Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin İzmirli kadınların güzelliğinin simgesiydi - Magazin haberleri
        1

        Haftanın Portresi'nin geçtiğimiz haftaki bölümünde Yeşilçam'ın ünlü oyuncularından Feri Cansel'in genç yaşta büyük bir dramla sona eren hayatını kaleme almıştım.
        Bu hafta ise hayatı, Feri Cansel gibi genç yaşta büyük bir dramla sona eren aynı dönem meslektaşı Seher Şeniz'in hayatından kesitler sunacağım.

        2

        Seher Şeniz, ışıltılı bir kariyere sahip olamasa, adı günümüze kadar uzanamasa da 1970'li yıllarda bir hayli fazla hayranı olan bir oyuncuydu. Hayranları için çok yetenekli bir oyuncu olarak değerlendirilmese de güzelliği tartışılmazdı.
        Öyle ki 'İzmirli kadınlar, güzel olur'da Seher Şeniz'in de payı vardı.
        Oyunculuk yeteneğini geliştirecek yapımlar için yeterince şans verilmediği de düşünülür, kendisinin işinin üzerine yeterince eğilmediği de düşünülür...

        3

        'Katiller' (1971)

        1 Mart 1948'de İzmir'de dünyaya gelen, Seher Başdaş adı verilen Seher Şeniz, babasının evi terk etmesiyle annesi, ağabey ve ablasıyla bir hayli zor bir dönem geçirdi.
        İzmir'de tutunamayan aile, yeni bir yaşam kurma adına 'Taşı toprağı altın şehir' imajını yeni yeni kazanan İstanbul'un yolunu tuttu.

        4

        Sokakta yürüdüğü her an güzelliğiyle arz-ı endam sergileyen Seher Şeniz'in namı, henüz 15 yaşındayken şehre yayıldı.
        Namı, elbette sinemacıların da kulağına ulaştı.
        Cevat Okçugil, yönettiği ve yapımcısı olduğu 1962 yapımı polisiye türündeki 'Kelle Koltukta'da Seher Şeniz'e rol verdi. Kamera karşısına birlikte geçtiği oyuncular ise dönemin ünlü yıldızları Muhterem Nur, Yılmaz Duru, Ahmet Tarık Tekçe ve Ulvi Uraz idi.

        5

        Tarkan: Viking Kanı (1971)

        Bir sinema filminde rol alması, Seher Şeniz'e aşırı bir öz güven aşıladı. Bir an önce kendi hayatını kurarak babasının evi terk etmesiyle meydana getirdiği 'Dağınık' aileden kurtulmak istiyordu.
        Sonraki yıllarda; "Bir ailem hiç olmadı diyebilirim" diyerek ailesinden neden bir an önce kopmak istediğini dile getirdi.

        6

        Tarkan: Viking Kanı (1971)

        Henüz 16 yaşındaydı, rüşt olmasına iki yıl vardı ama Seher Şeniz'in beklemeye sabrı yoktu. Kanunen; bir kız, evlendiğinde 18 yaşında olup olmadığına bakılmaksızın rüşt sayıldığı için tek çaresi bir an önce nikâh masasına oturmaktı.
        Sırf 'Özgür' olma hayaliyle yaptığı evlilik, yürümesi için hiçbir şartın olmamasından dolayı doğal olarak ancak bir ay sürdü.
        Seher Şeniz, bu konuda şunları söylemişti; 'Evlendiğim zaman bir erkekle kadın arasındaki biyolojik farkı bile tam olarak bilmiyordum. Çok utanıyordum, ilk gecem tam bir felaketti. 2.5 saat boyunca banyodan çıkamadım."

