İstanbul'un karsız kışları! Neden yağmıyor?
Türkiye'nin birçok bölgesi mevsim normallerindeki soğuk ve yağışlı havanın etkisi altında. Ancak başta İstanbul olmak üzere bazı şehirlerde kar yağışı bu yıl neredeyse hiç görülmedi. Habertürk Meteoroloji Mühendisi Hüseyin Öztel de, bu durumu değerlendirerek dikkat çeken etkileri kaleme aldı
Kışın soğuğunu çekilebilir kılan şey düşen karlar, beyazlayan şehirler ve bu görüntülerin insan üstündeki olumlu etkileri olabilir. İstanbul’da ve tüm büyük şehirlerde trafik kilitlense de, artık doğal bitki örtümüz olan araçlara ve uzun bekleyişlere alıştık. Bu kış henüz kıyı merkezlere kar yağmadı, İstanbul’a şehirde ince de olsa bir örtü yapan kar yağışını en son Mart 2022’de gördük.
Peki şimdi neden yağmıyor?
Öncelikli olarak Türkiye’de meteorolojiye ve eğitime büyük katkı yapmış, yapmayı sürdüren Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun da dediği gibi hava, havai bir şeydir. Yani aslında tahmin yöntemleri, yer istasyonları, uydular, yetişmiş personel ne kadar uğraşsa da tahminler tutmayabilir. Fakat kışın gözler kar yağışında, üstelik birkaç yıldır İstanbul’da kar coşkusu yaşayamıyoruz. Bu durumun sebeplerine bakmak için kısa bir meteoroloji bilgimizi tazelersek durum netleşebilir.
Meteorolojide “soğuk sistem” diye özetlediğimiz bir durum var. Bulunduğumuz konumun kuzeyi aslında soğuk hava deposu, fakat kutupsal soğuk her kış Avrupa ve Türkiye üstüne ilerlemiyor. Türkiye çoğu kez İzlanda’nın çevresinde oluşan Alçak Basınç Alanı ile Azor Yüksek Basınç Alanı arasında değiş tokuş yapılan hava koşullarını yaşıyor. Balkanlardan gelen diye tabir ettiğimiz soğuklar Kuzey Avrupa, Ukrayna, Romanya rotasını takip ederek Marmara’ya ulaşabiliyor. Fakat o yol boyunca oluşan başka daha küçük basınç alanları, yaklaşan soğuğun gücünü, derinliğini ve rüzgar şiddetlerini değiştirebiliyor. Meteorolojide uzun vadeli kış tahmini yaparken en handikaplı konu, bu basınç alanlarının oluşacakları yerleri tam olarak kestiremeyişimiz. 72 saat ya da 120 saat gibi vadelerde ise daha tutarlı tahminler, gerçekleşene daha yakın senaryolar üretiliyor.
İstanbul, çevresinde 10 ila 15°C arasında değişen yüzey suyuna sahip denizlerle, büyük su birikintileriyle çevrili. Deniz etkisi denilen bu durum, şehir üstüne yaklaşan örneğin -2°C’lik (Yer seviyesinde) hava parselinin ısınmasına, daha ılık bir hale bürünmesine yol açıyor. Hava atmosferde bıçakla ayırabileceğimiz sınırlara sahip değil fakat farklı karakterde, bambaşka özellikte parseller, katmanlar içeriyor. İstanbul’un denizlere komşuluğu yanında Doğu Karadeniz’de olduğu gibi dağ sıraları da yok. Deniz üzerinden gelen soğuk sistemler Karadeniz’in iç kesimlerine 1 metre kar bırakırken, örneğin Samsun kıyılarında 1 santimetre bile yağmaması bu yüzden.
