Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güncel MSB, Anıtkabir'in tarihi fotoğraflarını paylaştı | Son dakika haberleri
        1

        Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 86. yılında, Bakanlığa bağlı Harita Genel Müdürlüğü arşivinden Anıtkabir'in 1945, 1952, 1976 ve 2024 yıllarında havadan çekilmiş fotoğraflarını paylaştı.

        2

        Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, tarihi fotoğrafların yanı sıra, "Cumhuriyetimizin kurucusu, Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz." ifadesine de yer verildi.

        3

        Anıtkabir'in inşaat halindeki fotoğrafların yer aldığı paylaşımda dikkat çeken ayrıntılar göze çarptı. İşte Anıtkabir'in tarihinden öne çıkanlar...

        Anıtkabir yapılmadan önce rasat istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepe'nin ismi Rasattepe idi.

        Bu tepede, M.Ö 12. yüzyılda Anadolu'da devlet kuran Frig uygarlığına ait tümülüsler (mezar yapıları) bulunmaktaydı. Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik kazılar yapıldı. Bu tümülüslerden çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir.

        ANITKABİR'İN İNŞAASI

        Anıtkabir projesinin belirlenmesinden sonra, inşaatın başlayabilmesi için ilk aşamada kamulaştırılma çalışmalarına başlandı. Anıtkabir'in inşaatı ise 9 Ekim 1944'de görkemli bir temel atma töreni ile başladı. Anıtkabir'in inşası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak yapılmıştır.

        Birinci Kısım İnşaat: 1944-1945

        Toprak seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944'te başlamış ve 1945'te tamamlanmıştır.

        İkinci Kısım İnşaat: 1945-1950

        Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaat 29 Eylül 1945'te başlamış, 8 Ağustos 1950'de tamamlanmıştır. Bu aşamada inşaatın kâgir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması göz önünde tutularak, anıt kütlesinin "temel projesinin" hazırlanması kararlaştırılmıştır. 1947 yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve izolasyonu tamamlanmış ve her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmiştir.

        Giriş kuleleri ile yol düzeninin önemli bir kısmı, fidanlık tesisi, ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlanmıştır.

        Üçüncü Kısım İnşaat: 1950

        Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta çıkan yollar, aslanlı yol, tören meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamaklarının yapılması, lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerinin yapılmasını kapsıyordu.

        Dördüncü Kısım İnşaat: 1950-1953

        Anıtkabir'in 4. kısım inşaatı ise şeref holü döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü kısım inşaat 20 Kasım 1950'de başlamış ve 1 Eylül 1953'te bitirilmiştir.

        "Anıtkabir Projesi"nde mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm vardı. 4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, şeref holünün 28 m.lik yüksekliğinin azaltılması ile yapının daha çabuk bitirilmesinin mümkün olup olmadığını mimarlara sordu.

        Mimarlar yaptıkları çalışmalar sonunda şeref holünü taş bir tonoz yerine, bir betonarme tavan ile örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler. Böylece tonoz yapının zemine vereceği ağırlık ve bunun doğuracağı teknik mahzurlar da ortadan kalkıyordu.

        Anıtkabir yapımında beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay işlenebilen gözenekli, çeşitli renklerde traverten, mozole içi kaplamalarında ise mermer kullanılmıştır.

        Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı İlçesi'nden, kulenin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköy'den getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Çankırı Eskipazar'dan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında kullanılmıştır.

        Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve siyah mermerler Çanakkale, Hatay ve Adana'dan, şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan kaplan postu Afyon'dan, yeşil renk mermer Bilecik'ten getirilmiştir. 40 ton ağırlığındaki yekpare lahit taşı Adana'nın Osmaniye İlçesi'nden, lahitin yan duvarlarını kaplayan beyaz mermer ise Afyon'dan getirilmiştir.

        4

        ANITKABİR'İN MİMARİ ÖZELLİKLERİ

        Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası, "II. Ulusal Mimarlık Dönemi" olarak adlandırılır. Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar yapılmıştır. Anıtkabir bu dönemin özelliklerini taşımaktadır.

        Bu dönem özellikleri ile birlikte Anıtkabir'de Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır.

        Örneğin dış cephelerde, duvarların çatı ile birleştiği yerde kuleleri dört yandan saran Selçuklu taş işçiliğinde testere dişi olarak adlandırılan bordür bulunmaktadır. Ayrıca Anıtkabir'in bazı yerlerinde (Mehmetçik Kulesi, Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve rozet denilen taş süslemeler Selçuklu ve Osmanlı sanatında da göze çarpmaktadır.