        7

        4 numaralı yarışmacı; Seher Şeniz, 7 numaralı yarışmacı; Seyyal Taner

        Seher Şeniz, güzelliğiyle nam salmıştı salmasına ama bunu tescil ettirmek istiyordu.
        Bu amaç uğruna 1965'te Caddebostan Plajı Güzellik Yarışması'na katıldı. Sonraki yıllarda ünlü şarkıcı olacak olan Seyyal Taner'in üçüncü olduğu yarışmada 'Plaj Güzeli' seçilen Seher Şeniz, 'Tescilli güzel' hevesini yeterince alamadı.
        Ne de olsa katıldığı güzellik yarışması, lokaldi.

        8

        Güzelliğini tescil ettirme konusunda gözü yükseklerde olan Seher Şeniz, ertesi yıl, Türkiye Güzellik Yarışması'na katıldı. Sevtap Eti'nin kraliçe seçildiği yarışmada ikinci olunca öfkelenip hakkının yendiğini düşünerek jüriye kurdelesini fırlatan Şeniz, o gece kraliçe olamasa da, kraliçe olandan daha ünlü oldu.

        Seher Şeniz, yarışmayla ilgili duygularını; "Sevtap güzel kız ama yarışma sırasında gerçekten formda değildi ve birincilik benim hakkımdı. Seyirci dakikalar boyu, 'Seher... Seher...' diye bağırdı. Öyle kızmış ve öfkelenmiştim ki... Çıkıp, ikincilik armağanımı almadım" şeklinde dile getirmişti.

        9

        1960'lı yıllarda aralarında Ajda Pekkan, Ekrem Bora ve Erol Büyükburç ile 'Plajda Sevişelim'; Yılmaz Güney ve Selma Güneri ile 'Tehlikeli Adam'; Ayhan Işık ile 'İstanbul Dehşet İçinde' ile kamera karşısında geçiren Seher Şeniz, aynı zamanda İstanbul'daki Parizyen Gece Kulübü'nde 'Zora' takma adıyla striptizci olarak çalışmaya başladı.

        10

        1970'li yıllarda sinemada kariyer gerilemesi yaşayan Seher Şeniz, mesleğine devam edebilmek için B sınıfı filmlerde erotizm içeren karakterleri canlandırmak zorunda kaldı.
        Seher Şeniz, bu sıralarda ABD'li Anthony Wilkins ile evlenerek hep özlemini duyduğu aile ortamına kavuşmak istese de arzusunu gerçekleştiremedi.

        11

        Dönemin ünlü komedyeni Celal Şahin, Parizyen Gece Kulübü'nün müdavimlerindendi. Şahin, Seher Şeniz'e bir gün; "Soyunmakta iş yok.. Dansöz olsana.." dedi. Şeniz, önce dansözlüğe yanaşmadı. Onun için oryantal dans, striptizcilikten daha ayıp, kötü bir işti.
        Ne var ki Celal Şahin ısrar etti ve bir gün gece kulübüne gazinocular kralı Fahrettin Aslan'ı götürdü. Aslan, oryantal olmasında bir hayli ısrarda bulundu. Daha çok para kazanacağı vaat edilince "Tamam" dedi.
        Bunun üzerine Fahrettin Aslan, hocalar tutup dersler aldırdı.
        Seher Şeniz, 1971'de Maksim Gazinosu'nda dansöz olarak adını neonlara yazdırdı.

        Seher Şeniz, başlarda istemediği oryantallikte öylesine başarılı oldu ki ileriki yıllarda Nesrin Topkapı ve Tülay Karaca ile birlikte mesleğinde Türkiye'nin en iyisi olarak gösterildi.

        Seher Şeniz, oryantalliğe başlama hikâyesini şöyle anlatmıştı; "İlk 6 yıl, yaptığım işten iğrendim. Dansözlükten nefret ediyor, para kazanmak için bu işi yaptığımdan dolayı kendimden utanıyordum. Sonra alıştım. Oryantal dansın bir sanat olduğuna inandım. Şimdi zevkle dans ediyorum."

