Jose Mourinho'nun unutulmaz sözleri
Fenerbahçe, teknik direktörlük görevi için dünyaca ünlü Portekizli teknik adam Jose Mourinho ile anlaştı. Mourinho, kazandığı onlarca kupanın yanında yaptığı açıklamalarla da futbol dünyasında hep gündem yarattı. Jose Mourinho'nun unutulmaz sözlerini sizler için derledik...
Süper Lig'de şampiyonluğu kıl payı Galatasaray'a kaptıran Fenerbahçe, yılın bombasını patlattı.
İtalyan ve Porteki basınında yer alan haberlere göre; sarı-lacivertliler dünyaca ünlü teknik adam Jose Mourinho ile anlaştı.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un, başkan adayı Aziz Yıldırım'ın seçim vaadi olarak açıkladığı Portekizli teknik adamla 2 yıllık anlaşmaya vardığı belirtildi.
"Futbol menajerlerini yeni veya eski diye değerlendirmem. Ben iyiye ve kötüye inanırım. Başarıya ulaşanlar ve ulaşamayanlar... Lütfen küstah olduğumu düşünmeyin ama ben Avrupa şampiyonuyum ve özel biriyim!"
“Eğer işimin kolay olmasını isteseydim, Porto’da kalırdım. Güzel mavi koltuk, UEFA Şampiyonlar Ligi kupası, Tanrı ve Tanrı’dan sonra ben...”
Takımda yaptığı taktik ve oyuncu değişikliklerine dair: “Eğer evdeki garajınızda bir Bentley’niz, bir de Aston Martin’iniz varsa ve her Allah’ın günü gideceğiniz yere Bentley’inize binerek gidiyorsanız, e biraz aptalsınız demektir."
Oyuna alınmadığı için Mourinho’ya patlayan Ricardo Carvalho'ya: “Ricardo Carvalho, bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyor gibi. Bir IQ testi yaptırmasında, ya da ne bileyim, bir akıl hastanesine başvurmasında fayda olabilir."
Arsene Wenger için: "Hala çocuk bakıcılığı yapmaktan takımını şampiyon yapamıyor"
"Bana atılan taşlarla bir anıt bile inşa edilebilir..."
"Normal şartlar altında Porto şampiyon olacaktır; anormal şartlar altında, Porto yine şampiyon olacaktır."
Chelsea'deyken Manchester United’a dair: "Stres mi? Kuş gribi bende daha çok stres yaratıyor. Ciddiyim, kuş gribinden bile Manchester’dan fazla korkuyorum."
"Şu anda lider durumda olmamız kulübün maddi gücünden kaynaklanmıyor. Bütün kupaları alma iddiamız, benim üstün çabalarımdan ve emeğimden kaynaklanıyor."
Frank Rijkaard’a dair: "Benim futbol hayatımda koca bir sıfır var. Ancak onun futbol hayatı mükkemmeldi, başarılarla doluydu. Benim teknik direktörlük kariyerimde kupalar varken, bu kez Rijkaard’ın elinde koca bir sıfır var."
Sir Alex Ferguson’a dair: “Belki ben de 60’ıma geldiğimde, aynı ligde 20 yıllık kariyer devirdiğimde ve herkesin saygısını kazandığımda, insanlarla konuşurken onların hafiften titremelerini sağlama kudretinde olurum. (Birkaç gün sonra...) İnsanlar kasırga kopsun istiyor ama yok öyle bir şey. Sir Alex’e müthiş bir menajer olduğu için saygı duyuyorum ama o da prosedüre uymak zorunda. Ben hakemlerle konuşmam ve başka menajerlerin de bunu yapmasını istemem... Bir de... Konuşmak vardır, bağırmak vardır... Bu Sir Alex’e karşı olduğum anlamına gelmiyor. Çarşamba günü maçtan sonra ofisimde şarap içtik. Maalesef kötü bir şaraptı, o da bundan şikayetçiydi. Sözüm var; sezonun ikinci yarısında doğumgünüm var. Ona güzel bir Portekiz şarabı götüreceğim."
Hakemler hakkındaki soruya verdiği cevap: "O sizin sorununuz ben yabancıyım gideceğim bir gün. Hakemler sizin, ne yapacağınızı siz düşünün."
Barcelona’ya yenildikleri maçta Asier Del Horno’nun maçtan atılmasına neden olan Lionel Messi için: “Barcelona, muhteşem tiyatrolarıyla bir kültür kenti. Bu çocuk da artistliği iyi öğrenmiş."
Zlatan Ibrahimovic-Eto'o takası hakkında: "Sadece aptal bir antrenör İbrahimovic'i kaybettiği için üzgün olmadığını söyleyebilir ancak onun yerine gelen oyuncuyu beğenmemek de yalnızca aptal birinin söyleyebileceği bir şey."
Şampiyonlar Ligi’ne dair: “Kendimi zapturapt altına alacak değilim. Geçen sezon yaptığım şeylerin sebepleri vardı. Dolayısıyla, rekabet normal şartlarda gelişir ve acayip bir şeyler dönmezse, ben de iyi çocuk olup edebimle oturmayı bilirim.”
