Macit Koper 'Ne Gemiler Yaktım'ı anlattı: Kadın dayanışmasının merkezde olduğu bir dizi

* SHOW TV'de ekrana gelen 'Ne Gemiler Yaktım' dizisinin oyuncu kadrosunda yer alıyorsunuz. Projeye nasıl dâhil oldunuz? Oradan başlayalım.

Projeye her zamanki gibi gelen rol teklifini inceleyerek, en önemlisi senaryoyu okuyarak başlıyorum. Vereceğim kararın içinde rolün bana ne kadar uygun olduğu, kariyerime uygun düşüp düşmediği de var elbette. Bütün bunların üstünde projenin her açıdan kalitesi, izleyicilerle kuracağı daha baştan belli olan sanatsal ilişki benim açımdan çok önemlidir. ‘Ne Gemiler Yaktım’ dizisine de aynı kriterlerle yaklaşıp, kabul ettim.

* Oyunculuk kariyeriniz boyunca bir sürü karaktere hayat verdiniz. 'Ne Gemiler Yaktım'da 'Tevfik'i canlandırırken neler hissettiniz?

Oyuncu denen yaratık, bir rolü kabul ederken o rolle bir anlamda muhabbet etmeye başlar. Bir anlamda kendi kendiyle içten bir hesaplaşmadır bu. Oyuncu farkında olsa da olmasa da yapar bu hesaplaşmayı. Bu iş role hazırlanırken de rolü oynarken de devam eder. Dizide canlandırdığım ‘Tevfik’ yarı felç geçirmiş önceden lokantası olan yaşlı biri. 'Tevfik’ yaşamının % 99’unu oturup yatarak geçiriyor artık. Bu ona kalkıp haykırmak, sabahtan akşama kadar karşısında çakılmak zorunda olduğu televizyona saldırmak duygusu veriyor. Tıpkı benim özel yaşamımda gençliğimi zaman zaman özlediğim, zaman zaman yaşlılık denen esareti yok etmek istediğim gibi. Yani biz ‘Tevfik’ ile bir antlaşma yaptık artık birbirimizi anlıyoruz.

* Dizide canlandırdığınız rol gereği kara mizah yapıyorsunuz. 'Tevfik', aynı zamanda bir kara mizah ustası... Canlandırdığınız karakterle gerçekte ortak özellikleriniz var mı?

Biz oyuncular her zaman rolümüzle kendimiz arasında ortak özellikler ararız. Küçük bir ortak özellik bile koskoca bir rolün parlamasına neden olabilir. Bu özellikleri çevremizdeki tanıdığımız, bildiğimiz karakterlerden de çaldığımız çok olur ama eğer bunu kendi benliğimizle harmanlayamazsak sonuç pek verimli olmaz. Evet, kara mizah severim, bu da umarım ‘Tevfik’in işine yarıyordur.

“İZLEYİCİLERE ŞİDDETİ ÖNEREN VE ASLA ELEŞTİRMEYEN HERHANGİ BİR SUNUMUN YANINDA DEĞİLİM”

* Bir proje, hangi unsuru ile sizi ikna eder?

Öncelik izleyiciye sunulacak şeyin her açıdan sanatsal değerindedir. İzleyicilere toplumsal değerlere karşı yanlış yönlendiren, her türlü ahlaksızlığı ve şiddeti öneren ve asla eleştirmeyen herhangi bir sunumun yanında, çevresinde değilim. İzleyicilere hayatı gerçekçi, aldatmasız bir biçimde sunan, insan onurundan asla taviz vermeyen bir işin başımızın üstünde yeri var. Bizim de o işte yerimiz varsa elbette.

“KADINA ŞİDDET ÜLKEMİZDE İRDELENMESİ GEREKEN EN ÖNEMLİ KONULARDAN BİRİ”

* 'Ne Gemiler Yaktım', izleyicilerine ne söylüyor ?

Dizimizin ana konusu kadın dayanışmasıdır ve bence bu konu ülkemizde irdelenmesi gereken en önemli konulardan biridir.