        12

        Tarkan: Viking Kanı (1971)

        1970'li yıllar, hem kariyerinde hem de özel hayatında amacına ulaşamadığından dolayı kendisi için kayıp yıllar olan Seher Şeniz, 1980'lere umutla girdi ama kendisinden beklenen, izleyenlerde erotizm hislerini uyandıracak karakterleri canlandırmasıydı.

        13

        Bu nedenle girdiği bunalım sonucunda 1984'te intihar girişiminde bulunan Seher Şeniz, hayata son anda döndürüldü.
        1985'te İlyas Salman, Mehmet Ali Erbil ve Ayşen Gruda'nın başrollerini paylaştığı 'Uyanıklar Dünyası'nın yeni bir başlangıç olacağına inansa da arzuladığı çıkışı yapamayınca oyunculuğun kendisi için sona erdiği kanaatine vardıktan sonra Ermeni asıllı Teknur Kiraz ile evlenerek Paris'e yerleşti.

        14

        Tarkan: Viking Kanı (1971)

        Güzelliğiyle Fransızları da etkileyen Seher Şeniz, Fransız sinemasından teklifler beklerken kendini Paris'in ünlü gece kulübü Moulin Rouge'da striptiz yaparken buldu. Çünkü çevresindeki 'akıl danışmanları', Fransa'da şöhret olup oyunculuğa başlamanın yolunun Moulin Rouge'da striptiz yapmaktan geçtiğini anlattı.

        15

        Hatta daha da soyunması ve güzelliğini herkesin görmesi için Playboy Dergisi'ne poz vermesi gerektiğini anlattı.
        O 'akıl danışmanları'nı dinleyen Seher Şeniz, Playboy Dergisi'nde fotoğrafları yayımlanan ilk Türk oldu.

        Seher Şeniz, erkeklerle ilgili şöyle bir yorumda bulunmuştu; "Erkekler, kadını elde etmeyi bilmiyor. Fazla üstüne düşüyorlar. Kadın üstüne düşenden kaçar. Biraz 'tavşana kaç, tazıya tut' havası olmalı. Ben erkek olsaydım, dünyada elde edemeyeceğim kadın olmazdı. O kadar iyi öğrendim ki bunu..."

        16

        Seher Şeniz, ünlü gazinolarda, ünlü assolistlerin kadrosunda yer aldı.

        Fransa'da hem evliliği hem de kariyeri adına beklentilerini gerçekleştiremeyen Seher Şeniz, 1989'da Türkiye'ye döndü.

        Güzelliğiyle oldum olası gözde biri olmasına rağmen, arzuladığı kariyere ve özel hayata bir türlü sahip olamaması Seher Şeniz'i her geçen gün daha da ruhsal çöküntüye sürükledi.
        Para sorunu yoktu ama maddiyat, maneviyatın boşluklarını dolduramayınca yeniden bunalıma girdi.
        Teşvikiye'deki evinde 1992'de 44 yaşındayken hayatına son verdi.


        17

        Vefatının ardından; Mehmet Altan, Hasan Pulur, İlhan Selçuk gibi ünlü yazarlar, yazılarını Seher Şeniz'e ithaf etti.

        18

        Manga, 2014'te yayınladığı 'Eriyorum Nihayete' adlı şarkısını Seher Şeniz'in intihar mektbundan esinlenerek üretti.

        En yalandan gülümsememle
        Yasaklı bir kahraman yarattım
        Siyah beyazdım sonra renklere boyandım
        Daha on beş yaşında anladım
        Kimlerin ne mal olduğunu
        Ben onlar gibi aynalardan kaçmadım
        Öldüğümü kimseler bilmesin
        Yak be ruhlarımı külleri essin
        Başka bir alem de gökkuşağı bilinsin
        Kim olduğun ki sana mahkumsun ömrüm de
        Hiç yoktun sırf sen ol diye
        Son buldum eriyorum nihayete
        Boynum dik sen hiç üzülme

         Yeşilçam yıldızı da şiddet kurbanı
        Yeşilçam yıldızı da şiddet kurbanı Haberi Görüntüle
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