Kışın gözlemlediğimiz bulutlar (Çoğunlukla) yerden ilk 6-7 kilometre yükseklikte yağışları kar olarak bırakmaya başlıyor. Yer seviyesine yaklaşan kar kristalleri daha sıcak havayla karşılaşınca karla karışık yağmur hadisesi olurken, yer seviyesine sadece 1000 metre kala yağışın neredeyse tamamı, yağmura dönüşüyor. Bu noktada o ilk 1000 metrede muhtemelen bazı kar yağışlarını kaçırmamıza yol açan “Isı Adası Etkisi” ortaya çıkıyor. İstanbul gibi 20 milyona yakın nüfusa sahip, sanayii, otomobil bina ve enerji kullanan her nesnenin yoğun olduğu yerde atmosfer alttan ısınıyor. Şehirlerin üstünde çevrelerine göre 1°C, bazen 1.5°C daha sıcak hava yer ediyor. İngiltere’de iklim bilimciler Londra’nın ısı adasından ne kadar etkilendiğini araştırırken bu şehrin üstündeki atmosferin, kırsal şehirlere göre 2°C’ye kadar daha sıcak olabildiğini göstermişti. 2°C önce kulağa küçük bir fark gibi gelebilir, fakat İstanbul’u içine alan soğuk sistemde yağmur yerine kar düşmesi için yer seviyesindeki hava sıcaklığının 2°C ve daha aşağısında olmasını bekleriz. Bazı nadir durumlarda 6-7°C gibi sıcaklıklarda da kar yağabilir fakat şehirde “kar yağdı” diyebilmek için aranan o beyaz örtü, 2°C ve altındaki koşullarda yağış düşerse ancak gerçekleşebilir.
Özetle İstanbul gibi kıyı merkezlerde en yakın “yoğun kar” diyebileceğimiz, en yakın 2017 kışında görebildiğimiz kadar yağması için, çeşitli dinamiklerin işlemesi gerekiyor. Gelen soğuk sistemin sıcaklık problemi yoksa, yağış varsa, yukarı seviyede ve yer seviyesinde, karşılaşacağı ısı adası etkisine rağmen soğuğu koruyabiliyorsa kar yağacak demektir. Yağışın olması ise yukarı seviyede su buharı varlığına bağlı. Türkiye’de önce lodostan esen rüzgarların taşıdığı ılık, yükselmek isteyen su buharlı hava, peşine Balkanlar rotasından gelen soğuk hava karşılaşması batı bölgelerde bir yerde neredeyse hep yağış oluşturur. Batı Karadeniz açıklarında oluşabilen bir yukarı seviye siklonu (Meteorolojide ULL), İstanbul’un kuzey kıyılarına bolca su buharı pompalar. Soğuk sistem akışını örneğin 3 gün kesmez ve yukarıdaki sıcaklık problemleri yaşanmazsa aslında İstanbul’a günlerce kar yağabilir.
Fakat bize soğuk havanın inebileceği olası merkezlerde (Kuzey Avrupa, Kuzey Kutup Dairesi, Rusya, Sibirya) bazı mevsimler yeterince soğuk olmuyor. Oralarda da kutup dairesi hariç soğuk birikemeyebiliyor. Bu genel görünüme uzaktan bakınca pek çok şartın aynı anda gerçekleşmesi ile kıyı merkezlerde kar görebiliyoruz. Ayrıca 2023 yılının ardından 2024’te de dünya sıcaklık ortalaması rekoru kırmış bulunuyoruz. 2050 yılında ulaşmayı, daha doğrusu o sınırda tutmayı beklediğimiz sıcaklıklara bu yıl ulaşmış bulunuyoruz. Dünyamız şu sıralarda endüstriyelleşme öncesine göre 1.5°C daha sıcak. Küresel sistemler birbirine bağlı ama insanın ilk bakışta anlayamayacağı bir karmaşık düzende çalışıyor. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin İstanbul’da kar yağmamasına etkisi vardır diyen birine, iklim bilimciler bugün “yoktur” diyemiyor. Fakat durumun sadece bundan ibaret olmadığını, yağmayan karın meteorolojik arka planını anlamaya çalıştık.
İstanbul için orta vadeli tahminlerde kar yağışları görünmese de, ocak ayının son haftası bir soğuk sistem yaşama ihtimalimiz var. Şimdiden şehrin üstünde hangi sıcaklık profilleri oluşacak, ne kadar yağış alırız bilmek pek mümkün değil. Tahminleri güvenilir kaynaklardan takip etmek, kar yağışı özlemimizi ratinge çevirmek isteyen haber noktalarından uzak durmak dileğiyle.