyada vuku bulan ruhani bir durum mu olduğu hususunda erken dönemden itibaren tartışmalar yapılmıştır (mesela bk. Taberi, XV, 5; İbn Kesir, V, 40-41). Biri uykuda diğeri uyanıkken olmak üzere iki mi‘racdan bahsedildiği de olmuştur. Müfessirlerin çoğunluğu mi‘racı Hz. Peygamber’in hem bedeniyle hem de ruhuyla uyanıkken yaşadığı bir olay olarak kabul etmişlerdir. Miracın uykudayken veya uyanık iken ruhen vuku bulduğunu söyleyenler olmuştur. Doğru olsa bile bu iddia miraç mucizesinin değerini ve önemini azaltmaz. Çünkü genel bir ilke olarak vahiy yollarından birinin de rüya olduğu kabul edilir. Nitekim bu surenin 60. ayetinde mi‘rac olayı kastedilerek “sana gösterdiğimiz rüya ...” şeklinde bir ifade yer almaktadır. Buradaki rüya kelimesinin uyanıkken görme anlamına gelebileceği gibi bundan uykuda görülen rüyanın kastedilmiş olabileceği de belirtilmektedir (mesela bk. Taberi, XV, 110; İbn Aşur, XV, 146). Ayrıca Hz. İbrahim de oğlu İsmail’i kurban etme emrini rüyasında almıştı (Saffat 37/102).Ancak, mi‘rac Hz. Peygamber’in tamamen mucizevi bir tecrübesi olduğundan onu illa da aklın kalıpları içinde açıklamanın gerekli olmadığı muhakkaktır. Taberi’ye göre Allah, kulunun ruhunu değil, mutlak bir ifadeyle kulunu geceleyin götürdüğünü ifade buyurduğuna göre, “Peygamber sadece ruhuyla mi‘raca çıkmıştır” diyerek ayetin anlamını sınırlamaya hakkımız yoktur (XV, 26).

        Buhari’nin naklettiği rivayetlerde Hz. Peygamber’in önce göklere çıkarıldığı, sonra Kudüs’e getirildiği bildirilirken, önce Kudüs’e getirildiğini ifade eden rivayetler de vardır (bk. Taberi, XV, 3-5). Konumuz olan ayette isra anlatılırken açıkça “Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya” ifadesinin kullanılmış olması, Resulullah’ın semaya yükselmesinden önce Mescid-i Aksa’ya uğradığı görüşünü teyit etmektedir. Öte yandan Muhammed Hamidullah, ayette geçen “en uzak mescid” anlamına gelen Mescid-i Aksa’nın Kudüs’teki mescid olamayacağını, bunun “semavi bir mescid” olması gerektiğini savunan görüşü tercih eder. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de Filistin’den “en yakın yer” diye söz edilmektedir (Rum 30/3). Şu halde “en uzak mescid” (el-Mescidü’l-aksa) Kudüs’te olmamalıdır. Öte yandan Kudüs’te eski mabed (Süleyman Mabedi) İslamiyet’ten çok önce ortadan kaldırılmış, şimdiki Mescid-i Aksa ise henüz yapılmamıştı (a.g.e., I, 107-108). Bununla birlikte müfessirlerin tamamına yakını bunun Kudüs’teki Süleyman Mabedi olduğunda müttefiktirler. Bu görüşe katılan İbn Aşur, ayette Hz. Muhammed’in ümmeti tarafından eski mabedin yeniden inşa edileceğine bir işaret bulunduğu kanaatindedir (XV, 8, 18). Nitekim müslümanlar hicri 66-73 yılları arasında bugünkü Mescid-i Aksa’yı inşa etmişlerdir.

        Ayette Mescid-i Aksa’nın çevresinin mübarek kılındığı bildirilmektedir. Çünkü burada Hz. Muhammed’den Hz. İsa’ya kadar pek çok peygamber gelmiş geçmiş; çoğu burada vefat etmiş ve buraya defnedilmiştir. Nihayet Peygamber efendimizin mucizevi bir şekilde buraya getirilmesi ve daha sonra bir süre buranın müslümanlar tarafından kıble kabul edilmesi de Mescid-i Aksa’nın çevresinin mübarek bir mekan oluşunun başka bir ifadesidir. (Kaynaklarda Mescid-i Aksa Kudüs’ün ismi olarak geçer. Hadisdeki kapılar şehrin kapılarıdır, 7 kapısı vardır. Ayrıca bk. Wensinck, Mescid-i Aksa, İA, VIII, 118-119).

        6

        İsra Suresi Kaç Ayet?

        İsra Suresi 111 ayetten oluşmaktadır.

        İsra Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?

        İsra Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 281. Sayfada başlayıp 292. Sayfada biter ve 15. cüzde yer alır.

        7

        İsra Suresi Abdestsiz Okunur Mu?

        Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

        Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak İsra suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

        Keza, başörtüsü olmadan da İsra suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olunması tavsiye edilmektedir.

        İsra Suresi Adetliyken Okunur Mu?

        İsra suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

        Haberi Hazırlayan: Mehmet Kerem Hançer
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.