        Bütün bu özellikleriyle yapıldığı dönemin en iyi örneklerinden biri olan Anıtkabir yaklaşık 750.000 metrekara lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır.

        5

        750 bin metrekarelik alanda yer alan Atatürk'ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir'in 120 bin metrekaresini anıt bloğu oluştururken geri kalan kısmında Barış Parkı bulunuyor.

        Anıtkabir'e Anadolu Meydanı tarafından girildiğinde ziyaretçileri kadın ve erkek heykel grupları karşılıyor. İstiklal Kulesi'nin önündeki ulusal kıyafetler giymiş üç kadın heykeli ile Hürriyet Kulesi önündeki üç erkek heykeli ayrı anlamlar taşıyor.

        6

        Anıtkabir'de simetrik yerleştirilen on kule, yapı bakımından aynı özellikleri barındırıyor. Üzeri piramit şeklinde çatılarla örtülü kulelerde Türk çadırlarında görülen tunç mızrak ucu bulunuyor. Tavanlarında Türk kilim desenlerinden alınan geometrik süslemeler, iç duvarlarında kulenin adıyla ilgili bir kompozisyon ve Atatürk'ün sözleri yer alıyor.

        7

        Ziyaretçiler Atatürk'ün mozolesine çıkmadan önce 262 metre uzunluğundaki Aslanlı Yol'dan geçiyor.

        Yol, aralarında 5'er santimetre boşluk bulunan asimetrik döşenmiş taşlardan oluşuyor. Yolun asimetrik taşlarla döşenmesinin amacının, ziyaretçilerin yere bakarak yürümesini ve Atatürk'ün mozolesine başları önde eğik, saygıyla çıkmalarını sağlamak olarak belirtiliyor.

        Yolun iki tarafına dikilen Virginia ardıçları ise şehrin görüntüsünü kapatıp gelenleri ziyarete hazırlıyor. Yoldaki 24 aslan, 24 Türk Oğuz boyunu simgeliyor. Türk tarihinde güç ve temsili simgeleyen aslanların oturur durumda tasvir edilmesi ise Türk milletinin barışa verdiği önemi gösteriyor.

        8

        Ziyaretçileri Aslanlı Yol'un sonunda 15 bin kişi kapasiteli tören meydanı karşılıyor. Zeminde 373 halı ve kilim motif süsü bulunuyor. Anıtkabir'in Çankaya girişinde ise 33 metre 53 santim uzunluğunda bayrak direği yer alıyor. Direk 1946'da ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Nazmi Cemal tarafından hediye edildi.

        9

        Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı kayıtlarında ABD'den Anıtkabir için bayrak direği gönderen Nazmi Cemal'in mektupları da yer alıyor. Nazmi Cemal mektuplarında şu ifadeleri kullanıyor:

        "Atatürk'e karşı pek derin bir sevgi ve saygıyla bağlı bulunduğumdan yapılmasına başlanılan Atamızın mübarek kabrine rekz edilmesi için üstat ve mahir mühendislerim tarafından imalathanemde hususi bir surette yaptırdığım sancak direğini hiçbir maksat beklemeksizin sırf bir hizmet iştiyakıyla bir hediye olmak üzere bütün masarifatı ve sigortası tarafımdan verilmek şartıyla anavatana göndermek azmindeyim. Bütün teferruatıyla bu sancak direğinin emsali Avrupa'nın bilaistisna hiçbir tarafında mevcut değildir. Büyük Atamızın şerefine dünyadaki ulu şöhretine layık bir tarzda ve tensip ettiğiniz vech üzere imal edilmektedir. Hediyemin kabulünden dolayı hissettiğim sevincimi tariften acizim."

        10

        ODTÜ tarafından hazırlanan raporda, aradan geçen yılların ardından meteorolojik nedenlerle direğin yıprandığı belirtildi. Bunun üzerine direk orijinaline göre hazırlanan yenisiyle 2013'te düzenlenen törenle değiştirildi.