“ÖZELLİKLER ERKEKLERİN İZLEMESİ GEREKİYOR”

* Ne Gemiler Yaktım "Kadınlar birbirinin yurdudur" temasını işleyen bir dizi, siz buna dikkat çekmek için neler söylemek istersiniz?

Evet, “Kadın kadının yurdudur” sloganımızdır. Az önce dediğim gibi, kadın dayanışmasının merkezde olduğu bu dizide kadınların erkek terörüne karşı verilecek savaşın ancak dayanışmayla kazanılabileceği, bu savaşın içindeki özellikle kız çocuklarının gelecekteki yaşamlarına karşı nasıl bilinçlendikleri işlenmektedir. Bu arada söz konusu dayanışmanın sadece kadınları değil, konuya yakın erkekleri de alışılmış ve kabullenilmiş erkek teröründen uzaklaştırıp bilinçlendirebileceği de söz konusudur. Ben samimiyetle diyorum ki: ‘Ne Gemiler Yaktım’ adlı dizi özellikle erkeklerin izlemesi gereken bir dizidir. Utanmayı göze alabilirlerse elbette.

* Oyunculuğun yanı sıra aynı zamanda bir senarist olarak siz ‘Ne Gemiler Yaktım'ı nasıl yorumlarsınız?

Hikâyenin hangi yollarla nerelere varacağını henüz bilmiyorum. Ancak konudaki dişiliğin doğurganlığının ona uzun bir ömür vaadettiğini hissediyorum. Senaryonun kendi konusuna karşı reddedilemez duyarlığı, karakterlerdeki gelişimin meraklı izlencesi, artı hanesine yazılacak özellikler.

* Kariyeriniz boyunca birçok projede yer aldınız. Kökeni tiyatroya dayanan bir oyuncu olarak şimdilerde tiyatromuzun hal ve gidişini nasıl buluyorsunuz?

Devlet Tiyatrosu ve Şehir Tiyatrosu dışındaki Türk tiyatrosu epeydir gezgin durumda. Sürekli gezmek zorunda kalan ve her gün değil arada bir seyircilerin karşısına çıkmak zorunda epeydir tiyatromuz.Yerleşik olmayan bu tiyatrolar her zaman gerçekten istedikleri oyunları değil, daha çok televizyonun yanlış yönde biçimlendirmeye devam ettiği seyircilerin kabulleneceği oyunlar seçmek zorunda. Elbette bu tavrın dışında kalanlar yok değil ama özetle bir durgunluk, bir şaşkınlık, hatta yaşamak için gereken bu durumu kabullenmişlik var.

“İSTEMEK EN BÜYÜK YOL GÖSTERİCİDİR”

* Son olarak oyunculuğun olmazsa olmaz gereklilikleri nelerdir? Oyuncu olma serüvenine adım atmak isteyenlere nasıl bir tavsiye vermek istersiniz?

Oyuncu olmanın ilk gerekliliği oyuncu olmak istemektir. Gerçekten istemektir ve bu kural sadece oyunculuk için değil, bütün meslekler için geçerlidir. İstemek en büyük yol göstericidir. Sonra da eğitim gelir.

'Gemiler Yaktım'ın 6'ncı bölümünde; Rutkay'a 'senden boşanacağım' diyen Fidan, Yasemin ve Toprak'ın da desteğiyle kararlı adımlarla yeni hayatına ilerler. Fidan'ın beklenmedik çıkışıyla dünyası altüst olan Rutkay öfkeden deliye dönerek kendine zarar verir. Oğlunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Neriman, Toprak'ın annesinin evine sığınan Fidan'ı konağa dönmesi için ziyaret eder. Kızının bir kardeşi olduğu gerçeğini kabullenmeye çalışan Yasemin, Mert'in kaybolmasıyla Toprak'tan yardım ister ve hayatının şokuyla karşı karşıya kalır. Rutkay'ın atakları devam ederken Fidan kendini en çaresiz hissettiği anda hayati bir karar verir.