Mihajlovic: "Mourinho ile futbol konuşmam. futbol oynamamış birinin bazı şeyleri anlamasını beklememeli."
Jose Mourinho: "Jokey olmak için önce at mı olmak gerekir?"
Kendisini eleştiren Johan Cruyff’a dair: "Açıkçası bana nasıl Şampiyonlar Ligi finalinde 4-0 yenilebilineceğini öğretmesine ihtiyacım yok; çünkü böyle bir şeyi öğrenmeye yönelik arzum yok."
"Teknik direktörlüğe başlamadan önce büyük kulüplerde asistanlık yaptım. 30 yaşımdayken Ronaldo'nun antrenörlüğünü yapıyordum. Cristiano'nun değil, gerçek Ronaldo'nun, Brezilyalı olanın."
''Barcelona serisini kazandık ama herkes Barcelona'nın ne kadar iyi oynadığından ve bizim kalenin önüne takım otobüsünü park ettiğimizden bahsediyor. Kalenin önüne takım otobüsünü parketmedik, takım uçağını parkettik. 2 sebebi vardı. Birincisi 10 kişiydik, ikincisi ilk maçı 3-1 kazanmıştık. Otobüs, gemi ya da uçak park ederek değil, San Siro'da onları ezerek finale çıktık."
Barcelona-Inter maçı sonrası...
- Gazeteci: "İleride Barcelona'yı çalıştırma fikrine nasıl bakıyorsunuz?"
-Mourinho: "Burada benden ne kadar nefret edildiğini sizler de gördünüz. Bunun sevgiye dönebileceğine inanacak kadar salak olduğumu mu düşünüyorsunuz?"
Hakemler hakkındaki soruya verdiği cevap: "O sizin sorununuz ben yabancıyım gideceğim bir gün. Hakemler sizin, ne yapacağınızı siz düşünün."
Puan kaybından sonra basın toplantısında soru: "Takım yorgun muydu?"
Mourinho: "Yorgun mu? Günde 15 saat çalışıp ayda bir kaç yüz euro kazanıp evine dönen baba yorgun olur. Biz değil!"
Şampiyonlar Ligi mücadelesindeki Liverpool yenilgisine dair: "Ay'dan uçup gelen bir goldü... En iyi takım kaybetti. Onlar golü attıktan sonra sahada futbol oynayan tek bir takım vardı. Onlar, bütün maç boyunca golün üzerine yattı. Finale onlar kaldılar ve bütün kalbimle dilerim ki kazanırlar. Neticede bu onların gecesi, ben de bu konuda eleştiri getirecek değilim."
Roman Abramovich'e dair: "Eğer bana takımı çalıştırma konusunda yardım etseydi, ligin dibine vururduk. Ve eğer ben ona mali işlerinde yardım etmeye kalksaydım, çoktan iflas etmiş olurdu!"
"En büyük yıldız futbolculara, en iyi stadyuma, en iyi tesislere, en ateşli taraftara, en iyi projelere ve daha nice en iyiye sahip olabilirsiniz ama sahada kazanamazsanız, tüm bunları kimse hatırlamaz."
Kendisini yuhalaması kuvvetle muhtemel Barcelona taraftarlarına dair: "Salı günü sahaya maçtan önce çıkıp, kalabalığın yaratacağı duygunun tadını çıkaracağım."
"Ben Jose Mourinho’yum ve değişmem… Kalitem, defolarımla birlikte gelir."
Ligdeki yüzde 100'lük başarı rekorunu kırma fırsatını kaçırmalarına neden olan Everton mağlubiyetine dair: "Herkes Chelsea'nin kazanması, kazanması, kazanması ve yine kazanmasıyla ilgili o kadar ağlak yapıyor ki..."
"Dünyanın en iyi teknik direktörü ben değilim ama benden daha iyi bir teknik direktör de yok."
Tottenham ile Stamford Bridge'te berabere kalınan maç sonrası:
''Tottenham buraya bir otobüsle geldi ve o otobüsü kalenin önüne çektiler.''
"Galatasaray'ın özel oyuncuları var. Kulübede de Umut Bulut gibi çok iyi bir hücumcuları var."
"Omletler ve yumurtalar… Yumurta yoksa omlet de yok. Omletin kalitesi yumurtalara bağlıdır. Süpermarkette birinci, ikinci, üçüncü sınıf yumurtalar vardır. Bazıları diğerlerinden daha pahalıdır ama omleti de daha güzel olur. Markette birinci sınıf yumurta varken alamıyorsan problem vardır."
"Eğer hayatım hakkında bir film yaparlarsa bence beni George Clooney oynamalı… Eşim de böyle düşünüyor."
"Beni sevmek zorunda değilsiniz. Bana hayran olmak zorunda değilsiniz ancak bana saygı duymak zorundasınız."
"Eğer taraftar protesto edecekse, maçtan 40 dakika önce sahada olacağım, beni ıslıklasınlar. Maçta takımı desteklesinler."
"10 yıl kupasız kalmaktansa ‘sıkıcı’ olmayı tercih ederim."