        Atatürk'ün mozolesine ise 42 basamaklı merdivenlerden çıkarak ulaşılıyor. Merdivenlerin ortasında Hitabet Kürsüsü bulunurken mozolenin girişinde Şeref Holü yer alıyor. Holün zemini Adana ve Hatay'dan, duvarlar ise Afyonkarahisar ve Bilecik'ten getirilen mermerlerle kaplı. 27 kirişten oluşan tavanda ise halı ve kilim desenlerinden oluşan altın yaldızlı mozaik süsler dikkati çekiyor. Holün sonunda Atatürk'ün sembolik lahdi bulunuyor. Buradaki lahit taşı 40 ton ağırlığında Osmaniye'den getirilen tek parça mermerden oluşuyor.

        11

        Anıtkabir'de Misak-ı Milli Kulesi'nden girilen Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi de bulunuyor.

        Dört ana bölümden oluşan müzenin ilk bölümünde Atatürk'ün kullandığı ve yabancı devlet adamlarınca hediye edilen eşyalar, ikinci bölümünde Çanakkale, Sakarya muharebeleri ile Büyük Taarruz'un anlatıldığı panoramalar ve galeriler yer alıyor. Müzenin son bölümünde ise Atatürk'ün kitaplarından 3 bin 123'ü sergileniyor.

        Galeri alanında Atatürk'ün mezar odası da bulunuyor. Lahit taşının tam altına denk gelen bu odada büyük önder Atatürk'ün mezarı yer alıyor. Selçuklu ve Osmanlı mimarisi tarzında sekizgen planlı olarak yapılan mezar odasına sadece özel izinle girilebiliyor. Odanın görüntüsü ziyaret saatlerinde kameralarla kapının önündeki televizyonda gösteriliyor.

        12

        Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de vefatının ardından dönemin hükümetince bir anıt mezarın yapılması kararlaştırıldı. Bununla ilgili en büyük soru işareti ise anıtın yeri oldu. Anıt mezar için Başbakanlık bünyesinde yer tespit komisyonu kuruldu. Komisyon yerli ve yabancı mimarlara Anıtkabir'in nerede yapılması gerektiğine yönelik sorular sordu, incelemelerde bulundu. Çalışmalar sırasında Anıtkabir için Ankara Kalesi, Gençlik Parkı, Çankaya, Gazi Orman Çiftliği'nin isimleri ön plana çıktı. Daha sonra yapılan çalışmaların sonucunda şimdiki adı Anıttepe olan, Rasattepe'ye yapılması fikri kabul edildi.

        13

        Yer tespitiyle ilgili sorunun çözümünün ardından uygulanacak proje ile ilgili uluslararası yarışma düzenlendi. İlk önce sadece yabancı mimarların katılması planlanan yarışma daha sonra gelen tepkilerin ardından yerli mimarlara da açıldı. Açılan serbest yarışmaya 49 proje sunuldu.

        Bakanlar Kurulu, Profesör Emin Onat ile Doçent Orhan Arda'nın 25 numaralı projesinin tadilattan geçirilerek uygulanmasına karar verdi. Hükümetin kararı yayımlanan tebliğle açıklandı. Yapılan düzenlemeler sonunda 9 Ekim 1944'te düzenlenen törenle Türkiye'nin sembol mekanlarından Anıtkabir'in temeli atıldı. Çeşitli nedenlerle uzayan yapım süreci ve projedeki değişikliklerin ardından 1 Eylül 1953'te Anıtkabir'in inşası tamamlandı.

        Büyük Önder'in ebedi istirahatgahı 70 yıldır, her gün yerli ve yabancılar tarafından ziyaret ediliyor.

        14

        Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılının kutlandığı 29 Ekim günü Anıtkabir, 1 milyon 182 bin 425 ziyaretçiyi ağırlayarak, bir rekor kırdı.

        Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabir

        10 Kasım 1938'de Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yuman Atatürk’ün naaşı, 16 Kasım'da Dolmabahçe Sarayı tören salonunda katafalka konuldu.

        15

        19 Kasım günü cenaze büyük bir kalabalık tarafından Yavuz Zırhlısı ile İzmit’e oradan da aynı günün akşamı tüm yurt gezilerinde kullandığı tren ile Ankara'ya uğurlandı.

        20 Kasım'da Ankara'da devlet erkanı tarafından karşılanan cenaze TBMM önünde katafalka konuldu. 21 Kasım 1938 günü çok büyük bir cenaze töreniyle Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konulan Atatürk'ün naaşı, ebedi istirahatgahı Anıtkabir'e taşındığı 10 Kasım 1953'e kadar burada kaldı.